Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Beşiktaş > Futbol > Basından Haberler

Basından Haberler Basından haberler bu bölümün altına

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 06-07-2014, 16:08   #1
Moderator
 
dogan_cordoba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Icon16 Şampiyonlar Ligi Vizesi Biliç'in Başarısı Değil !

Türkiye Futbol Federasyonu Basın Sözcüsü Mete Düren, FIFA 2014 Dünya Kupası'nı yakından takip ettiğini belirterek, Türkiye'ye gelen ünlü yabancı oyuncuların vergi sisteminden dolayı geldiğini söyledi.

Türk futbolunu yöneten kadroda yer alan ve daha önce Beşiktaş Kulübü’nde de yöneticilik görevlerinde bulunan Düren, 360’ta yayınlanan Centilmenler programına ilginç açıklamalar yaptı.

FIFA 2014 Dünya Kupası'nı yakından takip ettiklerini belirten Düren, "Dünya Kupası sürprizlerle başladı. Güney Amerika futbolunu çok yakın takip edemiyoruz, özel maçlar ve Dünya Kupası maçları dışında izleyemiyoruz. Avrupa'daki milli takımları yakından takip eden biri olarak, arka arkaya Almanya, Fransa ve Hollanda dışında favori takımların elenmesini ben sürpriz olarak nitelendirdim. O kalitedeki takımların, sadece bir iklim probleminden dolayı bu kadar zorlanmış olabileceklerini tahmin etmiyorum. Yani bunun arkasında, belki mental bir yorgunluk da olabilir. Özellikle İspanya'da bu çok açıktı." dedi.

Almanya ve Fransa'nın iyi gittiğini belirten Düren, "Yani bunlarda da çok kaliteli oyuncular var. Messi'nin nasıl can simidi olduğunu da gördük, yine tek başına. Ki geçen kupada da hep eleştirilen oydu, demek ki 'Tek başına Messi olmuyormuş' ibaresi kullanılıyordu. Ama bu sene kendini gösterdi mesela. Messi'den daha fazla kim doymuş olabilir diyorum ama, demek ki bazen insanın içinde olan bir duygu bu. Hatta tribünlerden uğultular geldi ilk maçlarında Messi'nin, oynamıyor diye. Yani hakikaten onun namına üzülüyorsunuz. Dünya çapında bir oyuncunun, kendi vatandaşlarının da olduğu bir ortamda seyirciler tarafından yuhalanması tabi hoş bir şey değil." diye konuştu.

YÖNETİCİLER ARASINDAKİ SÜRTÜŞME 3 TEMMUZ ÖNCESİNDE DE VARDI

Futbol ailesi içinde yaşanan gerginlikten, yöneticilerin tutumlarından da bahseden Mete Düren, bunun 3 Temmuz 2011 şike sürecine bağlanmasını da doğru bulmadığını söyledi.

"Camiaların liderleri ve yöneticileri arasındaki sürtüşmeler tabi 3 Temmuz’dan önce de vardı. Yani o kısım, 3 Temmuz’la ilgili olmayabilir belki. Ama orada derinleşti, hatta 3 Temmuz’dan sonra hak arama ve bunu legal yolla bir hukuk ortamı içerisinde yapacağım derken, bununla ilgili söylemlerinde iki camiayı birbirine çok düşmanlaştıracak, kutupları birbirinden çok uzaklaştıracak söylemler de oldu." diyen Düren, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Esas kötü tarafı o, hala ordayız. Tabi bunun nasıl düzeleceğini bizim organize etmemiz mümkün değil, yani federasyon olarak diline sansür uygulayacak durumumuz yok. Ama sağduyu diye bir şey var ki, bunu camialar binlerce kişi bir araya gelerek yönetim seçiyor. Bu seçtiği yönetimin de, bu tür söylemlerden de uzak durmasını bekliyor. İnsanlar da göreve gelirken enterasan bir şekilde bunları vadederek geliyorlar. (kastettiği kulüpler arasındaki dostluk-barış vaatleri) Ancak o masanın etrafına gelince, insanların ruh hali değişiyor. Yani bunu kendimiz de yaşadık, biz hem de çok kötü de yaşadık.

Göreve geldikten sonra bahsettiğiniz 3 Temmuz süreci içerisinde, gerek kulüp yöneticimizin gerek kulüp çalışanlarımızın ve antrenörümüzün bir yılı aşkın süre mahkum edildiğini canlı, bire bir yaşayan bir yönetici olarak tabi bunu çok daha, nerdeyse ailesinden sonra insanların en yakından acılarını ve sıkıntılarını yaşayan biri olarak yaşadık. Bu dönemlerle tabi kıyaslanacak bir şey değil, bunların tamamen sonlanmasını ve bir daha da tekrarlanmamasını temenni ettik her zaman için. Ama bu sorunları aştıktan sonra da, günlük kavgaların ve problemlerin en azından yer değiştirmesini, dikkatlerin başka yöne kaydırılması açısından camialar arasında gerginlikler çıkartılmasının artık bir son bulması gerekiyor."

Mete Düren, yeni sezonda uygulanacak yeni düzenlemelerle ilgili açıklamalarda da bulunurken, "Para cezası, daha hafifleyerek giden bir gidişat olacak. Stad kapatmak değil, tribün kapatma şeklinde değiştirilecek." diyerek, sözlerine şöyle devam etti:

"Deplasman yasağı devam edecek ama deplasmanda bir kötü tezahürat olduğu zaman o, bir sonraki deplasmana seyirci alınmaması şeklinde yansıyacak. Yani eğer bir deplasmanda kötü tezahürat olursa, kötü tezahürat yapan takımın taraftarı bir sonraki deplasmana gidemeyecek. Daha önce deplasmandaki kötü tezahürat, iç sahada saha kapanmasına sebep oluyordu. Onu değiştiriyoruz. Yani, ev sahibi takımın taraftarı stada girebilecek. Yayıncı kuruluştan sponsorlara, loca sahiplerine sahada oynanan futbola kadar bu kötü durum etki ediyor, her kademe etkileniyor bundan.

Bu kadar uzun süreli bir şike süreci dünyada yaşanmamıştır herhalde. Bizim bu duruma aba altından göstereceğimiz bir sopa yok ama aba altından bir e-bilet çıkardık biliyorsunuz. Yani bu e-bilet bir kere, yani dediğiniz gibi kravatın-ceketin altından vahşi bir holigan çıkaracak insan e-bileti de alır gelir ona yapacak bir şey yok. Ama en azından kimin yaptığı belli olacak bir, iki de sonraki maça o adam giremeyecek. Burda özellikle, mevcut durumdan çok şikayetçi olan herkesin aynı şikayet için gösterdikleri özeni aynı şekilde e-bileti favorize etmek için de kullanmaları gerekiyor. Çünkü bu insanların buradan, ya hep diyorlar ya 'Futbol seyircisi azalacak diye', tam tersine belki kısa vadede değil ama uzun vadede küsmüş birçok insanı stadlara geri döneceğini düşünüyorum.

Geçmiş dönemlerde, son iki sene içerisinde eğer hani aktif olarak bir takımın futbol seyircisi olarak, futbol sahalarına düzenli olarak giden birisi olsaydım düşünürdüm 'Niye gidip, o kadar para verip bilet/kombine alayım?' Üç maçta bir stadım kapanacak, ordan bir kendini bilmez aşağı bozuk para/demir çubuk vs bir şey attı. Benim kadar futbolu seven biri maçlara gitmeyecekse , yani ben pek çok insanın maçlara neden gitmediğini pekala anlayabiliyorum."

E-BİLET BİR KANUN, BİR TÜRKİYE CUMHURİYETİ KANUNU

Mete Düren, geçtiğimiz sezonun sonlarında uygulamaya konulan ve kamuoyunca passolig olarak da bilinen E-biletin bir kanun, bir Türkiye Cumhuriyeti kanunu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Buna karşı durmak mümkün değil. Geçen sezon başladı zaten, yalnızca geçen sezonun son dört maçına İstanbul kulüpleri çok ısrarcı davrandılar. Mevcut sistemimizi, özellikle kombine alanları yeniden bilet almaya zorlamak yerine yeni bilet alanları e-biletle içeri alalım; kombine biletleri sizin e-bilet sisteminize tanıtalım. Nitekim son üç maç için o sistem uygulandı ve bizim sistemize tanıtıldı. O da zaten, o dosya da kapanmış oldu.

Yeni sezonda takımlar artık, e-bilet üzerinden biletlerini satmış olacaklar; iki veya üç senelik satın almış biri varsa o da kartını sisteme okutacak. Yani herkesin o pasolig kartına ihtiyacı var. Yani nerede oturuyor, ne yapıyor? Federasyonda kurulan kontrol-gözlem odası var. O odada, yani hatırlıyorsunuz Atatürk Stadı'nda mesafe çok uzun, ama Maraton tribününe kadar insanların ne yediği/içtiğine kadar izliyoruz. Biz bunu ortaya koyduktan sonra, emniyet güçleri de bunu takip ediyor. Bunun daha sonrasını da getirmeleri gerekiyor. Orada ben emniyet güçlerini de bu konuya eğilmiş, konsantre bir şekilde teyakkuz içerisinde görüyorum."

3 TEMMUZ YARGIDA DA UEFA'DA DA KAPANSA YÖNETİCİ NEZDİNDE KAPANMAZ

Bazı kulüplerin federasyonu tanımıyoruz demediklerini ancak değişmesini talep ettiklerini de belirten Mete Düren, "Tabi böyle bir hakları yok. 3 Temmuz yargıda kapansa, UEFA'da kapansa bile Türk futbol yöneticisinin nezdinde hiç kapanmayacak. Bu durum her zaman dillere dolaşacak, bir noktaya gelecek." diyerek, şöyle devam etti:

"Bunun unutulması ancak kişilerin kendi niyetlerini değiştirmesi ile münkün. Yani yoksa her kulüple ilgili işler sarpa sardığında, filmi geri sarıp 'Siz de şöyle şöyle yapmıştınız' diyerek can simidi olarak sarılanacaksa bizim bunu Federasyon olarak önlememiz mümkün değil. Burada kulüp yönetimlerini kim seçiyorsa onların karar vermesi lazım.

Şikayetler konusunda Trabzonspor-Fenerbahçe arasında çok yoğun git-geller yaşanıyor. Ama Trabzonspor yönetiminin de camiaya böyle bir vaadi var, bu sorunu çözmek için geliyorum diyor. Yani ben bu sorunu çözmek için geliyorum diyor. Camia da, bunları vadettiği için onların arkalarından gidiyor. Onların da şartları sonuna kadar zorlayarak, kendi camiasını tatmin edecek ve kendi camiasını lehine olduğuna inandığı bir davanın peşinden koşmanın bir zararı yok. Bu herkesin en doğal, en hukuki hakkı yani. Ama bunu yaparken, karşı camia ile düşmanlık yaratmamak gibi ince bir çizgi de var.

Zaten problem de buradan doğuyor, camialar arasında düşmanlık yaratıldı. Bu eleştiriler mizahi yoldan, hicivle ve hatta ironik olarak yapılabilir. Ama daha sert yapılınca bu sonuç kaçınılmaz oldu. Mesele sadece iki kulüp arasında değil, işte son basketbol maçlarından sonra Fenerbahçe-Galatasaray arasında iki takım arasında hiç sürtüşme yokken iş daha nerelere geldi. Belki üstüme vazife değil ama benim olduğum bir yönetimde sahadan çekilme gibi bir karara ben itiraz ederdim. Ben, hiç bir yönetimin sahadaki tere ve emeğe saygısızlık etmesine hakkı olduğunu düşünmüyorum. Bu karar oyunculara sorulmalıdır, çünkü emek veren onlar."

Mete Düren, yeni sezonda uygulanacak olan yabancı statüsü ile ilgili bir soru üzerine ise, "Karar 5+3. Biz yabancı sınırının ineceğini 3 sene önce belirtmiştik. O zaman Kulüpler Birliği 5+3'ü kabul etmişti, hatta alkışlarla kabul edilmişti. Geçen yıl gelen en büyük eleştiriler 'Kural nasılsa değişir' diye takımların transfer yapmasıydı. Hayır değişmeyecek, bu kural devam edecek. Bu sebeple birçok kulübün bütçesi değişti, dağıldı işte transfer politikası değişti." diyerek, şöyle cevap verdi:

"Sonuçta 5+0+3, bu yıl 5+3 olarak değiştirildi. Yani yabancı tribünde beklemesin de, kenarda beklesin. Yabancı sınırlaması olmayan ülkelerin FIFA sıralamasına bakın, bir de kendi sıralamanıza bakın. Bizim o sıralamada altta olmamızın sebebi, önce kendi futbolumuz bir seviyeye gelecek ki sonra yabancı sınırı kalksın. Yerli futbolcu yabancı ile rekabet edebilecek düzeye gelmeli, bizde durum henüz öyle değil. Zaten niye bir kulüp durup dururken milyon eurolar vererek oyuncu getirmek zorunda kalıyor. Avrupa'dan bu kez gurbetçiler geliyor, mesele bizim yetiştiremememizden."

DÜNYA STARLARININ TÜRKİYE TERCİHİ VERGİ SİSTEMİNDEN

Mete Düren, Türkiye'nin en zengin 6. lig olmasının sebebinin futbola duyulan ilgi ve sahadaki futbolcuların kalitesinden kaynaklandığını da belirterek, "Ama FIFA sıralamasında 25 - 30'larda yer almasının sebebi de ilginin karşılığını alamamak. Avrupa starları ve dünya starları gelmese, futbol yine bu ülkede bu kadar seyredilmeyecek. Gelmelerinin sebebi ise Türkiye'deki vergi sistemi. Fransa'da mesela yüksek vergiler var ve bunları da kulüp ödüyor." dedi.

Altyapı ve Türkiye'de oyuncu yetiştirmede yaşanan sıkıntıları da anlatan Mete Düren, "Oyuncu yetiştirme konusunda rezerv lig çok önemli. Eskiden bizim A2 Ligi diye düşündüğümüz, ama kadro dışı kalmış ve daha yaşlı oyuncuların adeta bir sürgün yeri gibi olan bir lig olmaktan öte U21 gibi düşünüyoruz." diyerek, şöyle devam etti:

"U21'i oluştururken orada oynayacak kaliteli oyuncu 12-14 yaşlarında gelişime başlıyor. Şu anda karar verildikten sonra, ancak on yıl sonra o oyuncudan bir ürün alabiliyorsunuz. Kısa vadeli çözüm olmaz, mesela Hannover'den veya bonservis ödeyerek Almanya'dan oyuncu getiririz; bu kısa çözüm. Çözüm ikisi değil; üçüncüsü. Bahsettiğimiz sistemin ürün verebilmesi için 8-10 yıla ihtiyacımız var. Bir vesileyle Madrid'de gittiğimiz seminerde gördüğümüz eğitim programları oldukça şaşırtıcıydı. Sese duyarlılığın arttırılması çalışmalarından, ip üzerinde dengeye ve mental egzersizlere kadar. 14 yaşında böyle, 16 yaşında ise üzerine koyma şeklinde. 18 yaşında farklı. Eğitim bizdeki gibi değil, yüzde 80'i topla ilgili değil."

RİVA, TÜRK FUTBOLUNUN GELECEĞİ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ

Türkiye'de de Madrid'teki altyapının oturtulması gerektiğine vurgu yapan Mete Düren, "Hasan Doğan Kamp ve Eğitim Tesisleri, bu konuda en büyük tesis olma özelliği dışında da dünyada da İngiltere'deki Saint George'dan sonra en büyük park olma özelliğinde." diyerek, şöyle devam etti:

"O yüzden bu tesis sadece A Milli Takım değil, bütün alt yaş gruplarına hizmet verecek. Kurulan sistem içerisinde İstanbul dışarısından gelecek kulüplerin kamp yaptığı, tüm takımlara hizmet verecek sağlık-performans kulübü dahil bir sistem. Her takım, ücretini ödemek koşuluyla bu tesislerden yararlanabilir. Performans kulübünden de yararlanabilirler.

Bu konuda ayrıca Fatih (Terim) hocanın, geçmişten getirmiş olduğu bilgi-birikimini aktardığı, bilgi ve personel bazında monte ettiği çok önemli bir tecrübe birikimi var orada. Bu, bir diğer yandan ekonomiye de katkı sağlıyor. Aşağı yukarı 50 milyon TL'ye mal olacak, 20 bin dönümlük bir arazi İstanbul-Riva'da. Biz bu tesisin kendisini 3 yıl içerisinde amorti edeceğini de düşünüyoruz.

Meseleyi ayrıca A Takım açısından görmek eksik olur; masöründen fizyoterapistine, hakemlerinden doktorlarına kadar sürekli eğitim programının olduğu bir akreditasyon sürecinden bahsediyorum. Federasyonun bütün birimleri oraya taşınarak maddi açıdan da avantaj sağlayacağız.

6 tane saha var, 4'ü çim 1'i sentetik çim biri de plaj futbolu sahası. Mesele Süper Lig takımlarının buraya gelmesinden ziyade, genç takımların gelmesi. Genç takımların bu tesislerdeki imkanlardan yararlanmaları lazım, bu bilgi birikiminin aktarılması lazım. Bu iş 12-14 yaşında başlamak lazım. Türk futbolunun kurtuluşu ne 5+3, ne 6+2'dir. Türk futbolunun geleceği 77 milyon nüfusun içinden gelecek futbolcuların yeteneklerini ortaya çıkarmak. Biz her takımdan Sergen, Arda çıkmasını bekliyoruz. Onlar sadece o takımın bir oyuncusu, biz Sergen, Arda gibi oyuncuları her zaman buluruz. Önemli olan diğer 10 oyuncuyu bulmak."

Beşiktaş'ın inşaatı devam eden stadıyla ilgili açıklamalarda da bulunan Meten Düren, "Vodafone Arena'dan loca aldım, soran olursa memur locası diyorum; köşe gönderine yakın. Beşiktaş için geçen seneki takımdan büyük çaplı bir kayıp oldu, ayrılan oyuncuların kimler olduğunu biliyoruz. O oyuncuların yerine kimse gelmeden, bu şekilde Avrupa'da başarı mümkün değil. Zannediyorum ki yönetim ve teknik heyet de bunun farkında, ciddi transfer arayışları içerisindeler. Bu arayışların nasıl sonlanacağını henüz bilmiyoruz ama mutlak suretle geçen senenin çok üstüne çıkmaları lazım yoksa ikinci elemede çok ciddi rakipler var." dedi.

ŞAMPİYONLAR LİGİ VİZESİ, BİLİC’İN BAŞARISI DEĞİL

Prof. Mete Düren, Beşiktaşlı kimliği ile ön planda olan bir isim olduğunu bildiğini de belirtirken, teknik direktör Slaven Bilic sorulduğunda da, "Şampiyonlar Ligi vizesi, Bilic'in başarısı değil." dedi.

Düren, Fenerbahçe'nin Avrupa kupalarına katılamaması nedeniyle Beşiktaş'ın yakaladığı avantajın ve bundan dolayı doğan Şampiyonlar Ligi şansının Bilic ile alakasının olmadığını belirterek, "Bu katılım onun başarıları olarak anılacaksa hayır. Çünkü bu onun başarısı değil. Geçen yıl başarılı mı derseniz değil, ama uzun vadede Bilic ile devam. Daha çok milli takımlar düzeyinde tecrübe kazanmış olduğu için, Türk futbolunu tanıması adına kredi tanınabilir. Ama bu sene onun kritik senesidir, kredi bitti." diye konuştu.

BARIŞ VE HUZURLU BİR YENİ SEZON OLSUN İSTİYORUZ

Futbolda yeni sezonun yaklaştığını, yeni sezon itibariyle barış ve huzurlu bir dönem temennisinde bulunan Mete Düren, "Herkesin sağlığı yerinde olsun. Hepimizin aynı gemide olduğunu, medyasından yönetimine futbolcusundan teknik heyetine birlikte yol aldığımızı herkesin hatırlaması lazım. Kimsenin kendini bunun dışında hissederek, kırıcı ve gerici eleştirilerde bulunarak mevcut ortama bir fayda sağlayamayacak. Ancak kendisine sağlar, o da geçici olur. Bunlardan sıyrılmak için, yeni bir başlangıç yapmak için önümüzde yeni bir sezon var. Umuyorum ki bu imkanı hep birlikte, en iyi şekilde kullanırız." dedi.

Mesleği ve ailesiyle ilgili soruları da cevaplayan Mete Düren, "Babam bana hocalık yaptı. Babamın muayenehanesi üst katta, hasta özgür, isterse yukarı çıkabilir." diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Avrupa eğitiminde, insanların tekdüze olmamaları ön planda tutulan durumlardan bir tanesidir. Eşim Rahşan, ilkokulu Türkiye'de okuyup Almanya'ya ilk gittiğinde orada 'Nasıl yani, sen piyano çalmayı bilmiyor musun?' sorusuyla karşılaşmış. Çünkü piyano orada herkesin çaldığı bir enstrüman.

Resim yeteneğinden dolayı, İsviçre'de okuduğu lisede sergileri açılmış, aynı üniversitede olduğu gibi. Güzel sanatlardaki yönü de bu şekilde gelişmiş. Türkiye'ye geldiğinde de devam ediyor. Ben, onun güzel sanatlar yeteneğinden ruhumu doyuruyorum. Ben özellikle burada, muayenehanemde onun resimlerini sergilemekten gurur duyuyorum."

Kartalbakışı
__________________
'' BİR DERDİM VAR. BİN DERMANA DEĞİŞMEM ASLA !!! ''
dogan_cordoba Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 05:19 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580