![]() |
31 Yıl Sonra İnanılmaz Tesadüf Bugün Gazetesi Yazarı ve BJK eski Yöneticisi Murat Çelik, 31 sene sonra başına gelen inanılmaz tesadüfü köşesine taşıdı. Beşiktaşlılığın nesiller boyu nasıl farklı boyutlarda yaşandığını gösteren bu örnek dünyası Siyah - Beyaz olanları fazlasıyla etkileyecek... İşte Çelik'in dünkü yazısı. 31 YIL SONRA… “Sen babamdan kalan miras değil, evladıma olan borcumsun.” Bu cümle, Beşiktaş tribününü süsleyen pankartlardan birinin üstünde yazar yıllardır. Beşiktaşlı’nın; takımına, kulübüne, renklerine olan bakışını özetler. Bazılarına, hatta birçoklarına ‘abartılı’ ve ‘gerçek dışı’ gelebilecek boyuttaki bir sevginin, bir anlayışın dışa vurumudur bu cümle. Aynı “Siyah – Beyaz; Ölüm – Yaşam” pankartı gibi, gerçek manasıyla sadece Karakartal’a gönül verenlerin anlayabileceği, sadece Siyah – Beyaz’ı bir yaşam biçimi olarak algılayanların bilebileceği bir bakışın tezahürüdür bu slogan. Beşiktaş’ı babasından kalan bir miras değil, çocuğuna olan borcu olarak görenlerden biri de benim. Ve böyle hissederken… Geçen Cuma günü yaşadığım olay, bu duyguya sahip olanlar arasında ne kadar şanslı olduğumu da kanıtladı bana. Anlatayım… Cuma akşamı ailece İstanbul’daydık. Beş yaşına yeni basan oğlumu ilk defa ‘mabed’e götürecektim. Yavru Kartal Arda, daha annesinin karnındayken başlamıştı Beşiktaş maçlarına gitmeye ama BJK İnönü ile ilk randevusuydu bu. İki yaşından itibaren Ankara’daki Beşiktaş maçlarına gidiyordu fakat dedim ya, ‘Kartal Yuvası’nın yeri de, havası da ayrıydı. Formalar giyildi, ‘Konyaspor’ maçı için BJK İnönü’nün yolu tutuldu. Tam o sırada fark ettim ki; kader bana harika bir sürpriz hazırlamıştı ! Hemen babamı arayıp teyid ettim. Hafızam beni yanıltmıyordu. Aynı oğlum gibi ben de ilk kez beş yaşında gitmiştim Dolmabahçe’ye. Ama daha da çarpıcı olan, Mithatpaşa’nın tribününde ilk seyrettiğim maç Beşiktaş – Konya İdmanyurdu karşılaşmasıydı. Sene 1975’ti ve o zaman Konyaspor yoktu, Konya İdmanyurdu vardı. Ya 4 – 1 kazanmıştık, ya da 5 – 1, tam hatırlayamıyorum. Düşünsenize, babanızın sizi elinizden tutup ilk kez götürdüğü stada, aradan 31 sene geçtikten sonra oğlunuzu götürüyorsunuz. Aynı yaşta… Ve inanılmaz bir tesadüf, aynı takımla yapılan maça… Yıllardır içselleştirmiş olduğunuz, “Sen babamdan kalan miras değil, evladıma olan borcumsun” sloganını bu derece ‘gerçek’, bu denli ‘güzel’ yaşamak kaç kişiye nasip olabilir ki? Beşiktaş sevgisi ve ruhunun, ilahi bir güç tarafından ödüllendirilmesinden başka nasıl açıklanabilir ki bu durum? Allah’ın bildiğini sizden saklamayayım… Yaşadığım bu olay üzerine, tribünden gökyüzüne bakıp içimden şöyle geçirdim: “Teşekkürler Allah’ım… Herhalde sen de Beşiktaşlısın ! Ve tabii ben senin sevgili kullarından biriyim. Teşekkürler… Teşekkürler hayat.” karakartalız.biz ' den alıntıdır..... |
bizde evladımıza beşiktaşı miras bırakırız inşallah |
babadan oğula ve hatta gelecek nesillere. en büyük BEŞİKTAŞ |
nesilden nesile yayılacak sana olan sevgimiz BEŞİKTAŞIM |
Alıntı:
|
bnm çocuumda beşiktaşlı olacak, torunuma miras bırakacaktır bu şerefi. |
bu sevgi bitmeez beşitaşkım |
ben bunun inanılmaz bir tesadüf olarak görmüyorum daha güzel bir inanılmazlık olabilirdi |
beşiktaşlı olmak güzel şey.... |
çok güzel bir olay olmuş hakkatten..iyi ki beşiktaş sevgisi yüreğimizde.. |
Türkiye`de Saat: 23:38 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2