|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
10-12-2007, 14:58 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Apr 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 5.243
Tecrübe Puanı: 24 |
İnsanoğlu ne çektiyse ya aşktan çekti, ya da mantıktan… Bir türlü ikisinin arasını bulamadı… Aşkı seçtiği zamanlarda mantığına ters hareket etti. Mantığına göre hareket ettiğinde ise aşk çok uzaklarda kaldı… Peki hangisiydi insan hayatı için önemli olan? Aşağıdaki yazıyı okuyun ve buna siz karar verin: “M.Ö.800’lü yıllar. Truva prensi Hektor kardeşi Paris ile Sparta’ya kral Menaolas’ı ziyarete gitmişlerdi. Kral Menaolas’ın dünyalar güzeli karısı Helena ve Paris birbirlerini gördüklerinde birbirlerine vuruldular. Barış için yapılan bu ziyaretin Truva savaşının tohumlarını atacağını kim bilebilir di ki ?. Ve Paris Helena’ya olmadık bir şey teklif etti.” Seni kaçırıp Truva’ya götüreceğim”. Helena da bu olmadık teklifi kabul etti. Gizlice gemiye binen aşıklar, Truva’nın yolunu tuttu. Yolda kardeşinin Helena’yı gemiye bindirdiğinden habersiz olan Hektor, geminin gizli kamarasında Helena’yı gördüğünde onu geri götürmek istedi. Fakat artık her şey için çok geç olduğunu biliyordu. Çaresiz olarak Truva’ya doğru yol aldı.Kral Menaolas sabah uyandığında karısı Helena’nın Paris’le gittiğini öğrenir. Artık savaş için bütün sebepler mevcuttur. Sparta halkı ve Yunan halkı Truva’yla savaş için gemilerle yola çıkmışlardır. Truva bir süre sonra yerle bir olur, ne Hektor kalır, ne Paris ne de Helena. Oysa Paris, genç bir prens’ti ve önünde bir krallık yatıyordu. O mantık yerine aşkını tercih etmişti. Krallığı elinden gittiği gibi, ailesi, ülkesi ve her şeyi elinden alındı. Pek çok acıyı yaşadı. Sizce Paris ve Helena doğru yolu mu seçmişlerdi ? * Sultan Süleyman, derin bir aşkla Hürrem Sultan’a bağlıydı. Roksana isimli Ukrayna asıllı bu güzel cariye Süleyman’ın gözdesi olmuş ve Süleyman’a nikah yaptırmayı başaracak derecede kendisine aşık ettirmişti. Fakat bir problem vardı. Süleyman’ın önceki eşinden olan Şehzade Mustafa, babasının yerine namzetti. Bu problemin çözülmesi gerekiyordu. Hürrem, Süleyman’ın kendisine olan zaafından faydalandı, Sadrazam Rüstem Paşa ile bir olacak Mustafa adına düzmece mektuplar yazdırarak Süleyman’ın öfkesini kabarttı. Sonuçta Konya’da aile efradı ile yanına çağırttığı Mustafa’yı boğdurttu. Pek çok tarihçinin belirttiği gibi Osmanlı için dönüm noktalarından birisi olan Mustafa’nın ölümüyle Mustafa kadar becerisi olmayan Hürrem’in oğlu Şehzade Sarı Selim’ine taht yolu açıldı. Sultan Süleyman aşk yerine mantığını kullansaydı, Mustafa’ya böyle davranabilir miydi. Sultan Süleyman da aşka yenik mi düşmüştü ? * İngiltere Kralı 7.Edward, Wallis Simpson adlı bir tezgahtar kıza aşık oldu. Öyle bir aşktı ki heyecandan yerinde duramıyordu. Ve aşık olduğu kadının başından iki kötü evlilik geçmişti. İngiltere saray adetlerine iki kere boşanmış bir yabancıyla bir kralın evlenmesi tahttan feragat manasına geliyordu. Sonunda 7.Edward aşkını tahtına tercih etti. 325 gün kaldığı krallık makamından feragat etti.Mantık yerine aşka mührünü basmıştı. Ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı. Sonraki ömrünü Fransa’da sıradan bir insan olarak fakat mutlu bir şekilde geçirdi. Sizce Edward doğru yolu mu seçmişti ? 1989 yılıydı.Bill Clinton evin üst salonunda karısı Hillary ile tartışıyorlardı. Hillary gözleri yaşlı ve öfkeli bir şekilde, kendisini aldatan Bill’den hesap soruyordu.Bill Clinton ise sakindi, artık aşkını saklamıyordu. Hillary’e iş kadını Marilyn Jo Jenkins ile birlikte olabilmek için boşanmak istediğini söylemişti. İhtiraslı bir kadın olan Hillary, Bill’in sözünü kesti. “Buna katlanacağım, sen önce vali olacaksın, sonra Amerika Başkanı ve biz bunu başarana kadar evli kalacağız”. Hillary’nin çıkarttığı yol haritası Bill’i heyacanlandırmıştı. Amerika Başkanlığı kimi heyecanlandırmaz dı ki ve Bill için daha cazipti. Bill, aşk mı mantık mı diye kendisine sorduğu soruda “Mantık” cevabını tercih etti.Hillary ile devam ederek, Amerika Başkanlığına ulaştı. Acaba ikili mantık temellerine dayalı oynadıkları oyunda mutlu muydular ? * Sezar’ın ölümünden sonra boşalan iktidar koltuğu ikiye bölünmüştü. Marcus Antonius, Roma imparatorluğunun doğusuna hakimdi. Octavius ise Batı tarafına hakimdi. Ülke yönetimini bu şekilde yapıyorlardı. Marcus Antonius, Octavius’un kızkardeşi ile evliydi. Fakat Marcus Antonius’un karşısına Cleopatra çıktığında her şey darmadağın oldu. Antonius, Cleopatra için Octavius’un kızkardeşinden boşandı ve Octavius’la savaşa girişti. Cleopatra ve Antonius aşkı büyük bir yenilgi sonrası ikilinin ölümüyle son buldu. Marcus Antonius aşkını tercih etmişti. Ve tarihe de, filmlere geçecek Cleopatra ile olan aşkını bırakmıştı. ** Aşk mı mantık mı? İkilemi hepimizin olduğu gibi tarih boyunca birçok insanın karşısına çıkmıştır. Peki, yapılması gereken nedir? İşte buna karar vermek zor. Mantıklı olmanın gerçekçiliğiyle; duygularla davranmanın hassasiyetiyle çelişir durur düşüncelerimiz. Bazen olmadık yerlerde görürüz kendimizi bir ırmakta akıntıya kapılmış olarak. Beynimizdeki yüzlerce soruyla döner dururuz. Hani derler ya “Kalbinin sesini dinle ama mantığını da bırakma” Sanki kolaymış gibi. Belki de bütün bu seçimler, yol ayrımları, tercihler Napolyon Bonaparte’nin madolyona yazdırdığı gibi hepimizin kaderidir. | ||
|
10-12-2007, 20:38 | #5 | ||
rebellious eagle Üyelik tarihi: Nov 2007 Yaş: 35
Mesajlar: 534
Tecrübe Puanı: 17 | paylaşım için teşekkürler. bende dier arkadaşlar gibi mantık dienlerdenim... artık aşk die bişy kalmadı bence,eski aşklardan,sevgiden eser kalmadı... istisnalar hariç sevgiler yalan gibi gelio bana!! mantık olmazsa olmaz.... [bunlar şahsi fikrim] | ||
10-12-2007, 20:43 | #7 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | para
__________________ Besiktas JK . | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |