Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Forum Arşivi > Konu Arşivi > 2006 2007 Sezonu

2006 2007 Sezonu Bu Bölümde 2006 ve 2007 yıllarına ait karşilaşma yorumlar vs. arşivlenir

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 19-11-2007, 20:32   #1
 
jaSmin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mutlu Olmak Neden Bu kadarr Zor?

MUTLU OLMAK NEDEN BU KADAR ZOR?
Mutlu olmanın yolları üzerine pek çok araştırma, makale ve kitap bulunsa da bu çözümleri uygulamak ve “mutlu olmak” başarması zor bir görev haline geldi. Bol kazançlı bir iş, güzel bir eş, sağlıklı çocuklar, eskiyle kıyas kabul etmeyen teknolojik aletler bile eskilerin saf refahını hissetmek için yeterli değil.
Araştırmalar, 80’li ve 90’lı yılların çocuklarının, 50’li yılların çocuklarına oranla çok daha kaygılı ve depresif olduğunu göstermekte. Hollanda’daki Hope Üvinersitesi’nden David. G. Myers, Amerika’daki alım gücünün 1950’ye oranla üç kat daha fazlalaştığını ama bunların kişilerin mutluluğunu da üç kat arttırıp arttırmadığının soru işareti olarak kaldığını belirtiyor. Şikago Üniversitesi’nden bir araştırma ise, Amerikalılar’dan edinilen, ne kadar mutlu olduklarına dair ölçümleri, ekonomik statü verileri ile karşılaştırdığında, kendilerini “çok mutlu” olarak değerlendirenlerin, ekonomik olarak hep aynı seviyede olduklarını gösteriyor.
İnsanoğlunun bilme, idrak etme, farkında olma, sahip olma, elde etme gücü ve becerisi bu kadar gelişmişken, mutlu olmak neden bu kadar zor?
Psikologların, yıllardır kaygı ve depresyonun oluşumunu ve etkilerini araştırdıkları, ancak son zamanlarda, pozitif psikoloji üzerine odaklandıkları, dolayısıyla insanları mutlu eden olguları araştırmaya başladıkları gözlenmektedir. Gitgide gerçekliği kanıtlanan bir bilgi de mutlu olmanın iyi bir kariyer, kazançlı bir iş ya da “iyi şansla” alakası olmadığıdır. Mutlu insanların en temel özelliklerine bakıldığında, geçmişle ya da gelecekle ilgilenmekten çok “an”a yani şimdi ve buradadaki olguya odaklandıkları ortaya çıkmaktadır.
ODAKLANMA BECERİSİ NASIL ELDE EDİLİR?
Bunoktada kalıtımsal özelliklerin devreye girdiğini görmekteyiz.Evrim teorisinin en temel öğesi olan “doğal şeçilim”, çevreye uyum konusunda daha elverişli özelliklere sahip birey organizmaların, bu elverişli özelliklere sahip olmayan diğer bireylere göre yaşama ve üreme şanslarının daha yüksek olması ve bunun sonucu olarak genlerini yeni kuşaklara aktarma yönünden daha avantajlı olmalarıyla işleyen mekanizmanın ta kendisidir. Bu bilgiyle hareket edildiğinde, insanoğlunun, kayda değer ölçüde olaylara alışma ya da varolanı kabullenme becerisine sahip olduğu bilinmektedir. Tren yolunun yakınında oturan bir ailey düşünün, evde yaşamaya başladıklarında gürültünün getirdiği huzursuzluk ve öfke, zamanla yerini sese duyarsızlaşmaya bırakmaktadır. Bu duyarsızlaşma (veya alışma) sevindirici olaylar için de geçerlidir. İl duyduğumuzda heveslenmemize sebep olan mutluluk verici olaylar, zamanla üzerimizdeki etkilerini kaybederler.
Kalıtımsal olarak edindiğimiz bir özelliğimiz ise “olumsuz olguları” olumlulara oranla daha kolay farketmemiz ve daha zor unutmamızdır. Bu özelliğin tarihine bakıldığında, ilk insanların hayatlarına devam edebilmek adına her tür tehlikeye karşı tetikte olmaları gerektiklerine dair bir mekanizma geliştirdiklerini görmekteyiz. Bu sebeple, atalarımızdan gelen özelliğimizi devam ettiriyor ve olumlu olayları görmezden gelirken, olumsuzlar üzerinde oldukça enerji tüketiyoruz.
KENDİMİZE VERDİĞİMİZ MESAJLARIN ÖNEMİ
İnsanoğluna ait bir diğer özellik ise içsel seslerimiz. Genellikle kendimize verdiğimiz mesajlar, “daha iyi olmalısın”, “bunu da yaparsan herşey mükemmel olacak” gibi içeriklere sahiptir. Toplumsal olarak koşullanmış olan bu özelliğimiz, geçmişte çevre koşullarının da farklı olması sebebiyle, kişilerin daha iyi yapmalarını ve başarılı olmalarını sağladığından, günümüze kadar taşınmıştır. Ancak günümüzde, tarihteki işlevselliğini kaybetmiştir.
Hepimizin taşıdığı bu ortak özellikler, bizleri daha iyi bir yaşam için savaşmaya motive etse de, bazı kimselerin neden daha mutlu ve huzurlu olduklarına yeterli derecede açıklık getirmiyor ve devreye bireysel kişilik özellikleri, tutum ve kurallar giriyor. İyi bir yaşam kalitesine sahip olanların mutlu insanlar olduğunu varsaysak da, mutlu olmanın günlük deneyimlerden çok kişilikle alakalı olduğu savunulmaktadır.
Kişilerin olayları algılayış biçimleri doğrudan kendileri ile ilgilidir. Piyangodan ikramiye kazanmak, en kötümser insanı bile bir süreliğine mutlu edebilir. Ne yazıktır ki, bu mutluluk ve sevinç kısa süreli olmakla birlikte, herşey normal akışına döndüğünde sönüyor. Her bireyin, günlük yaşam akışında ortaya çıkan belirgin bir ruh hali vardır. Bu ruh halinin tipi ve seviyesi doğrudan kişilik ile ilintilidir.
Bu aşamada akla gelen soru, her bireyin belirlediği mutluluk düzeyinin nasıl bu kadar birbirinden farklı olabildiği?

Tek ve çift yumurta ikizleri ile yapılan bir çalışmada, birlikte ve ayrı büyümüş ikizlerin, kendileri ile ilgili mutluluk ölçümlerinin karşılaştırılmasının sonucunda, mutluluk algılayışının yüzde 80 düzeyinde genetik olduğu saptanmıştır. Genetikle kast, aile kalıtımından öte, genlerin biraraya gelip oluşturdukları “karakteristik” olarak düşünülmelidir. Birbirlerine genetik olarak bağlı olmalarına rağmen, birbirinden farklı mizaç ve kişiliklere sahip olan çekirdek bir ailenin bireylerini düşündüğümüzde de şu sonuç ortaya çıkıyor: her bireyin belirlediği mutluluk düzeyi, sahip olduğu kişilikle doğrudan ilintili.
MADDİ GÜÇ
Kişilik özelliklerin ve mizacın mutlu olma becerisinde ne kadar etkili olduğuna dair yapılan çalışmalarda, dışadönük, arkadaş canlısı, güven duyan ve insancıl kişilerin mutlu olma becerilerinin daha fazla oldukları görülmekte. Bu tarz kişilerin, hayatlarının kontrolünü ellerinde bulundurdukları ve bu sebeple daha az kaygı yaşadıkları da bulgular arasında. Araştırma sonuçları, mutlu olmanın yolunun doğrudan maddi güce sahip olmaktan geçmediğini, kazanç düzeyi ile mutlu olma arasında direkt korelasyon olmadığını göstermektedir. Aksine, beklentilerimizi yüksek standartlarda tuttuğumuz ve başkalarının bizden daha iyi durumda olduğunu düşündüğümüz noktada, tatmin ve motivasyon düzeyimizin düştüğü söylenebilir.
Carl Rogers’dan Fritz Perls’e kadar, psikolojinin dev isimlerinin söylediği, “an”a odaklanmanın mutluluk getirdiğidir. Çok sevdiğiniz bir işi yaparken, zamanın nasıl geçtiğini, çevrenizde olup bitenleri, gürültü ya da güçlü ışık gibi kolaylıkla dikkat dağıtan durumları farketmediğinizi kolaylıkla anımsayabilirsiniz. Bunun sebebi, sevdiğiniz, ilgi duyduğunuz bir işe tam anlamıyla odaklanmanızdan kaynaklanmaktadır. İste bu anlar gerçek anlamda mutluluğu yakaladığınız anlardır. Ancak çoğumuz şimdi ve buradaya odaklanmaktan ya da kendimizi esen rüzgarın yönüne bırakmaktan çok, geçmişteki meselelerimiz ya da bizleri ilerde bekleyen durumlar ile ilgilenir, sık kaygı ve endişe duyarız.
BAŞARI MUTLULUK İÇİN ŞART
Başarının mutluluk getirdiğine dair inançlarımız kuvvetli, bu sebeple her birimiz yeni başarılar için enerjimizi fazlasıyla harcamakta, başaramayınca da karamsarlığa düşmekteyiz. Kaliforniya Üniversitesi’nin bir araştırmasında, başarının mutluluk getirdiğinden çok, mutlu ve huzurlu kimselerin, başarıya ulaştıklarında, ulaşmayanlara oranla daha fazla sevindikleri ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmanın sonuçları, başarının huzurlu bir ruh hali için sebepten çok sonuç olduğunu göstermekte ve, mutlu kimselerin, başarıya ulaşmak için kişilik kaynaklarını kullanma becerilerinin olduğunu, yani olumlu bir ruh hali ile yola çıktıklarını, bundan dolayı başarıya ulaşmak adına daha fazla motivasyona sahip olduklarını ortaya koymaktadır.
Mutlu olma becerisinin kökü karmaşık olsa dahi, zihnimizin işleyiş biçimi ve kalıtımsal olarak edindiğimiz özelliklerimizi anlamamız bile, mutlu olma yolundaki farkındalığımızı arttıracaktır.
jaSmin Ofline  
Alt 19-11-2007, 20:49   #2
Dişi Kartal
 
nagihan.1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

mutluluk ulaşılmaz yerde değildir ancak kendi kendine bize gelmek yerine bizim onu bulmamızı ister....
__________________
HEPSİ ÖYLESİNE...SEN ÖLESİYE...
nagihan.1903 Ofline  
Alt 20-11-2007, 15:02   #3
 
jaSmin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Alıntı:
nagihan.1903´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
mutluluk ulaşılmaz yerde değildir ancak kendi kendine bize gelmek yerine bizim onu bulmamızı ister....

ama cok zorluyor bizi
jaSmin Ofline  
 

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 01:26 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580