Kaan Kural: Ekran Provokatörü - Beşiktaş Forum ( 1903

**bite me** · 17-04-2006, 11:38

Merhaba,

Türk basketbolu seyirci tarafından sıkıntılı bunu biliyoruz. Bir şubenin geliri giderinin ancak onda biri. Bu yüzden büyük müessese kulüpleri dışında yatırım pek mümkün olmuyor. Bu, eğer salonlar dolarsa çözülebilecek. SAdece bilet fiyatları değil, daha da önemlisi tv yayın haklarını almak için daha yüksek paralar ödenecek, gelirler artacak.

Bu noktada bayrağı Beşiktaşımız çekiyor. İster istemez FB ve Gs'yi yatırıma zorlayacak hamleler bunlar. Dahası, rating yapıyor açıkça. Salonlar doluyor, ekranlar şenleniyor.

Bugünse ekran başında bir provokasyon izledik, dinledik. İstanbul dışına çıktığımızdan salonumuzda yer alamadık çünkü.

Kaan Kural bir NBA fetişisti olarak Avrupa ruhuna sahip değil. SAlon dediğin onun için ancak ABD'deki gibi sinema salonu kılıklı ruhsuz yerler olmalı.

1- Asla Taraftardan bahsetmedi. Spiker pasladığındaysa oralı olmadı ketum kaldı.

2- Muratcan'ın smacından sonra gelen yuhlama hakkında bir dakika boyunca taraftarı ayıpladı. Ve yine uzun nutuklar çekti.

Oysa bu Avrupa'da bir adettir. Bologna seyricisi de, Olibiake de, Madrid'de de yuhlanır. Bu "yuh" moral bozma amaçlıdır ve fikstir. Ama Kaan Beycağız için hayatında ilk defa duymuşçasına bir vesvese nedeni olabildi.

3- "Karşıyaka engelleri aşıyor, kupaları müzesine nah alıyor" tezahüratı dillendirildiğinde tam iki buçuk dakika "küfür" hakkında konuştu. Beşiktaş taraftarı sözümona küfretmeyecekti dedi. Evet, tam iki buçuk dakika.

İzmir'deki maçta yaşanan rezalete rağmen küfür duyulmayan bir maçta şu provakasyona bakar mısınız? Federasyona açıkça mesaj veriyor...

Yazıklar olsun...

**bite me** · 17-04-2006, 11:41

ozur diledi

Merhaba,

Açıkçası sizleri kırdıysam çok özür dilerim. Ancak ben F.Bahçeli
değilim. Mrsiç'le yaptığım hareket de tamamen gündüz birarada olduğumuz ve
bir röportaj yaptığım için yanımdan geçerken onun bana yaptığı hareketten
ileri geldi. Ekrana çıkacağını bilsem elbette yapmazdım. Ama onlar
benim arkadaşım. Misal Kerem Tunçeri ile de maç öncesi bayağı sohbet ettim.
Öpüştük vs vs. Pek çok maç sonrası oyuncularla ilişkilerimden dolayı
galip gelen tarafın oyuncularıyla benzer hareketler yaşıyoruz aramızda.
Elbette bunun ekranda çok ayıp olduğunu biliyorum. Farkında olsam
yapmazdım. Sakladığım için vs değil. Sadece sinirli insanları daha fazla
üzmemek adına. Ama açıkçası ben bunda çok da yanlış bir şey göremiyorum.

Küfür konusunda ise kesin şekilde bize konunun üzerine çok gitmememiz
söylendi. Çok büyük tepki çekiyor. Küfürü gündeme getirmek onu
körüklüyor, bu konuda yanlış yapan taraf hemen karşısındakini suçlamaya başlıyor
ve önü alınamıyor. Yoksa ben de sevmiyorum elbette küfürü. Ancak ben de
aslında küfür konusunun gündeme gelmemesinin gelmesinden iyi olacağı
düşüncesindeyim. KSK-Beşiktaş maçında ise Muratcan'a yapılanlar belki de
çok kanıma dokunduğu için konuştum. Belki duygusallığa kapılıp çok
konuştum. Halbuki o maça kadar defalarca maç anlattım. Defalarca Beşiktaş
maçı da anlattım. Mesela Akatlar'daki FB maçını da anlattım. O zaman da
FB'liler bana bu konuda çok sitem etmişti küfürü lanetlemediğim için
Belki görevim bahsetmek ama bu konuyu gündeme getirmemek için bahsetmemem
gerektiği söylendi. Ve haklı buldum bu görüşü. Küfürden bahsetmek
çözüme hiç katkı yapmıyor. Bu benim tercihim. Sizleri kırdıysam da özür
dilerim. İkisi de kasıtlı değildi.

Kaan Kural