![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
![]() | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 24 Temmuz 1908 sabahı gazeteler sansürden kurtulmuş, ancak sonsuz bir özgürlük içinde değil. Son 30 yılda, son 300 yılda söylenmemiş şeyleri söyleme hırsına kapılan basın, ilk şokla 31 Mart 1909’da karşılaşmıştır.69 Derviş Vahdeti adlı bir yobazın kışkırtmasıyla bir kısım halk ve bazı askeri birliklerin katılması ile Sultanahmet Meydanı’nda gösteriler yapılmış. Tanin ve Şurayi Ümmet gazeteleri tahrip ve yağma edilmiş. Bazı nazırlar ve mebuslar öldürülmüştür. Böylece 9 ay süren sonsuz özgürlük ortamı sona ermiştir. Mahmut Şevket Paşa komutasında Selanik’ten gelen Hareket Ordusu ayaklanmayı bastırmış, Derviş Vahdeti ve arkadaşları idam edilmiştir. 31 Mart Olayı’nın bastırılmasından sonra bazı gazeteler kapatılmış basına sansür konulmuştur. 14 Temmuz 1909’da Millet Meclisi’nden Fransız Basın kanunundan örnek alınarak yeni bir basın kanunu çıkarılmıştır. Bu kanun oldukça özgürlükçü bir kanundan ve 1931 yılına kadar sonradan yapılan bazı değişikliklerle yürürlükte kalmıştır. Daha sonra yapılan değişiklikler özgürlük yönünde olmamıştır. 1909 Basın Kanununun başlıca hükümleri şunlardır: - Gazete çıkarmak için hükümete bir bildiri verilmesi yeterli olup, ruhsat alma zorunluluğu yoktur - Meclislerin ve mahkemelerin gizli oturumlarındaki konuşmaların yayımlanması yasaktır - Kanun ve yönetmeliklerin, hükümetçe resmen açıklanmadan önce gazatelerde yayımlanamayacağı hükme bağlanmıştır - Osmanlı ülkesinde tanınmış dinlerden, mezheplerden ya da unsurlardan herhangi birine yazıyla hakaret suçtur - Vatandaşları suç işlemeye kışkırtan yazıların yayımlanması yasaklanmıştır | ||
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |