Oftaş ve B.Şehir şampiyon olmasın Oftaş ve B.Şehir şampiyon olmasın Şöyle geriye doğru gidelim; Beşiktaş, Galatasaray ve Bursaspor takımlarının amatörleri oynadıkları kulvarda şampiyon oldular. Yani birinci lige çıkmayı hak ettiler? O dönem futbol federasyonu beklenilmeyen bu olayın önünü kesmek için, "Aynı iki takım bir ligde oynayamaz" dediler. Mantık doğruydu. Yani iki tane Beşiktaş aynı lig de nasıl oynayacaktı?. Şimdi o noktaya gelindi. Bakınız; 1 - Gençlerbirliği'nin sponsorluğunu yaptığı, oyuncu desteği verdiği Oftaş takımı birinci lige geliyor. 2 - İstanbul Büyükşehir Belediye'nin takımı da şampiyonluğu bir ucundan yakaladı. Gelinen bu nokta da eşitlik ilkesi yok edildi.Yanisi şudur; Seyircisi olmayan kurum takımları korunurken, kent takımlarının önü tıkandı. Yaninin yanisi de şudur: Ticaretleşen futbol da reytingin, tirajın ve arkanda seyircin yoksa sıfırsın. (Şu an Malatya, Diyarbakır hatta Karşıyaka varken bu iki takımın lig de işi ne?.) Peki ne olacak şimdi? Anadolu takımları, yani arkasında on binlerce taraftarı olan kent takımları bir gün gelecek futbola arkasını dönecekler. Zaten şimdiden Elazığ, Yozgat, Ordu, Erzurum, Van gibi kentlerin futbola ilgisi sıfır noktaya geldi. Gelinen noktada Türk futbolu kimsenin umurunda değil.. Önemli olan Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'ye bir şey olmasın |
Ladies Of Beşiktaş! Bugün tribünlerde bayanlar varsa bunun kahramanı Sevgili Musa Çözen'dir. Tribünlerdeki çirkinlikleri çoğu kez görmezliğe gelen sevgili Çözen ne kadar güzellik varsa hepsini ekranlara taşıdı. Sonuç mükemmel. Bugün Beşiktaş tribünlerindeki bayanlar kendi aralarında örgütlendiler. İsimlerini de "Ladies Of Beşiktaş" yaparak hoş bir espri yapıtlar. Şuna inanıyorum: Tribünlerde bayanların sayısı çoğaldıkça, çirkinlikler azalır 3430'a mesaj Atv'deki Santra programın da futbolcuların ellerinde pankartla sahaya çıkmasından etkilenip ben de; Lütfen!..3430'a bir mesaj atın (faturalı hatlardan SMS) dedim. Ertesi hafta Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı Süleyman Akbulut elinde bir teşekkür plaketi ile geldi ve "Senin bu çağrın sonucunda 10 tane akülü tekerlekli sandalye aldık" dedi. Bana şunu söyledi: Tekerlekli sandalyeyi verdiğimiz bir genç kızın tek isteği şu oldu: Yalnız başıma parka gitmek istiyorum! O duygu ile bir kez daha çağrı yaptım. Ertesi sabah 13 tane daha (Şu an toplam 23 oldu) tekerlekli sandalye alındığını duyunca müthiş keyif aldım. Benim bu çağrıma Milliyet'teki köşesinden destek veren seçkin dostum Ercan Güven'e binlerce teşekkür . Şunu öğrendim ki bir kelime bile bir hayatı değiştiriyor. NOT : Bu konuda Merkez Grubu'nun okul yardımı yaparak bu kurumlara büyük destek verdiğini o gün öğrendim. Harika!. |
Kravatsız da olmaz ki! Turist rehberi ve basketbol yazarı Bilgin Gökberk'i devletin televizyonu TRT'de futbol yorumcusu olarak izleyince, şöyle bir sarsıldım. Herhalde söyleyecek bir şeyleri var dedim. Benim itirazım şu oldu: Devletin televizyonuna bele bağlanan kazak ve tişörtle çıkılmaz. O çıkmaya devam etti. Sonrasında TRT " çıkma " dedi. Konu şu; Bilgin, Radyospor'da beni kastederek, umarım şimdi mutludur demiş. Benim kavgam kişilerle değil ki. Benim kavgam meslek ilkeleriyle. Bu konuda Hürriyet yönetmeni meslektaşım Ertugrul Özkök'e savaş açan ben, Bilgin'i mi eleştirmeyecekmişim!. Hadi canım sen de! Beşiktaş'ın iki delisi var Ahmet Çakar, O'nun için çok iyi dostumdur. Adı " Deli Celal'dir ..." dedi. Şu laf aklıma geldi. Hani Anadolu'da derler ya... Arkadaşını söyle bana, senin kim olduğunu söyleyeyim sana... Beşiktaş'ın kaptanı İbrahim Üzülmez'in de lakabı deli ya.(Yani Beşiktaş iki deliye emanet!) Celal Kolot, Beşiktaş'ı yöneten 18 kişiden biridir. Oturduğu koltuğu da bir milyon dolara almıştır. Neyin ne olduğu da artık önemini yitirmiştir. Benim tek merakım şudur: Kolot o bir milyon doları verdi mi, yoksa verecek mi? Vermediyse ve vermiyorum derse ne olur?. Olay budur efendim! Saracoğlu'nu derhal kapatın Okur diyor ki. Veysel İŞBİTİREN - İki kişinin bireysel kavgası sonucu üzücü bir olay yaşandı. İnönü'ye ölüm stadı denildi, 3 maç ceza verildi. Saraçoğlu'nda binlerce insan birbirine bıçakla saldırdı ikisi ağır 15 yaralı var. Açıkça soruyorum; Fener'i kollamak ve korumanın adı nedir? - Eleştirinizin cevabını siz veriyorsunuz. Açıkçası şudur: Fenerbahçe özel olarak kollanan ve korunan bir kulüp olmuştur. 15 kişi UEFA maçında yaralandı, Türk federasyonu bu işe karışamaz demek asla çözüm değildir. Yani suçlu nasıl cezasız kalır ki! NOT : Bu ciddi konuda vatandaş ve F.Bahçeli Ergun Babahan, susma hakkını kullanabilir. Ama gazeteci Ergun Bababahan'ın susma ve tepkisiz kalma hakkı asla yoktur? Bir hafta sonra bu konuda görüş bildirmenin de hiçbir değeri yoktur. |
1.ligi takip edenlereiniz varsa aramızda emin olun karşıyakımızın hakkı çok yendi hakemler neler yaptılar bizlere kaç maç cezalar yedik ama inanıyoruz ki 1 2 yıl içinde çıkcağız süperlige 2012 de bişeyler eolması dileğiyle... |
Türkiye`de Saat: 09:08 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2