![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
![]() | #91 | ||
![]() ![]() Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 36
Mesajlar: 1.115
Tecrübe Puanı: 21 ![]() | hakkında hayırlısı neyse o olsun,harcanırsa yazık olur..
__________________ SIRADAN Bİ İNSANIM;AMA ÖN SIRALARDAN..KAH ÇIKARIM GÖKYÜZÜNE SEYREDERİM ALEMİ,KAH İNERİM YERYÜZÜNE SEYREDER ALEM BENİ... siyah beyazölüm yaşam ![]() | ||
![]() | ![]() |
|
![]() | #93 | ||
![]() Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 56
Mesajlar: 617
Tecrübe Puanı: 20 ![]() | Muhemmedin satışını istemeyen arkadaşlar iyi okusun; Ömer Güvencin yazısından alınma; Küçük bir örnek. Ankara dönüşü PAF takımı uçakta yoktu. “Nerede?” diye sordum; “Onlar otobüsle gidip gelecek” dediler. Şaşırdım. Lafa gelince altyapı, gençler bizim geleceğimiz, gözümüz diyorlar. İnsan gözü kabul ettiklerini gözünün önünden ayırmaz. Gözü, kulağı, aklı gençlerinde olur. Sizinki öyle mi? HAYIR. Lütfen altyapıya biraz daha ilgi, alaka, sevgi. Ne ekerseniz, onu biçersiniz. Bu kafayla Muhammed ve onun gibileri Türk futbolunda harcanıp gidecektir. | ||
![]() | ![]() |
![]() | #96 | ||
![]() Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 1.366
Tecrübe Puanı: 21 ![]() | Fener Muhammed'i elinden kaçırdı... ![]() Barça’nın peşinden koştuğu 13 yaşındaki Muhammed’in hayatı sil baştan değişti... İşte Türkiye'nin dünya çapındaki müstakbel markasının parmak ısırtan hikâyesi… ![]() Barcelona’nın peşinden koştuğu 13 yaşındaki Muhammed’in hayatı sil baştan değişti. Ünlü olmadan önce kimsesi yoktu, ama şu sıralar evi türbe gibi. Aşırı ilgiden dolayı 3 kez okul değiştirdi. Mercedesle antrenmana gidiyor. Diksiyon dersi alıyor. İşte Türkiye'nin dünya çapındaki müstakbel markasının parmak ısırtan hikâyesi… Dünyanın her köşesinde milyonlarca çocuğun bir Türk futbolcusuna hayran olabileceğini düşündünüz mü? Saraybosnalı Adis’in, Japon Takashi’nin, Brezilyalı Adriano’nun tişörtünde, Tunuslu Jaziri’nin okul çantasının üzerinde bir Türk futbolcusunun fotoğrafı. Hayal gibi değil mi? Ama bir çocuk var ki “Neden olmasın?” dedirtiyor bizlere. Adı Muhammed Demirci. İki hafta önce dünya devi Barcelona tarafından 10 günlük bir teste tabi tutulan ve geleceğin Ronaldinho’su olarak lanse edilen Beşiktaşlı Muhammed. Dünya çapında bir kıvamda yetişiyor o. Türk kamuoyu onu bir yıl önce tanıdı. Tekniği, çalımları, pasları, ayak içi vuruşları, yaşının çok üzerindeki futbol zekâsıyla izleyenlere parmak ısırtıyordu. Peki Muhammed kimdi? Bu yeteneğinin sırrı neydi? Elinden kimler tutmuştu? Dünya çapında bir yıldız olabilecek miydi? DÜNYANIN EN BÜYÜK FUTBOLCUSU OLACAĞIM Muhammed, 1994 yılında Ağrılı bir ailenin ikinci çocuğu olarak İstanbul-Aksaray’da dünyaya gelir. Ailesi o sıralar bir apartman dairesinin bodrum katında yaşamaktadır. Ciddi geçim derdi çeken ailede baba Mustafa Bey, maaşı düşük bir işte çalışmakta, anne Sultan Hanım ise apartman merdivenlerini silerek evlerini geçindirmektedir. Yıl 1999. Yer yine Aksaray. Nice kötü alışkanlığın kol gezdiği bu semtte evde yaptıkları gürültüden dolayı sokaklara bırakılan başıboş çocuklardan biri de Muhammed’dir. Henüz 5 yaşındadır. Ve sokakta tanıştığı meşin yuvarlakla ilk fotoğrafını da o yıl çektirecektir. Okuma yazma bilmeyen, ama harfleri tanıyan Muhammed yapıştırma harflerle şöyle yazacaktır o ilk fotoğrafının altına: “Bir gün dünyanın en büyük futbolcusu olacağım.” Muhammed sokak aralarında top oynamaya devam ederken, mahalledeki komşu çocuklarından biri, kolundan tuttuğu gibi onu Beşiktaş’ın Fulya’daki futbol okuluna götürür. Muhammed’in sevinci görülmeye değerdir. Ama Beşiktaş futbol okulundaki hocalar Muhammed’e, ‘aidat ödemen halinde futbol okulundan faydalanabilirsin’ derler, üstelik malzeme için de ücret vermesi gerekiyordur. Muhammed bu cevap karşısında gözyaşlarına hâkim olamaz. Onun bu halini gören Beşiktaş altyapısındaki Önder Karaveli hoca kendisine destek sözü verir. Ama bu söz de Muhammed’i teselli edemez. O sıralar Muhammed’in ailesi Aksaray’dan Gaziosmanpaşa’ya taşınır. Yine bir apartmanın bodrum katı mesken tutulur. Annesi yine merdiven silmekte, babası iş aramaktadır. Kader sokaklarda meşin yuvarlak peşinde koşmaya devam ettiği bu günlerde Muhammed’in karşısına birkaç ay önce Fulya’da kendisine destek sözü veren Önder Karaveli’yi çıkartır. İkili birbirine sarılır. Önder hoca kolundan tuttuğu gibi Muhammed’i, G.Osmanpaşa’da G.Birliği Kulübü Başkanlığı’nı yapan, aynı zamanda bu semtteki Beşiktaş Futbol Okulu Tesisleri’nin de sahibi olan Seyit Ateş’in yanına getirir. BU ÇOCUK FUTBOL DÂHİSİ Gerisini o günden sonra Muhammed’e hamilik yapacak Seyit Ateş’ten dinleyelim. “Muhammed yanıma geldiğinde akranlarına göre boyu çok küçüktü. Masraflarını karşılamayı kabul ettim. İki üç gün sonra hocalar, ‘Bu yeni çocuk bir başka, gel bi izle’ dediler. Gözlerime inanamadım. Hani derler ya, büyümüş de küçülmüş, onun gibi bir şey. Çalımları, paslarıyla Muhammed beni mest etti. Ben o an onun dâhi olduğuna kanaat getirmiştim. Futbolla bezenmiş Allah vergisi bir yetenek...” Seyit Ateş’in bu düşünceleri Muhammed’i izleyen herkes tarafından teyit edilir. Hatta F.Bahçe altyapısında görevli Hollandalı Joob Lensen, iki sezon önce Muhammed’e futbol adına öğretecek çok şeyin olmadığını, onun üst düzey yeteneklerinin bulunduğunu; ancak profesyonel bir mantalite ile yetiştirilmesi gerektiğini tembihler. Seyit Ateş, 2004 yılında Beşiktaş Televizyonu’nda katıldığı bir programda da elinde böyle bir çocuk tuttuğunu dile getirir; ama isim vermeden: “Program biter bitmez yönetici Sinan Vardar aradı; Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’in ‘Seyit ne diyor öyle, kim bu çocuk?’ diye sorduğunu söyledi. Ben onlara isim vermedim. Çünkü medya bizi rahat bırakmazdı.” Seyit Ateş, Muhammed’in tüm masraflarını karşılar. Babasına iş verir. Eğitimini üstlenir. Gelecek için planlar yapmaya da başlar. İlkin yaşıtlarına göre boyu küçük olan Muhammed’in nasıl beslenmesi gerektiğine dair girişimlerde bulunur. Kemik ölçümlerine göre bir beslenme düzeni ayarlanır. Kamuoyunun önüne çıktıktan sonra diksiyon için de ona bir hoca ayarlandığını belirtelim. Seyit Ateş, tüm bunların yanında İngilizce öğrenmesi için de yaz tatilinde Muhammed’i İngiltere’ye gönderecek. AZİZ YILDIRIM YÜZÜNDEN F.BAHÇE’YE GELMEDİ G.Birliği’nin G.Saray ile oynadığı bir maçta Muhammed’i gören G.Saray’lı yöneticiler onu kendi altyapılarına katmak ister. Yönetici Fatih Gökşen, telefonla Seyit Ateş’i arar. Ancak Beşiktaş âşığı Seyit Ateş’in gönlünde Muhammed’i, Beşiktaş’a kazındırmak vardır. 2005 Kasım’ında Seyit Ateş, Beşiktaş kulübüne bir dilekçe ile başvurur. Ateş’in tek isteği Muhammed’e 1,5 milyarlık bir aylık bağlanmasıdır. Ancak bu talebi sumen altı edilir. Kendisine “11 yaşındaki çocuğa o kadar maaş mı verilir?” denir. Beşiktaş’a sinirlenen Seyit Ateş, Muhammed’i alarak F.Bahçe kulübünün kapısını çalar. Mart ayında Aziz Yıldırım’ın da olduğu bir ortamda bir araya gelinir. Yıldırım hiç düşünmeden G.Birliği kulübüne yetiştirme parası olarak 200 milyar vermeyi kabul eder. Çekler yazılır, masaya konulur, imzalar atılır; ancak Seyit Ateş, Aziz Yıldırım’ın bir lafına kızarak masadan kalkar: “9 Mart günü Muhammed ile beraber Faruk Ilgaz Tesisleri’ne gittik. Yanlış hatırlamıyorsam o gün F.Bahçe Yönetim Kurulu toplantısı vardı. Anlaşmaları yaptık. Zaten bizim Serkan Acar’la daha önce yaptığımız bir anlaşma vardı. Aziz Bey o anlaşmayı görünce itiraz etti. Sözleşmede Muhammed’in alacağı maaş, sözleşmenin süresi 2 yıldır gibi maddelerin yanı sıra, iki yıl sonra yeni şartlarda anlaşılmadığı durumda Muhammed’in lisansı G.Birliği kulübüne iade edilecektir diye bir madde vardı. Aziz Bey bu maddeye itiraz ederek, ‘Olmaz. Sen çocuğun üzerinden elini ne zaman çekeceksin’ dedi. Ben de o an evrakları yırttım ve masadan kalktım. Kapıdan çıkarken de ‘Görürsünüz, bu çocuğu Barcelona’ya götüreceğim’ dedim.” Seyit Ateş, dışarı çıkar çıkmaz, Beşiktaş İkinci Başkanı Murat Aksu’yu arar. Aksu 1,5 milyar maaş vermeyi kabul ettiklerini söyler. 9 Mart’ta Beşiktaş ile anlaşırlar. Eğer bir gün daha geç kalsalardı, Muhammed bir yıl daha G.Birliği’nde oynayacaktı. RONALDİNHO’YA BENZEYEN ÇOCUK Aslında Seyit Ateş’in planı, onu 2008 yılında, karakteri daha olgunlaşmış bir yaşta, yani 15’inde Türkiye’ye tanıtmaktı. Ancak bu düşüncesi sekteye uğrar. Star televizyonunda yayınlanan Telegol Programı geçen yıl 19 Mart’ı 20 Mart’a bağlayan gece saatler 02.03’ü gösterirken Muhammed’in Beylerbeyi ile oynanan maçta attığı birbirinden enfes çalımları, pasları, tekniğini Türk kamuoyuna izlettirir. Görüntüler Beşiktaş Televizyonu’ndan alınmıştır. Seyit Ateş, “Ronaldinho’ya benzeyen çocuk parmak ısırtıyor” alt yazılarının geçtiği karelerin farkına vardığında iş işten geçmiştir. Bu görüntülerden üç gün sonra Ayazağa Stadı’nda Beşiktaş ile G.Saray’ın minikleri bir araya gelecektir. O maçta sıra dışı olaylar yaşanır. Tribünlerde yer kalmamıştır, 20 televizyon kamerası, 50’ye yakın gazeteci de Muhammed için mevzilenmiştir. Muhammed’den o maçta bir şımarıklık alameti beklenmektedir; ancak o her zamanki gibi saha içi liderliğinin gereklerini yerine getirecektir. Bunun yanında 2-2 biten maçta iki de asist yaparak maçı tamamlayacaktır. EVİ TÜRBE GİBİ, ANNE-BABA ESKİ İŞLERİNDE… Küçük Muhammed cephesinde bir şımarıklık alameti yoktur; ama artık hiçbir şey onun için eskisi gibi de olmayacaktır. Arkadaşları ona daha çok ilgi gösterecektir, onu kıskananlar olacaktır, rakiplerin gözleri onun üzerinde olacaktır. Sokakta bir çocuk gibi oyun oynamayı bırakacaktır. Mercedes’le evden alınıp, Mercedes’le antrenmanlara gidecektir. Ama en önemlisi, evi bir türbeyi andırırcasına ziyaretçi akınına uğrayacaktır. Daha önce kimsenin sahip çıkmadığı ailenin akrabaları da bir bir ortaya çıkacaktır. Bu dönemde Muhammed’in okulu 3 kez değişecek, 4 kez de artan ilgi sebebiyle bulundukları evden taşınmak zorunda kalacaklardır. Değişmeyen tek şey, ailenin Anadolu insanına has yapısı olacaktır. Çünkü Muhammed’in ailesi bugün hâlâ medyadan uzak durma gayreti içinde. Annesi de babası da eski işlerini devam ettiriyor. Muhammed artan ilgi karşısında şımarmamaya çalışırken diğer yandan da futbola devam ediyor. Geçen yıl Beşiktaş minik takımıyla Almanya ve İsviçre’de katıldıkları iki turnuvada da turnuvanın en iyi oyuncusu seçilir. Rakiplerin de gözü artık Muhammed’in üzerindedir. Geçtiğimiz haftalarda Maltepe ile oynanan bir maçta, bütün markajlara rağmen Muhammed 2 gol atar, 2 asist yapar ve Beşiktaş 5-0 kazanır. Kendisine markaj yapan 5 numaraya attığı sayısız bacak arası da cabası... BÖYLE GİDERSE TÜRKİYE BİZDEN BAHSETMEZ Muhammed mevki olarak orta sahanın ortasında oynuyor. Ancak geçen hafta G.Saray ile oynanan maçta hocaları onu ikinci yarı forvette de kullandı. Maçı G.Saray’ın A takım hocası Gerets, yönetici Adnan Sezgin ve takının genç futbolcusu Arda da izledi. Arda’nın Muhammed’i çalıştıran Ekrem Özenç’e söyledikleri ilginçti: “Muhammed böyle giderse, üç sene sonra hiç kimse bu ülkede bizim ismimizden bahsetmez.”. Muhammed’in ünü yurtdışında da yayılır. Dünyanın hemen hemen her ülkesinde genç futbolcuları takip eden Barcelona’nın Türkiye’deki menajerleri de Muhammed’e odaklanır. Onun haberi olmadan 4 maçı kasete alınır ve Barcelona’nın altyapı hocalarına gönderilir. Ardından Seyit Ateş’le irtibata geçilir. İlk davet, geçen eylül ayında yapılır. Şartlar oluşmadığı için bu davete icabet edilmez. İkinci bir davet ise bu ayın başında gerçekleşir. 10 gün boyunca Barcelona’nın altyapısında denenecektir. Ateş de onunla beraberdir. Muhammed, antrenmanlara çıkmanın yanında, ‘Yabancı bir şehre uyum gösterebiliyor mu, arkadaşlarıyla iletişim kurabiliyor mu, kemik yapısı fiziksel gelişimine müsait mi?’ türünden birtakım uyum testlerine tabi tutulur. BARCELONA MEST OLUYOR Muhammed, on gün boyunca Barca’lı yetkilileri mest eder. Dünyanın 26 değişik ülkesinden Barcelona için orada toplanan arkadaşları ona ‘Ronaldinho’ demeye başlar. İspanya’da bazı internet siteleri de onun videolarını yayınlamaya başlar. Almanya ve Brezilya basını da ona ilgi gösterir. Brezilya’da bir site Ronaldinho’ya mı, Maradona’ya mı benziyor diye anket bile hazırlar. İsyanyol Marca gazetesi Barcelona’ya ayırdığı sayfanın manşetine “İşte Barca’nın yeni Messi’si” diyerek Muhammed’i taşır. Barcelonalı yöneticiler de Muhammed’e hayran kalmıştır. Altyapı sorumlusu Albert Benangez, onun gelecekte takımın 10 numaralı formasını giyeceğine kanaat getirir. Muhammed için, “Bu çocuğun dili adeta ayakları, gittiği her yerde uyum sağlar” değerlendirmesinde bulunur. Seyit Ateş’le oracıkta anlaşma yapmak isterler. Ancak Seyit Ateş, Beşiktaş’ın da bir şeyler kazanması için anlaşmaya yanaşmaz. İlk etapta Barcelonalı yetkililerin getirdiği teklif şöyledir: İngilizce ve İspanyolca öğreneceği bir okula kayıt edilecek. Kulüp, Beşiktaş’a Muhammed B takıma girdiğinde 1 milyon, A takıma çıktığında 3 milyon avro verecek. Yılda bir ay Türkiye’ye gönderilecek; ailesi de Barcelona’ya 4 kez getirilecek. Lakin hâlâ Muhammed’in Beşiktaş sevgisi ağır basıyor; ailesinden de ayrılmak istemiyor. 5 MİLYON AVRO’LUK TRANSFER Sanılanın aksine, Muhammed’in Beşiktaş kulübüyle uzun yıllara dayalı bir sözleşmesi bulunmuyor. Bir yıldır Beşiktaş’ta olduğu için de çok daha az bir miktara serbest kalabilecek. Seyit Ateş ise Beşiktaş’ın bu transferden daha fazla para kazanmasını istiyor. Bu yüzden bugünlerde Beşiktaş kulübü ile masaya oturup, kulüple sözleşmesini 3+2 yıllık bir süre için uzatmaktan yana. Beşiktaş bu sözleşmeyi yaparsa Barcelona’dan daha fazla para talep edebilecek. Seyit Ateş’e göre bu rakam en az 5 milyon avro civarında olacak. Seyit Ateş’in Beşiktaş kulübüne bu iyiliği yapmasının ardında ise hem kulübün kongre üyesi olması hem de muhalif olduğu yönetimden ihanet damgası yememe düşüncesi yatıyor. Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören de Muhammed’in gelecekte daha çok para edeceğini düşünerek şu an onu elden çıkarmak istemiyor. Bu yüzden Ateş’in kulübe sunacağı şartları kabul etmekten yana. Ama Barcelona’nın Muhammed için 5 milyon doları gözden çıkarıp çıkarmayacağı da merak konusu. BEDEN EĞİTİMİ DE ZAYIF! Muhammed’in hayatı artık yaşıtlarınınki gibi değil. Onun cephesinde değişen bir şey daha var: Dersleri. Altıncı sınıfta okuyan Muhammed, artan seyahatler ve yoğun maç trafiği sebebiyle ilk dönem derslerden bir hayli geri kaldı. Bu da üç zayıf getirmesine sebep oldu. İşin ilginci, zayıf dersleri Fen Bilgisi ve İngilizce’nin yanı sıra Beden Eğitimi. Küçük Muhammed’in okuldaki velisi de Seyit Ateş. Ateş, zayıflarını düzelteceğine dair Muhammed’den söz almış. Bu arada Beşiktaş altyapı hocaları da Muhammed’e karnesindeki üç zayıf sebebiyle ‘10 antrenmana katılmama’ cezası verdi. Herkesin Ronaldinho’ya benzettiği Muhammed de, Brezilyalı oyuncunun hayranı. Maradona’yı hiç izlemedi. Kendisi için Maradona kasetleri hazırlanıyor. Türkiye’de ise Sergen Yalçın hastası. Günde bir saat internete giriyor. O aynı zamanda çok duygusal. İnternette ise takım arkadaşları ile ‘çet’leşiyor. İki kız, bir erkek kardeşi var. Kız kardeşi Fatma ve ağabeyi Nihat tezgahtarlık yapıyor. Kendisinden küçük kardeşi ise okuyor. ATEŞ’İN TEK İSTEĞİ… Seyit Ateş, Muhammed’in en büyük şansıydı. Ateş’in ondan tek bir isteği var. “Bir maçta, golünü attıktan sonra formasını kaldırıp, altında ‘Seyit Ateş’e teşekkürler’ yazısı olan tişörtünü tribünlere göstermesi. Başka da bir şey istemiyorum ondan.” diyor. Kesin olan şu ki, Muhammed’in Allah vergisi muhteşem yetenekleri var. Ayak içi vuruşu da biliyor, topsuz oyunu da, alan savunmasını da. Bu saatten sonra öğreneceği şeyler de az değil tabii ki. En önemlisi de bu ülke değerlerini iyi öğrenerek ismine yakışır bir hayat tarzını benimsemesi. Anadolu insanının dünyayı peşinden koşturacak müstakbel gururundan herkes çok şey bekliyor. MUHAMMED’E ‘İSLAM’ HEDİYESİ! Muhammed, 10 gün kaldığı Barcelona’da birbirinden ilginç olaylar yaşar. Bir antrenman sonrası diğer çocuklar soyunarak duşa girer. Muhammed, şortunu çıkarmasını isteyen altyapı hocasını reddeder. Hoca daha sonra Seyit Ateş’ten Muhammed’in Müslüman olduğunu öğrenir. Bunun üzerine ertesi gün Muhammed’e şortunun altına giymesi için bir tayt hediye eder. Ona şortla değil, taytla duş yapmasını söyler. Muhammed de öyle yapar. internetspor.com "Sporun Doğru Adresi"
__________________ Kudretin taraftarındır Renklerin onurundur En büyük silahın ise ahlakındır BEŞİKTAŞ SEN BİZİM HERŞEYİMİZSİN | ||
![]() | ![]() |
![]() | #97 | ||
Kıdemli Kartal ![]() Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 25 ![]() | Muhammed'in şöhreti yayılıyor İspanya'nın dev kulübü Barcelona'nın yeni bir dünya yıldızı ortaya çıkarmak için 12 yaşındaki top cambazı Muhammed Demirci'yi Beşiktaş'tan transfer etmeye çalışması, İskandinav basınında geniş yer buldu. Danimarka'nın Ekstra Bladet ve Norveç'in Aften Posten gazeteleri, Barcelona'nın, İspanyolların, 'Muha' adını taktığı Muhammed için Beşiktaş'a 3 milyon euro ödemeye hazır olduğunu sayfalarına taşıdı. Gazeteler, Beşiktaş'ın Muhammed için Barcelona'dan yaklaşık 6 milyon euro talep ettiğini bildirdi. Barcelona'nın, Beşiktaş'la anlaşması durumunda Muhammed'e haftada 3 bin euro maaş, ev ve eğitim imkanı sağlayacağı belirtildi. FIFA'nın 13 yaşından küçük yetenekelerle sözleşme yapılmasını engelleyen kuralının, geçici bir zaman için transfere engel olacağı da vurgulandı ve pazarlıkların devam ettiği kaydedildi. 22.03.2007 ![]() Kaynak : Milliyet
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | ||
![]() | ![]() |
![]() | #98 | ||
![]() Üyelik tarihi: Sep 2006 Yaş: 40
Mesajlar: 3.633
Tecrübe Puanı: 22 ![]() | Mami Barça'ya gitmiyor Küçük yaşına rağmen yeteneğiyle futbol kamuoyunun dikkatini çeken ve İspanya'nın dev kulübü Barcelona'nın istediği Beşiktaşlı Muhammed Demirci'nin, 1-2 yıl daha Türkiye'de kalacağı açıklandı. Beşiktaş Kulübü Kongre Üyesi olan ve Muhammed'in vekaletini elinde bulunduran Seyit Ateş, minik oyuncuyu isteyen Barcelona'dan Muhammed'in ailesiyle birlikte İspanya'ya gitmesi talebinde bulunduklarını belirterek, ''Ancak İspanyol Kulübü buna sıcak bakmadı. Muhammed'in anne ve baba şefkatine ihtiyacı olduğunu düşündüğümüzden şimdilik Barcelona'ya gitmemesi yönünde karar aldık'' dedi. Ateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Muhammed'in 10 günlüğüne Barcelona kampına katıldığını ifade ederek, şunları söyledi: ''Barcelona ile 10 günlük birliktelik yaşadık. İspanyol yetkilileri bu süre zarfında minik oyuncuya müthiş ilgi gösterdi. Dünyanın çeşitli ülkelerinden Barcelona'ya gelen ve 1993 doğumlu çocuklar içinde 1995 doğumlu Muhammed en iyi görünümdeydi. Muhammed'in yaş grubu içinde kendisinden daha yetenekli bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Bu oyuncu 1 yıldır kamuoyunun gündeminde.'' Barcelona'nın aileyle gelmesi yönündeki talebi karşılamamasının yanı sıra Beşiktaş'ı da devreden çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Seyit Ateş, ''Ben tepki koyunca Beşiktaş ile görüşeceklerini beyan ettiler, ama Türkiye'ye döndükten sonra mentörler ve psikologlarla yaptığımız görüşmeler neticesinde Muhammed'in henüz baba ve anne şefkatine muhtaç olduğu bir yaşta bulunduğu kanaatine vardığımız için şimdilik minik oyuncunun Barcelona'ya gitmemesi şeklinde bir karar aldık'' diye konuştu. İleri yıllarda neler olacağını kestirmenin güç olduğunu kaydeden Ateş, ''Dünyanın diğer kulüplerinden de teklif var. Hollanda'nın PSV Eindhoven takımı, Almanya'dan birkaç kulüp ve İngiltere'nin Arsenal kulübü Muhammed ile ilgileniyor. Biz 1-2 yıl bu teklifleri düşünmeyeceğiz, ama yarın bir kulüp çıkıp 'Muhammed'i ailesiyle istiyoruz' derse o kulübü tercih ederiz'' dedi. Barcelona altyapı genel koordinatörünün Muhammed'in dünyanın en büyük futbolcusu olabileceği yorumunda bulunduğunu kaydeden Ateş, ''Barcelona, Muhammed için çok istekli davrandı. İki gün önce bizimle meseleyi çözme adına görüşme talebinde bulundular, ama Muhammed'in 1-2 yıl daha ailesinden uzak kalmaması kararını aldık'' diye konuştu. Muhammed'in ailesiyle İspanya'ya gitmesi Barcelona'nın genel prensibi dışında olduğunu belirten Ateş, ''Şu an Barcelona'da forma giyen Messi'yi de ailesi olmadan İspanya'ya getirmişler. Futbolcular için bir yerleri var. Muhammed'i de oraya almak istediler, ama bizim görüşümüz bu yönde değildi. Messi, yalnız başına gidip başarılı olan bir oyuncu olarak örnek olabilir. 12 yaşında ailenizden ayrılıp başarılı olabilirsiniz, ama Muhammed'in bu şekilde başarılı olacağına emin olamadık'' dedi. -''AVRUPALI GİBİ YETİŞMESİNİ İSTİYORUZ''- Seyit Ateş, Muhammed'in mental açıdan Avrupalı gibi yetişmesini istediklerini, minik oyuncunun Avrupa disipliniyle yetişmesi halinde dünyanın en iyi oyuncusu olacağını söyledi. Türk futbolcusunun belli bir yaştan sonra düşüşe geçtiğini öne süren Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türk oyuncusu 14-21 yaş arasına kadar milli takımlarda da olmak üzere müthiş başarılar elde ediyor, ama 21 yaşından sonra düşüşe geçiyor. Bu yaştan sonra disiplinsizlik başlıyor. Muhammed'in Avrupa mantığıyla büyümesi halinde dünyanın en büyük oyuncusu olacağı konusunda şüphem yok. Muhammed türünde bir çocuğun Avrupa'da yetişmesi müthiş olur, ama ailesiyle gitmemesi halinde bu durum ters tepebilir. Bu yaştaki çocuk anne ve baba sevgisine ihtiyaç duyar. Bu duyguyu yaşamadığı takdirde düşüşe geçer.'' -''BEŞİKTAŞ'TAN PROFESYONELLİK TEKLİFİ GELDİ''- Ateş, Muhammed'in altyapısında oynadığı Beşiktaş Kulübü'nden profesyonel yapılması konusunda teklif geldiğini söyledi. Muhammed'in Beşiktaş'ın amatör oyuncusu olduğunu ifade eden Ateş, ''Beşiktaş Kulübü'nden profesyonel yapılmak üzere teklif geldi, ancak siyah-beyazlı kulübün yönetiminin tamamına yakını bize duyarsız kaldı. Meseleye sadece genel sekreter Kenan Öner çok yakın ilgi gösterdi. Bizimle defalarca görüştü. Muhammed'in Beşiktaş'ta kalması yönünde görüşler iletti. İyi ki Kenan Öner, Beşiktaş yönetiminde var. Belki Muhammed bu düşünce tarzıyla gitmiş olacaktı. Benim özel çabam ve Kenan Öner'in ilgisi Muhammed'in Beşiktaş'ta kalmasını sağladı. Şimdilik Beşiktaş Kulübü ile görüşmeler devam ediyor'' diye konuştu. Minik oyuncunun Beşiktaş'ta yetişmediğine dikkat çeken Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Muhammed'in Beşiktaş'ta 1 yıllık mazisi var. Kendisi Gaziosmanpaşa Gençlerbirliği Kulübü'nde yetişti. 2002 yılından beri burada. Barcelona defterini şu an için kapattık, ama yurt dışı ve yurt içi tekliflere her zaman açığız. Ben bir defa Beşiktaş Kulübü'ne şans tanıdım, ama ikinci defa bu şansı verme durumum olmayabilir. Yine de örnek verecek olursam, Fenerbahçe'nin bu oyuncuya 5 milyon avro verip, Beşiktaş'ın da 2 milyon teklif etmesi halinde, siyah-beyazlı kulübün 2 milyonluk teklifi bizim için 5 milyon avronun üzerinde bir değere sahiptir.'' -''MUHAMMED'İN TERCİHİ BEŞİKTAŞ OLUR''- Muhammed'in müthiş bir Beşiktaşlı olduğunu ifade eden Ateş, sözlerini şöyle tamamladı: ''Kendisinin beklentisi yok. O çocukluğunu yaşıyor. İlla Barcelona'ya gideyim diye saplantısı yok. Kendisine 'Beşiktaş mı, Barcelona mı' diye sorsanız, 'Beşiktaş' der. Geçmişte Muhammed için Galatasaray Kulübü yöneticisi Fatih Gökşen ile görüşmelerimiz olmuştu. Muhammed 1-2 yıl sonra milli takıma da gidecek. Bu çocuk bir futbol dehasıdır. 5 yaşında bir çocuk çıkıp nasıl piyano çalıyorsa ve övgü alıyorsa, Muhammed de aynı şekilde bir kişidir. İnşallah kendisi kaybolmayacak.'' 22.03.2007 ![]() Kaynak : AA | ||
![]() | ![]() |
![]() | #99 | ||
Kıdemli Kartal ![]() Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 25 ![]() | Muhammed Beşiktaş'ta kaldı Küçük yaşına rağmen yeteneğiyle futbol kamuoyunun dikkatini çeken ve İspanya'nın dev kulübü Barcelona'nın istediği Beşiktaşlı Muhammed Demirci'nin, 1-2 yıl daha Türkiye'de kalacağı açıklandı. Beşiktaş Kulübü Kongre Üyesi olan ve Muhammed'in vekaletini elinde bulunduran Seyit Ateş, minik oyuncuyu isteyen Barcelona'dan Muhammed'in ailesiyle birlikte İspanya'ya gitmesi talebinde bulunduklarını belirterek, ''Ancak İspanyol Kulübü buna sıcak bakmadı. Muhammed'in anne ve baba şefkatine ihtiyacı olduğunu düşündüğümüzden şimdilik Barcelona'ya gitmemesi yönünde karar aldık'' dedi. Ateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Muhammed'in 10 günlüğüne Barcelona kampına katıldığını ifade ederek, şunları söyledi: ''Barcelona ile 10 günlük birliktelik yaşadık. İspanyol yetkilileri bu süre zarfında minik oyuncuya müthiş ilgi gösterdi. Dünyanın çeşitli ülkelerinden Barcelona'ya gelen ve 1993 doğumlu çocuklar içinde 1995 doğumlu Muhammed en iyi görünümdeydi. Muhammed'in yaş grubu içinde kendisinden daha yetenekli bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Bu oyuncu 1 yıldır kamuoyunun gündeminde.'' Barcelona'nın aileyle gelmesi yönündeki talebi karşılamamasının yanı sıra Beşiktaş'ı da devreden çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Seyit Ateş, ''Ben tepki koyunca Beşiktaş ile görüşeceklerini beyan ettiler, ama Türkiye'ye döndükten sonra mentörler ve psikologlarla yaptığımız görüşmeler neticesinde Muhammed'in henüz baba ve anne şefkatine muhtaç olduğu bir yaşta bulunduğu kanaatine vardığımız için şimdilik minik oyuncunun Barcelona'ya gitmemesi şeklinde bir karar aldık'' diye konuştu. İleri yıllarda neler olacağını kestirmenin güç olduğunu kaydeden Ateş, ''Dünyanın diğer kulüplerinden de teklif var. Hollanda'nın PSV Eindhoven takımı, Almanya'dan birkaç kulüp ve İngiltere'nin Arsenal kulübü Muhammed ile ilgileniyor. Biz 1-2 yıl bu teklifleri düşünmeyeceğiz, ama yarın bir kulüp çıkıp 'Muhammed'i ailesiyle istiyoruz' derse o kulübü tercih ederiz'' dedi. Barcelona altyapı genel koordinatörünün Muhammed'in dünyanın en büyük futbolcusu olabileceği yorumunda bulunduğunu kaydeden Ateş, ''Barcelona, Muhammed için çok istekli davrandı. İki gün önce bizimle meseleyi çözme adına görüşme talebinde bulundular, ama Muhammed'in 1-2 yıl daha ailesinden uzak kalmaması kararını aldık'' diye konuştu. Muhammed'in ailesiyle İspanya'ya gitmesi Barcelona'nın genel prensibi dışında olduğunu belirten Ateş, ''Şu an Barcelona'da forma giyen Messi'yi de ailesi olmadan İspanya'ya getirmişler. Futbolcular için bir yerleri var. Muhammed'i de oraya almak istediler, ama bizim görüşümüz bu yönde değildi. Messi, yalnız başına gidip başarılı olan bir oyuncu olarak örnek olabilir. 12 yaşında ailenizden ayrılıp başarılı olabilirsiniz, ama Muhammed'in bu şekilde başarılı olacağına emin olamadık'' dedi. ''AVRUPALI GİBİ YETİŞMESİNİ İSTİYORUZ'' Seyit Ateş, Muhammed'in mental açıdan Avrupalı gibi yetişmesini istediklerini, minik oyuncunun Avrupa disipliniyle yetişmesi halinde dünyanın en iyi oyuncusu olacağını söyledi. Türk futbolcusunun belli bir yaştan sonra düşüşe geçtiğini öne süren Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türk oyuncusu 14-21 yaş arasına kadar milli takımlarda da olmak üzere müthiş başarılar elde ediyor, ama 21 yaşından sonra düşüşe geçiyor. Bu yaştan sonra disiplinsizlik başlıyor. Muhammed'in Avrupa mantığıyla büyümesi halinde dünyanın en büyük oyuncusu olacağı konusunda şüphem yok. Muhammed türünde bir çocuğun Avrupa'da yetişmesi müthiş olur, ama ailesiyle gitmemesi halinde bu durum ters tepebilir. Bu yaştaki çocuk anne ve baba sevgisine ihtiyaç duyar. Bu duyguyu yaşamadığı takdirde düşüşe geçer.'' ''BEŞİKTAŞ'TAN PROFESYONELLİK TEKLİFİ GELDİ'' Ateş, Muhammed'in altyapısında oynadığı Beşiktaş Kulübü'nden profesyonel yapılması konusunda teklif geldiğini söyledi. Muhammed'in Beşiktaş'ın amatör oyuncusu olduğunu ifade eden Ateş, ''Beşiktaş Kulübü'nden profesyonel yapılmak üzere teklif geldi, ancak siyah-beyazlı kulübün yönetiminin tamamına yakını bize duyarsız kaldı. Meseleye sadece genel sekreter Kenan Öner çok yakın ilgi gösterdi. Bizimle defalarca görüştü. Muhammed'in Beşiktaş'ta kalması yönünde görüşler iletti. İyi ki Kenan Öner, Beşiktaş yönetiminde var. Belki Muhammed bu düşünce tarzıyla gitmiş olacaktı. Benim özel çabam ve Kenan Öner'in ilgisi Muhammed'in Beşiktaş'ta kalmasını sağladı. Şimdilik Beşiktaş Kulübü ile görüşmeler devam ediyor'' diye konuştu. Minik oyuncunun Beşiktaş'ta yetişmediğine dikkat çeken Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Muhammed'in Beşiktaş'ta 1 yıllık mazisi var. Kendisi Gaziosmanpaşa Gençlerbirliği Kulübü'nde yetişti. 2002 yılından beri burada. Barcelona defterini şu an için kapattık, ama yurt dışı ve yurt içi tekliflere her zaman açığız. Ben bir defa Beşiktaş Kulübü'ne şans tanıdım, ama ikinci defa bu şansı verme durumum olmayabilir. Yine de örnek verecek olursam, Fenerbahçe'nin bu oyuncuya 5 milyon avro verip, Beşiktaş'ın da 2 milyon teklif etmesi halinde, siyah-beyazlı kulübün 2 milyonluk teklifi bizim için 5 milyon avronun üzerinde bir değere sahiptir.'' ''MUHAMMED'İN TERCİHİ BEŞİKTAŞ OLUR'' Muhammed'in müthiş bir Beşiktaşlı olduğunu ifade eden Ateş, sözlerini şöyle tamamladı: ''Kendisinin beklentisi yok. O çocukluğunu yaşıyor. İlla Barcelona'ya gideyim diye saplantısı yok. Kendisine 'Beşiktaş mı, Barcelona mı' diye sorsanız, 'Beşiktaş' der. Geçmişte Muhammed için Galatasaray Kulübü yöneticisi Fatih Gökşen ile görüşmelerimiz olmuştu. Muhammed 1-2 yıl sonra milli takıma da gidecek. Bu çocuk bir futbol dehasıdır. 5 yaşında bir çocuk çıkıp nasıl piyano çalıyorsa ve övgü alıyorsa, Muhammed de aynı şekilde bir kişidir. İnşallah kendisi kaybolmayacak.''
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | ||
![]() | ![]() |
![]() | #100 | ||
Kıdemli Kartal ![]() Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 25 ![]() | Fener Muhammed'i elinden kaçırdı... ![]() Barça’nın peşinden koştuğu 13 yaşındaki Muhammed’in hayatı sil baştan değişti... İşte Türkiye'nin dünya çapındaki müstakbel markasının parmak ısırtan hikâyesi… ![]() Barcelona’nın peşinden koştuğu 13 yaşındaki Muhammed’in hayatı sil baştan değişti. Ünlü olmadan önce kimsesi yoktu, ama şu sıralar evi türbe gibi. Aşırı ilgiden dolayı 3 kez okul değiştirdi. Mercedesle antrenmana gidiyor. Diksiyon dersi alıyor. İşte Türkiye'nin dünya çapındaki müstakbel markasının parmak ısırtan hikâyesi… Dünyanın her köşesinde milyonlarca çocuğun bir Türk futbolcusuna hayran olabileceğini düşündünüz mü? Saraybosnalı Adis’in, Japon Takashi’nin, Brezilyalı Adriano’nun tişörtünde, Tunuslu Jaziri’nin okul çantasının üzerinde bir Türk futbolcusunun fotoğrafı. Hayal gibi değil mi? Ama bir çocuk var ki “Neden olmasın?” dedirtiyor bizlere. Adı Muhammed Demirci. İki hafta önce dünya devi Barcelona tarafından 10 günlük bir teste tabi tutulan ve geleceğin Ronaldinho’su olarak lanse edilen Beşiktaşlı Muhammed. Dünya çapında bir kıvamda yetişiyor o. Türk kamuoyu onu bir yıl önce tanıdı. Tekniği, çalımları, pasları, ayak içi vuruşları, yaşının çok üzerindeki futbol zekâsıyla izleyenlere parmak ısırtıyordu. Peki Muhammed kimdi? Bu yeteneğinin sırrı neydi? Elinden kimler tutmuştu? Dünya çapında bir yıldız olabilecek miydi? DÜNYANIN EN BÜYÜK FUTBOLCUSU OLACAĞIM Muhammed, 1994 yılında Ağrılı bir ailenin ikinci çocuğu olarak İstanbul-Aksaray’da dünyaya gelir. Ailesi o sıralar bir apartman dairesinin bodrum katında yaşamaktadır. Ciddi geçim derdi çeken ailede baba Mustafa Bey, maaşı düşük bir işte çalışmakta, anne Sultan Hanım ise apartman merdivenlerini silerek evlerini geçindirmektedir. Yıl 1999. Yer yine Aksaray. Nice kötü alışkanlığın kol gezdiği bu semtte evde yaptıkları gürültüden dolayı sokaklara bırakılan başıboş çocuklardan biri de Muhammed’dir. Henüz 5 yaşındadır. Ve sokakta tanıştığı meşin yuvarlakla ilk fotoğrafını da o yıl çektirecektir. Okuma yazma bilmeyen, ama harfleri tanıyan Muhammed yapıştırma harflerle şöyle yazacaktır o ilk fotoğrafının altına: “Bir gün dünyanın en büyük futbolcusu olacağım.” Muhammed sokak aralarında top oynamaya devam ederken, mahalledeki komşu çocuklarından biri, kolundan tuttuğu gibi onu Beşiktaş’ın Fulya’daki futbol okuluna götürür. Muhammed’in sevinci görülmeye değerdir. Ama Beşiktaş futbol okulundaki hocalar Muhammed’e, ‘aidat ödemen halinde futbol okulundan faydalanabilirsin’ derler, üstelik malzeme için de ücret vermesi gerekiyordur. Muhammed bu cevap karşısında gözyaşlarına hâkim olamaz. Onun bu halini gören Beşiktaş altyapısındaki Önder Karaveli hoca kendisine destek sözü verir. Ama bu söz de Muhammed’i teselli edemez. O sıralar Muhammed’in ailesi Aksaray’dan Gaziosmanpaşa’ya taşınır. Yine bir apartmanın bodrum katı mesken tutulur. Annesi yine merdiven silmekte, babası iş aramaktadır. Kader sokaklarda meşin yuvarlak peşinde koşmaya devam ettiği bu günlerde Muhammed’in karşısına birkaç ay önce Fulya’da kendisine destek sözü veren Önder Karaveli’yi çıkartır. İkili birbirine sarılır. Önder hoca kolundan tuttuğu gibi Muhammed’i, G.Osmanpaşa’da G.Birliği Kulübü Başkanlığı’nı yapan, aynı zamanda bu semtteki Beşiktaş Futbol Okulu Tesisleri’nin de sahibi olan Seyit Ateş’in yanına getirir. BU ÇOCUK FUTBOL DÂHİSİ Gerisini o günden sonra Muhammed’e hamilik yapacak Seyit Ateş’ten dinleyelim. “Muhammed yanıma geldiğinde akranlarına göre boyu çok küçüktü. Masraflarını karşılamayı kabul ettim. İki üç gün sonra hocalar, ‘Bu yeni çocuk bir başka, gel bi izle’ dediler. Gözlerime inanamadım. Hani derler ya, büyümüş de küçülmüş, onun gibi bir şey. Çalımları, paslarıyla Muhammed beni mest etti. Ben o an onun dâhi olduğuna kanaat getirmiştim. Futbolla bezenmiş Allah vergisi bir yetenek...” Seyit Ateş’in bu düşünceleri Muhammed’i izleyen herkes tarafından teyit edilir. Hatta F.Bahçe altyapısında görevli Hollandalı Joob Lensen, iki sezon önce Muhammed’e futbol adına öğretecek çok şeyin olmadığını, onun üst düzey yeteneklerinin bulunduğunu; ancak profesyonel bir mantalite ile yetiştirilmesi gerektiğini tembihler. Seyit Ateş, 2004 yılında Beşiktaş Televizyonu’nda katıldığı bir programda da elinde böyle bir çocuk tuttuğunu dile getirir; ama isim vermeden: “Program biter bitmez yönetici Sinan Vardar aradı; Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’in ‘Seyit ne diyor öyle, kim bu çocuk?’ diye sorduğunu söyledi. Ben onlara isim vermedim. Çünkü medya bizi rahat bırakmazdı.” Seyit Ateş, Muhammed’in tüm masraflarını karşılar. Babasına iş verir. Eğitimini üstlenir. Gelecek için planlar yapmaya da başlar. İlkin yaşıtlarına göre boyu küçük olan Muhammed’in nasıl beslenmesi gerektiğine dair girişimlerde bulunur. Kemik ölçümlerine göre bir beslenme düzeni ayarlanır. Kamuoyunun önüne çıktıktan sonra diksiyon için de ona bir hoca ayarlandığını belirtelim. Seyit Ateş, tüm bunların yanında İngilizce öğrenmesi için de yaz tatilinde Muhammed’i İngiltere’ye gönderecek. AZİZ YILDIRIM YÜZÜNDEN F.BAHÇE’YE GELMEDİ G.Birliği’nin G.Saray ile oynadığı bir maçta Muhammed’i gören G.Saray’lı yöneticiler onu kendi altyapılarına katmak ister. Yönetici Fatih Gökşen, telefonla Seyit Ateş’i arar. Ancak Beşiktaş âşığı Seyit Ateş’in gönlünde Muhammed’i, Beşiktaş’a kazındırmak vardır. 2005 Kasım’ında Seyit Ateş, Beşiktaş kulübüne bir dilekçe ile başvurur. Ateş’in tek isteği Muhammed’e 1,5 milyarlık bir aylık bağlanmasıdır. Ancak bu talebi sumen altı edilir. Kendisine “11 yaşındaki çocuğa o kadar maaş mı verilir?” denir. Beşiktaş’a sinirlenen Seyit Ateş, Muhammed’i alarak F.Bahçe kulübünün kapısını çalar. Mart ayında Aziz Yıldırım’ın da olduğu bir ortamda bir araya gelinir. Yıldırım hiç düşünmeden G.Birliği kulübüne yetiştirme parası olarak 200 milyar vermeyi kabul eder. Çekler yazılır, masaya konulur, imzalar atılır; ancak Seyit Ateş, Aziz Yıldırım’ın bir lafına kızarak masadan kalkar: “9 Mart günü Muhammed ile beraber Faruk Ilgaz Tesisleri’ne gittik. Yanlış hatırlamıyorsam o gün F.Bahçe Yönetim Kurulu toplantısı vardı. Anlaşmaları yaptık. Zaten bizim Serkan Acar’la daha önce yaptığımız bir anlaşma vardı. Aziz Bey o anlaşmayı görünce itiraz etti. Sözleşmede Muhammed’in alacağı maaş, sözleşmenin süresi 2 yıldır gibi maddelerin yanı sıra, iki yıl sonra yeni şartlarda anlaşılmadığı durumda Muhammed’in lisansı G.Birliği kulübüne iade edilecektir diye bir madde vardı. Aziz Bey bu maddeye itiraz ederek, ‘Olmaz. Sen çocuğun üzerinden elini ne zaman çekeceksin’ dedi. Ben de o an evrakları yırttım ve masadan kalktım. Kapıdan çıkarken de ‘Görürsünüz, bu çocuğu Barcelona’ya götüreceğim’ dedim.” Seyit Ateş, dışarı çıkar çıkmaz, Beşiktaş İkinci Başkanı Murat Aksu’yu arar. Aksu 1,5 milyar maaş vermeyi kabul ettiklerini söyler. 9 Mart’ta Beşiktaş ile anlaşırlar. Eğer bir gün daha geç kalsalardı, Muhammed bir yıl daha G.Birliği’nde oynayacaktı. RONALDİNHO’YA BENZEYEN ÇOCUK Aslında Seyit Ateş’in planı, onu 2008 yılında, karakteri daha olgunlaşmış bir yaşta, yani 15’inde Türkiye’ye tanıtmaktı. Ancak bu düşüncesi sekteye uğrar. Star televizyonunda yayınlanan Telegol Programı geçen yıl 19 Mart’ı 20 Mart’a bağlayan gece saatler 02.03’ü gösterirken Muhammed’in Beylerbeyi ile oynanan maçta attığı birbirinden enfes çalımları, pasları, tekniğini Türk kamuoyuna izlettirir. Görüntüler Beşiktaş Televizyonu’ndan alınmıştır. Seyit Ateş, “Ronaldinho’ya benzeyen çocuk parmak ısırtıyor” alt yazılarının geçtiği karelerin farkına vardığında iş işten geçmiştir. Bu görüntülerden üç gün sonra Ayazağa Stadı’nda Beşiktaş ile G.Saray’ın minikleri bir araya gelecektir. O maçta sıra dışı olaylar yaşanır. Tribünlerde yer kalmamıştır, 20 televizyon kamerası, 50’ye yakın gazeteci de Muhammed için mevzilenmiştir. Muhammed’den o maçta bir şımarıklık alameti beklenmektedir; ancak o her zamanki gibi saha içi liderliğinin gereklerini yerine getirecektir. Bunun yanında 2-2 biten maçta iki de asist yaparak maçı tamamlayacaktır. EVİ TÜRBE GİBİ, ANNE-BABA ESKİ İŞLERİNDE… Küçük Muhammed cephesinde bir şımarıklık alameti yoktur; ama artık hiçbir şey onun için eskisi gibi de olmayacaktır. Arkadaşları ona daha çok ilgi gösterecektir, onu kıskananlar olacaktır, rakiplerin gözleri onun üzerinde olacaktır. Sokakta bir çocuk gibi oyun oynamayı bırakacaktır. Mercedes’le evden alınıp, Mercedes’le antrenmanlara gidecektir. Ama en önemlisi, evi bir türbeyi andırırcasına ziyaretçi akınına uğrayacaktır. Daha önce kimsenin sahip çıkmadığı ailenin akrabaları da bir bir ortaya çıkacaktır. Bu dönemde Muhammed’in okulu 3 kez değişecek, 4 kez de artan ilgi sebebiyle bulundukları evden taşınmak zorunda kalacaklardır. Değişmeyen tek şey, ailenin Anadolu insanına has yapısı olacaktır. Çünkü Muhammed’in ailesi bugün hâlâ medyadan uzak durma gayreti içinde. Annesi de babası da eski işlerini devam ettiriyor. Muhammed artan ilgi karşısında şımarmamaya çalışırken diğer yandan da futbola devam ediyor. Geçen yıl Beşiktaş minik takımıyla Almanya ve İsviçre’de katıldıkları iki turnuvada da turnuvanın en iyi oyuncusu seçilir. Rakiplerin de gözü artık Muhammed’in üzerindedir. Geçtiğimiz haftalarda Maltepe ile oynanan bir maçta, bütün markajlara rağmen Muhammed 2 gol atar, 2 asist yapar ve Beşiktaş 5-0 kazanır. Kendisine markaj yapan 5 numaraya attığı sayısız bacak arası da cabası... BÖYLE GİDERSE TÜRKİYE BİZDEN BAHSETMEZ Muhammed mevki olarak orta sahanın ortasında oynuyor. Ancak geçen hafta G.Saray ile oynanan maçta hocaları onu ikinci yarı forvette de kullandı. Maçı G.Saray’ın A takım hocası Gerets, yönetici Adnan Sezgin ve takının genç futbolcusu Arda da izledi. Arda’nın Muhammed’i çalıştıran Ekrem Özenç’e söyledikleri ilginçti: “Muhammed böyle giderse, üç sene sonra hiç kimse bu ülkede bizim ismimizden bahsetmez.”. Muhammed’in ünü yurtdışında da yayılır. Dünyanın hemen hemen her ülkesinde genç futbolcuları takip eden Barcelona’nın Türkiye’deki menajerleri de Muhammed’e odaklanır. Onun haberi olmadan 4 maçı kasete alınır ve Barcelona’nın altyapı hocalarına gönderilir. Ardından Seyit Ateş’le irtibata geçilir. İlk davet, geçen eylül ayında yapılır. Şartlar oluşmadığı için bu davete icabet edilmez. İkinci bir davet ise bu ayın başında gerçekleşir. 10 gün boyunca Barcelona’nın altyapısında denenecektir. Ateş de onunla beraberdir. Muhammed, antrenmanlara çıkmanın yanında, ‘Yabancı bir şehre uyum gösterebiliyor mu, arkadaşlarıyla iletişim kurabiliyor mu, kemik yapısı fiziksel gelişimine müsait mi?’ türünden birtakım uyum testlerine tabi tutulur. BARCELONA MEST OLUYOR Muhammed, on gün boyunca Barca’lı yetkilileri mest eder. Dünyanın 26 değişik ülkesinden Barcelona için orada toplanan arkadaşları ona ‘Ronaldinho’ demeye başlar. İspanya’da bazı internet siteleri de onun videolarını yayınlamaya başlar. Almanya ve Brezilya basını da ona ilgi gösterir. Brezilya’da bir site Ronaldinho’ya mı, Maradona’ya mı benziyor diye anket bile hazırlar. İsyanyol Marca gazetesi Barcelona’ya ayırdığı sayfanın manşetine “İşte Barca’nın yeni Messi’si” diyerek Muhammed’i taşır. Barcelonalı yöneticiler de Muhammed’e hayran kalmıştır. Altyapı sorumlusu Albert Benangez, onun gelecekte takımın 10 numaralı formasını giyeceğine kanaat getirir. Muhammed için, “Bu çocuğun dili adeta ayakları, gittiği her yerde uyum sağlar” değerlendirmesinde bulunur. Seyit Ateş’le oracıkta anlaşma yapmak isterler. Ancak Seyit Ateş, Beşiktaş’ın da bir şeyler kazanması için anlaşmaya yanaşmaz. İlk etapta Barcelonalı yetkililerin getirdiği teklif şöyledir: İngilizce ve İspanyolca öğreneceği bir okula kayıt edilecek. Kulüp, Beşiktaş’a Muhammed B takıma girdiğinde 1 milyon, A takıma çıktığında 3 milyon avro verecek. Yılda bir ay Türkiye’ye gönderilecek; ailesi de Barcelona’ya 4 kez getirilecek. Lakin hâlâ Muhammed’in Beşiktaş sevgisi ağır basıyor; ailesinden de ayrılmak istemiyor. 5 MİLYON AVRO’LUK TRANSFER Sanılanın aksine, Muhammed’in Beşiktaş kulübüyle uzun yıllara dayalı bir sözleşmesi bulunmuyor. Bir yıldır Beşiktaş’ta olduğu için de çok daha az bir miktara serbest kalabilecek. Seyit Ateş ise Beşiktaş’ın bu transferden daha fazla para kazanmasını istiyor. Bu yüzden bugünlerde Beşiktaş kulübü ile masaya oturup, kulüple sözleşmesini 3+2 yıllık bir süre için uzatmaktan yana. Beşiktaş bu sözleşmeyi yaparsa Barcelona’dan daha fazla para talep edebilecek. Seyit Ateş’e göre bu rakam en az 5 milyon avro civarında olacak. Seyit Ateş’in Beşiktaş kulübüne bu iyiliği yapmasının ardında ise hem kulübün kongre üyesi olması hem de muhalif olduğu yönetimden ihanet damgası yememe düşüncesi yatıyor. Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören de Muhammed’in gelecekte daha çok para edeceğini düşünerek şu an onu elden çıkarmak istemiyor. Bu yüzden Ateş’in kulübe sunacağı şartları kabul etmekten yana. Ama Barcelona’nın Muhammed için 5 milyon doları gözden çıkarıp çıkarmayacağı da merak konusu. BEDEN EĞİTİMİ DE ZAYIF! Muhammed’in hayatı artık yaşıtlarınınki gibi değil. Onun cephesinde değişen bir şey daha var: Dersleri. Altıncı sınıfta okuyan Muhammed, artan seyahatler ve yoğun maç trafiği sebebiyle ilk dönem derslerden bir hayli geri kaldı. Bu da üç zayıf getirmesine sebep oldu. İşin ilginci, zayıf dersleri Fen Bilgisi ve İngilizce’nin yanı sıra Beden Eğitimi. Küçük Muhammed’in okuldaki velisi de Seyit Ateş. Ateş, zayıflarını düzelteceğine dair Muhammed’den söz almış. Bu arada Beşiktaş altyapı hocaları da Muhammed’e karnesindeki üç zayıf sebebiyle ‘10 antrenmana katılmama’ cezası verdi. Herkesin Ronaldinho’ya benzettiği Muhammed de, Brezilyalı oyuncunun hayranı. Maradona’yı hiç izlemedi. Kendisi için Maradona kasetleri hazırlanıyor. Türkiye’de ise Sergen Yalçın hastası. Günde bir saat internete giriyor. O aynı zamanda çok duygusal. İnternette ise takım arkadaşları ile ‘çet’leşiyor. İki kız, bir erkek kardeşi var. Kız kardeşi Fatma ve ağabeyi Nihat tezgahtarlık yapıyor. Kendisinden küçük kardeşi ise okuyor. ATEŞ’İN TEK İSTEĞİ… Seyit Ateş, Muhammed’in en büyük şansıydı. Ateş’in ondan tek bir isteği var. “Bir maçta, golünü attıktan sonra formasını kaldırıp, altında ‘Seyit Ateş’e teşekkürler’ yazısı olan tişörtünü tribünlere göstermesi. Başka da bir şey istemiyorum ondan.” diyor. Kesin olan şu ki, Muhammed’in Allah vergisi muhteşem yetenekleri var. Ayak içi vuruşu da biliyor, topsuz oyunu da, alan savunmasını da. Bu saatten sonra öğreneceği şeyler de az değil tabii ki. En önemlisi de bu ülke değerlerini iyi öğrenerek ismine yakışır bir hayat tarzını benimsemesi. Anadolu insanının dünyayı peşinden koşturacak müstakbel gururundan herkes çok şey bekliyor. MUHAMMED’E ‘İSLAM’ HEDİYESİ! Muhammed, 10 gün kaldığı Barcelona’da birbirinden ilginç olaylar yaşar. Bir antrenman sonrası diğer çocuklar soyunarak duşa girer. Muhammed, şortunu çıkarmasını isteyen altyapı hocasını reddeder. Hoca daha sonra Seyit Ateş’ten Muhammed’in Müslüman olduğunu öğrenir. Bunun üzerine ertesi gün Muhammed’e şortunun altına giymesi için bir tayt hediye eder. Ona şortla değil, taytla duş yapmasını söyler. Muhammed de öyle yapar.
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | ||
![]() | ![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
![]() LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/alt-yapi/26247-demiroren-muhammedi-satmaktan-vazgecti/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
Alt Yap [Arşiv] - Beikta Forum ( 1903 - 2008 ) Taraftarn Sesi !. | This thread | Refback | 08-03-2008 14:01 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |