|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
31-03-2006, 23:10 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Feb 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 1.942
Tecrübe Puanı: 21 |
Sadece maç değil, bir onur savaşı: El Clasico (Barcelona - Real Madrid) İspanya’nın içinde yaşayan bir topluluk olan Katalanların 116 yıldır taparcasına sevdikleri tek bir şey vardır. Simgeleri, gurur kaynakları F.C. Barcelona. Kulüp, 1899 yılında kurulduğundan beri türlü başarılara imzasını attı. Yalnız 6 Mart 1902, hem onlar için, hem de futbol dünyası için ayrı bir önem taşıyor. Bu tarih, Real Madrid futbol kulübünün kuruluş tarihi. İlk zamanlarda adı Sociedad Madrid Football Club (Madrid futbol kulübü topluluğu) olan Real Madrid, haziran 1920’de İspanya kralı XIII. Alfonso tarafından kutsanınca ‘Real’ (soylu, krala ait) ismini kullanmasına izin verildi. Los Merengues (beyazlar), kuruldukları yıldan başlayarak Barcelona ile bir çekişme içine girdiler. Günümüze kadar gelen bu kıyasıya çekişme, bir çok kişi için bir derbiden çok ulusal bir karşılaşma olarak gözüküyor. FIFA’nın Real Madrid’i ‘Yüzyılın Kulübü’ seçmesi, bu çekişmenin başka bir boyut kazanmasına yol açtı. Los Merengues ile Blaugrana (bordo mavi) arasındaki çekişme Madrid ekibinin kurulduğu tarih olan 1902 yılına dayanıyor. 13 Mayıs 1902 yılında başlayan bu çekişmedeki en son ayak ise 19 kasım 2005’te oynandı. 103 yıl önceki karşılaşma sırasında belki de hiç kimse bu çekişmenin 2000’li yıllara taşınacağını düşünmüyordu. O zamana dayanan en önemli gerçek, Barcelona’nın bu büyük yarıştaki ilk adımı 3-1’lik skorla kazanmış olması. 1950’lerde yaşanan başka bir olay, El Clasico çekişmesine yeni bir boyut getirdi. Bu olay, dünyaca ünlü futbol yıldızı Alfredo Di Stefano’nun İspanya’ya transferiydi. Barcelona, bu oyuncuyla sözleşmesi bulunan River Plate kulübüyle anlaşıp sözleşme imzalamıştı. Fakat o zamanlarda ülkeyi yöneten Fransisco Franco ve onun diktatör rejimi, kulüple birleşen Katalan milliyetçiliğine dayanarak bu transferi engellemeye karar verdi. Real Madrid, hükümetin de yardımıyla Millonarios kulübüyle anlaşma yaptı. Bu kulüp, Stefano’nun kiralık olarak oynadığı kulüptü. Enric Marti, o zamanlardaki Barcelona başkanı, hükümet tarafından oyuncuyu serbest bırakılmasına varıncaya kadar tehdit edildi. Di Stefano, Barcelona ile 3 hazırlık maçı oynadıktan sonra, Real Madrid’e gitti. Katalan taraftarları, hala bu transferdeki hükümetin oyunlarına kızgınlıklarını dile getirirler. İspanya federasyonu bu transferde verdiği kararda, iki kulübün oyunuyu paylaşmasını kararlaştırdı. Paylaşma prensibi oyuncunun bir sene bir takımda, diğer sene öbür takımda oynamasına bağlıydı. Barça yönetimi bunu kabul etmedi ve istifa etti, Stefano ise yıllar boyunca Madrid kulübünde oynayıp, kulüp tarihinin en önemli oyuncularından biri oldu. Real ile üst üste 5 Şampiyonlar Kupası şampiyonluğu yaşayan Arjantinli, bu finallerin hepsinde gol atma başarısını gösterdi. Franco’nun zamanında Katalanları bastırmak için bir çok çalışma yapıldı. Katalan sembolleri ve alfabesinin kullanılması yasaklanıp, katalan bayrakları her yerden kaldırıldı. Böylece İspanya içindeki Katalan kesiminin simgesi ve gurur kaynağı futbol takımları F.C. Barcelona oldu. Hükümetin bu tavrı, Barcelona Real Madrid karşılaşmalarının bir ulusal karşılaşma olarak görülmesinin nedeni oldu. Ne demişti en ünlü futbol kitabının yazarı Simon Kuper ‘Futbol Asla Sadece Futbol Değildir’ 25 Ekim 1953’teki karşılaşma, Barcelona taraftarı için tam anlamıyla bir şok oldu. Karşılaşmayı 5-0’lık skorla kaybederlerken, Di Stefano’nun iki golü bu yenilgiyi daha dramatik bir duruma sokuyordu. Barça’nın bu yenilgiye karşılık vermek için kulübün tarihindeki en önemli isimlerden birinin gelmesini beklemesi gerekti. Hollandalı yıldız Johan Cruyff yönetimindeki takım, Real Madrid’i 20 sene öncesinin skoruyla, 5-0 ile devirmeyi başardı. Cruyf’un takımını 2-0 öne geçiren golü, futbol tarihine geçicek gollerden biriydi. Topu kendi sahasından alan oyuncu, defans oyuncularını bir bir geçerek penaltı noktasınına yakın bir yerden topu ağlara gönderdi. Bir yirmi yıl daha atlanıp 1994’e gelindiğinde, üst üste çok ilginç iki karşılaşma oynandı. 8 Ocak 1994 yılında, gene Johan Cruyf önderliğinde –bu kez antrenör olarak- Barcelonalı taraftarlar 5-0’lık bir galibiyet izlerken, Romario’nun üç golü ve oynadığı futbol izleyenleri büyüledi Bundan bir yıl sonra, 7 Ocak 1995’te, skor tersine dönmüş bir şekilde Madrid’in galibiyetini işaret ediyordu. Bu sefer hattrick yapan oyuncu ise Zamarona oluyordu Bu iki takım arasındaki son karşılaşma ise 19 Kasım 2005 tarihinde Madrid’te oynandı. 3-0 Barcelona’nın üstünlüğü ile biten karşılaşmda iki gol atan Brezilyalı yıldız Ronaldinho, Real Madrid taraftarının da alkışları arasında sahayı terketti Eski Madrid kaptanı Fernando Hierro: ‘Bir oyuncu için Real Madrid-Barcelona maçları ulaşılabilecek en büyük deneyimdir. Takmınız kazandığı zaman bunun taraftarlar için ne kadar önemli olduğunu bilirsiniz. 100%’ünü vermek yetmez, daha fazlasını vermeniz gerekir’ demişti. Gary Lineker ise ‘Bunun Katalanlar ile İspanya’nın geri kalanı arasında bir savaş olduğunu biliyordum ve ben Katalan ordusundaki askerlerden biriydim.’ diyerek iki takım arasındaki ezeli rekabete işaret etmişti. İki takım arasındaki istatistiklere bakılınca en çok lig maçı kazanan takımın Real Madrid olduğunu görüyoruz. Madrid ekibinin 64 yengisine karşılık Katalanlar 58 yenilgi alırken, 27 karşılaşma ise berabere bitti. Ayrıca Real Madrid’in 29 lig şampiyonluğuna karşın Barcelona’nın 17 lig şampiyonluğu, 9 Avrupa Şampiyon Kulüpler kupası şampiyonluklarına karşın Barça sadece bir kez bu kupada mutlu sona ulaştı. Buna karşılık Katlanların 25 İspanya kupasına Madrid 19 kupayla cevap verebildi. 4 kupa galipleri kupası şampiyonluğu bulunan Barcelona, Real’in iki defa kaldırabildiği UEFA kupasını da 3 defa kaldırmış durumda. Merengues’in 3 defa aldığı Kıtalararası Toyota Kupası şampiyonluğu, Barcelona’nın müzesinde olmayan tek kupa. İki takım arasındaki çekişmeye önümüzdeki yıllarda damgasını vuracak ikili ise Robinho ve Messi olarak gözüküyor. Yeni Pele olarak görülen Santos’tan transfer edilen Robinho ile Maradona’nın bile ‘Veliahtım’ diye adlandırdığı müthiş solak Messi, Pele-Maradona karşılaştırmasına 2005 yılında yeni bir boyut kattılar. İkisininde çok genç olduğu düşünülürse (Robinho 21, Messi 18), ikisi arasındaki çekişme uzun yıllar boyunca sürecek gibi. Bu çekişmenin ilk ayağından mutlu çıkan ise yeni Maradona Lionel Messi oldu. El Clasico tarihçesi En Farklı Skorlar R.Madrid-BarceLona:8-2 BarceLona-R.Madrid:7-2 | ||
|
01-04-2006, 01:57 | #3 | |||
Üyelik tarihi: Feb 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 1.942
Tecrübe Puanı: 21 | Alıntı:
| |||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |