|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
30-03-2009, 09:58 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2009 Yaş: 30
Mesajlar: 693
Tecrübe Puanı: 16 |
Altuğ ALTIOK Kadrolar açıklandığı andaki endişem, maç başladıktan 6 dakika sonra yerini umuda bırakmıştı. İşte dün akşamki maçın benim açımdan en özet haliyle anlatımı bu. Kadrolara baktığımda ne kadar endişelenip ne kadar düşünmüş olsam da 6. dakikada Nihat’ın, 7. dakikada ise Semih’in kaçırdığı iki pozisyondan sonra kendi kendime “biz buradan puan ya da puanlar alırız” demeye başladım. Dakikalar ilerledikçe de arta sahadaki topa basışımızdan tutun da, forvet hattında yaptığımız 2 li ya da 3 lü preslere kadar, her an her dakika biz bu maçı alacağız fikri güçlenmeye başlamıştı beynimde. Fakat, 30. dakika geldiğinde takımımızdaki yavaşlamayı da hissetmedim değil hani. Özellikle de Tuncay’ın top kayıplarına Aurelio’nun varlık ile yokluk arasındaki oyunu ve Arda ve Emre’nin tamamen yokluk üzerine oyun kurmaya çalıştıklarını gördüğüm de içimde bir şeylerin koptuğunu ve maçtan beraberlik alabileceğimiz hissinin ağır basmaya başladığı dakikaların geldiğini de anladım. Aslında anlamaya çalışıp anlayamadığım çok şey de vardı sahada. Özellikle de golü atıp, tek forvete döneceğini bildiğimiz İspanyayı beklemeden golü yiyip tek forvete dönmenin ne gibi bir mantığı olabilirdi ki. Hem de daha sonra rakip tek forvete döndükten sonra yine orta sahayı eksiltip forveti ikilemenin mantığını çözebilen varsa beri gelsin lütfen. Sahada hiçbir varlık gösteremeyen Ardayı çıkartmak yerine forvette İspanyolları sürekli rahatsız edebilen bir Semihi çıkartmak ve ardından da yine forvete ikinci isim olan Gökhan’ı alarak yine ikili forvete dönmek nasıl bir varyete anlayışının eseridir ya da 2008 den kalma şansımız yine tekerrür eder mi? acaba sorusuna cevap aramanın bir ikincil yolumudur anlayamadık tabii. Topu sürekli ezmeye başladıktan sonra Tuncay’ı sahada tutmak, Sabri’nin gücünü bile bile Ayhan’ı ondan önce oyuna almak, Kazımın hiç denememek, bence Fatih Hocaya yakışmayan seçeneklerdi bana kalırsa. Özellikle de ilk 30 dakikada yapabileceklerimizi pozisyon olarak ta sahada gösterdikten sonra İspanyollara son 15 dakikada bu kadar rahat oynama fırsatı vermek hiç ama hiç yakışmadı bizlere. Netice itibariyle grubun karışmasına katkı yapamayacak kadar kötü bir mağlubiyet aldık ama, Allah’tan Bosnalılar, Belçikalılara futbol nasıl oynanmalı konusunda gerçekçi bir ders verdiler de bizim olası bir İspanya galibiyetimizin ardından grubun şeker gibi olabileceğini bizlere de gösterdiler. Velhasıl-ı kelam, dün geceki maçın ardından söylenebilecek en anlamlı cümle bana kalırsa “ah Fatih Hoca ah!!!” olmalıdır. Ya da geçen hafta Aziz YILDIRIM’ın Aragones için söylediği cümle ile sonucu bağlamalıyız. “Rakibe değil Fatih Hocaya yenildik.” | ||
|
30-03-2009, 10:19 | #2 | ||
zɐʎaq ɥɐʎis Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 42
Mesajlar: 11.401
Tecrübe Puanı: 40 | Dğru bir yazı olmuş, tebrikler.
__________________ Emre - 1981 - Yeşilköy - Arh + | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |