kombineden taraftar olmaz..!!! Beşiktaş hem Türkiye’de hem Avrupa’da tel tel dökülüyor ama, Beşiktaş taraftarı UEFA tarafından “en iyi taraftar” seçildi... Niye biliyor musunuz? “Bir gün kıyamet kopar, çöker karanlık / Allah bizi affetmez, çok günah aldık / sevenler ayrılmaz, biz bir plan yaptık / tüm Çarşı cehennemden kombine aldık!” Bundan. “Kombine” işin sırrı. Fenerbahçe şahane stad yaptı, haliyle kombine patladı, 25 bin civarında kombine bilet sattı. Kombine dediğin, 3-4 bin lira toplu para... Parası olan, aldı... Eşine aldı, çocuğuna da aldı. Dikkat ederseniz, tarihi boyunca bu kadar kadın ve çocuk olmadı Fener tribünlerinde. Aynı şekilde Galatasaray... Kombineye ağırlık verdi, pazarlamaya yüklendi, biz daha çok satmalıyız diye teşvik etti, yanlış bilmiyorsam 12 bin kadar sattı... Stadın yarısı. Kimdir kombine seyircisi? İstisnalar var mutlaka ama, genellikle “ağır başlı” ve “amatör” seyirci... Maça 10 dakka kala gelir, tiyatro seyreder gibi seyreder, tezahürata pek katılmaz, bağırmaya üşenir. Toplu para verdiği için de, doğal olarak en faça yerlere, sahaya hakim koltuklara kurulur. O nedenle, Fenerbahçe’nin ve Galatasaray’ın, hem Süperlig hem UEFA maçlarında, senkronize tezahürattan çok, gürültü oluyor artık... Kontrolsüz, işe yaramayan gürültü. Peki, Beşiktaş? Kapalının altı üstü, komple Çarşı... Belki kombine alacak paraları yok ama, hem kötü futbola rağmen 90 dakika susmayan ciğerleri var, hem de kapalıyı kimseye kaptırmayacak yürekleri. Zaten aslına bakarsanız, boşuna “halkın takımı” denmiyor Beşiktaş’a... Halkta para olmadığı için, 32 bin kişilik stadın sadece 8 bini kombine satıldı. Özetle. Beşiktaş, sahadaki ağır hüsrana rağmen, kombinesiz taraftarı sayesinde UEFA’nın “liste başı tribünü” olurken... Fenerbahçe ve Galatasaray, yıllardır oynamadıkları kadar güzel futbol oynamalarına rağmen, kombine yüzünden tribün güzelliğini kaybetti maalesef. “İnönü tribünleri” UEFA tarafından resmen tescillenmişken, lütfen kimse çıkıp, “Ali Sami Yen Cehennemi” veya “Kadıköy cehennemi” filan diye atıp tutmasın artık. *********** Çarşı’ya önerim... Müthiş bir tezahürat: “Kartal gol gol gol...” Bitmiyor, tükenmiyor. Ama... Hücum tezahüratı bu. Ya defans? Sadece ıslıkla oluyor mu? Olmuyor... NBA maçlarını takip edenler bilir... Top rakibe geçtiği anda, ev sahibi tribünler başlar bağırmaya “defence, defence, defence...” Yani? Defans, defans, defans... Çünkü, kazanacaksın, olmadı kaybetmeyeceksin... İyi hücum etmişsin, kaybetmişsin, kime ne faydası var? Bu nedenle, Türkiye’de hiç önemsenmez ama, Amerikalıların bulduğu yöntem doğru... Hücum ederken takımı ateşlediğin gibi, defans yaparken de takımı ateşlemen lazım. “Defans, defans, defans” Amerikan jargonunda sporculara mücadele azmi veren bir nakarat olabilir... Bizde olmaz... Bizde olursa nasıl olur? İşte onu da, bulursa anca Çarşı bulur. YILMAZ ÖZDİL / FANATİK |
bence çok güzel yazı |
Bazı konularda haklı olabilir ama kombineden taraftar olmaz lafına katılmıyorum. |
kombine taraftarı diyerek genellenmesi yanlış ama bahsettiği şekilde taraftar modeli de yok değil. defanstayken takımı ateşlemekmi yoksa rakip üzerinde baskı kurmakmı daha iyi bi yol tartışılır. yazı için teşkkrler |
Tabiki genellenemez ama büyük bir bölümü böyle fenevbahçe taraftarına atıfta bulunmuş... |
Bizim zaten kemik bir taraftar topluluğumuz var takım iyi de oynasa kötü de oynasa aynı kişiler aynı yerlerindeler. Kombineden taraftar olmaz falan demiş bazı yerlerde saçmalamış. |
süper bir yazı...! |
Türkiye`de Saat: 14:03 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2