|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
14-07-2006, 02:05 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Feb 2006
Mesajlar: 9.132
Tecrübe Puanı: 31 |
Konfüçyüs: Dokuzuncu Bölüm 'Üstadın Seyrek Olarak Ele Aldığı Konular...' I - Üstadın seyrek olarak ele aldığı konular yarar, yazgı ve iyilikseverliktir. II - Ta-hsiang köyünden bir adam dedi ki: "Filozof K'ung, gerçekten büyük bir insan! Bilgisi geniştir; ama, kendisini ünlü olarak göstermeye çalışmaz." - Üstat onları dinleyince öğrencilerine sordu: "Benim yapabileceğim şey nedir? Araba kullanmasını mı, yoksa ok atmasını mı öğrenmeye çalışacağım? Araba kullanmasını öğreneceğim." III - Üstat dedi ki, "Keten şapka, tören kurallarına en uygun olanıdır; ama, şimdi ipekten olanı giyilmektedir. Öbürü daha ucuzdur; ama ben, herkesin kullandığını giyeceğim." - "Aşağı salondayken eğilip selam vermek, tören kurallarında gösterilmiştir; ama şimdi, yukarı kata çıkıldıktan sonra selam verilmektedir. Bu pek iyi bir şey; ama ben, herkesin yaptığının tersine, aşağı salondayken selam vermeyi sürdüreceğim." IV - Üstat'ın dört özelliği şunlardır: Önyargısızdır. Bir şeye hemen karar vermez. İnatçı değildir. Bencil değildir. V - Üstat, K'uang'da büyük bir korku geçirmişti. (74) - Dedi ki: "Kral Wen'in ölümünden sonra, gerçeklik içimde yerleşmiş değil midir?" - " 'Gök' gerçekliğin yok olmasını isteseydi, bu gerçeklikle benim ilgim olamazdı. 'Gök' bu gerçekliğin yok olmasını istemiyorsa, K'uang halkı bana ne yapabilir?" VI - Büyük bir memur Tzu-kung'a sordu: "Üstadınızın kutsal bir insan olduğu söylenemez mi? Yetenekleri nasıl da türlü türlü!" - Tzu-kung dedi ki: "Kuşkusuz, 'Gök' ona sınırsız özellikler vermiştir. Bunun için biz onu kutsal insan sayabiliriz. Yetenekleri de pek çoktur." - Üstat bu konuşmaları duydu, dedi ki: "Bu büyük memur beni tanıyor mu? Ben gençken durumum pek parlak değildi. Bunun için birçok iş yaptım. Bunlar bayağı işlerdi. 'Büyük ve üstün insan' böyle türlü işler yapabilir mi? Onun bu tür işler yapmasına ne gerek var?" - Lao dedi ki: "Üstat diyor ki: 'Bir memurluğum olmadığı için bir çok iş denedim!'" (75) VII - Üstat dedi ki: "Benim gerçekten bir bilgim var mı, bilmiyorum. Bilgisiz bir insan bana bir şey soracak olursa, her şeyi, tüketene dek ona anlatırım." VIII - Üstat dedi ki: "Fang kuşu artık gelmiyor. Irmak, haritasını göndermiyor. (76) Her şey bitti artık!" IX - Üstat, yas giysilerini giymiş insanların geldiğini ya da kör bir insanın yaklaştığını görünce, onlar genç olsalar bile yine ayağa kalkar. Onların yanından geçecek olursa, çabucak oradan uzaklaşır. X - Üstadın hayranı olan Yen Yüan dedi ki: "Onları (ilkeleri) okuduğumda, daha üstün görünürler. İncelediğimde, daha derin olduklarını anlarım. Önümde olduklarını gördüğümde, birdenbire arkada oldukları anlaşılır." - Üstat iyi ve sağlam bir yöntemle insanlara önderlik etmiştir. Bilgisiyle beni aydınlatmış ve tören kurallarını öğretmiştir. - "Bunları (ilkeleri) bırakmak istediğimde, bunu yapamadım. Bütün yeteneğimi kullandığımda, önümde yine bu ilkelerin bulunduğunu gördüm; ama, bunu elde etmek istedimse de, bir yol bulamadım." XI - Üstat çok hastaydı. Tzu-lu, öğrencilerden bir bakanmışlar gibi davranmalarını istedi. (77) - Üstat iyileştiğinde, dedi ki: "Uzun zamandan beri Yu (Tuzu-lu,) bizi davranışlarıyla aldatmaktadır. Bakanlarım olmadığı halde, onların var olduğunu kabul etmekle kimi aldatacağım? 'Göğü' mü aldatacağım?" - "Bununla birlikte, siz öğrencilerimin elinde ölmek, bakanların elinde ölmekten daha iyidir. İyi bir cenaze töreni yapılmayacaksa da, yolda ölecek değilim ya?" XII - Tzu-kung dedi ki: "Burada güzel bir mücevher var. Bunu bir kutuya koyup saklayayım mı? Ya da onu iyi bir fiyata satayım mı?" Üstat dedi ki: "Onu sat, onu sat; ben onu satın alacak kimseyi bekleyebilirim." XIII - Üstat ülke dışına çıkıp dokuz yabanıl boy arasında yaşamak istiyordu. - Biri dedi ki: "Onlar, yabanıldırlar. Böyle bir şeyi nasıl yapabilirsiniz?" Üstat dedi ki: " 'Üstün insan' onlar arasında yaşarsa. ortada 'yabanıllık' diye bir şey kalabilir mi?" XIV - Üstat dedi ki: "Wei'den Lu derebeyliğine döndüğümden sonradır ki, müzik yeniden düzenlendi ve krallık şarkıları ve övgüleri yerlerini buldu." XV - Üstat dedi ki: "Dışarıda, yüksek memurlara ve soylulara hizmet etmek, evindeyse babasına ve kardeşlerine hizmet etmek; ölünceye dek çok çalışmamak; çok şarap içmemek... Bunlardan hangisini yapayım?" XVI - Üstat bir ırmağın kıyısında duruyordu; dedi ki: "Gece gündüz, durmadan, tükenmeden akıp gidiyor!" XVII - Üstat dedi ki: "Güzelliği sevdiği denli, erdemi de seven bir insanı daha görmedim." XVIII - Üstat dedi ki: "Bilginin ilerlemesi, insanın bir dağa çıkmasıyla karşılaştırılabilir. İşi tamamlamak için bir sepet toprağa gereksinme varsa, ben hemen durur ve işi bırakırım. Bu, düz bir yere toprağı boşaltmaya benzetilebilir. Burada, bir sepet dolusu toprak bir seferde yere atılıyorsa da, bu işte ilerleyiş benim önde gidişimi gösterir." XIX - Üstat dedi ki, "Ona bir şey söylediğimde, o asla ilgisizlik göstermez. Ah! İşte bu Hui'dir." XX - Üstat Yen Yüan için dedi ki: "Onun hep ilerlemekte olduğunu ve asla durmadığını gördüm." XXI - Üstat dedi ki: "Bir bitkiden yaprakların fışkırdığı görülmüştür; ama, o bitki çiçek açmamıştır. Çiçeklerin açtığı görülmüştür; ama, meyve vermedikleri de bir gerçektir." XXII - Üstat dedi ki: "Bir gence saygı gösterilmelidir. Onun geleceğinin, bizim şimdiki durumumuza eşit olmayacağını nasıl bilebiliriz? 40-50 yaşına gelip de kendisinden söz etmezse, o gerçekten saygı gösterilmeye değer bir insandır." XXIII - Üstat dedi ki: "İnsanlar, yasalar yerine geçen öğütleri çiğneyebilir mi? Bunlar, insanların davranışlarını düzenlemektedir. İnsanlar bu öğütlerden hoşlanmadıklarını incelikle söyleyebilirler mi? Bunlar, amaçlarını ortaya koymaktadır. Bir kimse bu sözlerden hoşlandığı halde, amacını ortaya koyamazsa ve sonra öğütleri kabul edip de davranışlarını düzeltmezse, ben bu kimse için gerçekten bir şey yapamam." XXIV - Üstat dedi ki: "Bağlılığı ve içtenliği asıl ilke olarak kabul et. Kendine eşit olmayan arkadaşlar edinme. Yanlışları olursa düzeltmekten çekinme." XXV - Üstat dedi ki: "Büyük bir devletin komutanı görevinden uzaklaştırılabilir; ama, düşüncelerinden asla..." XXVI - Üstat dedi ki: "Kenevirden yapılmış eski giysileriyle kürkler içinde bulunan bir adamın yanında kendisinden utanç duymayan bir insan varsa, işte o Yu'dur." - "Hiç kimseden nefret etmez. Açgözlü değildir. Hep iyi olan şeyi yapar." - Tzu-lu sürekli bu sözleri yineliyordu. Bunun üzerine Üstat dedi ki: "Bu sözler, yetkinliği yaratmaya yetmez." XXVII - Üstat dedi ki: "Hava soğuduğunda yapraklarını en son dökenlerin çam ve servi ağaçları olduğunu anlarız." XXVIIII - Üstat dedi ki: "Akıllı insanlar, kendilerini coşkuya kaptırmazlar. Erdemli olanlar kuşku içinde olmazlar. Gözüpek olanlar hiçbir şeyden korkmazlar." XXIX - Üstat dedi ki: "Kimi insanlarla birlikte çalışabiliriz; ama, asıl konularda birlikte olmadığımızı anlarız. Asıl ilkelerde birlikte olabiliriz; ama, bunları uygulama konusunda anlaşmaya varamayız. Bunları uygulama konusunda anlaşsak da olaylar için yargıda bulunmakta ayrılabiliriz." XXX - "Erik ağacının çiçekleri nasıl titrer ve kıvrılır. Seni düşünmez olur muyum? Fakat evin çok uzakta." (Şiirden bir parça.) - Üstat dedi ki: "Bu, düşüncenin yokluğundan ileri gelir; o da öyle uzaklarda ki!" | ||
|
07-10-2006, 20:23 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | saol abi pylşmn için
__________________ Besiktas JK . | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |