|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Devlet-Siyaset Bu Bölümde devlet adamlarının bilgileri bulunur |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
19-01-2007, 17:46 | #1 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 |
Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Rize Milletvekili Mesut YILMAZ, 1947 Yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitiren Mesut YILMAZ, 1971 Yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü’nden mezun oldu. YILMAZ, 1972-1974 yılları arasında Almanya’nın Köln Üniversitesi İktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde yüksek lisans çalışması yaptı. 1975-1983 yılları arasında kimya, tekstil ve ulaştırma sektörlerinde, çeşitli özel şirketlerde yönetici olarak görev aldı. 1983 yılının Mayıs ayında kurulan Anavatan Partisi’nin Kurucu Üyesi ve Genel Başkan yardımcısı olan Mesut YILMAZ, aynı yıl Kasım ayında yapılan Genel Seçimde Rize Milletvekili seçildi.YILMAZ, Birinci ÖZAL Hükümetinde enformasyondan sorumlu Devlet Bakanlığına atandı ve Hükümet sözcülüğü yaptı. 1986 yılında Kültür ve Turizm Bakanı olan Mesut YILMAZ, bu dönemde Türkiye-Federal Almanya ve Türkiye-Yugoslavya Ekonomi Karma Komisyonları’nın Başkanlığını yürüttü. 29 Kasım 1987 seçimlerinde yeniden Rize Milletvekili seçilen Mesut YILMAZ ikinci ÖZAL Hükümetinde Dışişleri Bakanlığına atandı. Mesut YILMAZ, Akbulut Hükümetinde de üstlendiği bu görevden 20 Şubat 1990’da istifa etti. 15 Haziran 1991 tarihinde yapılan Anavatan Partisi Büyük Kongresinde Genel Başkanlığa seçilen YILMAZ tarafından kurulan hükümet 5 Temmuz 1991 günü T.B.M.M. Genel Kurulunda güvenoyu aldı. 20 Ekim 1991 günü yapılan genel seçimlerden sonra Ana Muhalefet Partisi Lideri olarak çalışmalarını sürdüren YILMAZ 24 Aralık 1995 günü yapılan genel seçimler sonrası Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi tarafından oluşturulan 53.Hükümetin Başbakanı olarak görev yaptı.20 Haziran 1997 tarihinde 55.Hükümeti kurmakla görevlendirildi. 55nci T.C. Hükümeti 12 Temmuz 1997 günü T.B.M.M. Genel Kurulunda güvenoyu aldı. 17 Ocak 1999 tarihinde T.C. Başbakanlığı görevinden ayrılan YILMAZ, 18 Nisan 1999 günü yapılan Genel Seçimlerden sonra kurulan 57nci Hükümette 13 Temmuz 2000 tarihinden itibaren Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görevini sürdürüyor. YILMAZ, 1988 yılından bu yana Avrupa Demokrasi Birliği Genel Başkan Yardımcısıdır. Almanca ve İngilizce bilen Mesut YILMAZ, evli ve iki çocuk babasıdır. GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz’ın İstanbul’da basın toplantısında yaptığı konuşma’dan 30 Nisan 2001 Enerji Bakanlığında hukuk zorlandı Değerli Basın Mensupları; Enerji ihtiyacı Ama Türkiye’nin enerji sorununu çözebilmesi için, yani gelecek yıllarda ihtiyaç duyduğu enerjiyi üretebilmek için her sene 4 milyar dolar enerji yatırımı yapması zorunluluğu vardır. Türkiye’nin bütçesinden bu kaynakları ayırabilmesi mümkün değildir. Türkiye’nin toplam yıllık bütçesinde enerji için ayırdığı yatırım miktarı bunun neredeyse onda biridir. Onun için Türkiye, bu enerji yatırımlarını yapabilmek için mutlaka yabancı sermayeyi enerji alanında yatırım yapmaya çekmek zorundadır. Yap işlet devret Yabancı sermayeyi enerji alanına çekebilmek için birçok düzenlemeler yapılmıştır. Hepimizin bildiği gibi benim Hükûmetim döneminde, 55’nci Hükûmet döneminde yap-işlet-devret modelini sistemimize getiren yeni bir yasa çıkarılmıştır, arkasından 57’nci Hükûmet döneminde uluslararası tahkim sistemini getirerek enerji yatırımlarının önündeki en önemli engeli kaldıran bir anayasa değişikliği gerçekleşmiştir. Bu reformlarla enerji sektöründe yabancı sermayenin Türkiye’ye rahatlıkla gelmesinin önü açılmıştır ve yabancı yatırımların bir anlamda yasal zemini yaratılmıştır. Değerli Basın Mensupları; Menderes gibi Maalesef SEKA arazisinde yapılan Ford-Otosan yatırımının açılış töreninde de ifade ettiğim gibi, bu memlekette hizmet etmenin her zaman bir bedeli olmuştur. Hizmet eden insanlar maalesef bu bedeli Türkiye’de her zaman ödemişlerdir. Bu bedeli rahmetli Menderes gibi canıyla ödeyenler olmuştur, bu bedeli siyaseten halkın gözünden düşmek suretiyle, oy kaybı suretiyle kaybedenler olmuştur. Statükoyu korumak isteyenler Statükoyu korumak isteyenler; ise bugünkü statüko kendi menfaatlerine olduğu için, kendilerine makam, kendilerine güç, kendilerine paye, kendilerine para getirdiği için bu statükonun değişmesini istemezler. Onlar yani bu statükoyu korumak isteyenler ülkenin geri kalmışlığından, milletin fakirliğinden, insanımızın mağduriyetlerinden şimdiye kadar kendi menfaatleri için beslenmişlerdir. Onun için daima bu durumu korumak istemişlerdir. Unutmayın Türkiye 1920’li yıllarda Cumhuriyete, 1950’li yıllarda demokrasiye, 1980’li yıllarda da serbest piyasa ekonomisine statükoya rağmen kavuşmuştur. Statükoyu korumak isteyenler, statükocular kendilerini aşan, kendilerini aşmaya yönelen her harekete, her hamleye, her atılıma, her çabaya var güçleriyle karşı çıkmışlardır. Bunu yapmak isteyen insanlara çamur atmışlardır, iftira etmişlerdir. Onları engellemek için her yola başvurmuşlardır. Bu süreçte en fazla zarar görenler siyasetçiler ve siyaset kurumu olmuştur. Statüko kılık değiştirir Statükonun bütün bu mücadele sırasında kullandığı yöntemleri, bunu tezahür etme şeklini değişik biçimlerde görmek mümkündür. Statüko bazen hakim ve savcı kılığına bürünmüş ortaya çıkmıştır. Siyasetçiyi idam sehpasına çıkarmaya çalışmıştır, bazen de bunda muvaffak olmuştur. Statüko kimi zaman etkin bir bürokrat olup icraatın önünü tıkamaya çalışmıştır, bunda da çoğu zaman muvaffak olmuştur. Statüko bazen bilirkişi olmuş saldırısını bilirkişi raporlarıyla ortaya koymuştur, bazen medya mensubu olmuştur kalemini silah gibi kullanmıştır. Statükocuların amacı Ama, hangi sıfatı taşırsa taşısın, hangi konumda olursa olsun statükocuların bir tane ortak amacı vardır. O da Türkiye’yi dünyadan tecrit etmek, Türkiye’yi içine kapatmak, Türkiye’nin ufkunu sınırlandırmaktır. Statükoyu değiştirmek isteyenlerin de bir tek amacı vardır o da Türkiye’yi dünyayla bütünleştirmek, Türkiye’nin ufkunu açmak, Türkiye’yi dünyaya açmak. Anavatan Partisi bu anlamda statükoyu değiştirmek isteyenlerin, Türkiye’nin ufkunu açmak isteyenlerin, Türkiye’yi dünyayla bütünleştirmek isteyenlerin simgesi olmuştur. Hiç kimse, siyasî rakiplerimiz dahî aksini söyleyemezler ki Anavatan Partisi Türkiye’de statükoya en büyük darbeyi vuran parti olmuştur. Bunun içindir ki kurulduğumuz günden bugüne kadar statükonun bir numaralı hedefi olduk. 1990’lara geldiğimiz de Anavatan Partisi’nin muhalefete geçmesini fırsat bilen statüko yeniden yürütmeden, yargıya kadar devletin tüm kurumlarında hakimiyet kurmaya yönelmiştir. Ama bununla kalınmamıştır. Anavatan Partisi’ne, ülkeye ve millete yaptığı hizmetlerin bedelini en ağır bir biçimde ödetmek için iftira ve çarpıtmalara dayalı yeni tezgahlar kurulmuştur. Allah’a şükür ki bu tezgahların hiçbiri bugüne kadar başarılı olamamıştır. Hepinize saygılar sunuyorum. Partili arkadaşlarımdan, basın mensubu arkadaşlarımızın soracakları soruları ve onlara vereceğim cevapları sukûnetle dinlemelerini rica ediyorum. SORU: Efendim, yargıyı eleştirdiniz. Yolsuzluk kadar yargının siyasallaşması tehlikelidir dediniz, sürekli statükoculardan söz ettiniz. Biraz daha net olabilir misiniz acaba. Hükûmet ortaklarınız mıdır? Askerler midir? Kimdir efendim? BAŞBAKAN YARDIMCISI VE ANAVATAN PARTİSİ GENEL BAŞKANI MESUT YILMAZ: Şimdi bu bir bulmaca gibidir. Ben size unsurlarını söylüyorum. Bunları birleştirmek için siz de biraz kendi yeteneğinizi kullanın. Ben size yapılan usulsüzlükleri, yapılan olayları anlatıyor, ben size bir fotoğraf çekiyorum. Fotoğrafı belki istediğiniz nitelikte çekemiyorum çünkü toplumsal olaylar her zaman buna izin vermiyor ama bu parçaları birleştirip hazırlayıp bütününü ortaya çıkarmak da sizin göreviniz. Ben yargıyı eleştirmiyorum, ben yargıyı olması gereken yere çıkarmaya çalışıyorum. Siyasetçiden beklediğimiz hukuk devletine saygılı olmasıdır. Türkiye’de bugün hiçbir iktidar anayasaya aykırı icraat yapamaz. Bizim sistemimiz içerisinde buna izin yoktur. Yaparsa Anayasa Mahkemesi’nden döner. Ama Türkiye’de siyasetin hukuk devletine saygılı olmaması kadar bir denge yargının siyasallaşmasıdır, yargının işleyişinin adalet kurallarına göre, hukuk kurallarına göre değil, siyasî tercihlere göre olmasıdır. Bu da bir tehlikeye işaret ediyor. GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM 5 HAZİRAN 2001 ANAP revizyonu Milliyet 5 Haziran 2001 Hükümette Yalova’nın yerine atama yapılırken önemli değişiklikler de oldu. Yüksel Yalova’nın istifasıyla boşalan Devlet Bakanlığı’na yapılacak atama "Tantan operasyonu"na dönüştü. ANAP lideri Yılmaz, Beyaz Enerji soruşturmasında karşı karşıya geldiği Sadettin Tantan’ı aldığı İçişleri Bakanlığı’na, insan haklarından sorumlu Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen’i getirdi. Yılmaz, dün Başbakan Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’la bir araya geldi. Ecevit’le görüşmeye "taslak" revizyon listesi ile giren Yılmaz’ın Başbakan’ın onayını almasının ardından karar, aynı saatlerde Almanya - Fransa gezisinden dönmekte olan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye iletildi. Toplantıdan sonra Çankaya Köşkü’ne 10 dakikalık jet bir ziyaret gerçekleştiren Ecevit, akşam Başbakanlık’ta yeniden Yılmaz’la bir araya geldi. Üç saat sonra açıklama İkinci buluşmanın ardından uzun süre resmi açıklama beklendi. 20.45’te yazılı olarak yapılan açıklamada Yalova’dan boşalan Devlet Bakanlığı’na Sadettin Tantan, İçişleri Bakanlığı’na Rüştü Kazım Yücelen, Yücelen’den boşalan koltuğa da Yılmaz Karakoyunlu’nun getirildiği bildirildi. Devlet bakanlıkları arasında yapılan görev dağılımı da değiştirilerek Gümrük Müsteşarlığı Tantan’a, Özelleştirme İdaresi ile TRT Karakoyunlu’ya bağlandı. Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Basın - Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Yüksek Denetleme Kurulu Başkanlığı’ndan sorumlu oldu. Daha önce Yücelen’e bağlı olan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü de Devlet Bakanı Edip Safter Gaydalı’ya bağlandı. Kabinede tutmak istedi Yılmaz’ın yolsuzluklarla mücadelede kamuoyunun desteğini alan Tantan’ı kabine dışında bırakarak tepki toplamamayı amaçladığına dikkat çekildi. Ancak Tantan, dün gece geç saatlere kadar atandığı yeni görevden istifa ederek kabine dışında kalma planını değerlendirdi. GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM 5 AĞUSTOS 2001 ANAP KONGRE ANAP aynen devam Türkiye 5 Ağustos 2001 ANKARA - ANAP 7. Olağan Büyük Kongresi’nde Mesut Yılmaz, oy kullanan 1210 delegeden 921’inin oyunu alarak 5. kez genel başkanlığa seçilerek en iddialı rakibi Lütfullah Kayalar’ı geride bıraktı. Yapılan sayımlar sonucunda , diğer genel başkan adaylarından Yozgaz Milletvekili Lütfullah Kayalar 260, Trabzon Milletvekili Eyüp Aşık 19, Vehbi Dinçerler 4 ve Necla Akben de 1 oy aldı. Oylamada 5 oy da geçersiz sayıldı. Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Yılmaz teşekkür konuşması yaptı. Yılmaz’ın konuşmasından sonra söz alan Lütfullah Kayalar ve Eyüp Aşık, yeniden genel başkanlığa seçilen Yılmaz’ı tebrik etti. Kayalar partideki görevine devam edeceğini söylerken Aşık delegelerin tercihlerine saygılı olduğunu söylemekle yetindi. GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM Sürpriz aşk!.. Yavuz Yılmaz, Melis İpekçi ile Milliyet 22 Mayıs 2002 DEVLET Bakanı Kemal Derviş’in DJ oğlu Erol Derviş ile sosyetik güzel Yasemin Kozanoğlu’nun olay aşkı da, nişanı da artık tarih oldu. Gündemde şimdi bir başka ünlü siyasetçinin oğlunun sosyetik aşkı var. Üstelik bu sürpriz aşkın kız tarafında da ünlü bir siyasetçi var. Cemil İpekçi’nin de yeğeni HAFTA Sonu dergisi, bugün piyasaya çıkan sayısında ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın büyük oğlu Yavuz Yılmaz ile ünlü modacı Cemil İpekçi ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in yeğeni Melis İpekçi’yi birlikte görüntüleyip kapak yaptı. Hafta Sonu, haberi "Aşk Koalisyonu" başlığı ile verdi.
__________________ | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |