|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
26-08-2008, 12:33 | #1 | ||
AyNaKoLiK Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 4.036
Tecrübe Puanı: 27 |
bugün bilmem ne sokakta, yanıma yalnız kendimi alıp yürüdüm.. güne akşamüstü iniyor şimdilerde, yavaş yavaş.. iki yana dizilmiş ağaçlarda bağırıp duran kuşlar var.. “niçin bağırıyorsunuz, bu telaş ne?” diye sormak için kuş olmak istedim ! o zaman belki bir kuş da bana sorar, boğazımı yırtmak için gelen çığlığın sebebini.. bilirsin ya, tutunamaz insan kendine, elinden kaçırır kendini.. bir kuş da olsa beni tutan, yeter ki tutsun der.. bugün öyleyim . yani hüzünlü, yani biçare ve ıssız.. bir yel saçlarımıza vursa iyi niyet kabul ederdik, sonraki yoluşlarını görmezden gelerek.. sonra o günün kalbine çaktığımız çiviyi çıkarmak için sözü tazeler, sohbetin ortasına bir tebessüm düşürürdük.. burukluğumuz çabuk biter, yüzümüz birden aydınlanırdı.. iri çakıllı, bol tabelalı bir yoldu gençliğimiz.. birlikte başlamıştık yürümeye! şimdi ne zaman kan birikse gözüme kimsenin fark etmediğini fark edip, kendimi teselli için çabalıyorum.. tek kişilik teselli olmuyor .. Duvarlar savunmasızlığımı fırsat bilip, “dan dan dan” üç kurşun sıkıp beynime, vuruyor beni.. vuruldukça eksiliyorum.. o zaman bir dervişin eteğine yapışıp gidesim geliyor.. yarım aklımı, teselli fukarası kalbimi alıp gitmek istiyorum.. sonra durup yüreklere ağlıyorum oracıkta.. umarsız değilim .. umarsız değilim de.. güneş geceye karıştı, aydınlık karanlığın içine düştü.. umut ise her seferinde farklı bir suretle çıkıyor karşıma.. bilmem hatırlar mısın , cüzdanımı kaybetmiştim de sen harçlığını bana vermiştin.. ben o harçlıkla ikimize yarım birer yoksulluk satın almış, çekingen ellerimle, yarısını sana vermiştim.. yoksulluğu seviyorduk ne de olsa.. birbirimizi yoksullukta bulmuştuk.. şimdi ne zaman zengin bir kahkaha atsam, yanına fukara bir hüzün koyuyorum.. ah .. kaç seste kaybettik sesimizi.. suskunluğum dilsiz oluşumdan değil. suskunluğum, aşkın olanaksızlığında kaybettiğim lisanın, biçare düşüşüdür gırtlaktan aşağı.. biçareyim .. zamana hayıflandım.. o kadar zaman.. nasıl da geçti! saatlerde kaybettim seni & beni.. bir yana bükülmüş bir ağaç gibiyim, dallarım yere değiyor. ne zaman gökte kuş sürüsü görsem kanatlanıyorum.. böyle yarımken, uçmak mümkün müdür ? bir parçam benden habersiz durur.. bazen bir uçurum kenarında kaybedişin öyküsünü okurum.. en büyük kaybı yaşıyorum . zaman, deliksiz umudumu parçalıyorken ben seyirci duyarsızlığında, dilimi kıpırdatmadan öylece bakıyorum.. inan mümkün olmuyor .. gitmeyi aklına koymuşa dur demek mümkün olmuyor.. oysa içimden binlerce “dur” geçerken; bir çalı, ses tellerime abanıp kollarımı iki yana düşürüyor.. çalı demişken , hiç iğde ağacından bahsettim mi sana? hani mayısta, can alıcı kokan, o güçlü, o nazsız, cilvesiz ağaç.. yanına illa ki hamil istemez, yalnızlığa doğuştan meyillidir.. ne su/ne gıda, karşılık beklemez. gölgesi koyu değildir ama elinden gelen de budur. işte bugün durup düşündüm . iğde ağacına imrendim.. dallarını gövdesinden aşağı sarkıtsa da gövdesi yalnızlığa yakışıyordu.. yine de; her sabah gözlerimizi uykudan alarak; doğan günü yanıltmadan uyandık. güneşe ısmarlama bakmadık. sevdayı incitmedik. küskünlüklerimizi suyun suretinde boğduk. yani, biz bizde bittik.. yarımlığımız bir tek kendimize oldu.. en az kendimize yettik, en az kendimiz için yaşadık ama; olsun. emanet gülüşlerimiz, düzmece ağıtlarımız olmadı.. görünen neyse olan da oydu.. yalındık & yalnızlık. … yorgunum .. yoruldum… büyüdükçe yoruldum.. ve ne garip bir çelişkidir ki büyüdükçe azalıyorum. zaman suratlara çarparak yol alırken, izini bırakmayı ihmal etmiyor.. bak bu çizgilerin her birinin ayrı bir öyküsü vardır anlatacak.. ama olsun ; kışı çetin geçiren bahçe, baharda gümrah olurmuş.. hele yakamızdan düşsün bu ayaz, bu biçarelik, bu azalmışlık.. üşüdük, gülüşümüz yanağımızda donakaldı.. fakat; Bu kışlar olmasaydı, baharı bu kadar özler miydik
__________________ senin olduğun karanlığı sensiz aydınlıktan daha çok seviyorum.. | ||
|
26-08-2008, 13:44 | #2 | ||
ah mine'l-aşk Üyelik tarihi: Sep 2007 Yaş: 38
Mesajlar: 7.404
Tecrübe Puanı: 42 | güzel bir yazı, teşekkürler Elif
__________________ Yar gurbette can yürekte..Bir kafeste ne amansız..Sonsuz ayrılıktır geçmez zaman..Her gece hep aynıdır..Fırtınada ak ayazda..Sürgün her yerde hep yalnızdır..Gül açsada kuş uçsada..Görmez dargındır.. | ||
26-08-2008, 13:55 | #3 | ||
Savaşçı Kartal Üyelik tarihi: Jul 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 9.555
Tecrübe Puanı: 46 | üşüdük, gülüşümüz yanağımızda donakaldı.. fakat; Bu kışlar olmasaydı, baharı bu kadar özler miydik .... özlemezdik sanırım.... Paylaşımına sağlık canım çok güzeldi....
__________________ Beşiktaşlı olmayanlara sesleniyorum. Birgün bu takımı sevmeyeceksiniz ona tapıcaksınız. profeminizm hareketi engellenemez !!! milliyet blog yazıları sayfam... | ||
26-08-2008, 13:58 | #4 | ||
C!mC!m£..! (: Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 1.680
Tecrübe Puanı: 23 | yani, biz bizde bittik.. yarımlığımız bir tek kendimize oldu.. en az kendimize yettik, en az kendimiz için yaşadık ama; olsun. emanet gülüşlerimiz, düzmece ağıtlarımız olmadı.. görünen neyse olan da oydu.. yalındık & yalnızlık. çok güzeldi canım sağol | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |