Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/index.php)
-   Serbest Kürsü (http://besiktasforum.net/forum/forumdisplay.php?f=270)
-   -   Uğur Mumcu nun ölüm yıldönümü (http://besiktasforum.net/forum/showthread.php?t=50810)

KARTALCI 23-01-2008 13:59

Uğur Mumcu nun ölüm yıldönümü
 
Uğur Mumcu (1942 - 1993)


http://www.kimkimdir.gen.tr/foto/383.jpg Aslen, Ankaralı olan Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 yılında, babasının memuriyeti dolayısıyla Kırşehir'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu. Annesi Nadire Hanım, babası, Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey'di. İlk ve orta okulları Ankara’da okuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. Bu hızlı yaşam Hukuk fakültesinde de devam etti. 1961 yılında baş1adığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni 1965 yılında tamamladı. Bir süre avukatlık yaptı; yabancı dil öğrenmek için İngiltere'ye gitti. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı. Yazmaya, üniversite öğrenciliği yıllarında, Doğan Avcıoğlu'nun yönetimindeki Yön Dergisinde başlayan Uğur Mumcu, 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı "ordu uyanık olmalı" sözleriyle, "orduya hakaret etmek", "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak" suçunu işlediği iddasıyla gözaltına alındı. Uğur Mumcu bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkum edildi. Fakat yargıtayca karar bozuldu ve serbest bırakıldı. Bu olaydan sonra, Mumcu askerliğini, 1972-74 yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmi tanımıyla "sakıncalı piyade eri" olarak tamamladı. Patnos'ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi. İlk yazıları 1962'den itibaren Yön, Türk Solu, Devrim, Ant, KIM v.b. dergilerde yer alan Mumcu'nun, 1968-69-70 yıllarında Akşam, Milliyet, Cumhuriyet gazetelerinde zaman zaman çeşitli konularda inceleme yazıları da yayımlandı. Köşe yazarlığına 1974 yılında haftalık Yeni Ortam dergisinde başladı. Daha sonra çalışmaya başladığı Anka Ajansında 1975 yılından itibaren Cumhuriyet'e de köşe yazıları yazdı. 1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. gözlem başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 6 Kasım 1991'de İlhan Selçuk ve yaklaşık 80 Cumhuriyet çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet Gazetesi'nde yazan Mumcu, Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e döndü. Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 yılında uğradığı bombalı saldırı sonucu öldü.

KARTALCI 23-01-2008 14:06

:(:(:(

KARTALCI 23-01-2008 14:20

yarın uğur mumcu için anma töreni yapılacak

ozlem 23-01-2008 14:22

hayatımda benı cok uzen faılı mechullerden bırı.faılı mechul bolumude mechul ama.allah rahmet eylesın.gozlem kosende bugunun turkıyesını ne guzel anlatmıssın be ugur abı.
ugurlar olsun ugurlar olsun
sevdalı bulutlar yoldasın olsun.....

waitforme 23-01-2008 14:51

bu adamı mehmet ali ağca nın vurduguna zerre kadar inanmıyorum...ruhu şad olsun

OzzY 23-01-2008 18:26

mekan cennet olsun...doğruları söylemek zor, tehlikeli bir iş...uğurlar olsun...

samsa75x 23-01-2008 19:06

Alıntı:

waitforme´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 564706)
bu adamı mehmet ali ağca nın vurduguna zerre kadar inanmıyorum...ruhu şad olsun


bnde ınanmıyorum sınan kardesım !!! sana kaıtlıyorum !

SonaY 23-01-2008 19:08

henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık
bir kadın eline değmemişti ellerimiz
bir sewgiliden mektup bile almadık daha
bir gece sabaha karşı pranga wurulmuş ellerimiz we ayaklarımızla çıktık idam sehpalarına
herkes tanıktırki korkmadık
içimiz titremedi hiç
mezar taşı gibi dimdik
mezar toprağı gibi taptaze uzattık boynumuzu yağlı kementlere
asıldık ey halkım
unutma bizi...

Gokhan 23-01-2008 19:11

Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında
Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana

Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun

Çevirdim Anahtarı Apansız Bir Ölüme
Şarapnel Parçaları Saplandı Ciğerime
Ucuz Can Pazarıydı Kan Doldu Gözlerime
İsimsiz Korkuları Katmadım Yüreğime
Bembeyaz Doğruları Yaşadım Ölümüne

Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun

HandaN 23-01-2008 19:15

Vurulduk ey halkım, Unutma Bizi

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,
Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı
kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük
Dövüldük, vurulduk, asıldık...
Vurulduk ey halkım, unutma bizi
Yoksullugun bükemedigi bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,
İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarimiz, arabalarımız olurdu.
Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.
Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında iskencecilerin acimasiz ellerine terkedildik.
Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,
taptaze inançlarimizi fırlattık boş birer eldiven gibi.
Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi.
Ölümcül hastaydık.
Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmis doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. Gelinliklerimizin
ütüsü bozulmamıştı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.
Vicdan sustu.
Hukuk sustu.
İnsanlık sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
Hastaydık.
Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.
Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
Önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attik
önlerine.
Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.
Doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük.
İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler, sizin için öldük.
Adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleri yönetenler gizli emellerle,
başlarımızı ezmek
kanlarımızı emmek istediler.
Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi.
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.
Ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.
Kurtuluş Savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız
bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi.
Bir kez anlamak istemediler.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi.
Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha
Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.
Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze,
mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
Asıldık ey halkım, unutma bizi.
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,
ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.
ÖFKELERİNİ BİR GÜN BİLE KARŞISINDAKİLERE
BAĞIRMAMIŞ İNSANLARIN GÖZLERİ ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLDÜK.
Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.
Batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bir gün mezarlarımızda güller açacak
ey halkım, unutma bizi.
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak
ey halkim unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz
simdi hep birlikteyiz
ey halkım, unutma bizi. UĞUR MUMCU

Eylem 23-01-2008 19:50

"Bir kişiye yapılan haksızlık,
bütün topluma karşı
işlenmiş bir suçtur.
bu bilinci paylaşmak ve
bu sorumluluğu yerleştirmek
zorundayız.
Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci,
özgürlüğün de,
demokrasinin de
tek güvencesidir.
Bu güvence sağlanmadıkça,
demokrasinin temeline
tek bir taş bile konmuş olamaz.
Unutmayalım ki "cesur bir kez,
korkak bin kez ölür".
Önemli olan,
insanın böyle bir toplumda
"mezar taşı" gibi
suskunluk simgesi
olmamasıdır."
Uğur Mumcu

Uğur Mumcu'nun aramızdan ayrılışının 15. yıl dönümü..

bilmiyorlar ki onlar öldürdükçe biz çoğalacağız....

asparagas 23-01-2008 19:57

Ölüsüne bile saygı duymayan arkadaşlar var daha ne diyelim.

Eylem 23-01-2008 20:36

Alıntı:

asparagas´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 565036)
Ölüsüne bile saygı duymayan arkadaşlar var daha ne diyelim.

sölenecek çok şey var aslında arkadaşım ama bzn susmak en ii cvptır...
biz susalım...

uMuT TaCiRi 23-01-2008 20:50

seni vuranlar;
beni de vurdu.
bende öldüm senin ile
ve parçalanan bedenimle
yeniden doğdum...
küllerimle değil ama
parçalarımla tututunuyorum dünya ya.
tutunuyoruz,
inatla.

|RespecT Me| 23-01-2008 21:04

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız,

sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.

Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken

bizler bir mum ışığında bitirdik kitaplarımızı.

Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini

yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.

Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık.

Vurulduk ey halkım, unutma bizi...

Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler

takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.

İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren

birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik,

doktorduk, avukattık. Yazlık kışlık katlarımız,

arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı.

Yaşamımızın en güzel yıllarını birer taze çiçek gibi

verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir

şelale gibi akardı gözbebeklerimizden. Yirmi yaşında,

yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin

acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük

yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.

Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,

taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven

gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar

erkekliklerinden.

Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...

Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti.

Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin

elinde öldürüldük acınmaksızın. Gelinliklerimizin

ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş

kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı

gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık

sustu.

Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi

dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla

kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik

kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşımızdaki kızlarımızı

öksüz bırakmazdık. Önce, kolumuzu, omuz başından

keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak

fırlattık attık önlerine. Sonra da, otuz iki yaşında

bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük.

Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük. Dogu’daki

topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki,

Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da,

paramparça elleriyle ak pamuk toplayan işçiler, sizin

için öldük.

Vurulduk, asildik, öldürüldük ey halkim, unutma

bizi...

Bagimsizlik, Mustafa Kemal’den armağandı bize.

Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen

ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.

Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli

emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek

istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın, dedik, sokak

ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım,

unutma bizi...

Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi

savunduk; komünist dediler. Ülkemiz bağımsız değil

dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş

Savaşı’nda emperyalizme karşi dalgalandirdigimiz

bayragimizi daha da dik tutabilmekti bütün çabamiz.

Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak

istemediler.

Vurulduk ey halkim, unutma bizi...

Henüz çocuklugumuzu bile yaşamamiştik. Bir kadin eline

degmemişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile

almamiştik daha. Bir gece sabaha karşi, pranga

vurulmuş ellerimiz ve ayaklarimizla çikarildik idam

sehpalarina. Herkes taniktir ki korkmadik. Içimiz

titremedi hiç. Mezar topragi gibi taptaze, mezar taşi

gibi dimdik boynumuzu uzattik yagli kementlere.

Asildik ey halkim, unutma bizi...

Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasinda

vuranlar, agabeyimiz, babamiz yaşlarindaydilar. Ya bu

düzenin kirli çarklarina ortak olmuşlardi ya da

susmuşlardi bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün

bile, karşisindakilere bagirmamiş insanlarin gözleri

önünde, öldürüldük. Hukuk adina, özgürlük adina,

demokrasi adina, Bati uygarligi adina, bizleri, bir

şafak vakti ipe çektiler.

Korkmadan öldük ey halkim, unutma bizi...

Bir gün mezarlarimizda güller açacak ey halkim, unutma

bizi...

Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarinda yankilanacak ey

halkim, unutma bizi.

Özgürlüge adanmiş bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep

birlikteyiz ey halkim, unutma bizi, unutma bizi,

unutma bizi...


uğur mumcu




mekanı cennet toprağı bol olsun

OnuR 23-01-2008 21:11

Saldırılara,bükemediği bileği kallesce kıranlara lanetler olsun...

Ayche 23-01-2008 21:50

Bu ülkede Dogruları söyleyen kim varsa Boyalı basın onu hedef haline getirdi.Bu ülke de Ülkeye faydalı kim varsa Halkımıza Düşman belletildi.Bu ülkede Eli Kanlı ne kadar adam varsa Ellerini Kollarını Sallaya Sallaya Dolaşırken Ugur Mumcu'nun Bedeni Ölüme Hapsedildi ..

Neyse ki Düşünceleri , İdeallerini yaşatan onu anlayan İnsanlar var hala...

OzzY 23-01-2008 22:31

Alıntı:

asparagas´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 565036)
Ölüsüne bile saygı duymayan arkadaşlar var daha ne diyelim.

söylenecek çok şey var ama burası yeri değil...

süleyman.03.zehir 23-01-2008 23:20

insan bu şekilde bukadar güzel sorunların üstüne gidebilen bir yazarı kaybetmekden çok üzülüyor mekanın cennet olsun

tyler durden 24-01-2008 01:35

24 Ocak 2008-Perşembe

Uğur MUMCU Anısına Çelenk Koyma..

Saat,Yer:11:00 ,Batıkent Uğur Mumcu Parkı.


UĞUR MUMCU SESLENİYOR - TAM BAĞIMSIZLIK BİLİNCİ

saat yer : 13:00

KARANFİL VE MUMLARIMIZLA UĞUR MUMCU’NUN SOKAĞINDAYIZ..


Anıtmezar Ziyareti

Saat,Yer : 14:30 Cebeci Asli Mezarlığı.

UĞUR MUMCU SESLENİYOR 2008

Saat,Yer : 20:00 A.Ü D.T.C.F Farabi Salonu/Sıhıye
15 Yıl önce bugün Belgesel Gösterimi..!

tyler durden 24-01-2008 01:40

Şaşırmıştım duyduğumda:
Uğur Mumcu ile Abdi İpekçi tanışmazlarmış meğer...
Daha doğrusu çok geç tanışmışlar.
27 Ocak 1979'da Etap Oteli'nde bir açık oturuma birlikte katılmışlar.
Mumcu o günlerde üzerinde çalıştığı silah kaçakçılığı-terör ilişkisini gündeme getirmiş.
Sonra İpekçi söz istemiş ve "Uğur Mumcu'nun söylediklerine aynen katılıyorum, altına imzamı atıyorum" demiş.
Masada el sıkışmışlar.
Sonra İpekçi de terörün ardındaki silah kaçakçılığından söz etmiş.Lanetledikleri şiddete kurban verdiğimiz Mumcu ile İpekçi'nin buluşmasını, toplantıyı izleyen gazeteci Leyla Umar'dan dinlemiştim. Umar, hep mutedil görüşler savunan İpekçi'ye "Hah şöyle, nihayet sert çıktın" demişti çıkışta...
* * *
İpekçi, bu toplantıdan 5 gün sonra öldürüldü.
O gün, o salonda bulunan Mehmet Ali Ağca tarafından...
Ağca, kurbanını 25 Ocak'tan 1 Şubat'a kadar izlediğine göre büyük olasılıkla o açık oturuma da gitmişti.
Sonradan o açık oturumun ses bantları çalındı, çalan bulunamadı.
Vurulmadan 15 gün önce de İpekçi'nin adres ve telefon defteri çalınmış, onu çalanlar da bulunamamıştı.
* * *
Uğur Mumcu, daha sonra hazırladığı "Ağca Dosyası"nda (Tekin, 1982) bu ses bantlarını ve adres defterini sormuştu.
Sadece onları mı?
Ağca yakalandığında üzerinde bulunan adres ve telefon numaralarının neden araştırılmadığını da...
O adres defterinde numarası yazılan kuruyemişçi Kemal Özbay'la Ağca'nın avukatı Turhan Özbay arasında ilişki olup olmadığını da...
Ağca'nın askeri hapishaneden kaçtıktan sonra evinde kaldığı Toprak Tarım Reformu müsteşarlığı memurunu da...
* * *
Mumcu bugün yaşasa hangi soruları sorardı kim bilir?
Belki Ağca'nın "yanlışlıkla salıverildikten" sonra bindiği kara Mercedes'in ve kaldığı evin sahibi, Ağca hayranı oto galerici Turan Sümer'i inceler, evin bulunduğu "Özbey Sitesi"nin Ağca'nın İpekçi cinayetindeki suç ortağı Yalçın Özbey'le ilişkisi olup olmadığını araştırırdı. Özbey'in de yakalandığında "ihmal nedeniyle" salıverildiğini, istihbaratçılara verdiği ifadenin ses bantlarının da "kaybolduğunu" hatırlatırdı.
Belki de Ağca'nın Kartal Cezaevi'nden MİT Müsteşarı'na yazdığı mektuptaki el yazısını, Münih'ten Alpaslan Türkeş'e yazdığı "Sayın Başbuğum" diye başlayan mektubundaki el yazısıyla karşılaştırırdı?
Belki MİT'e yazdığı mektupta neden Kosta Rika devletinin davetinden bahsettiğini irdeler, Ağca'nın daha önce "Türkiye'de olmazsa Kosta Rika'da yaşarım" demesinin, Çatlı dosyasında bu ülkenin adının geçmesiyle ya da CIA'nın "contra" tetikçilerini Kosta Rika'da yetiştirmesiyle ilgisi olup olmadığını araştırırdı.
* * *
Bugün Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümü...
Bize düşen, onun ardından ağıt yakmak değil...
Yapmamız gereken, onun Abdi İpekçi'nin ardından yaptığını yapmak, koruma kalkanını kırmak, canilerden hesap sormak, yarım kalan dosyaları tamamlamak, zor sorulara cevap bulmaya çalışmaktır.
Çünkü görüldüğü gibi, Mumcu'nun ölümünden 13 yıl sonra bile o sorular hâlâ güncel...
Yanıtlarsa hâlâ meçhul...

Can Dündar - Milliyet

varada 24-01-2008 01:58

söze ne gerek
 
söze ne gerek herşeyi bu video ve selda baycan anlatmış zaten

OzzY 24-01-2008 02:12

Bugün Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümü...
Bize düşen, onun ardından ağıt yakmak değil...
Yapmamız gereken, onun Abdi İpekçi'nin ardından yaptığını yapmak, koruma kalkanını kırmak, canilerden hesap sormak, yarım kalan dosyaları tamamlamak, zor sorulara cevap bulmaya çalışmaktır.
Çünkü görüldüğü gibi, Mumcu'nun ölümünden 13 yıl sonra bile o sorular hâlâ güncel...
Yanıtlarsa hâlâ meçhul...

bu pislikler elbet temizlenecek....

ozlem 24-01-2008 02:56

bır ınsan hayatının allah dısında sonlandırılmasına nasıl tın dıyorsunuz.ayrıca mehmet alı agca nın konuyla ne ılgısı var bılgı sahıbı olmadan fıkır sahıbı olmayın.baska dusunceye saygı dıyorsunuz.bu adamın cocuklarının esının yasadıgı acının cok yakın tanıgıyım.sagcı arkadaslar sol dusuncede herkesın olumune bu sekılde yorum yapıyorsunuz.saygı boyle dunyanın takdır ettıgı bır gazetecının serıatcılar tarafından aılesının gozunun onunde oldurulmesıne tın dememektır.

Eylem 24-01-2008 13:49

Alıntı:

ozlem´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 565351)
bır ınsan hayatının allah dısında sonlandırılmasına nasıl tın dıyorsunuz.ayrıca mehmet alı agca nın konuyla ne ılgısı var bılgı sahıbı olmadan fıkır sahıbı olmayın.baska dusunceye saygı dıyorsunuz.bu adamın cocuklarının esının yasadıgı acının cok yakın tanıgıyım.sagcı arkadaslar sol dusuncede herkesın olumune bu sekılde yorum yapıyorsunuz.saygı boyle dunyanın takdır ettıgı bır gazetecının serıatcılar tarafından aılesının gozunun onunde oldurulmesıne tın dememektır.

dediğin gibi özlem abla insanlar konu hakkında bilgi sahibi olmadan fikirlerini belirtiolar...
bugün 11:00 da Uğur Mumcu Parkı na gittik ve karanfiller koyduk...

ne kdr öldürseler de bizi susturamayacaklar....

hazal_ersoy 24-01-2008 19:03

böyle aydın insanları kaybetmemeliydik...


Türkiye`de Saat: 08:01 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580