|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
09-03-2007, 21:36 | #1 | ||
Banned Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 5.198
Tecrübe Puanı: 0 |
Mavi Gözlü Dev: Nazım Hikmet (Mavi Gözlü Dev: Nazım Hikmet) Gösterim tarihi: 09.Mart.2007 Yönetmen: Biket İlhan Oyuncular: Yetkin Dikinciler, Dolunay Soysert, Özge Özberk, Uğur Polat Dil: Türkçe Tür: Drama Türk edebiyatının büyük ozanı Nazım Hikmet, hayatından bir kesit üzerine odaklanan Mavi Gözlü Dev ile beyazperdede. Biket ilhan'ın yönetmenliğini üstlendiği filmin, 4 yıllık bir çalışmanın ürünü olan senaryosunda Metin Belgin'in imzası var. Konusu Kavganın, sevdanın ve Türkçe’nin büyük şairi Nâzım Hikmet, 1941 yılında Bursa Hapishanesi’ne nakledilir. “Komünizm” propagandası nedeniyle mahkûm olan usta şairin ünü içeride kulaktan kulağa yayılır. İbrahim Balaban ve Yusuf, mahkumların portresini yapan ustanın odasına desen çizeceği aynaları taşırlar. Nâzım’ın aklı ise karısı Piraye’dedir. Günlerdir ondan ne bir mektup, ne bir telgraf almıştır. Hasretin dinmeyen sızısı siyatik ağrılarından beterdir. 2. Dünya Savaşı’nın vahşeti ve sefaleti tırmanırken; Müdür Tahsin Bey’den hakkında verilen 28 yıl hapis cezasının onaylandığı haberini alır. Ve sonunda Piraye gelir; mahzun, hüzünlü, çaresiz... Kısacık görüşmede, gardiyanın evinde gizlice buluşma teklifine şiddetle karşı çıkar. Nazım’ın öğrencisi Raşit, üç yıl sonra özgürlüğüne kavuştuğunda Orhan Kemal adıyla “72. Koğuş” hikâyesinin yazarı olur. Balaban içeride “şair baba”sının yanında ressamlığı ilerletir. Açlıktan ölenlerin çoğaldığı günlerde dokumacılık sayesinde karısına para yollayan şairin son umudu, dayısı Ali Fuat Paşa’dır. Celile Hanım ise oğlunu kurtarmanın yollarını aramaktadır. 1945 yılında savaş biter ama hapishane müdürü, şaire hoşgörülü davrandığı gerekçesiyle koltuğunu despot bir müdüre bırakmak zorunda kalır. Kırbaçlı gardiyanlar Nâzım’ın odasını basınca kıyamet kopar. Ekim 1948’de dayı kızı Münevver ziyaretine gelir. Nâzım yeni bir sevdanın coşkusuna kapılıp iki aşk arasında bocalarken, Münevver’in kocasından ayrılmayı ertelemesiyle bunalıma girer. Karaciğerinden sonra kalbi de yorulmuştur. Piraye’ye yazdığı mektuplarda ona yalvarır. Karısıyla zoraki buluşmasında buzları eritmeye uğraşırken; Münevver’in de hapishaneye gelmesi başka bir kâbusa sürükler şairi. 10 yıldır hapistedir, artık tükenme noktasındadır, yaşamına son vermeyi tasarlar… | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |