|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
15-03-2008, 00:54 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Oct 2007
Mesajlar: 2.299
Tecrübe Puanı: 19 |
Biliyorum, sevmeyeceksin beni. Telefonlarıma cevap vermeyeceksin. Cevap versen bile öyle yorgun, öyle isteksiz çıkacak ki sesin, bir küfür gibi. Sevmeyeceksin beni biliyorum, sevgimden tanıdın beni. O yanık, o hasta bakışımdan, uçuruma atlar gibi sevdalanışımdan. Sevmek deyince hemen ardından ölüm dememden. Anladın ve kardeşini bir kabustan uyandırır gibi çırılçıplak gerçeğe uyandırdın beni. Uyandırdın ve kaçtın. Çünkü sen de benim gibiydin. Sen de benim gibi, seni sevmeyeni severdin hep. Sana acı vereni, seni aramayanı, telefonlarına çıkmayanı. Çıkınca, bir küfür gibi konuşanı severdin. Sen de benim gibi, seni incitip, üzeni severdin. Bakışından hissettim bunu, kokundan, dokunuşundan. Beni sevmeyecektin biliyorum ama öyle susamıştım ki kendim gibi birini sevmeye, öyle muhtaçtım ki kendim gibi birini özlemeye, öyle muhtaçtım ki... Seni tanır tanımaz çözüldüm. Sana da olmuştur: Öylesine susamışsındır ki sevilmeye, kendin gibi birini bulunca, kendini tutamaz, her şeyi, belki de söylenmeyecek her şeyi o an garip bir telaşla o an söylersin. Hatta söylerken anlarsın battığını, giderek çıkmaza girdiğini ama yine de engeleyemezsin kendini. Sanki bilerek kendi mutluluğunu kendi ellerinle bozmak istersin, kendinden gizli bir öç alır gibi, sanki hiç mutlu olmak istemiyormuş gibi, sanki sevilmek istemiyormuş gibi... Bir tür gurur muydu bu? Bir gün nasıl olsa ve hiç olmadık bir anda alınıp koparılmadan, kendi ellerimizle onu yok etmek, bizim gibilerin mutluluğuna tahammül edemeyen bu hayata, bu hayatın zorba, burjuva kurallarına bir tür başkaldırış mıydı yoksa? Bir şizofren çocuk tanımıştım. Tam karşımda duruyordu. Gencecik yakışıklı bir çocuktu. Şizofren olduğunu biliyordu, biliyordu iyileşemeyeceğini. İkide bir, önce kollarını uzatıp,sonra avuçlarını açıyor "Mutluluk avuçlarımdaydı, yakalamıştım ama kaçtı..." diyordu. Derken, avuçlarını boşluğa kapatıyordu. Hiç unutmuyorum, bu hareketi defalarca yapmıştı. Tekrar, tekrar, tekrar...Yıllar önce tanıdığım o şizofren çocuk gibi, tam mutluluğu yakalamışken kaybetmiş gibisin. Ve ne acı ki, hep bizi sevmeyecek olanları seveceğiz ikimiz de. Ne acı ki, hep bizi üzüp, incitenlere bağlanacağız. Bizden bir çift güzel söz esirgeyenleri özleyeceğiz. Öylesine amansız seveceğiz onları. Biliyorum, bu yüzden böylesin. Anıların hatıraların dağılmış her yere, sen ayrı yerlere savrulmuşsun. Bu yüzden düzenden, adı düzen olan her şeyden nefret ediyorsun. Sen de benim gibi, " Toparlayıp da ne yapacağım, sonunda birileri gelip, herşeyi, biriktirdiğim, düzenlediğim, üzerine titrediğim her şeyi daha önce de olduğu gibi, hiç beklemediğim bir anda savurup, bozup gitmeyecek mi?" diye düşünüyorsun. Biliyorum, sen, benim için, hiçbir zaman ulaşamayacağım o insanın hayalisin. Ailemdeki insanlar gibisin, çok romantik, çok duygusal , çok yaralı.... Yine aradım seni, yoksun. Bulsam bile, küfür eder gibi konuşacaksın biliyorum. Sıkılacaksın benden, kapatmak, konuşmamak için bahaneler uyduracaksın beni dinlerken ve ben yine anlatmamam gereken şeylerden bahsedeceğim sana. Sen ise, benden sıkılacaksın. Oysa, bir kere çözüldüm sana, bir kere senin gibi olduğumu hissettirdim. Oysa baştan beri biliyordum, sen, seni sevmeyenleri seversin, tıpkı benim gibi. Ama öyle özledim ki kendim gibi birini sevmeyi... Yine aradım seni yoksun... Beni de birileri arıyor. Ben de senin gibi hiç cevap vermiyorum. Kayıtsızlığınla beni yok ediyorsun, geriye sen kalıyorsun. Oysa, o sıralarda, birileri de seni yok ediyor. Aslında, bu oyunda, herkes birbirini yok ediyor. Ben, birilerini ,o birileri, başkalarını, sen beni, seni bir başkası... Hem çok iyi biliyorum. Beni sevsen de hiç kapanmayacak yaram, hiç kapanmayacak ... Avuçların hep boşluğa kapanacak. Tıpkı o şizofren çocuk gibi.. CAN DÜNDAR
__________________ Lütfen forum kurallarını okuyunuz.. | ||
|
15-03-2008, 01:52 | #2 | ||
Eye For An Eye Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 7.914
Tecrübe Puanı: 40 | Bavulları hep toplu durmalı insanın... Bir gün telefonların hiç çalmayabileceği hesaplanmalı... Tül perde arkasından misafir yolu gözlemekten vaz*geçmeli... İhanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara hazırlıklı olmalı... Yalnızlığa alışmalı... * * * Çünkü "omuz omuza" günlerin vakti geçti. Dayanışma... günümüz borsasının değer kaybeden hisse senet*lerinden biri artık... Bireyin keşif çağı, geride kı*rık dökük yalnızlıklar bıraktı. Terörün bile bireyselleştiği çağdayız. Zaman, birlikten kuvvet doğurma zamanı değil; zaman, tek başına dimdik ayakta kalabilmeyi becerme zamanıdır. * * * İşte o yüzden alışmalı yalnız*lığa... Sokaklar dolusu ıssızlıkla başbaşa yaşamayı göze almalı insan... Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı... Hüzünlü bir şarkıyla paylaşı*lan gecelerde başım dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli... Sofrada tek tabağa, tabakta az yemeğe alışmalı... Romanlardan yalnızlığı yücelten paragraflar asmalı evin en görünür duvarlarına... "Yalnızlık paylaşılmaz/ Paylaşmılsa yalnızlık olmaz" dizeleriyle başlamalı güne... Telesekretere "şu anda size cevap verebilecek kim*se yok" denmeli, "... belki de hiçbir zaman olmaya*cak..." Cevapsızlığa, sessizliğe ısınmalı... * * * Oysa sessizlik haksızlığa alkıştır. Haklılığın onuru yaşatır insanı... Susmanın utancı öldürür. O yüzden en sessiz gecelerde ''doğruydu, yaptım"la teselli bulmalı insan... Feryada komşuların yetişmemesine, soğuk duvar diplerinde sessizce ağlaşmaya alışmalı... Kendiyle he*saplaşmaya çalışmalı... Gece yastıkla ağlaşmaya, sabah aynayla gülüşmeye, kendiyle hüzünlenip, kendiyle keyiflenmeye hazır ol*malı... Hep başını alıp gidebilecek kadar cesur, ama hep kalıp savaşacakmış kadar gözüpek olabilmeli... Sessizliği, sese dönüştürebilmeli... * * * Ve sırt çantasını her daim hazır tutmalı insan... Yollarla barışmalı... Yalnızlığa alışmalı... Can Dündar bende bunu çok severim... | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/ask-sevgi-romantizm/56138-can-dundar/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
Untitled document | This thread | Refback | 15-03-2008 02:10 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |