Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/index.php)
-   Tiyatro - Edebiyat (http://besiktasforum.net/forum/forumdisplay.php?f=212)
-   -   Engin Taş -şiirleri (http://besiktasforum.net/forum/showthread.php?t=24073)

NuraN 25-02-2007 23:37

Engin Taş -şiirleri
 
Acıyı Ağlamak

terim ağustos yağmuru
gözlerim aşk bağdaşında
senden bölünmüşüm ben
ekinim kan olsa da biçeceğim

doğumun klasik
romantik desinler yaşamın ne çıkar
ellerinde öleceğim

Murat yıkar her yıl belleğimizi
Seydan Köprüsü zamana karşı
başımı taşlarda arayın

Murat tokluğumuz kadar güzeldir
herkesin kanı akar denize
gün olur baş başa verir
acıyı ağlarız

NuraN 25-02-2007 23:38

Ağıt

yıkık şeyler yaşadık yaşamı tam soymadık
sevda mukaddes yara yaramıza doymadık

ezik sözcükler verdik yıkık bakışlar verdik
yaşananların adını ikimiz de koymadık

bu bizim ağıtımız hep usulca ağladık
birbirimizin sesini insafsızca duymadık

baharı dağda bıraktık çıkmadık sokaklara
herkes kendini gömdü kimselere yaymadık
belki zaman götürdü yeşil yüreğimizi
maviye ant içmiştik mavilikten caymadık

NuraN 25-02-2007 23:38

Ayrılık Bir Yangındır

ağardıkça saçlarım saçlarım acılarım
gözümün gazabından gözünü gizliyorum

utangaç bir benizi verip de yangınlara
alevinden geçiyor sevdanı izliyorum

içimi arşınlayan ikiz denizim benim
kuytu gecelerimde korkunç öpülüyorum

gözlerin bir dolunay gözlerin yaz yağmuru
baharın ıslaklığında tenini özlüyorum

acım kadar gerçekken yalancı gülüşlerin
nedense yüreğimi hala örseliyorum

zamanın bir sınırı uzayın sınırı yok
sabrımın sınırını hala iteliyorum

erisem de sudaki tuzun can telaşında
sen kırılma diye dilimi törpülüyorum

adını içimdeki ateşin rengi koydum
alevimden yükselen yüzünü gözlüyorum

neylersin ey kadınım düştüm bir kez aşkına
her ayrılık bir yangın içimi közlüyorum

NuraN 25-02-2007 23:38

Biliyor musun ?

biliyor musun
kimi getirdilerse yanıma
akıllı bir yanını gördüm
ve sevişmedim
neyi astılarsa boynuma
nefesimle yaktım
hiçbir şeyi taşımadım göğsümde
senden başka

NuraN 25-02-2007 23:38

biliyor musun
azad kuşlarından oluşmuş bu ülke
sevaba muhtaçlığım yok ama
aşkına namluluğumdan
doğruluyorum kafese
ikimizin sesiyle açılıyor kilit
biz kalıyoruz birbirimize kilitli

NuraN 25-02-2007 23:38

biliyor musun
her çocuk yeni bir iklimdir
atardamarından fışkırıp hayatın
kılcal danarından sızar toprağa
ve sen sızarsın(yorsun) bileklerimden
aşk kaybından öleceğim mutlaka

NuraN 25-02-2007 23:38

biliyor musun
bir kış gecesinde ve hücremdeyim
aşksız bir zeminde ve çırılçıplak
elektrik sıramı bekliyorum korkusuz
ama seni veriyorlar parmak uçlarımdan
polisler bile senin gibi soyamadılar beni

NuraN 25-02-2007 23:39

biliyor musun
korku bir okuldur adem'den beri
düşleri kurşunlayan
ve cesaret bir ırmak
iki yürek(bakış) arası
ben nehir geliyorum vadine senin
bir kobrayı almışım koynuma
__________________

NuraN 25-02-2007 23:39

biliyor musun
dinimi sen diye yeniden giyiyorum
dizimi bileğliyorum doruklarına
yüreğim tay hızında
kıvrak kırlangıç
aşkına banıyorum kanatlarımı
(biliyor musun)
beni senden asacaklar

NuraN 25-02-2007 23:39

biliyor musun
kaç akşam oturup da meyhanelere
yalnızlığımı vurdum
tabanlarına basıp ayakkabılarımın
yıldızları ve yılmazları ürküttüm
etrafım sarıldı birden bire
ama dost sözler duydum tüm ağızlardan
ama sen yoktun
ve kimseszliğim solumda oturuyordu

NuraN 25-02-2007 23:40

biliyor musun
ürke ürke büyümüş
bu ülke kadar seviyorum seni
bu ülke ki cami önlerinden
alınıp büyütülmüş - ki bundandır mahzunluğu-
ikizisin sen onun
aşk önlerinde büyümüş
her secde senin için

NuraN 25-02-2007 23:40

yaşam yeniden
rüyalarıma benziyorsun
çıkaramıyorum
ama sen
sıcak bir deniz koyuyorsun kadehime
sesini ve nefesini koyuyorsun
hayat dalga ritminde akıyor
yüzünü ve hüznünü koyuyorsun sonra
sonra ben kendimi koyuyorum
sözlerinin altına
(imza/n oluyorum)
ve birden kınından sıyırıp
çatal bir kılıç gibi
gözlerini koyuyorsun önüme
şarap gibi damlıyorum(kayboluyorum)
en sonunda
hep sonunda
sen sonunda
tutulduğum ve tutunduğum kara'm oluyorsun
bulduğum ve bulunduğum

rüyalarıma benziyorsun
biliyorum
hayatı genzinden yakalayıp
bakir bir şiddet koyuyorsun avuçlarıma
cehennemden(yangından) çıkmış gibi içiyorum
o an görüyorum
örsten çıkmış geçmişini koyduğunu
örselenmiş dünlerimin yanına
iki rüzgar gibi konaklıyoruz
bir yangının koynunda
hem köze
hem öze dönüyoruz
ve birden çift su verilmiş çelik gibi
iniyorum
en sonunda
hep sonunda
sen sonunda
mavzer oluyorsun
tutulduğum ve tutunduğum
öldüğüm
rüyalarımsın eminim

NuraN 25-02-2007 23:40

Bizim Ezgimiz

hadi bir deniz ısmarla gözlerine
beni ısmarla bir akşamüstü
zamansız bir çerçeveden geçiyorum
hadi seni ısmarla bu akşamüstü

biliyorsun ateşin hançerle dansını
ölüm kör bir kuyuya seslenmek
hayat öz sesine yaslanmaktır
hadi bana beni ısmarla şu akşamüstü

ben hala gülmeden büyüyorum
gündüzün tenini kanatarak
ve nar tanesi duyuyorum kahkahaları
hadi sendeni ısmarla nü akşamüstü

çelikten bir yüz taşıyorum çocukluğumdan
tanrıdan bir gülümseme dudaklarımda
ve içimde şaraptan süzülmüş bir yaşam
hadi içbeni ısmarla su akşamüstü

biliyorum yüzün çaydan geçenlerin türküsü
seyrana çıkar kalemimde okyanus boyu
ve yağmurdan alıyorum kokunu senin
hadi bizdeni ısmarla her akşamüstü

NuraN 25-02-2007 23:40

Bu Şehir

ağlama dost
bu şehrin yıkılması ağlamaktandır
ağlama dost
sabrın suya düştüğü an
doğan gün büyük olur yarına
kurbanlar kesilir de o çocuğa
yeni bir destan yazılır adına
bu şehirde
ağlama dost
geçmişi yükledik yüreğimize
güneşi gözlerde görmek isteriz
elbet bırakmak değil niyetimiz günahımızı
seni bilmem nasıl mutlu etmeli
bu şehirde
bu şehrin yıkılması ağlamaktandır

NuraN 25-02-2007 23:40

Denize Götürün Beni

bizim orda uyumak ölümü göze almaktı
çocuklara sormalı bunu
kapılar aşınırdı karanlıklardan
kirpikler arasından rüyalar alınırdı
denize götürün beni
deniz rüyamızdır

umarsız olmamışım umarsız yaşanmışım
tenime dilime yazılı gözüme yazılı o günler
ben kimi incitmişim özümden başka
kimi bekletmişim bana susamış
öfkeme sorun beni öfkemi kuşanmadım
denize götürün beni
deniz güzelliğimizdir

dağ bile dememişim yormadım hiç kimseyi
farkında yaşamışım güzelliklerin
ağrılı sevdaları ağrısız yudumlayıp
otuzuma vurmuşum
bir ömür kurmuşum maviliğe
denize götürün beni
deniz özlemimizdir

oturmuşum içime pencerem beni bekler
ve emekler tüketmişim
ufkumda özlemleri kendimi unutmuşum
gözlerimde ağrım var ağrımda hep aşklarım
denize götürün beni
deniz umudumuzdur

özel yaşam demiştim el zulmüne bölündü
başımı umutlara sevdalara dayadım
ateşi söndürmedim kimseyi öldürmedim
ölümsüze soyunup ölümüme oynandım
denize götürün beni
deniz doğumumuzdur

sırtımı sakladım karanlıklardan
belleğim bıçaklı geldi bugüne
ve gecede sahip çıktım özleme
yıkılmış umutlar satılmış düşler topladım
denize götürün beni
deniz düşlerimizdir

beşiğime kertilmiş günlerdi acım
özlemlerim üşüdü nisan bulutum benim
yeşili sevmedim gözünden uzak
her günüm yağmalandı ne güzel masallarım
denize götürün beni
deniz gülüşümüzdür

geceler yaşadım vurgun yememiş
tenimi sakınmadım aşklardan yakınmadım
tutunmuşum arzuma belki biraz aykırı
savaşlar kazanmışım kem bakışlar arası
ve yarası var gözümde nefeslerin seslerin
sıcağa soyunmuşum
denize götürün beni
deniz soluğumuzdur
gözlerime oturmuş kirli şarkılar söyler
tanrısını yitirmiş kadınlarım var
belki biraz feminist sonbaharda başlamış
erken hasada vurgun bebekler ağlar
şaşırmamışım
denize götürün beni
deniz gerçeğimizdir

midasın kulakları diye bağırdım
sakladım sevincimi doğu nehirlerine
bakışım hançerden kopmuş bakışım
ben herkese şiir okudum
ama herkes sağırdı
denize götürün beni
deniz şiirimizdir

can derdine düşmedim selam vermişim
sulara vurulmuşum zenonca biraz
tanrıyı göndermişim bitmiş harpagon demi
gözüne baka baka sevginde durulmuşum
denize götürün beni
deniz gözlerimizdir

her şeyin başında sevda demişim
özümden vurulmuşum bahar selinde
geriye dönmemişim kurşun sesine
ömrümün ötesi benden demişim
yanılmamışım
denize götürün beni
deniz baharımızdır

cezasız kalmamış soğuk günlerim
el ayak çekilmiş benli günlerden
dillerden düşmüşüm gece yarılarına
soluğumu tutmamış sabahlar üflemişim
denize götürün beni
deniz güneşimizdir

NuraN 25-02-2007 23:41

Diojen Olurum

gözlerin fırtına tutuldum kaldım
yürekler alevden ağıta yatmış
kor oldum zor oldum eylem üstünde
kavgada sevildim aşkta sevildim
eylül her yıl yüreğimin burgusu
kokusu kalmasın üstümde elin
ana yordamında elin değme tenime
değme geyşalığın(yapaylığın) sıkar canımı
cümle nazın hevesimin şeytanı
böyle dava yangın yalnızlık açar
açarsın gözlerini uçurumlara
diojen olurum varlığnda ben
ayrılık sohbeti biraz közümdür
biraz telaşlıyım yeni aşklara
okunmuş bir kitap kalır içimde
önlerine tenimi serdiğim kızlar
bilirsin tükenmem arzularımda
volkan koynum kıvamında doğurur
güneşi kimseye sormamışım ben
ben suyuma arınmamış ten katmam
de köylüm doğu özümü neyleyim
neyleyim zamansız söz demetini
kendini tanrıya armağan götür
nasılsa esaretin bitmeyecektir
herkes kendin büyütse kimse ağlamaz
ağlamaz nazlıcan eylül( ölüm) var diye
sorulur bir zaman dil hesapları
sevgiye adanmış ömrü unutma

NuraN 25-02-2007 23:41

Geçtim

ben sana hep yağmurdum su gibi sudan geçtin/m
sen bana hep uçurum çokça pusudan geçtim

hasretine yanmaktan küle döndü yüreğim
savruldum dağa taşa kahr-ı kısudan geçtim

özleminle yaşamak vardı binlerce sene
bir anlık vuslat için ben bengisudan geçtim

kördüğümdü gördüğüm yollara baktığımda
yine de varam diye belki bin sudan geçtim

behlül gibi arayıp seni deli divane
yunus gibi tam kırk yıl bir bilgesudan geçtim

biledim yüreğimi aşkın ateş çarkında
demiri çelik yapan o incesudan geçtim

bilemezsin sevgili taşa vurup gönlümü
sana arınmak için bin akçasudan geçtim

vazgeçem istediler yoluna tükenmekten
tükendim çınar gibi daldan özsudan geçtim

yok oldum ey dermanım ateşinde su gibi
yine var olmak için tenden cansudan geçtim

sen kendine mühürlü yüreğine tapınca
ben azalmamak için bir enginsudan geçtim

NuraN 25-02-2007 23:41

Gerçek

erkenden ölmüş bir yarin cenazesi
ve heveskar kıyametler doğurmuşuz
susayınca ovaları yüreğimizin
oğulu fırat'a can gelini hicran verip

üzümden ibaret yosma ömrümüz
sözden ve gözden bir mengenededir
mevsim usulca kavramış ruhlarımızı
bilir kan damarda değil amaçlardadır

umut duldada gözü kara bir servi
haziran sancısını bilmeden büyür
en yavuz oğlumuz fırat'a esir tarla
olgunluk kırkımda düşer başıma

NuraN 25-02-2007 23:42

Hasretin Tarihçesi

gözlerimi bağladım gülüşlerin üstüne
sabırdan sigara sardım sancılarıma
yokluğunda ağladım ateşlerin üstüne
yangından yağmurlar yaptım yaralarıma

günahı seninle sevdim özümü aklayarak
tenime terleyen tenine taptım
son gecenin hüznünü gözümde saklayarak
aşina acizliğimi aşkınla aştım

gözlerimi çevirdim güneşin batışına
gelmedin gül-tanem gönlüme gömdüm
hasretini bağladım kalbimin atışına
denize derinden deliye döndüm

günleri çektim ipe ürkerek sensizlikten
bir bela benzeri baktım benime
nihayet közlenerek sudaki bensizlikten
külledim kendimi kendi kendime

NuraN 25-02-2007 23:42

İki Ömür

ben ömrümde iki rüzgar tanıdım
biri meltem saçında konaklayan
biri nefesin yüzümü ısıtan

ve ömrümde iki yağmurda kaldım
biri gökyüzünden yağdı başıma
biri gözlerinden avuçlarıma

sen ömründe iki mevsim yarattın
biri ayrılığın iplere çekildiğim
biri aşkın gönlümü emzirdiğim

ben ömrümde iki ömür (hayat)yaşadım
biri susuşundu köze düştüğüm
biri gülüşün bize dönüştüğüm

ve ömrümde iki uyku uyudum
biri kabusumdu kandan kırmızı
biri kurtuluşum tatlı bir sızı

sen ömründe iki nehir tanıdın
biri girdabı kendimin gidişin
biri umarı ömrümün gelişin

ben ömrümde iki şehir tanıdım
biri aşkımızdı berrak bir sudan
biri kopuşumuz yaman pusudan

NuraN 25-02-2007 23:42

İnançsız Değilim

yaşadığımız günler kaldı senden geriye
tanrıya duamız kahkahalarımızdı sadece
inançsız değilim elbet
sana tapıyorum ya işte

NuraN 25-02-2007 23:42

Modern Aşk

bırak beni kendi halime
avazıma saklanmış yüzünde
vuruyorum kendimi

her bakışında aşk yaklaşıyorum kıyıya
varlığın darlığın olmasın diye
gözlerimi giyiyorum

saçlarına yağıyorum tarama beni
göğermiş yaralar gibidir aşkım
kundurasız gecelerde ölüyorum

yüreğim bir ayağı kesilmiş masa
kendimi öğütüyorum her gece sende
düşlerimden asılıyorum

yangın dediğimiz yürek iflası
ve rehin bir kahkaha
sığıntılı gönüllere kalem kırıyorum

fil tebessümü bir tango bu yaşam
bakışlarımdan hörgüçler taşıyor
orangutan oluyorsun banka önlerinde

beni tımarhaneden mezardan ara
kahrımdan kopup ve koşup gidiyorum
kendimden bir bıçak kenarına

NuraN 25-02-2007 23:42

Ortak Belgesel

biz döşümüz hançerde ve kurşunda
mevlam kayıra büyüdük
topraktan bitip
yalnızca fırat'a ağlayarak
ve tanrı'ya bel bağlayarak yürüdük aşa
aşkın kurşuna dizildiği
aşın taşlardan süzüldüğü yerlerden geçtik
örs-çekiç arasında
acıya karşı kaya
sevince karşı
tutmayan mayaydı yüreğimiz
gözümüz gezde
sözümüz bizde
özümüz gizde mahpus
kaldık ayakta

NuraN 25-02-2007 23:43

biz ruhumuz üşüyerek yaşadık mevsimleri
yangınlara düşerek
dağlara küserek
ve nehirlerde ölerek öğrendik hayatı
anamız toprak anaydı
kendine ve kana beleyen
ve beşiğimiz başucundan yazılı
önce kanın
sonra dinin
sonra işin davandır
bağrımız közde
sesimiz tizde
yaramız tuzda mahpus
kaldık ayakta

NuraN 25-02-2007 23:43

biz her gece öldük binlerce kere
ve yıldız saydık yılan sabrıyla
çıktık sabaha
susmanın ve susarak ölmenin erdemiyle hep
ruhumuz emanet
bedenimiz kiraydı
ve sevgi üstüne her şey çıraydı allah'tan
ve çocuklarımız olurdu
önce yerin altına
sonra üstüne ait
usulca ve sabırla gömerdik onları
yüreğimiz alazda
suskunluğumuz avazda
hayatımız arazda mahpus
kaldık ayakta

NuraN 25-02-2007 23:43

biz sabır sağdık doğadan nimet yerine
baharı bekledik yılın yarısı
yağmur duasına çıktık her haziran'da
bereket bekledik tüm kutsallardan
ve her kasım'da sırtımızı kara dayayıp
umut kestik allah'tan
gözlerimizle ısındık zemherilerde
mart'ta ateş yaktık kawa adına
ve her şeyin inadına
türküler söyledik ağız dolusu
efsaneler anlattık kilim dokurken
aklımız yazda
tenimiz ayazda
sırtımız buzda mahpus
kaldık ayakta

NuraN 25-02-2007 23:43

biz denizi gurbet ellerde gördük
buram buram memleket kokusunu
yosun kokusuyla harmanlayarak
arşimet'e inandık
yandan çarklı ada vapurlarıyla
ve newton'u sevdik
demir kuşlarla
hayata susadım
güzele adım adım demeyi bildik
yaban ellerde
gönlümüz hazda
elimiz sazda
canımız tezde mahpus
kaldık ayakta

NuraN 25-02-2007 23:45

Özgeçmiş

ege'de kan kustum değil umrumda
kan kustum doğu'da dillerden döndüm
her şeyini melhem saydım gönlüme
bir (tuz) sözün dokunur yaralarıma
gözünde bir balık ağlarda kalmış
zıpkınsın dost değil gelen dost değil
karadeniz hırçın kolum (yanım) sus artık
karasu muş'undur gözümden akar
benim gözyaşlarım kar sularıdır
girit'ten akmıştır okul öpüşüm
milat neyin kahrı bilinmez
gözüme bakamam suya bakamam
her ömrün filizi vardır kırağı yemiş
susamışım sakarya'nın saçına
bir de osmaneli sevdalarına
yalnızca bir mektup geçmişten gelen
evren biraz darbe biraz derdimdir
eşsizdir sızının gelişi şimdi
beni ben vurmuşum şimdi(sonra) sırtımdan
kahvemi gözünde/n içmek isterim
intiharsa intihar aşkı(nı/mı) emziriyorum
gözlerimi giymişim şaman danslarında
kendimi kimseye yüklememişim
ben suyuma arınmamış ten katmam
mavzer dediğimiz yürektir dostum
kendine çekersin bazen ele çekersin
demirden akarız ustalıktan hep
soyun su yun berivanı karşıla
bilsen ikicanlı yaşam ömrümde
vurulmuşum yar rahmine mavi sözler çizerim
ağrımdan ölecek yar her sevda rüzgar
sürgüle gözünü kimse görmasin
çam yaprağı bakışımız yüreğimizde
her yaz otuzuma yaklaşıyorum
yar nar içindeyse unutulmuyor
denizler tanrıyı öptüğüm yerdir

NuraN 25-02-2007 23:45

Safari

gözlerinde safariye çıkmışım
deniz yaylam olur dudaklarında
bakar bakaır yamacıma cerenler
bakar kurt sürürsü kurnaz sürüsü

payanda yüreğim çarmıhta benim
döşüme dönmüşüm sabahlarımda
arkaik sevdalar çekmez gönlümü
aşkın aşkın olmuş aşkın gökyüzü

sinsidir bu yaşam arapsaçıdır
çakılı karalık insan yüzüne
döner yüzün puta kabeye daim
döner hüzün döner sevinç türküsü

akınca kurşunum durunca deniz
yakınca sevdayım aşkım bilirsin
çözülsün telaşlar taşlar ne varsa
cemre bir bakıştır bahar öyküsü

NuraN 25-02-2007 23:45

Sessizliğim

sen her şeyden önce ateşe inanmadın
gözlerini söndürüp ayaklarımda
her akşam sesini alıp gittin

kıyıysam akmalısın seyrimde
can çekişen dalgalar dolu yüzün
bırak bırak biliyorum rengini

bir sabah göğe yükselmiş sevincim
bir ses duymuşum
her akşam yine ipteyim

sokulur derin gözlerin rüyama
ağıtsız günler başlar
sonra gülüşler yine yavaşlar

sen borcusun bana tanrının
kader değil gülüşümüz
yalnızca maviliğe vurgunuz

bu çiçek sende açmayacak
yüreğine bak
benim hiç olmazsa sessizliğim var

NuraN 25-02-2007 23:45

Sevgili

bu kentten sürüyorlar beni sevgili
sevdamın keskin yanını kuşandım diye
ve herkesten çok yandım diye denize
bu tenden sürüyorlar beni

gözümden vuruyorlar beni sevgili
ecelin dinsel yanından arındım diye
ve herkesten erken uyandım diye aşka
özümden vuruyorlar beni

sazımdan kırıyorlar beni sevgili
" kılıcımız belimizde kirmani" dedim diye
ve herkesten önce çıktım diye dağlara
dizimden kırıyorlar beni

gel bana kurtul( saklan) diyorsun

ama sözümden biliyorlar beni sevgili
uğruna asılmayı göze aldım diye
ve herkesten çok kaldım diye ateşte
közümden biliyorlar beni

NuraN 25-02-2007 23:45

Sınırda Yaşamak

kulağımda çanlar
kalbinin ritmiyle çalmaya başlar
göğsüne uzaklığın kahrıdır bu içimde
düğünler de kurulsa yararsız bu ömrüme
örselenmişliğim aynada
dalgalı bir bayrak gibi duruyor
ne kadar da ihtiyacım var moliere kahkahasına
biliyor musun bütün oyunları unuttum
sürekli ebe olmak sürekli
acın kadar büyük sınırda yaşamak
çıldırsam mı diye soruyorum kendime
engin taş

NuraN 25-02-2007 23:46

Sürülmüş Yüreğim

biz ölürüz insan kutuplarında ay donar
yaz sürülmüş yüreğim
hicrete hançerdir bakışlarımız

farkımız yaprağın toprağın canı
mavzerimiz (k)aşımızdır yok şükür
yaz sürülmüş yüreğim
başımız mavide geceler

oltadayım azar azar gül beni
yaz sürülmüş yüreğim
dersim kaştır gözlerimin kudreti
herkes kendine peygamber

NuraN 25-02-2007 23:46

Tarihçe

bizimkiler doğuştan vejetaryendi
artık her öğün televizyon yiyoruz
annem peştamalını sandığa kaldırmış
babam alışamamış balkon sohbetlerine

ninemin walkmanla flörtü yeni
ilk öpülüyor kulaklarından dedemden sonra
ve halay'ı videodan çekiyoruz kaç yıldır
doğayı saksılardan içimize

toprak dedemi otuz yıl önce çağırdı
o zaman körfez ısmarlıyorduk sevdiklerimize
ve badem ve yemiş ve izmir üzümü
şimdi çekirdekli bir hayat dişlerimizde

aldatmayı ilk öğreten istanbul büyüyoruz
gurbet ceplerimizde dönüyor sılaya
ve seferberlik sevinci fötr şapkayla
almanya' dan kardeşlerimiz geliyor

tanrı yine seçimlere bizimle giriyor
bizimle korkuyor aşktan düşten düşünceden
sonra biraz bekçi biraz muhbir oluyoruz
uçkuruna ve urganına düşkün

düne neşterden kaçıyoruz çığlık çığlığa
şimdi kasap computer astronot olacağız
çatalı sola bıçağı sağa enterlemeli
hurdadan sayılıyoruz restaurantlarda

git sokak çocuklarından düş getir
huzur evlerinden hatıra topla
ve korkularını kat ve korktuklarını
hayat güzel bir gülümsemedir nihayet

NuraN 25-02-2007 23:46

Yabancı

dilimin ucunda çizdim
içimden geçenleri
kendimde denediğim kırmızı bir kalemle
çünkü bir yabancının mezarı
önce ve her daim kendi yüreğidir

ve yabancı yüreğinin yangınından beslenir
gözünde konaklayan
her yolcunun bakışıyla yaktığı
çünkü bir yabancının yüreği
önce ve her daim hancıdır

ve hancı hatıra mahzenidir
işten aştan ve aşktan demli
ve beter kanar yolcularından
çünkü bir yabancının uykuları
önce ve her daim sancıdır

hanın duvarlarını gezinerek büyür yabancı
' yarimi el almış harem diyorlar
maraşlı şeyh oğlu satılmışım ben' le
büyütüp uğurlar
hasretine yandığı yolcularını
ki onlar bir daha geri dönmezler
ve böylece bir yabancının günleri
önce ve her daim acıdır

ve savunmaz kendini yabancı
ebedi gurbetinde
dağlı prometeus gibi yaşar
çünkü bir yabancının içindeki her yolcu
önce ve her daim bir talancıdır
önce ve her daim bir yalancıdır

NuraN 25-02-2007 23:46

Yangın Yarası

bu günler sırma günler
elmas günlerdir
gün doğar sevda karası gözüm karası
anasın sevdama büyüğümsün
aşkı bilirsin
uzaklığın karakış
uzaklığın yangın yarası

bu yokluk kartal yokluk
olimpiostur
zincirim gül kırmızısı karanfil kırmızısı
belasın gözüme sevgilimsin
beni bilirsin
yokluğun canımda dağ
yokluğun diş sızısı

bu gözler çılgın gözler
deniz gözlerdir
yüreğim köz arası sevda sarası
ceylansın cerensin
koşmayı bilirsin
ayrılığın dalda kan
ayrılığın zıpkın yarası

bu yerler yavan yerler
yalan yerlerdir
ömrüm çayda çıra sevda duası
şahinim uğruna atmacayım
ölmeyi bilirim
susuşun afat kanatta
susuşun idam sırası

NuraN 25-02-2007 23:46

Yaşam Yeniden

rüyalarıma benziyorsun
çıkaramıyorum
ama sen
sıcak bir deniz koyuyorsun kadehime
sesini ve nefesini koyuyorsun
hayat dalga ritminde akıyor
yüzünü ve hüznünü koyuyorsun sonra
sonra ben kendimi koyuyorum
sözlerinin altına
(imza/n oluyorum)
ve birden kınından sıyırıp
çatal bir kılıç gibi
gözlerini koyuyorsun önüme
şarap gibi damlıyorum(kayboluyorum)
en sonunda
hep sonunda
sen sonunda
tutulduğum ve tutunduğum kara'm oluyorsun
bulduğum ve bulunduğum

rüyalarıma benziyorsun
biliyorum
hayatı genzinden yakalayıp
bakir bir şiddet koyuyorsun avuçlarıma
cehennemden(yangından) çıkmış gibi içiyorum
o an görüyorum
örsten çıkmış geçmişini koyduğunu
örselenmiş dünlerimin yanına
iki rüzgar gibi konaklıyoruz
bir yangının koynunda
hem köze
hem öze dönüyoruz
ve birden çift su verilmiş çelik gibi
iniyorum
en sonunda
hep sonunda
sen sonunda
mavzer oluyorsun
tutulduğum ve tutunduğum
öldüğüm

rüyalarımsın eminim

Constantin 28-02-2007 15:35

teşekkürler


Türkiye`de Saat: 11:11 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580