|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
09-08-2010, 15:51 | #3581 | ||
1903-1984-2008 Üyelik tarihi: Oct 2007 Yaş: 40
Mesajlar: 10.250
Tecrübe Puanı: 32 | Uğur-Erhan-Delgado-Tabata-Nobre yattıkları yerden dünya para alıyorlar... Ayrıca Zapo da yollanmalı. | ||
|
09-08-2010, 16:00 | #3582 | ||
Gogo Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 5.649
Tecrübe Puanı: 41 | Dün akşam ki karşılaşma bundan önceki karşılaşmalarımıza nazaran daha güçlü bir takımla yapıldığından takımın neler yapabileceği konusunda biraz daha fikir sahibi olmamızı sağladı. Villareal maçı bizlere birkez daha gösterdi ki Quaresma bu takımın hücum gücünün %60'ını oluşturuyor. Quaresma oyunda kaldığı sürece rakibin dengesini de bozuyor. Sürekli kanat değiştirip ayağında top tutarak rakibi eksiltiyor bu nedenle defansın ortasahaya çıkamaması orta saha oyuncularınında defansa yardımcı olmalarını sağlıyor ki bu da oyunun rakip sahada daha çok oynanmasını sağlıyor. Oyunu rakip yarı alana yıkıldığı anda iş Prof.Guti'de bitiyor. Sergen'den sonra ilk defa bu kadar ince paslar atabilen bir yıldız futbolcumuz oldu. Guti ilk maçı olmasına rağmen gerek toplu oyunda gerekse de topsuz oyunda çok etkili. Tv başında izlerken sürekli işaretler ile topun nerelere oynanması gerektiğini arkadaşlarına söyleyerek maestroluk yaptı. Oyunu basit ama çok etkili oynuyor. Bu sene ki ortasaha'da Necip kesinlikle kendisine yer bulacaktır. Geçen seneden beri sürekli üstüne koyarak oynuyor. Yıllar sonra belkide ilk defa özsermayemizden gerçek bir yıldız çıkaracağız. Necip için Guti çok büyük bir nimet bu fırsatı iyi değerlendirip Guti'yi bilgi paylaşımı konusunda sömürmesi gerekiyor. Bu hem kendisi hem de Türk futbolu açısından çok önemli. Hilbert dün akşam ve bundan önceki karşılaşmalarda gösterdiği performansla bu takımın futbolcusu olmadığı izlenimini verdi bana. Kalede birçoğumuzun belki de ilk defa izlediği bir çocuk vardı ki yaptığı kurtarışlar ve kendinden emin hareketleri ile iki seneye kadar Milli takımında kalesini koruyacak gibi duruyor. Cenk'i bu takıma kazandıranları gerçekten kutlamak gerek çok çok yerinde bir transfer. Ersan'ın oyun stili bana ikinci bir Toraman müjdesini verdi. Oyunu sert oynuyor bu hırçın futbolu gerek tribünleri gerekse de sahada ki arkadaşlarını oyun içinde ateşler. Gelelim Bobo'ya geçen seneye kadar bu takımın en etkili ismiydi ama bu sene bana göre Q7 ve Guti bir takımda sırıtıyor. Bize en acilinden kaptırdığı topun peşinden koşacak, hızlı ve hava hakimiyeti olan bitirici bir forvet lazım. Dün akşam ilk yarıda ki takıma Toraman-Ernst-Necip ve Üzülmez de katılınca bu kadro bile Avrupa'da iş yapar izlenimi verdi bana. Eğer ki gelecek olan isimler sürekli gündem de ki isimler olursa bu takımın tutulması gerçekten çok zor olur. Huni'ler elimizde sabırsızlıkla bekliyoruz. | ||
09-08-2010, 18:47 | #3583 | ||
Beşiktaşım Hayat Sensin.! Üyelik tarihi: Dec 2009
Mesajlar: 1.875
Tecrübe Puanı: 18 | DElgado ,Nobre faydasız ..Tabata kalsın daha iyi . | ||
09-08-2010, 18:52 | #3584 | ||
Beşiktaşım Hayat Sensin.! Üyelik tarihi: Dec 2009
Mesajlar: 1.875
Tecrübe Puanı: 18 | GErçekten şu an ki kadro Avrupa üst düzeyinde bir takım Türkiyede ki diger büyüklerin kadrosuna birde Beşiktaşın kadrosuna baktıgımızda dağlar kadar fark var .. | ||
09-08-2010, 19:55 | #3585 | ||
Üyelik tarihi: Jul 2010
Mesajlar: 161
Tecrübe Puanı: 14 |
Pascal çarkıfelekte yürü be koçum kim tutar seni Boşver pascal keyfine baak çak o zaman çak çak çak : )))
__________________ Bağdat Caddesi Beşiktaşın Kalesi !!! Konu Guti Haz. tarafından (09-08-2010 Saat 19:58 ) değiştirilmiştir.. | ||
09-08-2010, 20:17 | #3586 | ||
adige Üyelik tarihi: Jun 2009
Mesajlar: 1.101
Tecrübe Puanı: 21 | pascalın programa çıkışı şüperdi. Fransada doğdun BEŞİKTAŞLI oldun helal olsun sana PASCAL NOUMA
__________________ İstanbul | ||
09-08-2010, 20:20 | #3587 | ||
Üyelik tarihi: Aug 2010 Yaş: 39
Mesajlar: 44
Tecrübe Puanı: 14 | oturduğumuz yerden o gitsin bu kalsın demek kolay ama çok masraflı işler bunlar.. ÖNEMLİ OLAN TRANSFER KOMİTESİNİN GÜNÜ KURTARMA ADINA DEĞİL GELECEĞE YATIRIM YAPMASI.. Sırf göz boyama transferlerinden çok zararlı çıktık, acısını hala çekiyoruz.. gordon, tabata, delgado, mrkela'ya, sixten weit'e kadar gider bu işler.. 6+2+2 miz var tribündeki yabancılar U21 avrupa şampiyonasındaki genç yeteneklere ayrılabilir 2 oyuncu... sonuçta yatırım.. transfer planı yok arkadaşlar, her sene bi takım kuruyoruz, yıl sonunda bozuyoruz.. inşallah bu sene başlangıç olur..
__________________ BEN ZARKOYUM !!! HAKSIZ YERE 2 YIL SÜREYLE BANLAYANLARA DÜŞMEZ BEŞİKTAŞ SEVGİM.. | ||
09-08-2010, 20:33 | #3588 | ||
Üyelik tarihi: Aug 2010 Yaş: 39
Mesajlar: 44
Tecrübe Puanı: 14 |
genç oyuncuların yüksek performans göstermesi insanı heyecanlandırıyo.. necip ve cenk gibi çok kaliteli genç oyuncularımız var, cumali bişi, ali kuçik, orhan gülle, can erdem vs.. yeterki fırsat verelim.. necip'i ve cenk'i nasıl bilecektik forma sansı verilmeseydi?? gençlere tanınan fırsat, tabata-delgado-hilbert gibi haksız para kazananlardan daha önemlidir.. GENÇLERE GÜVENELİM VE DESTEK VERELİM..
__________________ BEN ZARKOYUM !!! HAKSIZ YERE 2 YIL SÜREYLE BANLAYANLARA DÜŞMEZ BEŞİKTAŞ SEVGİM.. Konu gutimle_gulerim tarafından (09-08-2010 Saat 20:35 ) değiştirilmiştir.. | ||
09-08-2010, 23:45 | #3590 | ||
adige Üyelik tarihi: Jun 2009
Mesajlar: 1.101
Tecrübe Puanı: 21 |
Tamamen iyileştim` diyor Pascal. Artık ulaşımını lüks arabalarla değil metroyla sağlıyor. Parayı umursamıyor. Türk pasaportu almak istiyor. Başka biri olduğunu kabul ediyor Pascal. Futbol dünyasının en renkli karakterlerinden biri olan Pascal Nouma, kanseri nasıl yendiğini ve engelli Türk çocukları için çalıştığı projeyi anlattı. İstanbul Fulya’daki Süleyman Seba Tesisleri’nde buluşuyoruz. “Oh be 10 dakika erken gelmişim” diyorum. O da ne! Pascal çoktan gelmiş, çocuklarla Türkçe sohbet ediyor, fotoğraf çektiriyor. Fenerbahçe maçında yaptığı, Türkçemize “Yeşil sahalarda tombala” olarak giren hareketinden beri sevmezdim Pascal’ı. Ama bugün çok sevdim. Çünkü anladım ben onu. Kanserle ilgili konuşmak istemediği halde beni kırmamak için her soruma cevap verdi. Saunadan hallice denilebilecek havasız basketbol sahasında engelli çocuklarla poz verirken gıkı çıkmadı. “Banka borcum var” desem onu da verecek!.. O ününü de servetini de ihtiyacı olanlar için kullanıyor artık. Bugün engellilere, yarın başkasına. Bu arada... Pascal’ın Beşiktaş aşkı gerçekten araştırma konusu olmalı. İlk göz ağrısı Paris Saint-Germain’den sonra ezeli rakibi Marsilya’da tereddütsüz oynayan Nouma’nın gözü Türkiye’de Beşiktaş’tan başka şey görmüyor. Fenerbahçe ya da Galatasaray’ın adını duyunca fenalaşıyor. Soruda Beşiktaş varsa Pascal birden pek eğlenceli bir Türkçe konuşmaya başlıyor. Ve Türk pasaportu almak istemesinin nedeni de siyah beyaz aşkı. Ne diyelim; onlar sevmiş birbirini... İŞTE SON PASCAL Nasılsınız? Ben çok iyi gördüm sizi. Kanseri soruyorsan tamamen iyileştim. Her şey yedi yıl önceydi ve bitti. Hastalıktan sonra çevrenize karşı daha bir duyarlı mı oldunuz, bana mı öyle geldi? Ben elimden geldiğince insanlara yardım ederdim zaten. Ama başınıza kötü bir şey geldiği zaman, öbür tarafın o kadar da uzakta olmadığını bildiğinizde, hayata bakışınız da değişiyor. Aksi mümkün değil. “Pascal agresif” diyorlar, mesleğim gereği ki o da bitti. Duyduğumda gerçekten “Acaba ben ne yapabilirim?” dedirten “Engelsiz Yaşam Projesi”nde aktif bir şekilde çalışıyorsunuz. Önce başka bir sorum Olacak. Fiziksel engelli sevdiğiniz, tanıdığınız biri mi var? Ondan mı etkilendiniz? Size bir hikâye anlatacağım. Benim bu hastalığım ortaya çıkmadan hemen önce babam beyin felci geçirdi. Şimdi iyi ama bir dönem hiçbir şey yapamadı, sürekli yardımcı olmak gerekiyordu. Felç geçirdiğinde yanında değildim. Kız kardeşim bin kere aramış duymamışım. Babam ölmek üzere ama hastane dolu. Adamı koridorda bekletmişler. Hemen doktorumu aradım. “Nouma’nın babasıymış eyvah” diyerek ona en iyi odayı verdiler. Demek ki mümkünmüş, oda varmış. Olay ne biliyor musun? Ünlü biriysen bütün kapılar açılır, değilsen ölen öldüğüyle kalır. Peki ya diğerleri? Ailesinde ünlü futbolcu olmayanlar... Ve İstanbul’daki engelli çocuklara adadınız kendinizi... Tam olarak ne yapıyorsunuz? Eğer işe yarayacaksa bu projede sonuna kadar yer alırım. Onlara güven duygusunu aşılamaya çalışıyorum, birlikte antrenman yapıyoruz, eğleniyoruz. 10 kişi toplanıyor mesela. Durumlarına göre neler yapabiliriz, ona karar veriyoruz. O gün kimler gelirse... Tabii yapabildikleri spor dalı kısıtlı. Evde çocukları kapalı tutan, utanıp saklayan aileleri ikna ediyoruz. Bir gün Ümraniye’de çocuklarla piknikteyiz. 10 yaşlarında bir çocuk bakmaya başladı. “Ne istiyorsun?” dedim. “Gel benimle resim çektir” dedi. İngilizcesi o kadar iyiydi ki anlatamam. Başka biri olmuşsunuz siz. Evet... Bak herkes plaj partilerinde. Ama ben her sabah uyandığımda hastanedeki kanser hastası insanları düşünüyorum. Güzel otomobillerinize, İstanbul eğlencelerine ne oldu? Boş ver! Evet benim de güzel arabalarım vardı çünkü çocukluk hayalimdi. Artık umurumda değil. Araba nedir ya? Ben artık her yere metroyla gidiyorum. Bana “Pardon siz Pascal mısınız” diyorlar. “Evet” diyorum. “Aa burada ne işiniz var” diye soruyorlar. Arada bir gece arkadaşlarla çıkıyorum ama eskisi gibi değil. Pascal bizi diskoya götür demesinler mi? Sevmiyorum o tezahüratı. Başka bir şey bulsunlar... DEĞİŞMEYİN Kansere yakalandığınız sırada Beşiktaş’taydınız. O sırada Beşiktaş’ta olmak benim için büyük şanstı. İkinci hayatımı verdi bana, hayatımı devam etmemi sağladı. Yöneticiler sır gibi sakladı ama arkadaşlarınızdan biriyle de mi paylaşmadınız? Bayram Bektaş biliyordu sadece. O kan kardeşimdi. Sinek ısırığı sandığınız şeyin hayatınızı elinizden alacak bir hastalık olduğunu öğreniyorsunuz. Ama sakinliğinizi bozmuyorsunuz. Şu an ümitsizce kanserle boğuşanlara ne önerirsiniz? Doktor “Kansersin” dediğinda ona “Hasta değilim” diye bağırdım. Değişmeyin, hayatınızı yaşamaya devam edin. Size kim destek oldu? Yalnızdım. Kendim savaşmak istedim. Beni o halde görmelerini istemedim. Onlara sağlam kavuşma duygusu daha da hırslandırdı beni. TÜRK PASAPORTU ALACAĞIM Küçükken ne olmak isterdiniz? Gangster olmak isterdim, gençken doktor, sonra bir ara itfaiyeci olmak istedim. Ne oldu da futbolcu oldunuz? Biri mahallede oynarken “Al şu kartı babana ver” dedi. Paris Saint-Germain’de yöneticiymiş. Beşiktaş’ı neden bu kadar çok seviyorsunuz? Hayatımdaki her şeyi Beşiktaş verdi. 2000’de doğdum. Gazeteci dövüyorsunuz, oyuncu yumrukluyorsunuz, insanların sevgisi artıyor. Bu nasıl oluyor? O anda onlar da aynı şeyi yapmak istiyor, ben yapıyorum. Türk pasaportu almak istiyor musunuz? 10 yıl dolması gerekiyor. 2000’de geldim ama sürekli kalmadığım için biraz daha zaman var. Çok istiyorum. Türkiye’yi çok seviyorum, benim vatanım burası. TARAFTAR UNUTMUYOR 38 yaşındasınız, daha futbol oynar mısınız? 30 hissediyorum, dört yıl daha oynarım aslında. 20 Nisan 2003’ü unutalım, gel Fenerbahçe’de oyna deseler? İmkânsız, ailem siyah beyaz. Nerede profesyonellik? Parayı umursamıyorum Galatasaray istedi, gitmedim. 10 milyon verseler de gitmem. Ama Altay, Kayseri istese giderim. Başınıza hâlâ bela mı o hareket? Son FB-BJK maçında 44 bin kişi bana küfretti. Tek tek gelseler dövüşürdüm. Yani pişman değilsiniz. Pişmanım çünkü taraftara yapmamıştım ama onlar unutmuyor işte. Aziz Yıldırım’dan nefret mi ediyorsunuz? Yoo tanımıyorum bile. Ahmet Dursun’la görüşüyor musunuz? Az önce arayan oydu, müneccim misin? Uzun zamandır görüşmüyorduk, buluşalım dedik. Guti, Schuster, Quaresma... Hangisi en isabetli transfer? Üçü de iyi transfer ama favorim Beşiktaş, sonra diğerleri... BENİM ÜLKEM BURASI Çocuklarınızla ilişkiniz ne âlemde? Yarı Türkiye yarı Fransa’dayım. Kızım Mary 14, oğlum Noah üç buçuk yaşında. Cannes’da yaşıyorlar. Anneleri farklı ama birbirlerini sevdiler. Mary at biniyor, Noah daha küçük, futbolu seviyor ama ileride ne olur bilemem. Her yerde Senegal yazıyor ama siz Kamerun asıllısınız. Gidiyor musunuz arada? Gittim ama uzun zaman önce. Çünkü annemle babam yasakladı. Oralar benim için çok tehlikeli. Siyah olup da Fransa’da doğduğum için yargılıyorlar. “Ülkene dönsene, neden geldin” diyorlar. Tabii tanınan biri olduğum için oluyor bunlar. Yoksa alnımda “Fransa’da doğdu” yazmıyor. Ama siz Pascal’sınız, kanlarına girersiniz. Artık çok geç. Benim ülkem burası. Zaten ailemden yakın kimse yok Kamerun’da. Birkaç uzak akraba var, onlar da para istemek için arar. Ama artık yok para, ben banka değilim. Türk kadını mı daha çekici Fransız kadını mı? Fransız kadını da güzel ama Türk’ün güzeli hakikaten tam güzel. HTPAZAR / Nazenin TOKUŞOĞLU
__________________ İstanbul | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 24 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 24 Misafir) | |
| |