Kendi kaleminden Nezihe Meriç: “Çocuk ruhlu denilenlerden, çocuksu bir yapıda olduğum için, hiçbir zaman ağırbaşlı, ciddi, okkalı bir kadın olamadım. Ama bu yapı, sorumluluklar, insan ilişkilerinde saygı, hoşgörü, anlayış, efendi insan olmanın koşulları içinde düşünülecek olursa, evet, ağırbaşlı, güvenilir, dost, adam gibi biri oldum her zaman. Ve, çok sevildim. Buna çok alışkınımdır. Sevilmemeyi bilmem. İNCELİKLİ ÖYKÜLER YAZDI Çocukluğumdan bu yana, aşırı sinirli biriyim. Sevgi dolu, sevinçli, şenlikli, deli dolu, heyecanlı, art niyetsiz, saf yürekli, ama sinirli. Çok küçük yaşlarımda bile hoşgörülü olmayı biliyordum. İnsanlara önce severek yaklaşırım. Duygularıma kapılırım. Hoşuma gitmişse ilk görüşte fazla ince elemem. Açarım kapılarımı. Yanıldığım olur, ama sabırlıyımdır. Çok uzun zaman yıllarca sabrederim. Birçok sorunu içimde halletmeye çalışırım. İyi niyetimi, anlayışımı, aklımı, fikrimi, usumu kullanırım. Karşımdakini ne olursa olsun kırmamaya çalışırım. İçime atma huyum kötüdür. Beni hasta eder. Sinirimden çatlarım... Ev halkına yakın bildiklerime durmadan dert yanarım... Eskilerin deli saraylı dedikleri tiptenim. Temizliği titizliğe varanlardan. Kendimi çok düzelttim ama, gene de huysuzluğa varan titizliklerim var... Güzel sofra kurmayı çok severim. Çok iştahlı biri değilsem de, iştahsız mıszırtı da değilim. Ağzımın tadına düşkünümdür. Her şeyi yemem. Ağzımın tadına uygun bersani pirinci buluncaya dek bersani pirinci buluncaya dek, kentin yedi bucağını dolaşabilirim... Sabah uyandığım andan başlayarak hep sanatla yaşarım. Bunu böyle bir cümle kuruluşuyla söylemek komik oluyor ama, değil. Bu şu demek: Uyandığım an gördüğüm düşle karışık günlük yaşamım başlar. Yalnız bu yaşayış, evin sesi, kokusu, çalan kapı, telefonların başlamasıyla birlikte, arkadaşlar, bir takım ilişkiler, programlar içinde dış dünyadan yansımalar, caddedeki devinim, denizin rengi, o gün yapılacak işler, postayla gelenler hepsi benim kafamda kurduğum ya da yazmakta olduğum metinlerle bir aradadır. Okuduğum gazeteler, akşamdan kalan yazılar, okumakta olduğum kitapların hepsi bunun içindedir. Evet, tek kitap okuyamam. Daima üç beş kitabı bir arada yürütürüm. Evin her zaman oturduğum köşesinde bir roman vardır. Yün sepetimle yan yana. Yün örmeye bayılırım.” Asım Bezirci’nin 1999’da hazırladığı Evrensel Kültür yayını ‘Nezihe Meriç’ monografisinden alınmıştır. |
Türkiye`de Saat: 08:39 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2