Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Atatürk Köşesi

Atatürk Köşesi Büyük Beşiktaşlı Mustafa Kemal Atatürk ve Atamız Hakkında Herşey.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 19-04-2008, 11:48   #1
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Etnografya' dan ANITKABİR' E

TABUT 15 YIL SONRA İLK ve SON DEFA AÇILDI

Murat Bardakçı


Hürriyet, ulu önderi kaybetmemizin 60. yıldönümünde, onun için 15 yıl arayla yapılan iki ayrı cenaze töreninin unutulmuş ayrıntılarını veriyor.

Atatürk'ün cenaze namazı 10 Kasım'daki vefatından dokuz gün sonra, 19 Kasım 1938 sabahı saat sekizi on geçe kılındı. Dolmabahçe Sarayı'ndaki namazı Diyanet İşleri Başkanı Şerefeddin Yaltkaya kıldırdı. Kalabalık bir cemaatle kılınan namaz dört dakika sürdü. ‘‘Allahu ekber’’ yerine ‘‘Tanrı uludur’’ dendi, ‘selâm verilirken de ‘‘Selâmun aleykum’’ değil, ‘‘Esenlik üzerinize olsun’’ sözleri kullanıldı.

Onbeş yıl boyunca Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabirde kalan cenaze 10 Kasım 1953 günü Anıtkabir'e nakledildi. 15 yıl önce kapatılmış olan kurşun tabutun kapağı o gün devletin en üst düzeyinin önüne açıldı, tek bir kare fotoğraf çekildikten sonra yeniden kapatıldı ve Anıtkabir'de toprağa verildi.

Atatürk için bundan tam 45 yıl önce ikinci bir cenaze töreni yapıldı. 21 Kasım 1938'de Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabre yerleştirilen ve 15 yıl boyunca orada kalan cenaze 10 Kasım 1953 sabahı büyük bir devlet töreniyle inşaatı henüz tamamlanmış olan Anıtkabir'e nakledildi.

Geçici kabrin açılmasında başta Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan ve Başbakan Adnan Menderes olmak üzere devletin bütün üst düzeyi hazır bulundu. Atatürk'ün kızkardeşi Makbule Atadan da oradaydı, 15 yıl önce ağabeyinin ölüm haberini aldığı andaki kadar üzgündü ve ayakta güçlükle durabiliyordu.

Nakil programı, mermer lâhdin sökülmesiyle başladı. Lâhdi taşıyan betonlar kırıldı, geçici kabir açıldı ve kurşun tabut makaralara takılı zincirlerle yukarıya çekildi. Sonra cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanı dışında kalan herkes salondan çıkartıldı. 15 yıl önce kapatılmış olan kurşun tabutun kapağı devletin en üst düzeyindeki bu üç kişinin önüne sadece birkaç dakikalığına açıldı, cenazenin tek bir kare fotoğrafı çekildi, sonra kapak yeniden kapatıldı ve tabut binanın dışında bekleyen top arabasına yerleştirilerek Anıtkabir'e nakledildi.

İşte, ulu önderin ölümünden 15 yıl sonra yapılan ikinci cenaze töreninden bazı görüntüler...

Anıtkabir’e naklin fotoromanı

Türkiye'deki bütün dini cemaatlerin temsilcileri cenaze arabasını takip ediyorlar. Ermeni, Yahudi, Katolik ve Rum temsilcilerle beraber zamanın Diyanet İşleri Başkanı kortejle yürüyor.

Üniversite gençliği, Atatürk'ün Etnografya Müzesi'nde son saygı duruşunu yapıyor.

Mermer lâhid sökülüyor, sonra betonlar kırılıyor ve tabutu kaldıracak olan makaralar lâhit salonunun tavanına yerleştiriliyor.

Atatürk'ün tabutu birazdan salona çıkartılmış olacak. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en üst düzeyi tabutun çevresindeler...

Tabut salonun zeminine yerleştiriliyor. Adnan Menderes birazdan 'Hanımefendi, buyurunuz' diyecek ve Atatürk'ün kızkardeşi Makbule Atadan'ı tabutun yanına götürecek...

Etnografya Müzesi'nden Anıtkabir'e doğru yol alan korteji, Makbule Hanım hıçkırıklar içinde takip ediyor.


BİR FOTOĞRAFIN YAYINLANMA ÖYKÜSÜ

Hürriyet'in zor kararı

Fotoğraf önümüze geldiğinde hepimiz irkildik. Şimdiye kadar hiç bilmediğimiz, varlığından dahi haberdar olmadığımız bir fotoğraftı.

Atatürk'ün naaşının Etnoğrafya Müzesi'nden Anıtkabir'e naklinden hemen önce çekilmişti. Tarih, 10 Kasım 1953'tü.

Fotoğrafta kapağı açılmış bir tabut, içinde de Atatürk'ün naaşı görünüyordu.

O gün, sadece tek kare çekilmiş bir fotoğraftı.

Hiçbir belgede varlığından söz edilmeyen ama son derece tarihi bir belgeydi...

İçimizi derin bir hüzün kapladı.

Çünkü naaş, 10 Kasım 1938'de Etnoğrafya Müzesi'ndeki geçici kabrine yerleştirilmeden önce tahnit (bozulmaması için ilaçlanması) edilmesine rağmen, zaman içinde bozulmuştu.

Tahnitin başarılı olamadığı bu kareyle kayda geçirilmişti.

Ne yapacaktık?

Bir yandan, 45 yıl sonra ilk kez günışığına çıkan bir tarihi gerçekle karşı karşıya idik, bir yandan da zihinlerimize kazınmış güzelim portrelerinden bir hayli uzaklaşmış bir Atatürk görüntüsünün dayanılmaz acısını yaşıyorduk.

Önce fotoğrafın gerçek olup olmadığını araştırdık. Gerçekti. Şimdiye kadar varlığından sadece dört kişinin haberi olmuştu.

Binanın dışında bekleyen top arabasına yerleştirilerek Anıtkabir'e nakledilmesinden önce, 15 yıldır kapalı olan kurşun tabutun kapağının açıldığını gören sadece dört kişi vardı.

Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan ve Başbakan Adnan Menderes...

Ve, deklanşöre basan fotoğrafçı.

Tabut çıkarılmadan önce, devletin en üst makamında bulunan bu üç kişi ve fotoğrafı çeken kişi dışında salonda bulunan herkes dışarı çıkarılmıştı.

Kapak, bu üç kişinin önünde sadece birkaç dakikalığına açıldı, fotoğrafçı sadece bir kez deklanşöre bastı, bu tek kare fotoğraftan sonra tabutun kapağı yeniden kapatıldı.

Bu kısa işlemin ardından binanın dışına çıkarılan tabut top arabasına yerleştirildi.

Elimizdeki bu tarihi belgeye bakarak, uzun süre tartıştık.

Ne yapmalıydık?

Yazı işleri odasında yedi kişiydik. Fikirler birbiriyle çarpıştı:

Bu fotoğrafın tümünü yayınlarsak, bazı kötü amaçlar için kullanılması sözkonusu olabilir.

Fotoğrafı yayınlamamak, tarihi bir gerçeği gizlemek olmaz mı?

Fotoğraf tarihi bir gerçek. Ancak bu görüntüyü yayınlamak da, hem gereksiz, hem de bir takım çevrelere suiistimal şansı verebilir.

O zaman fotoğrafın suiistimale fırsat verecek bölümlerini kapatalım. Çünkü eğer fotoğrafı yayınlamazsak, tarihi bir gerçeği gizlemiş olabiliriz.

Fotoğrafı hiç yayınlamamak da düşünülmeli. Kime ne faydası var? Her insan öldükten 15 yıl sonra bu görüntüye kavuşur. Bunu tahmin etmek de hiç zor değil. Yayınlamayalım.

Olaya gazetecilik açısından bakarsanız, böyle bir fotoğraf çok önemli.

Doğru. Naaşın nakli sırasında tabutun açıldığı bilinmiyordu.

Tam o anda tek kare fotoğraf çekildiği de şimdiye kadar gizli kalmıştı. Bu nedenle bu bir haber.

Hayır bu fotoğrafı yayınlamanın hiç bir faydası yok.

İsterseniz fotoğrafı yayınlayıp yayınlamamayı halka, okuyuculara soralım.

Fotoğrafı yayınlamayalım, sadece tabutun açıldığını ve o sırada tek kare fotoğraf çekildiğini haber yaparak okurlarımıza duyuralım.

Ve sonuçta, Aziz Atatürk'ün manevi kişiliğine ve ebedi imajına saygımız nedeniyle, bu sürpriz fotoğrafı yayınlamamaya karar verdik.


ATATÜRK'ÜN CENAZE NAMAZI

Atatürk'ün cenaze namazı 10 Kasım'daki vefatından dokuz gün sonra, 19 Kasım 1938 sabahı saat sekizi on geçe kılındı.

Dolmabahçe Sarayı'ndaki namazı Diyanet İşleri Başkanı Şerefeddin Yaltkaya kıldırdı.


Kalabalık bir cemaatle kılınan namaz dört dakika sürdü. ‘‘Allahu ekber’’ yerine ‘‘Tanrı uludur’’ dendi.

Namazdan sonra selâm verilirken de ‘‘Selâmun aleykum’’ değil, ‘‘Esenlik üzerinize olsun’’ sözleri kullanıldı.

Altında Türkiye'nin önde gelen dokuz tıp profesörünün imzasının bulunduğu ölüm raporu, ‘‘...8 Kasım 1938 Salı günü bir kere daha gelen ve bütün dikkat ve ihtimama rağmen ilerlemesine mani olunamayan ve büyük bir hızla gelişen ikinci büyük koma içinde 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı, saat dokuzu beş geçe, muazzez ve büyük hasta terk-i hayat eylemiştir’’ cümlesiyle bitiyordu.

Bu raporun yayınlanmasıyla bütün dünya sarsıldı. Türkiye ise sarsılmaktan çok daha ötelerdeydi. Şairin ‘‘Gidiyor rastgelemez bir daha tarih eşine / Gidiyor on yedi milyon kişi takmış peşine’’ dediği şekilde, 17 milyonluk Türkiye nefesini tuttu, kalbini büzdü ve artık tek başına kalmış olduğunu o anda farketti: Ata'sını kaybeden Türk milleti artık yapalnızdı...


İPEK MENDİLLE BAĞLANDI

Sonra Ankara'da başsız kalan devlete yeni bir lider bulma, İstanbul'da ise cenazenin kaldırılması telâşı başladı. Ölüm raporunun altında imzası olan doktorlardan Mehmet Kâmil Berk, Atatürk'ün çenesini ipek bir mendille bağladı, ayak parmaklarını pansıman sargısıyla birleştirdi ve cenaze merasiminin hazırlıklarına girişildi.

Atatürk'ün sonsuza kadar uyuyacağı yerin neresi olacağı konusunda henüz bir karara varılmamıştı.

Uygun bir yer seçiminin uzun zaman alacağı belliydi ve cenazenin bozulmadan kalabilmesi için tıbbi önlem alınması gerekiyordu. Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin hocalarından biri, Akademi'nin patalojik anatomi profesörü Lütfi Aksu hemen İstanbul'a, Dolmabahçe Sarayı'na gönderildi.

Cenaze Prof. Aksu tarafından tahnit edildi, işlem tamamlandıktan sonra özel bir tabuta yerleştirildi ve Dolmabahçe Sarayı'nın muayede salonunda katafalka konuldu.

Türkiye tam dokuz gün dokuz gece boyunca Ata'sının nâaşının önünden gözyaşı seli halinde akıp geçti. Cenazenin Ankara'ya nakledilmesinin zamanı gelmiş ama namazı henüz kılınmamıştı.


KIZKARDEŞİN ARZUSU

Atatürk'ün sarayda günlerdir gözyaşları içinde bekleyen kızkardeşi Makbule Atadan namazın İstanbul'da kılınmasını ve tabutun yola dini merasimin tamamlanmasından sonra çıkartılmasını istiyordu. Hükümet Makbule Hanım'ın isteğine uydu ve namazı nakil töreninin başlamasından hemen önce, 19 Kasım 1938 sabahı saat sekizi on geçe kılındı. İmamlığı o dönemin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Şerefeddin Yaltkaya yaptı.

Namaz ‘‘Allahu ekber’’ yerine Türkçe ‘‘Tanrı uludur’’ sözleriyle başladı ve selâmlar ‘‘Esselâmu aleykum’’ yerine yine Türkçe olarak ‘‘Esenlik üzerinize olsun’’ şeklinde verildi.

Tam dört dakika süren namazdan sonra tabut generaller tarafından sarayın avlusuna çıkartılıp top arabasına yerleştirildi.

Atatürk’ün cenaze namazını kılanlar arasında saray personeli, yakınları, bazı generaller, diyanet görevlileri ve onun on beş yıl boyunca müzisyenliğini yapmış olan Binbaşı Hafız Yaşar Okur da vardı. Hafız Yaşar, namaz sırasında Diyanet İşleri Başkanı Şerefeddin Yaltkaya’nın hemen arkasında saf tutacak, Dolmabahçe Sarayı'nda o sabah yaşananları ve namazın kılınış öyküsünü yıllar sonra kaleme aldığı anılarında bütün ayrıntılarıyla yazacaktı.



DİNLER, ANITKABİR YOLUNDA...
Türkiye'deki bütün dini cemaatlerin temsilcileri cenaze arabasını takip ediyorlar. Ermeni, Yahudi, Katolik ve Rum temsilcilerle beraber zamanın Diyanet İşleri Başkanı kortejle yürüyor.



ATATÜRK'ÜN HAFIZI CENAZE NAMAZINI ANLATIYOR

Hafız Yaşar Okur, Atatürk döneminde 15 yıl boyunca Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti'nin, yani Cumhurbaşkanlığı Fasıl Topluluğu'nun şefiydi. Topluluğun verdiği özel konserleri yıllarca o düzenledi. Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayında kılınan cenaze namazına katılanlar arasında o da vardı ve namazla ilgili hatıralarını yıllar sonra şöyle yazacaktı:

‘‘...Dolmabahçe Sarayı'nda cümle kapısının önüne geldiğimde top arabasının durmakta olduğunu gördüm...


ÖLÜMÜNÜN 60. YILINDA ATATÜRK

Ulu Önder sevgili Atatürk'ümüzün aziz naaşının, 15 yıl süreyle kaldığı Ankara Etnografya Müzesi'ndeki ‘‘Geçici Kabri’’nden, 10 Kasım 1953 tarihinde, - toprağa verilmek üzere - Anıtkabir'e nakledildiğini biliyoruz.

Bu nakil sırasında Ata'mızın tabutu açılmış ve o tarihteki görüntüsü bir yetkili tarafından siyah - beyaz fotoğrafla tespit edilmiştir.

Söz konusu tarihi belgeyi ellerinde bulunduranlar, kendi deyimleriyle ‘‘eski ve dürüst bir gazeteci ve içten bir Atatürk hayranı’’ olarak bildikleri şahsıma bunu ulaştırdılar ve ‘‘Ölümünün 60. yılında, uygun olarak neyse lütfen yapınız...’’ dediler.


NEFESLERİN TUTULDUĞU AN

Tarih: 10 Kasım 1953. Mermer lahit sökülmüş, betonlar kırılmış, tabutu kaldıracak zincirli makaralar lahit salonunun tavanına yerleştirilmişti.




Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en üst düzeyi, tabutun çevresindeler...



Kız Kardeşinin Göz Yaşları

Atatürk'ün kızkardeşi Makbule Atadan, başını tabuta dayıyor ve dakikalarca öyle kalıyordu. Belki çok uzaklarda, Selanik'te kalan günleri yâd ediyor; belki de ağabeyinin ruhuna dualar gönderiyordu.








Tabut Ortaya Çıkıyor

Lahtin üzeri tamamen açılmış, Atatürk'ün cenazesini 15 yıldan beri muhafaza eden kurşun tabut ortaya çıkmıştı.


Atatürk'ün tabutu birazdan salona çıkartılmış olacak


Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en üst düzeyi tabutun çevresindeler...


Tabut salonun zeminine yerleştiriliyor

Adnan Menderes birazdan 'Hanımefendi, buyurunuz' diyecek ve Atatürk'ün kızkardeşi Makbule Atadan'ı tabutun yanına götürecek...



Mermer lâhid sökülüyor

Sonra betonlar kırılıyor ve tabutu kaldıracak olan makaralar lâhit salonunun tavanına yerleştiriliyor.


Makbule Hanım hıçkırıklar içinde takip ediyor

Etnografya Müzesi'nden Anıtkabir'e doğru yol alan korteji, Makbule Hanım hıçkırıklar içinde takip ediyor.


SON SAYGI DURUŞU



Üniversite gençliği, Atatürk'ün Etnografya Müzesi'nde son saygı duruşunu yapıyor.
__________________
Click the image to open in full size.

Konu HandaN tarafından (19-04-2008 Saat 11:52 ) değiştirilmiştir..
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 19-04-2008, 11:49   #2
♥zєуησм♥
 
Zeynom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ruhun şaad olsun atam...
__________________
bir gün herkes beşiktaşlı olmasın bırakın o ayrıcalık bizde kalsın...
Zeynom Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 18:38 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580