Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Tarih

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03-11-2007, 03:30   #1
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Malezya kimliğinde Osmanlı damgası

Şerif Mardin’in söyleşisiyle başlayan tartışma en azından iki kavramı sivriltmiş oldu. Birincisi ‘mahalle baskısı’, ikincisi de günlerdir gazetelerin manşetlerinden inmeyen ‘Malezya örneği’. Daha doğrusu ‘Türkiye Malezya olur mu?’ korkusu.

Ne yalan söylemeli, tartışmaların faydası olmadı değil. Böylece deprem ve tsunami dışında dikiz aynamıza bir türlü giremeyen Güneydoğu Asya Müslümanlığının paslı penceresini aralamış olduk.

Gelin, bugün güncelin ağlarından kurtulup biraz gerilere, Malezya’nın geçmişine uzanalım ve bakalım, tarihin sihirli aynasında neler görünüyor?

Türk-Malay irtibatının kökenleri 13. yüzyıla, yani yaklaşık 700 yıl öncesine dayanır. Her ne kadar Malay adalarına İslamiyet’in gelişi, genellikle Müslüman tüccarların marifeti olarak gösteriliyorsa da -ki belli bir ölçüde haklılık payı var- İslamiyet’in yerleşip pekişmesi için başka etkenlerin rol oynaması gerekiyordu. Dolayısıyla bölge halkının Müslümanlıkla tanışması, Hindistan’da hüküm süren Türk hanedanlıklarının eseridir. Hint alt kıtasında, özellikle de bugünkü Pakistan ve Bangladeş’te Sünni Müslümanlığın yayılmasının bu dönemde gerçekleştiğini biliyoruz.

İşte Malay Müslümanlığının asıl kökeni, Hint alt kıtasından giden şeyh ve dervişlerin etkinliğine dayanır. Hoşgörülü ve ılımlı bir Müslümanlığı yayan sufiler, kalpleri fethederek ilerliyorlardı adadan adaya. Ama İslamiyet, aynen Osmanlıların Balkanlarda başardığına benzer bir şekilde yeni bir sosyo-ekonomik düzen getirmeseydi, tabanda tutunması kolay olmazdı. Bu ‘ilerici’ düzen sayesinde borçtan kaynaklanan kölelik ile savaş köleliği kaldırıldı. Böylece İslamiyet, bölge halkı için bir din olmaktan önce bir kurtuluş umudu ve insanların bireysel değerini tanıyan üstün bir sistem olarak görüldü. Belki de Şerif Mardin’in 30 yıl önceki bir tebliğinde sözünü ettiği, İslamiyet’in, insanların devlet dışında bir grup (cemaat) olarak yaşamalarını mümkün kılan ve onlara önemlerini hatırlatan yanının dayanılmaz cazibesini Malezyalıların asırlar öncesinde yaşadıklarını görüyoruz.

Türk-Malay dostluk zincirindeki ikinci halkada Anadolulu gönüllüler anlamına gelen Rumileri buluyoruz. Bunlar gittikleri ülkelerde özellikle silah imalatından topçuluk eğitimine varıncaya kadar askerliğin birçok alanında hizmet veriyorlardı. Portekiz hücumları halkı nefessiz bıraktığı anlarda Anadolu gönüllüleri imdada yetişiyor ve Malay limanlarını canla başla savunuyorlardı. Tabii bu çabalarının ileride Anadolu lehine kaynayan bir sevgi pınarına dönüşeceğini tahmin edemezlerdi.

İşte 1511 yılında ünlü Malakka boğazının Portekizlilerin eline geçmesinden sonra İslamiyet’in bölgedeki merkezi Açe’ye kayacak, buna karşılık 16. ve 17. yüzyıllarda Osmanlı’nın eğri kılıcı yeşil gölgesini bölgedeki Müslümanların üzerine yayacaktı. Basiretli Açe Sultanı’nın Osmanlı padişahına elçi yollayarak himaye ve askerî yardım talep etmesiyle başlayan diplomatik ilişkiler günümüze kadar devam edecektir. Nitekim Osmanlı Devleti’nin himaye fermanı, bölgenin kendi koruması altında olduğunu dünyaya ilan ediyordu. Osmanlı askerinin orada hazır bulunması gerekmiyordu. Zira adı bile yetiyordu o zamanlar Osmanlı’nın.

Gel zaman git zaman Avrupalı sömürgecilere karşı güven tazelemek isteyen Açe halkına Sultan Abdülmecid iki ferman gönderir. 1868’de ise Hollandalılar gözlerini dikmişlerdir adalara. Sıkışan Açe Sultanı yardım için İstanbul’a başvurduğunda tahtta bu kez Abdülaziz vardır ve Mithat Paşa Açe’nin haklarını savunmakla görevlendirilir. Osmanlı dış politikasında Açe meselesi birdenbire önem kazanır. İstanbul basını Sumatra’ya yollanan bir Osmanlı elçisinin gemilerinden haberler verir. Bunun üzerine Hollanda’nın alarma geçtiği görülür.

II. Abdülhamid, İslam Birliği’ni hem sağlamaya hem de emperyalizm karşısında örgütlemeye kararlıdır. Nitekim onun desteğiyle Mehmed Kâmil Bey adında ilk ve son Batavia konsolosumuz yola çıkar ve 1897-1899 yıllarında hummalı bir faaliyette bulunur. Her gittiği yerde yeryüzünde Allah’ın gölgesi olan Halifenin gücünü anlatmak ve halkı bilinçlendirmekle görevlidir. Gerçi Hollandalılar tarafından yakalanarak sürüldükten sonra, 1904 yılında Açe düşer. Lakin artık İslam birliği bilinciyle tanışan ve emperyalizmin kirli yüzünü tanıyan Endonezya ve Malezya halkı, için için kaynamaktadır. Nihayet 1915’te meydana gelen Singapur ayaklanması bu bilinçlendirme faaliyetinin sonucudur. Osmanlı’nın yaktığı özgürlük ve bağımsızlık meşalesi yanmaya başlamıştır bir kere.

Bu arada Osmanlı Devleti çöker ve yerine yeni bir devlet kurulur. Esaret altındaki Malay halkı Kurtuluş Savaşı’mızın zaferle sonuçlanmasını abartılı bir sevinçle karşılar. Tam Osmanlı’nın yeniden dirildiğini düşünüp Halife adına bir kere daha umutlanmışken 1924’ün Mart’ında o şok edici haberle sarsılırlar: Hilafet kaldırılmıştır. Gelenekselciler Türkiye’ye ateş püskürmeye başlar, çünkü bağımsızlık yolunda ellerindeki en büyük kozu yitirmişlerdir. Modernistler ise bu kararı destekler. Hatta ‘Türk tarzı’ bir parti bile kurulur (Birleşik Malaylar Milli Teşkilatı-1946). Lideri, Dato Onn adlı bir Malaydır. Dato Onn’a şimdilik bir mim koyup yolumuza devam edelim.

Abdülaziz devrinde Malezya ile ilişkilerimizin yoğunlaştığını söylemiştik. İşte o günlerde Ebubekir adlı Johore Sultanı İstanbul’a gelir ve kendisine saraydan Rukiye adlı Çerkes kökenli bir cariye hediye edilir. İşe bakın ki, bu Rukiye Hanım Malezya’da tam 3 defa seçkin şahıslarla evlenmiş ve toplam 11 çocuk dünyaya getirmiştir. İşte ikinci kocasından doğan Dato Onn, sözünü ettiğimiz Türk yanlısı partinin lideridir. Dahası, onun oğlu Tun Hüseyin ise Malezya’nın üçüncü Devlet Başkanı seçilir. Son evliliği bir Yemenliyledir. Bu evliliğinden tek oğlu doğar. İlginç olan nokta, üç torunundan Hüseyin el-Attas’ın, bir kitabı dilimize çevrilen bir sosyolog, Seyyid Nakib el-Attas’ın ise kitapları Türkçeye çevrilmiş şöhretli bir akademisyen olmasıdır.

İşte ‘Bizim Malezya’nın Türkiye ile iç içe geçmiş öyküsü. Artık bu yazıyı okuduktan sonra hâlâ “Türkiye Malezya olur mu?” diye geveleyen olursa ne cevap vereceğinizi eminim biliyorsunuzdur.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 02:44 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580