Basında Futbol Haberleri (TEK BAŞLIK)

[OutKast]

Önce BEŞİKTAŞ Sonra SAĞLIK


Hafta başında bir operasyon geçiren teknik direktör Mustafa Denizli, dün sabah saatlerinde hastaneden taburcu edildi. Deneyimli teknik adamın dinlenmeye ihtiyacı olduğunu hem doktorlar hem de yakınları defalarca söyledi, ancak Denizli yine bildiğini okudu! Geçen sezon Beşiktaş’ın başında uykusuz geceler geçiren ve şampiyonluğun mimarı olan tecrübeli çalıştırıcı, dün de hastaneden çıkar çıkmaz evinin yerine Ümraniye’nin yolunu tuttu.

‘Sizlere güveniyorum’
Milli takımlarda uzun yıllar birlikte çalıştığı yazarımız Can Çobanoğlu’nun da ziyaretinde bulunduğu Denizli, hastaneden çıkar çıkmaz hemen rotayı belirledi: Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri... Kampta bulunan oyuncularıyla bir görüşmede bulunan tecrübeli çalıştıcı kısa bir toplantı düzenledi ve öğrencilerine şu mesajı verdi: Sizlere sonuna kadar güveniyorum. Ayrı olmamız bir şeyi değiştirmez. Galibiyeti evden izleyeceğim... Bu açıklama sonrasında oyuncular da Denizli’ye zafer sözü verdiler. Tecrübeli çalıştırıcının, zorlu mücadeleyi evinde takip ettiği ve pazartesi gününden itibaren takımın başında olacağı açıklandı.

[OutKast]

4 Golde Yetmedi


Beşiktaş için dünkü karşılaşma büyük önem taşıyordu... Teknik direktör Mustafa Denizli’den yoksun sahaya çıkan Kartallar, puan yitirmeleri halinde zirve yarışında ağır yara alacaktı. Ayrıca bir de yönetim ile taraftar arasındaki gerginlik, maçın daha kritik bir havada oynanmasına neden oldu... Mücadele öncesinde, “Taraftar 15. dakikada stadı terkedecek” iddiaları asılsız çıktı, tribünler takımına destek verdi. Takım da tezahüratları boşa çıkarmadı ve Kara Kartallar ligin dişli ekiplerinden Gençlerbirliği’ni 4-1’lik sonuçla geçti.

Daha 6 gün oldu, ama...
Ancak takıma verilen destek, yönetim kurulunu kapsamıyordu... Daha 6 gün önce tekrar başkanlığa seçilen Yıldırım Demirören için ‘Yeter’ tezahüratları dinmek bilmedi. Maç öncesinde, devre arasında ve maç sonunda Demirören aleyhine protesto tezahüratları İnönü’de yankılandı.

[Cagla]

Beşiktaş Kulübü’nün aylık resmi yayın organı Beşiktaş dergisinin şubat sayısına kariyeriyle ilgili anılarını anlatan İbrahim Toraman, "Samimi olarak söylüyorum, ilk geldiğim yıl hariç, takıma her zaman çok büyük katkım olmuştur" dedi.

Siyah-beyazlı takıma 2004-05 sezonunda transfer olan tecrübeli oyuncu, "İlk sezonumda kampta sakatlık yaşamıştım ve çok gençtim. Süper Lig’de, (A) Milli Takım’da oynayarak Beşiktaş’a geldim, ama ne olursa olsun büyük takım futbolcusu olmak bambaşka. Açıkçası heyecanlıydım da... Acemi zamanlarımdı. Ondan sonra kesinlikle faydalı olduğumu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

İbrahim Toraman, Beşiktaş gibi bir camiada kaptan olmanın bambaşka bir şey olduğunu ve herkese nasip olmayacağını vurgulayarak, "Çok güzel bir duygu. İnsana onur veriyor. Önemli olan bunu taşıyabilmek, layık olabilmek" dedi.

Siyah-beyazlı oyuncu, kendisini Türk futboluna kazandıran en önemli ismin Samet Aybaba olduğunu ifade ederek, "O gelmeden önce hep kadrodaydım, ama oynama şansı bulamıyordum. Samet hoca, beni ilk ve ikinci hafta sonradan oyuna aldı. Üçüncü hafta direkt ilk 11’de başlattı" diye konuştu.

[Gokhan]

`BAŞKAN BİZİ UNUTTU`

Beşiktaşlı futbolcular, seçimden sonra yanlarına uğramayan Başkan Yıldırım Demirören’e sitemde bulundu, “Yeni yönetimle henüz tanışamadık bile... Maddi ve manevi destek bekliyoruz” dediler
Çok önemli bir dönemi geride bırakan Beşiktaş’ta seçim sonuçlandı, takım Gençlerbirliği gibi zorlu bir sınavdan başarıyla çıktı ama Başkan ve yönetim hâlâ futbol takımının yanına uğramadı. Bu konuda Yıldırım Demirören’e sitemde bulunan bazı siyah-beyazlı oyuncular, yeni ekibi yanlarında görmek istediklerini ifade ettiler.
Gençlerbirliği gibi önemli bir maç öncesi Demirören’in hem maddi, hem de manevi desteğine ihtiyaç duyduklarını söyleyen oyuncuların, “Başkan bizi unuttu galiba. Onu maç öncesinde tesislerde görmek isterdik. Bizimle bir toplantı yapması gerekliydi. Yeni yönetimler hâlâ tanışamadık” diye konuştukları öğrenildi.
Manevi açıdan uzun süredir Başkan Yıldırım Demirören’in desteğini alamayan futbolcuların, maddi konularda da sıkıntıları olduğu vurgulandı. Ligin ilk yarısındaki alacaklarının büyük bir bölümünü hâlâ alamayan futbolcuların bu nedenle sıkıntılı oldukları ifade edildi.
Beşiktaş Yönetimi’nin futbolculara, alacakları karşılık ileri vadeli senetler verdiği bildirildi. Üçüncü kez başkan seçilen Yıldırım Demirören’in de hafta içinde tesislere gelerek hem teknik heyetle, hem de futbolcularla bir toplantı yapacağı öğrenildi.

[Gokhan]

KARTAL İKİNCİ YARIDA AÇILDI

Ligin ilk yarısında gol sıkıntısı çeken ve bu sezon oynadığı 26 resmi maçta 22 gole ulaşan Beşiktaş, ikinci devrede açıldı.
Son olarak Gençlerbirliği’ni 4-1 mağlup eden siyah-beyazlılar, son üç karşılaşmada rakip fileleri 9 kez havalandırdı. Kartal, Ziraat Türkiye Kupası’nda Konya Şekerspor’u 4-2, Süper Lig’de de Antalyaspor’u 1-0 ve Gençlerbirliği’ni 4-1 ile geçti.

[Gokhan]

DENİZLİ`DE SIKINTI YOK

Beşiktaş’ta, yeniden yönetime giren Prof. Dr. Mete Düren, Teknik Direktör Mustafa Denizli’nin sağlık durumunda bir sıkıntı olmadığını söyledi.
Geçtiğimiz hafta damarlarına stent takılan siyah-beyazlı teknik adamın artık takımın başında olabileceğini söyleyen Düren, hocanın Gaziantepspor deplasmanına gitmekte de bir sakınca bulunmadığını dile getirdi.
Ligde üst üste aldıkları iki galibiyetle iki günlük tatili hak eden futbolcular, Gaziantepspor maçının hazırlıklarına bugün Denizli yönetimindeki idmanla başlayacak.

[Gokhan]

Beşiktaş'ta İzin Bitiyor


Turkcell Süper Lig'deki Gençlerbirliği galibiyetinin ardından 2 gün izin yapan Beşiktaşlı futbolcular, Gaziantepspor maçı hazırlıklarına yarın başlayacak.
BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde sabah saatlerinde toplanacak olan siyah-beyazlılar, saat 11.00'de haftanın ilk antrenmanına çıkacak.
Bu arada, geçen hafta başında operasyon geçiren ve cuma günü hastaneden taburcu olan teknik direktör Mustafa Denizli'nin de yarın takımının başında olması bekleniyor.

[Gokhan]

Beşiktaş'ta Gol Sorunu Çözüldü

Turkcell Süper Lig'de son olarak Gençlerbirliği'ni 4-1 yenen Beşiktaş, son 3 karşılaşmada hücumdaki sıkıntılarını giderdiğini gösterdi.


Sezon başından beri hücum hattında büyük sıkıntılar yaşayan ve az gol bulabilen siyah-beyazlı takım, son 3 resmi karşılaşmada rakip kalede bulduğu gollerle bu yöndeki sıkıntılarını çözdü.


Ligde uzun süredir gol noktalarında sıkıntı yaşayan Beşiktaş, son 3 maçta ise bu bölgede başarılı bir futbol sergiledi. Bu sezon Turkcell Süper Lig, UEFA Şampiyonlar Ligi ve Ziraat Türkiye Kupası olmak üzere 26 maçta sadece 22 gol atabilen siyah-beyazlı takım, son 3 karşılaşmada ise 9 gol sevinci yaşadı.


26 karşılaşmada 22 gol atarak 0,8 ortalama yakalayabilen ''Kara kartallar'', son 3 karşılaşmada ise 3 ortalama ile oynayarak hücum hattında ne kadar etkili olduklarını gösterdiler.


Son 3 maçında gol atma başarısı gösteren siyah-beyazlı takım, bu 3 mücadeleyi de kazanmasını bildi.


Beşiktaş, son 3 resmi karşılaşmasında Ziraat Türkiye Kupası'nda Konya Şekerspor'u 4-2, Turkcell Süper Lig'de de Antalyaspor'u 1-0 ve Gençlerbirliği'ni 4-1 yendi.


TABATA FAKTÖRÜ


Beşiktaş'ın hücum hattında etkisini artırmasında en büyük faktör özellikle Gençlerbirliği maçında mükemmel futbol oynayan Tabata'nın performansı oldu.
Delgado'nun yokluğunda transfer edilen, ancak futbolundan çok kendisi için ödenen para nedeniyle konu olan Brezilyalı futbolcu, Antalyaspor ve Gençlerbirliği karşılaşmalarındaki performansıyla siyah-beyazlı camiaya umut verdi.
Antalyaspor karşılaşmasındaki iyi oyunun ardından Gençlerbirliği karşısında takım arkadaşlarına etkili paslar veren Tabata, güzel bir gol atarak takımının hücum gücünü artırdı.


BOBO DURMUYOR


Siyah-beyazlı takımın gol noktalarındaki etkili oyununda Bobo'nun skorer kimliği de etkili oldu.


Ligin ilk dönemlerinde suskun kalan Brezilyalı futbolcu, son maçlarda üst üste golleriyle takımına hayat verdi. Antalyaspor ve Gençlerbirliği mücadelelerini boş geçmeyen siyah-beyazlı oyuncu, resmi karşılaşmalardaki gol sayısını ise 10'a çıkardı.


SİVOK DA ATTI


Ligin ilk yarısında iyi savunma yapan Beşiktaş'ta, hücum hattındaki gözle görülür yükseliş savunma oyuncularının performansıyla da ortaya çıktı.


Siyah-beyazlı takımın Çek oyuncusu Tomas Sivok, Gençlerbirliği maçında takımı adına bir gol kazandırırken, yanında oynayan İbrahim Toraman da zaman zaman gol aradı. Tecrübeli futbolcunun bir kafa vuruşunda top direkten döndü.

[Gokhan]

Toraman'dan İtiraf


Beşiktaş Kulübü'nün aylık resmi yayın organı Beşiktaş dergisinin şubat sayısına kariyeriyle ilgili anılarını anlatan İbrahim Toraman, ''Samimi olarak söylüyorum, ilk geldiğim yıl hariç, takıma her zaman çok büyük katkım olmuştur'' dedi.

Siyah-beyazlı takıma 2004-05 sezonunda transfer olan tecrübeli oyuncu, ''İlk sezonumda kampta sakatlık yaşamıştım ve çok gençtim. Süper Lig'de, (A) Milli Takım'da oynayarak Beşiktaş'a geldim, ama ne olursa olsun büyük takım futbolcusu olmak bambaşka. Açıkçası heyecanlıydım da... Acemi zamanlarımdı. Ondan sonra kesinlikle faydalı olduğumu düşünüyorum'' ifadelerini kullandı.

İbrahim Toraman, Beşiktaş gibi bir camiada kaptan olmanın bambaşka bir şey olduğunu ve herkese nasip olmayacağını vurgulayarak, ''Çok güzel bir duygu. İnsana onur veriyor. Önemli olan bunu taşıyabilmek, layık olabilmek'' dedi.

Siyah-beyazlı oyuncu, kendisini Türk futboluna kazandıran en önemli ismin Samet Aybaba olduğunu ifade ederek, ''O gelmeden önce hep kadrodaydım, ama oynama şansı bulamıyordum. Samet hoca, beni ilk ve ikinci hafta sonradan oyuna aldı. Üçüncü hafta direkt ilk 11'de başlattı'' diye konuştu.

[Gokhan]

"Birbirimizi Tamamlıyoruz"

Beşiktaş Kulübü'nün aylık resmi yayın organı Beşiktaş dergisinin şubat sayısına birlikte röportaj veren Sivok ile Ferrari, uzun süre yan yana oynayarak birbirlerini tamamladıklarını ve açıklarını kapamayı öğrendiklerini anlattılar.

Siyah-beyazlı takımın Çek oyuncusu Sivok, antrenmanlarda ve sonrasında kendi aralarında konuştuklarını, kimi zaman hiç konuşmadan anlaşabildiklerini ve kimin nerede, neyi idare edeceğini aralarında hissettiklerini dile getirdi. Özellikle sezon başından beri takımın orta saha bloğunun çok güçlü olduğunu kaydeden Çek oyuncu, şunları kaydetti:

''Rakipler orta sahanın ortasından geldiklerinde iki çok güçlü, savunmaya yönelik Ernst ve Fink gibi oyuncularımız var. Sahayı çok güzel kapatıp rakibin oyun kurmasını bu şekilde engelleyebiliyoruz. Takım olarak iyi bir oyun kurgumuz var ve iyi savunma yapıyoruz. Ancak orta bloğumuzun, yani ön libero ve stoperlerimizin çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Kalecilerimizi de unutmamamız lazım. Birkaç maçımızı onlar sayesinde kazandık.''

Siyah-beyazlı futbolcu, aynı mevkide oynadığı Ferrari'nin en çok taktik disiplinini beğendiğini dile getirdi.

İki oyuncunun bir arada oynamasının her iki futbolcuya da çok şey kattığını kaydeden Sivok, ''Ferrari, Serie A'nın büyük takımlarında oynamış ve benden 3-4 yaş büyük bir oyuncu. Mücadeleye girme şeklini takdir ediyorum. Taktik olarak da ondan çok şey öğreniyorum. Diğer aldığım şeyleri ilerleyen zamanlarda göreceğim. Futbolumun geliştiğini sürekli bana söylüyorlar'' ifadelerini kullandı.

Sivok, teknik direktörleri Mustafa Denizli'nin katkıları konusundaki soruyu ise ''İki senedir takımın ne kadar az gol yediğini ve ne kadar iyi savunma yaptığını zaten istatistik olarak görüyoruz. Beşiktaş'ın takım savunmasının geliştiğini söyleyebiliriz. Bizden önceki dönemde savunmada açıklar olduğu söylenirken, şu anda gayet iyi savunma yapan bir takım olarak anılıyoruz. Bu da hocamızın katkısıdır'' diye yanıtladı.

Turkcell Süper Lig'de başarılı ve teknik kapasiteleri yüksek Türk forvetlerinin olduğunu vurgulayan siyah-beyazlı oyuncu, ''Burada onlara karşı oynamak çok kolay değil. Üstüne üstlük Türk takımları taktik olarak savunmayı çok sevmedikleri için stoperler, bu kaliteli hücum oyuncularıyla çok sık birebir kalıyorlar. Bu da işimizi zorlaştırıyor'' diye görüşlerini aktardı.

Sivok, şu ana kadar karşı karşıya oynadığında kendisini en çok heyecanlandıran futbolculardan birinin vatandaşı, Galatasaraylı futbolcu Milan Baros olduğunu, bunun yanında İtalyan oyuncu Antonio Di Natale'nin de karşı karşıya oynamak istemeyeceği kişilerden biri olduğunu dile getirdi.

Takımda çok başarılı iki kaleci olduğunu hatırlatan Çek oyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Biz de nispeten Rüştü ve Hakan ile oynamaya alışmıştık. İkisiyle oynamaya alışmışken, iyi ve kaliteli bir oyuncu olmasına rağmen, çok fazla maçta yer almadığı için tecrübe eksiği olan Korcan kaleye geçti. Dolayısıyla sudan çıkmış balığa döndü. Genç bir oyuncu için şu anda büyük takımın kalesine geçmek hiç kolay değil. Heyecanlandı ve kimi hatalar yaptı. Son derece normal bir durum. Sabırlı davranmak lazım, ama büyük takımlarda bunu çoğu zaman göremiyoruz.''

Tomas Sivok, kaliteli ve iyi oyunculardan kurulu bir takım olduklarını, ancak artık kaliteli oyunculardan daha fazlasına ihtiyaç olduğunu ve bunu gerçekleştirdikleri takdirde şampiyon olabileceklerini sözlerine ekledi.

FERRARİ: ''BİRBİRİMİZİ ÇOK İYİ TANIYORUZ''

Sivok ile yan yana oynayan İtalyan futbolcu Matteo Ferrari ise Çek oyuncuyla şu ana kadar birlikte çok fazla maç yaptıklarını, antrenmanlarda da beraber oldukları için birbirlerini çok iyi tanıdıklarını söyledi.

Çok fazla beraber oynamaları nedeniyle kimin nerede hata yapabileceği konusunda hazırlıklı olduklarını vurgulayan İtalyan oyuncu, ''Her seferinde birbirimizi tamamlıyoruz. Onun olmayacağını bildiğim yerde ben varım, benim olmayacağımı bildiği yerde Sivok var. Az gol yememizi sadece defans hattıyla açıklamak doğru olmaz. Sivok ile birlikte iyi oynamış olabiliriz, ama biz bunu takım olarak çok iyi yaptık. Defans oyuncuları olarak bazı şeyleri doğru yaptık, ama bunun sadece defansın başarısı olarak görülmesini doğru bulmuyorum'' diye görüş belirtti.

Tecrübeli futbolcu, Sivok'un çok dikkatli bir oyuncu olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

''Nerede durması gerektiğini iyi biliyor. Arkadaşlarıyla iyi bir iletişimi var ve o saha içinde sahanın kontrolünü çok çok iyi yapıyor. Bir defans oyuncusunun hem orta saha oyuncusundan, hem de forvetten çok daha dikkatli olması lazım. Sivok'un bu yönünü çok seviyorum. Takıma ve karşıdaki oyuncuya çok iyi konsantre oluyor. Onu çok başarılı buluyorum. Bu konuda bana çok yardımcı oluyor. Zaman geliyor belki ben tam konsantre olamıyorum. Anlık konsantrasyon kaybım olabiliyor. O an Sivok beni çağırıyor ve benimle konuşarak tekrar oyuna dönmemi, konsantre olmamı sağlıyor.''

Bir takımın gol yediği zaman sadece defans oyuncularından dolayı bunun olmayacağını vurgulayan Ferrari, ''Takımın yaptığı hatadan ya da takımın bir eksikliğinden dolayı gol yenir. Hep beraber gol atılır, hep beraber gol yenir. Hocamız pratikten daha çok defansı kafamıza yerleştiriyor. Takım halinde defans yapmamız konusunda, her kişinin neler yapması gerektiğini tek tek anlattığı için Mustafa Denizli'nin çok büyük katkısı var'' ifadelerini kullandı.

Uzun süredir futbolun içinde yer alan bir oyuncu olarak birçok forvetle karşı karşıya mücadele ettiğini vurgulayan siyah-beyazlı futbolcu, ''Aklıma ilk gelen Zlatan İbrahimoviç. Onunla bir düelloda gibi oynuyorduk ve çok zevkli oluyordu. Fiziki olarak bana denk olan futbolcularla oynamayı çok seviyorum. Mesela Adriano'' diye konuştu.

Ferrari, ilk yarıda özellikle kaleciler konusunda çok şansızlıklar yaşadıklarını hatırlatarak, ''Korcan için çok üzüldüm. Gerçekten çok iyi ve gelecek vaat eden bir kaleci. Daha önce oynamadığı ve adapte olamadığı için birkaç maç şansızlık yaşadı. Çok iyi bir genç kardeşimiz. Antrenmanlarda da çok iyi performans sergiliyor'' dedi.

Ziraat Türkiye Kupası'ndan elenmelerine değinen tecrübeli oyuncu, ''Ben de oynasaydım pek bir şeyin değişeceğini sanmıyorum. Çok kötü bir dönem geçirdik ve istediğimiz çizgiyi yakalayamadık. O yüzden kötü sonuçlar aldık. Sonuçta futbol bir takım oyunudur ve takım halinde kazanır veya kaybedersiniz'' diye görüşlerini aktardı.

UEFA Şampiyonlar Ligi ve Ziraat Türkiye Kupası'ndan elenmeleri sonrası ellerinde sadece Turkcell Süper Lig'in kaldığına dikkati çeken Ferrari, burada başarıya ulaşmak için savaşmak zorunda olduklarını dile getirdi.