-
İktisat
(
http://besiktasforum.net/forum/iktisat/)
- -
Aracı Kurumlar
(
http://besiktasforum.net/forum/iktisat/24192-araci-kurumlar/)
imparator | 26-02-2007 16:13 | - Yatırım politikalarının oluşturulması buna bağlı olarak hedeflerin, kısıtların ve tercihlerin belirlenmesi,
- Sermaye piyasalarının beklentilerinin tanımlanması ve değerlendirilmesi,
- Portföyün oluşturulması
- Portföy faktörlerinin izlenmesi ve değişikliklere karşılık verilmesi,
- Gerekli durumlarda portföyün yeniden ağırlıklandırılması,
- Portföy performansının değerlendirilmesi ve ölçülmesi ( Şakar,1997)
Bu noktada modern portföy yaklaşımının temel değişkenlerinden olan “Risk” kavramını irdelemek konunun anlaşılmasında faydalı olacaktır. 3.1 Risk Kavramı Beklenmeyen bir durumun ortaya çıkma olasılığı olarak ifade edilebilen risk kavramı portföy yönetiminde , portföyün gerçekleşen getirisinin beklenen getirisinden sapma olasılığı olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda portföy yönetimi sırasında ortaya çıkan risk kaynakları şöyle sınıflandırılabilirler. - Sistematik Risk : Ekonomik, politik ve sosyal yaşamın yapısı ve değişkenliğinden kaynaklanan sistematik risk portföy çeşitlendirmesi ile giderilemez. Ekonomide faaliyet gösteren her firma sistematik riskten aynı yönde ancak farklı derecelerde etkilenir.Sistematik risk; faiz oranı riski, enflasyon riski ve piyasa riski olmak üzere üçe ayrılır.
- Faiz Oranı Riski : Gelecekte piyasa faiz oranlarında meydana gelebilecek olası bir değişmenin (yükselmenin) menkul değer fiyatlarını ve dolayısı ile getirilerini olumsuz yönde etkilemesidir. Faiz oranı riski, özellikle değişken faizli tahviller için söz konusudur.
- Enflasyon Riski : Satın alma gücü riski olarak da adlandırılan bu risk ekonomide enflasyon oranında meydana gelebilecek olası bir artış karşısında paranın satın alma gücünün azalmasıdır. Satın alma gücünde meydana gelebilecek bir azalma menkul değerler ve özellikle de sabit getirili menkul değerler üzerinde etkili olabilmektedir.
- Piyasa Riski : Geçerli bir ekonomik nedene dayanmayan, bir liderin vefatı gibi daha çok psikolojik faktörler sonucu, menkul değerler fiyatlarında görülen düşüşler, yatırımcı açısından piyasa riskini oluşturur.
|
imparator | 26-02-2007 16:13 | - Sistematik Olmayan Risk : Portföy çeşitlendirmesi ile azaltılması mümkün olan bu risk, yönetim hataları, teknolojik gelişmeler, grevler gibi firma ya da firmanın faaliyette bulunduğu endüstriye ait özelliklerin yol açtığı risktir. Sistematik olmayan risk; finansal risk, yönetim riski, iş riski olmak üzere üçe ayrılır.
- Finansal Risk : Bir firmanın sermaye yapısı içinde banka kredileri tahviller gibi sabit yükümlülüklerin varlığı, finansal riski oluşturur.
- Yönetim Riski : Yönetim tarafından alınması muhtemel hatalı bir karar firmanın satışları ve dolayısı ile karı üzerinde olumsuz etki yaparak hisse senetleri fiyatlarının düşmesine yol açacak risk taşır.
- İş Riski : Tüketici zevklerinde değişmeler, artan dış rekabet, hammadde temin edilmesinde karşılaşılan güçlükler, iş kolunda yaşanan yaygın grevler firmalarda iş riskini doğuran ya da arttıran unsurlara örnek olarak verilebilir. Bu unsurların varlığı hisse senetlerinin fiyatlarının düşmesine neden olabilir. (Fischer & Jordan,1991)
Yukarıda anlatılanlar ile birlikte Etkin Piyasalar Hipotezi de portföy yönetiminin başlıca önermelerinden biridir. |
imparator | 26-02-2007 16:13 | 3.2 Etkin Piyasalar Hipotezi Bir menkul değerler piyasası genelde, piyasada alınıp satılan menkul kıymetlerin fiyatları, mevcut tüm bilgiyi tamamen yansıtıyorsa ve bu fiyatlar yeni bilgiye ani ya da buna yakın ve sapmasız (tam) bir biçimde tepki veriyorsa, etkin olarak tanımlanır. Bu hipotez portföy yönetiminde ideal olan durumu açıklaması bakımından önemlidir.Günümüzde böyle bir tanımın geçerli olabilmesi için, bazı koşulların varlığı gereklidir.Bu koşullar: - Piyasada mükemmel bir rekabet olmalıdır.
- İşlemler üzerine hem kurumsal hem de bilgisel değişim maliyetleri ya da sınırlamaları olmamalıdır. Dolayısı ile tüm yatırımcılar gelecekteki beklentileri ile ilgili mevcut ve gelecek bilgiye aynı anda ulaşmalıdırlar.
- Tüm yatırımcılar türdeş kanılara sahip olmalı sahip olmalı ve elde ettikleri bilgiyi aynı biçimde analiz ederek yorumlamalıdır. Bir başka deyişle tüm yatırımcılar ynı bilgi fonksiyonunu elde etmelidir.
- Tüm yatırımcılar, piyasa fiyatlarına aynı şekilde dikkat etmeli ve ellerindeki bilgi fonksiyonlarını bekledikleri faydayı maksimize etmek için aynı şekilde kullanmalıdır şeklinde ifade edilebilir.
Piyasa etkinliğinin bilginin hazır oluşu ve fiyatlara yansıtılma derecesi ve hızına göre üç biçimi vardır.- Zayıf piyasalar
- Yarı-güçlü piyasalar
- Güçlü (etkin) piyasalar
Genelde elde edilen bulgular, hipotezin zayıf ve yarı-güçlü biçimiyle uyumludur.Güçlü biçime çok ender rastlanmaktadır. Son olarak bazı portföy yönetim stratejilerini belirtmek faydalı olacaktır. |
imparator | 26-02-2007 16:13 | 3.3 Portföy Yönetim Stratejileri Formül planlar olarak da bilinen portföy yönetim stratejileri, piyasanın yükseldiği dönemlerde iyimser, düştüğü dönemlerde kötümser olan yatırımcıları hislerinden bağımsız menkul kıymet almaya ya da satmaya zorlayarak karar almayı mekanik hale getiren tekniklerdir. Bu stratejiler içinde en yaygın olanları şunlardır: - Maliyet Ortalama Stratejisi : Bu stratejide,yatırımcı yabancı hisse senetlerine belirlediği aralıklarla ve piyasanın durumuna bakmaksızın hep aynı miktarda yatırım yapar. Böylece yatırımcı fiyatlar düştüğünde daha çok, fiyatlar yükseldiğinde ise daha az sayıda hisse senedi almakta ve ortalama alış fiyatı daima ortalama piyasa fiyatının altında kalmaktadır.
- Satın Al ve Elde Tut Stratejisi : Bu stratejide, portföyde alınacak olan menkul değerlerin vadeleri ile yatırımcının elde tutmayı planladığı süre arasında bir uyum olması istenir. Portföy oluşturulduktan sonra, elde tutma süresinin sonuna kadar portföyde herhangi bir değişiklik yapılmaz. Diğer bir ifadeyle, oluşturulan portföy piyasa koşullarına duyarsız bırakılır. Bu durum satın al ve elde tut stratejisini pasif bir portföy yönetim stratejisi haline getirir.
- Sabit Oran Planı : Bu plan portföyün karma bir yapı göstermesi durumunda uygulanır. Sadece hisse senetlerinden yahut sadece tahvillerden oluşan bir portföy için bu plandan yararlanılamaz. Sabit oran planında, portföydeki hisse senetleri ile tahviller arasında tutar olarak belli bir oranın varlığı aranır. Bu oranın ne olacağı yatırımcının tercihine bırakılmıştır. Sabit oran planının en önemli sakıncası yatırımcıları portföyde yer alan hisse senetlerinin fiyatları arttığı zaman bazı hisse senetlerini satmaya; düştüğü zaman ise hisse senedi almaya mecbur bırakmasıdır.
- Değişken Oran Planı : Değişken oran planında yatırımcı sabit oran planının aksine piyasadaki gelişmeleri dikkate alarak portföydeki hisse senetlerinin tahvillere olan oranı düşürür veya yükseltir.
- Endeks İçerikli Fon Stratejisi : Bu stratejide, endeks kapsamındaki hisse senetlerine, endeks içindeki ağırlıkları korunarak yatırım yapılır. Endeks içerikli fon stratejisi uygulayanlar uzun dönemde piyasa getirisinin üzerinde getiri elde edilmesinin mümkün olmadığına ve endeksin piyasayı aynen yansıttığına inanırlar. Endeks kapsamında fazla sayıda hisse senedi olması durumunda endeksi kısmen temsil edeceği düşünülen hisse senetleri seçilerek bu strateji uygulanır.
- Gelecekteki Yükümlülükleri Karşılama Stratejisi : Bu stratejide, yatırımcının belirli zamanlarda yerine getirmesi gereken yükümlülüğe eşit tutarda paranın elde edileceği bir portföy oluşturulması amaçlanır. Bu nedenle portföye, tahvil ve benzeri menkul değerler vadeleri göz önünde tutularak alınırlar.Bu strateji belli bir vadenin söz konusu olmadığı menkul değerler için uygun değildir. ( Jones,2000 )
|
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2