Ekonomi için stat projesi şart Şeref Nasır 1955-60 lı yıllarda İstanbul’un yegane stadı İnönü’de bütün takım taraftarları maçları aynı tribünde bir arada izlerdi. Kapalı tribünün deniz tarafı Galatasaray’ın, orta kısmı Fenerbahçe’nin, gazhane tarafı ise Beşiktaş’ın taraftarlarına aitti. Kötü tezahürat yoktu, kavga çıkmazdı her taraftar kendi takımı lehine tezahürat yapardı. Kulüplerden kimse ücretsiz bilet almazdı ve kulüp ekonomileri de kötü değildi. Seyirciler futbolu bir eğlence olarak kabul ederlerdi, tekniğine, taktiğine kulüplerin yönetim biçimlerine pek takılmazlardı. Hele hele ekonomileri hiç alakadar etmezdi taraftarları. Maçtan sonra tek eğlenceleri yendikleri rakibin renklerini sardıkları tabutla İstiklal Caddesi’nde gezmeleri idi. Dış dünyayla pek alakaları yoktu. Televizyon Avrupa’dan naklen yayınlara başladığında artık maçlar sadece stada gelenlere değil ekran başındaki milyonlarca kitleye hitap etmeye başladı. Bu maçları izleyen seyirciler yavaş yavaş uzmanlaştılar. Türkiye’de oynana futbolu beğenmemeye başladılar. İşte o senelerde kısıtlıda olsa Avrupa’dan transferler başladı ve ok yaydan çıktı. Geçmiş yıllarda pek borcu olmayan kulüpler ödenen yüksek bedellerde ekonomik sıkıntıya düşmeye başladılar. 1984 yılında Beşiktaş’ı devralan Sn. Süleyman Seba’nın 16 senelik başkanlığı döneminde her şeyi ince eleyip, sık dokuduğundan başarılı yönettiği kulübünü borçsuz denecek bir şekilde Sn. Serdar Bilgili yönetimine devretti. Ama Ümraniye Tesisleri’nin arazisini, Fulya arazisini, İnönü stadını, Çilekli Tesisleri’ni ve Akatlar Kompleksi’ni kazandırarak ayrıldı. Gayrimenkul zenginiyiz diye beyanatlar veren yönetimlerin Sn. Seba’dan sonda ne kazandırdıkları bilançoda belli. Sn. Serdar Bilgili yönetimi borçsuz devraldığı kulübü kendi hesaplarına göre 16 milyon dolara 3 sene sonra Sn. Yıldırım Demirören’e terk etti. Kendisine tribünlerden edilen küfürden dolayı. Başarıları kulüpler elde ettikleri gelirleri maçlarını oynadıkları statlara yatırarak bu alanları çağdaş eğlence merkezleri haline getirip dünya markası olmuşlardır. Stadı yıkıp yeniden yapma kararını almasına rağmen bir senede dış sahalarda oynama fobisinden kurtulamayan Beşiktaş Yönetim Kurulu ileriye dönük neleri kaybettiklerini iyi hesap etmeleri lazım. |
Ben kesinlikle,12 ay yaşayan,üreten,modern yeni bir stadın yapılmasından yanayım.Bu Beşiktaşın seyirci profilini "esirgeyen,parasız fanatiklerden; müşteri tipinde fanatiklere dönüştürerektir.Hiç kimse merak etmesin sosyolojik açıdan incelendiğinde ,diğer küluplerinkinden farklı bir yapıya sahip beşiktaş taraftarının maddi profili değişsede sevgi ,takıma bağlılık ,destekleme gibi değerleri değişmeyecektir.Tabiiki "küçük olsun bizim olsun" düşüncesindeki küçük kafalılar itiraz edeceklerdir,Belediye,anıtlar kurulu vs. gibi yerlerdeki adamları ile engellemeler yapacaklardır.. Ancak,aklı selim beşiktaşlılar biliyorki,gerçek dünya kulübü olmanın ,olmazsa olmaz şartı; "12 ay yaşayan",modern ARENA tipi statdır. |
ben stattsn önce fulyanın yapılması taraftarıyım çünkü fulya büyük çoğunluğu kiraya verilerek büyük bir kazanç kapısı olacak |
Alıntı:
|
Türkiye`de Saat: 14:23 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2