![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
![]() | #13 | ||
ยŦยк ![]() Üyelik tarihi: Jan 2007
Mesajlar: 11.262
Tecrübe Puanı: 42 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | Ömer Hayyam http://img504.imageshack.us/img504/2647/hayyam010sn.jpg (Nişabur, Horasan, İran, 18 Mart 1048 - Nişabur, 4 Aralık 1131), İran'lı matematikçi, astronom, şair ve filozof. Asıl adı "Giyaseddin Ebu'l Feth Ömer bin İbrahim"'dir. Farsça "çadır yapan insan" anlamına gelen "Hayyam" kelimesi çadırcı olan babasından gelmiştir. Hayatı Hayatı, gençlik yılları bilinmiyor.Hayyamın hayatına baktığımızda gençlik dönemine ilişkin çok az bilgi bildiğimizi ama eğitimini tamamladıktan ve Anadolu'yu gezdikten sonra Selçuklu sarayına girmiş olması ve astronomi bilgini olması ile sarayda yazılan bir çok kitapda imparatorluğun yıkılışına kadar adının geçtiği görülmektedir. Bugüne kadar gelen eserlerinden ve hayatıyla ilgili olayları anlatan bazı kitaplardan, mantık, felsefe, matematik ve astronomi konularında çalıştığı, bu alanlarda düzenli bir öğrenim gördüğü anlaşılmaktadır. Hayyam, zamanında daha çok bilgin olarak ün kazandı. İran'ın, Selçuklular yönetiminde olduğu bir çağda yetişen Hayyam, Horasan ülkesindeki büyük şehirleri, Belh, Buhara ve Merv gibi bilim merkezlerini gezdi, bir ara Bağdat'a da gitti. Zamanının hükümdarlarından, özellikle Selçuklu Sultanı Melikşah ve Karahanlılardan Şems-ül Mülk'ten büyük yakınlık gördü. Saraylarında, meclislerinde bulundu. Dönemin önemli isimleri olan Nizamülmülk ve Hassan Sabbah ile okul arkadaşı olduğu söylenir ama kronolojik olarak mümkün görünmemektir. Gerek Hayyam'ın zamanında, gerek sonraki çağlarda yazılan kaynaklarda çağının bütün bilgilerini edindiği, o alanlarda derin tartışmalara girdiği, fıkıh, ilahiyat, kıraat, edebiyat, tarih, fizik ve astronomi okuttuğu yazılıdır. Müderrislik hayatının pek başarılı olmadığı ama dönemim önemli bilginlerinden Zemahşeri'nin derslerine devam ettiği, Zemahşeri'yi, bilgi bakımından beğendiği söylenir. Felsefesi Hayyamın düşünüş şekline ve rubailerine dayanarak şöyle bir çıkarımda bulunulabilinir.Hayyam’a göre şarap,testi,saki, herbiri insanla ilgili şeyleri simgeler; Şarap insanın ruhudur ve ruh bir bedene kavuştuğu zaman var olabilir bu durumda bedeni testi simgeler. Şarap ve testiyse herşeyden önce sakinin yani tanrının elindedir ve saki şarabı testiye koyduğunda aslında tanrı ruhu bedene koymuştur. Hayyam; ruhun sonsuzluğuna inanmakta başlangıcın hiçlik olduğunu düşünmektedir. Yok oluşa inanmayan Hayyam herşeyin kısır bir döngü içerisinde durmadan var olacağını söylemiştir. Bugünlerde hepimizin bildiği enerjinin yoktan var , vardan da yok olamayacağını belkide daha o günleren farketmiştir çünkü ona göre insan doğar,büyür, ölür, topraga karışır, suya karışır, bir çiçeğin yapragı olur veya bir testicinin elinde testi olur, meyhanede kırılır gene toprak olur, gene su olur, gene çiçek veya bu sefer kale duvarına taş olur... Hayyam rubailerinden de anlaşılacağı gibi özgür ve özgün düşünceli bir şairdir. Ama rubailerinde konu olarak hep aynı konuları işemiştir.Herşeyi sorgulamakla yola çıkarken tüm ön yargılardan uzak tutmıuştur kendini.işte bu nedenlerle tanrıyı da kendi başına gene tanrının ona verdiğine inandığı akıl yoluyla bulmaya çalışmış ve insanların elinde, dilinde aslından uzaklaştırıldığına inandığı ve sufilikle insanların kandırıldığını düşündüğü için dinlerden olabildiğince uzak tutmuştur kendini özelliklede din üzerinden halkı kandırdına inandığı kişilerden.Hayyamın düşünceleri bağnazlığa karşı ve aklın yolunu övücü niteliktedir. Edindiği eğitim sayesinde batıl inaçlara daha o dönemlerde karşı çıkabilmiş sayılı düşünürden biridir. [[Falcı|Falcılara|| , halkı kandıran hacı- hocalara , batıl inançlara karşı çıkmaktatır. Dünyada yaşadığımız zamanın kısıtlı olmasından rahatsızlık duymakta ve bu kısa zamanı en güzel şekilde geçrmemiz gerektiğine inanmaktadır. Hayyam parasız , mülksüz , hiç birşeyi olmayan insanlara değilde bolluk içinde yüzüpte yaşamdan zevk almayanlara yada daha doğru bir anlatımla alamayanlara acıyor.Aslında kendisininde varlıklı bir aileden gelmiş olmasına rağmen böyle bir düşünceyi yüz yıllar öncesinde yakalamış olabilmesi dikkat çekicidir.Soylu bir aileden gelmesini kullanarak kendini geiştirmiş zamanında sayılı olan düşünür ve bilim adamlarından biri haline gelmiştir. İlim bilmesi ve onun inandığı şekliyle tanrının ona akıl vermesinin nedeni olan sorgulama yöntemini kullanarak herşeyi anlamaya çalışmıştır Hayyam. Eserleri Hayyam'ın fizik, metafizik, matematik, astronomi ve şiir konularında değişik eserleri vardır. Bunlar arasında İbn-i Sina'nın Temcid (Yücelme) adlı eserinin yorum ve tercümesi de yer alır. Zamanında, bir bilgin olarak ün kazanan Ömer Hayyam'ın edebiyat tarihindeki yerini sağlayan, sonraki yüzyılarda da Doğu İslam dünyasının en büyük şairlerinden biri olarak anılmasına yolaçan Rubaiyat'ıdır (Dörtlükler). Ömer Hayyam, İran ve Doğu edebiyatında rubai türünün kurucusu sayılır. Sonraları aralarına başkalarının eserleri de karışan bu rubailer 200 kadardır. Hayyam, oldukça kolay anlaşılan, yumuşak, akıcı, açık ve seçik bir dil kullanır. Şiirlerinde gerçekçidir. Yaşadıkları, gördüklerini, çevresinden, zamanın gidişinden aldığı izlenimleri yapmacığa kapılmaksızın, olduğu gibi dile getirir. Ona göre, gerçek olan yaşanandır, dünyanın ötesinde ikinci bir dünya yoktur. İnsan, yaşadıkça gerçektir, gerçek ise yaşanandır. En şaşmaz ölçü akıl ve sağduyudur. İnsan bir akıl varlığıdır. Gerçeğe ancak akıl yolu ile ulaşılabilir. Onun şiirinde zamanın haksızıkları, softalıkları; ince, alaylı, iğneleyici bir dille yerilir. Dörtlüklerinin konusu aşk, şarap, dünya, insan hayatı, yaşama sevinci, içinde bulunduğumuz geçici dünyanın tadını çıkarma gibi insanla sıkı bir bağlantı içinde bulunan gerçek eylem ve davranışlardır. Şiirlerinde işlediği konulara, felsefi olarak bakmak gerekir. Aşk, sevinç, hayatın tadını çıkarma, Hayyam'a göre vaz geçilmez insan duygularıdır, insan hayatının ana dokusu bunlarla örülüdür. Bazı dörtlüklerinde filozofça derin bir sezgi, açık ve seçik bir insan severlik duygusu, gösterişten, aşırılıktan uzak bir yaşama anlayışı görülür. Hayyam kendisinden sonra gelen pek çok şairi etkilemiş, rubai alanında tek örnek olarak benimsenmiştir. Batı ülkelerinde adına bir çok dernek kurulmuş, rubaileri bütün Batı dillerine, bu arada birçok defa Türkçe'ye Rubaiyat-i Hayyam, Hayyam'ın Rubaileri, Ömer Hayyam ve Rubaileri, Dörtlükler adı altında tercüme edilmiştir. | ||
![]() | ![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |