Seydişehir Alüminyum tesislerinin kapasitesini artırabilecek rezerv olmasına karşın yıllardır bu alanda yapılması gereken daha az enerji tüketen ileri teknoloji yatırımların yapılmaması nedeniyle her geçen gün alüminyum ürünlerinde dışa bağımlılık artmaktadır. Türkiye’nin Bakır, Çinko, Kurşun rezervleri (Metal Cu, Zn, Pb) sırasıyla, 2.28, 2.29 ve 0.86 Milyon ton düzeyinde olup yeterince aranmamıştır. Ülkemizde bakır-çinko-kurşun üretimi özel ve kamu sektörünce yapılmakta özellikle kamu bakır madenciliği farklı farklı kurumlarca yürütülmektedir. Bu sektörde de gerekli rezerv geliştirme çalışmaları ile teknolojik yatırımların yapılmaması nedeniyle işletilebilir rezervler tükenmek üzeredir. Ayrıca bir çok işletme ekonomik tenörün altında çalışmaktadır. Özelleştirme sonucu İranlılara satılan Çinkur gerekli konsantreyi yurt dışından getirmiş, bölgedeki madencilerden cevher satın almamıştır. Bunun sonucu olarak da Kayseri Bölgesinde kurşun-çinko cevheri işletmeleri kapanmıştır. Şimdi de Çinkur’un kendisi kapanma durumundadır ve bugün çinko üretimi durmuştur. Madencilik Sektörü fiyat dalgalanmalarına ve işletme risklerine çok duyarlı bir sektör olup sadece özelleştirme ile maden işletmeleri verimli hale gelmez ve bu nedenle de küçültülmüş şirketlerin uluslar arası piyasalarda yaşayabilmesi mümkün değildir. Geniş ürün çeşidi olan, bu kapsamda makine ve teçhizatı ile personelinin hareket esnekliğine sahip, alternatif piyasalar yaratabilen, meslek içi eğitim programları uygulayabilen, aramadan-pazarlamaya kadar AR-GE yatırımlarına kaynak yaratabilen büyük madencilik şirketleri uzun süre varlıklarını sürdürebilmektedir. Ancak, özel sektör madenciliği, güçlü kamu madenciliğinin güvencesi altında istikrarlı üretim yapabilir. Bu kapsamda, Etibank, TKİ ve TTK’nın küçültülerek özelleştirilmesinin ve/veya kapatılmasının ne özel sektöre ne de ülke madenciliğine bir faydası olabilir. Bu nedenle, biz Maden Mühendisleri Odası olarak, hangi işletmelerin geliştirileceği hangilerinin kapanacağını veya tatil edileceği ile hangi yatırım ve işletme modellerinin uygulanacağına ilişkin sağlıklı politikaların oluşturulabilmesinin ancak öncelikle “Kamu Madencilik Kuruluşlarının Özerkleştirilmesi” ve her bir özerk kurumun kendi yapısına ve faaliyet alanına göre kendi politikalarını oluşturması ile mümkün olabileceğine inanmaktayız ve bu gerçek göz ardı edilerek Madencilik Sektörü bir Et-Balık Kurumunun veya herhangi bir bankanın özelleştirilmesi ile karıştırılmaması gerektiğine inanmaktayız. |