|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
29-03-2006, 13:22 | #1 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 40
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 24 |
Tigana Fulham'ın hocasıyken tribünlerde sallanan bayrakların ortasında onun resmi olurdu. Altında şu yazardı: 'Tigana's Army/ Tigana'nın Ordusu...' Ordu sözü farklı çağrışımlar yaptığı için Tigana'nın Beşiktaş'ını anlatacak yeni bir laf arıyordum. Tanıl Bora önceki yazısında 'Tigana'nın Kartalları' diyerek imdadıma yetişti. O zaman soru şu: Şu anki Beşiktaş ne kadar 'Tigana'nın Kartalı'? Dikkat etmişsinizdir, Fransız hoca sözleşmesini uzatmadan önce maçları kenardan sakince izliyor, kalıp kalmama konusunda durum değerlendirmesi yapıyordu. İki yıllık sözleşme yaptıktan sonra kulübede hiç oturmuyor, maçlardan sonra sert açıklamalar yapıyor. Asıl Tigana şimdi ortaya çıktı. O çünkü kurallar içinde kazanmaktan başka bir şey düşünmeyen bir adam. Ya kazanacağı yerde çalışıyor, ya da hiç çalışmıyor. Önce Beşiktaş'ın kadrosuna bakalım... Kalede uluslararası kalibrede libero-kaleci Cordoba var. Oyunu geriden kuruyor. Sergen ve Tümer'e attığı paslarla asist kralı... O olunca savunma geriye rahat oynuyor, rahat hazırlık pası yapıyor, ileri kayabiliyor. Ancak acilen Cordoba kalibresinde bir yedeğin yetiştirilmesi gerek. Volkan'sa Volkan, değilse başkası... Savunma göbeğinde ideal çözüm Toraman-Gökhan Zan gibi; hem alanlarına egemenler, hem de atak sezgileri ve cesaretleri var. Ancak Zan'ın kendini çok dinlemesine, sakatlık kaygısına psikolojik destek gerek. Koray sadece durdurucu; takım baskı yerken yararlı, atağa kalkarken oyalayıcı... Tigana haklı olarak öncelikle 'gol yemeyen takım' üzerinde çalışıyor. Geri dörtlüye Toraman dışında atağa katkısı olamayan dört stoper koydu. Çağdaş'ın solbekte oynaması her maçta takımın gücünü eksiltiyor. Öteki solbek adayları ise arkaya çok adam ve top kaçırıyorlar. Mustafa Doğan'dan sağbek yapmak da gol yememe önceliğinden... İşin garibi dört stoperden oluşan savunma yan toplarda yine gedik veriyor çünkü çağdaş savunmanın temel ilkesi olan hamle üstünlüğünü alamıyorlar, topa rakipten önce gidemiyorlar. Ayrıca oyunun gelişimine göre dönemiyor, tek çizgide kalıyorlar. Son Konya maçında Cordoba, dış bekleri "Çıkın huni yapın" diye uyardı. Hemen ardından iki ara pas; bir yüzde yüz tehlike, bir gol. Tigana Kleberson'u savunma önünden ayırmıyor. Aslında bu yerin değil, 4-2-3-1 gibi dizilen takımlarda üçlünün sağında, 4-4-2'de sağiç mevkiinde dikine ve diyagonal oynayan biri Kleberson. Uluslararası kalibresi yüzünden defansif orta saha işini de beceriyor ama atağa çıkamıyor. Onun kesip derin verdiği topları Sergen'den başka değerlendiren yok. Tigana önceleri takımı 4-1-3-2 biçiminde dizerek Kleberson'un önüne atağa yönelik bir üçlü koyuyordu. Beşiktaş ortadan 5-5 bölünüp çok atak ve gol yiyordu. Son zamanlarda Kleberson'un yanına iki savaşkan ve hızlı futbolcu yaklaştırarak ikinci bir hat oluşturdu. Bu da gol yememeye yönelik bir önlem. Ayrıca savunmanın atağa yapmadığı katkıyı burası yapacak. Dış sahada daha çok Okan (o sakatsa Ali Güneş ya da bek oynamadığı zaman Ali Tandoğan) ve İbrahim Üzülmez oluyor bu iki oyuncu... İlk iki Kayseri maçını böyle kazandı Beşiktaş. Daha rahat maçlarda ise Tigana sağda Ahmed Hassan'ı, solda İbrahim Üzülmez'i tercih ediyor. Ancak Ahmed Hassan ortaya yaklaşınca bu kanat boş kalıyor. Konya buradan rahat geldi geçen hafta. İşin vahimi ikinci yarı sürekli bastıran Beşiktaşlılar, o kanattaki geniş alanda çimlere bile basmadılar. Beşiktaş'ta aynı zamanda hem savaşkan hem de teknik futbolcu olmayınca bol top kaybı oluyor, oyun sıkıntı veriyor. Galibiyetler ya ilk iki Kayseri maçında olduğu gibi rakip hocanın fazla atak isteğiyle sol kanatları boşaltmasından ya da rakibin gol attıktan sonra kalesine çekilmesinden oluyor. Ertuğrul Sağlam üçüncü maçta sol geriye Ergün'ü önüne de Fatih'i koydu, Beşiktaş'ı atak yapamaz hale soktu... Sonuçta Beşiktaş maça pençelerini geçiren, oyunu dikte ettiren bir takım değil. Gol yememeyi düşünen ve zaaf kollayan bir takım. Ligin orta sıra takımı gibi... Elbette Beşiktaş'ın oynamak istediği futbol akla yatkın. Sorun, bu kadronun bu futbolu becerememesinde... Böyle olunca iş, Sergen'in 'oynaması'na, Tümer'in moralli olmasına bağlanıyor. Ahmed Hasan da tarz olarak onlar gibi... Tanıdığım Tigana orta alana dört tane dinamik, savaşkan ama teknik futbolcu koyar. Ancak kadro zorunluluğundan Beşiktaş'ı baklava orta sahayla oynatıyor... Sergen, Tümer ve Ahmed Hassan'dan yararlanmak için ileri ikilinin arkasına bir futbolcu koyuyor. İşte o anda 'meleklerin cinsiyeti nedir' türünden bir tartışma başlıyor medyada: Sergen'le Tümer birlikte oynar mı? Cevap basit. İkisi de ileri ikili arkasında oynayacaksa ilk 11'de birlikte olmazlar, birbirlerinin yedeği olurlar. Sergen Tigana'nın zaman zaman, Lucescu'nun genellikle yaptığı gibi ileri ikilide, Tümer'de arkalarında oynayacaksa, ya da ,ileri ikilinin arkasında Sergen, Kleberson'un solunda Tümer oynayacaksa, bal gibi birlikte oynarlar... İleri ikliye gelince Gökhan Güleç ve Bobo hakkında yorum yapmak zor. Bu futbolcular gelecekte iyi de olabilir, kötü de. İ. Akın dahil bu tür futbolcular oynadıkça belli ederler kendilerini. Sezon ortasında değil de, bol hazırlık maçı yapacakları sezon başında gelselerdi daha verimli olurlardı. Şimdi takım iyiyken iyiler, skor zora girince gerilimi aşamıyorlar. Son Konya maçında gücü tükenmiş Ahmet Dursun bile oyuna girdikten sonra onlardan daha etkili oldu... Jun'a gelince, dünyanın en iyi futbolcusu da olsa, hatır gönül yüzünden emaneten kadroya girmiş futbolcu Tigana'nın kitabında yazmaz. Zaten Fransız hocanın asıl maçları İnönü'de değil, Akaretler'de ve Ümraniye'de... Tigana-Akaretler, Tigana-Ümraniye maçlarının yorumu, haftaya. BİR SORU Bugün ve yarın oynanacak ikinci yarı 2. hafta erteleme maçlarında o tarihte transfer olmamış futbolcular yer alamayacak... Pekiyi, iki sezon önce, birinci yarıda oynanıp da adalete durgunluk verir biçimde ikinci yarı başında tekrarlanan Fenerbahçe-Rize maçında, devre arası transfer olan Nobre nasıl oynamıştı? Bu sorunun cevabını bilenler Fener'e asbaşkan bile olabilir vallahi...
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | ||
|
29-03-2006, 13:24 | #2 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 40
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 24 | soruya cvp : Bizim yöneticiler böyle uyudukça daha neler olacak neler.
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | ||
29-03-2006, 13:36 | #3 | |||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 46
Mesajlar: 3.343
Tecrübe Puanı: 22 | Alıntı:
__________________ vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez. M.K.Atatürk edenin ..... | |||
29-03-2006, 13:52 | #4 | |||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 40
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 24 | Alıntı:
yönetici derken sözde kendini yönetici zanneden yönetici bozuntularını kastetmiştim.
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | |||
29-03-2006, 13:53 | #5 | |||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 46
Mesajlar: 3.343
Tecrübe Puanı: 22 | Alıntı:
__________________ vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez. M.K.Atatürk edenin ..... | |||
29-03-2006, 14:28 | #8 | |||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 44
Mesajlar: 542
Tecrübe Puanı: 19 | Alıntı:
__________________ DA DA DA | |||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |