Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Kültür , Sanat Turizm, Gezi ve Seyahat Rehberi > Biyografi > Devlet-Siyaset

Devlet-Siyaset Bu Bölümde devlet adamlarının bilgileri bulunur

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 26-09-2007, 16:56   #4
 
Pritt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Karşı olduğu Batı'yla İngiltere'de tanıştı

Bursla gittiği Londra, Gül'ün fikir yapısını değiştirdi. En çok da çoğulculuktan ve özgürlüklerden etkilendi. Birlikte okuduğu gazeteci Fehmi Koru, dönüşlerine yakın 'Jöntürkleri daha iyi anlıyorum şimdi' demişti. 'Büyük Doğu'nun köhneliğini Batı'ya gittiklerinde fark etmişlerdi

Click the image to open in full size.










Gül, 1969'da girdiği üniversiteden ancak 1975'te mezun olabildi. Okula gidemediği dönemler, mezuniyetini geciktirmişti.
Tabii bir de siyasi faaliyetler...
1973'te Erbakan'ın MSP'sinden milletvekili adayı olan babası için, 1975 senato seçimlerinde de MSP adayı Recai Kutan için Kayseri'de kampanya yapmış, o dönem bir mitingde ilk siyasi nutkunu atmıştı.
Ama, Milli Görüşçülere uzak duruyordu. Çok yakın bir arkadaşı, "Aslında hiçbir dönem Milli Görüşçü olmadı. Hiç Hoca'nın dizi dibinde oturmadı" diyecekti; "Onları biraz avam buluyorduk. Bizden farklı olarak, sanatla, edebiyatla, estetikle vs. hiç ilgileri yoktu."
İlk kez Avrupa'da
"Biz" dediği, Milli Türk Talebe Birliği'ydi. Gül, vaktinin çoğunu orada geçiriyordu.
Fotoğrafçılık kolunda resim çekmeyi öğrenmiş, sinema kolunda Metin Erksan'ı, Halit Refiğ'i, Atıf Yılmaz'ı konferanslarda ağırlamıştı.
Turizm kolunda da Avrupa'daki gençlik kamplarına öğrenci yolluyorlardı. Kendisi de kızlı erkekli bir grupla bu gezilerden birine katıldı.
Emniyet'teki kaydı nedeniyle zor pasaport alabilmişti. Londra'da bir gençlik kampında çilek toplayıp para kazandı.
Londra'nın Victoria otobüs istasyonunu görünce çok şaşırmıştı. Topkapı'ya kıyasla devasa bir terminal beklerken, ufacık bir istasyonla karşılaşmış, Batı'da asıl ulaşımın raylar üzerinde yapıldığını, dolayısıyla görkemli istasyonların tren istasyonları olduğunu orada öğrenmişti.
'İspanyol paçalı züppe'
Bu arada, her sene gemiyle Çanakkale kutlamalarına katılıyorlardı.
Gül, bazen Çanakkale mücahidi kıyafeti içinde mihmandarlık ettiği bu gezilerde üniversite öğrencilerine savaş meydanlarını gezdiriyordu.
O kutlamalardan birinde üniversite gençliği adına o konuşmuştu.
Asıl siyasi faaliyeti ise Büyük Doğu yayınevindeki çalışmasıydı.
Orada Mehmet Tekelioğlu ile birlikte Necip Fazıl'ın "Çile" kitabını yayına hazırladılar. Bu süreçte ortaokuldan beri idol olarak gördüğü Necip Fazıl'la yan yana çalıştı.
Kitap çıktığında Necip Fazıl, Tekelioğlu'yla Gül'ü Sirkeci'deki Konyalı lokantasına götürdü. Her ikisine birer takım elbiselik kumaş hediye etti.
O dönem Gül ve arkadaşları, günün modasına uyarak saç uzatıyor, İspanyol paça pantolon giyiyorlardı.
Bir gün Sultanahmet Camii'ndeki bir namazdan sonra Necip Fazıl onlara bakıp "Bu kubbelerin altı, böyle züppelerle dolmadıkça Türkiye'nin kurtuluşu yoktur" demişti.

Click the image to open in full size.'Okumama sen mâni oldun Abdullah'
Abdullah Gül, röportajımızda eşinin okulu bırakmak zorunda kalması konusundaki kızgınlığını şöyle itiraf etti:
"O, hep içinde ukde kaldı. Bana en çok kızdığı şeydir: 'Okumama sen mâni oldun' diye... Okulda çok çalışkan bir öğrenciymiş.
-Niye mâni oldunuz?
-Vallahi, olmadı işte o zaman... O zamanki şartlar... Bir taraftan evlilik, bir taraftan hayatımız, bir taraftan geçim derdi... Ben üniversitede asistanlık yapıyordum, maaşım belli, kiramız belli... Yani bir elimiz yağda, bir elimiz balda değildik doğrusu... Maaşım geçinmemize yetmezdi, babamın yardımı olurdu. Hatırlarım, o zaman akademik çalışma için eve kitaplar gelir, daktiloda makaleler yazarım. Yani evliliğin de tadı olmamıştı, ilk evlilik yıllarımda..."
15'lik kızla görücü usulü evlendi
Gül, İngiltere dönüşü İstanbul Üniversitesi'nde doktora çalışmasına koyuldu.
Bu arada hocası Sabahattin Zaim, Sakarya'da kurduğu Endüstri Mühendisliği bölümünde iktisat dersleri vermesini istedi.
Gül teklifi kabul etti ve Sabahattin Bey'in asistanı oldu. Şimdi 5 yıl boyunca İstanbul-Sakarya arasında trenle mekik dokuyacaktı.
1979 yazında kuzeninin düğünü için Kayseri'ye gitti.
Annesi buldu
O düğünde annesi Adviye Hanım, oğlu için ne zamandır aramakta olduğu kısmeti buldu. Kayserili "mazbut bir aile" olan Özyurtların kızı Hayrünnisa'yı orada gördü, çok beğendi. Ailesinin ağzını yokladı. Olur aldı. Ve hemen konuyu oğluna fısıldadı.
29 yaşında bir üniversite hocası olan Gül, "Görücü usulü"nü yadırgamadı mı? Bu sorumu şöyle yanıtladı:
"Siz kendiniz bulamazsanız iş, annenize kalıyor."
Hayrünnisa Özyurt henüz 14'ündeydi.
Çemberlitaş Kız Lisesi'nin orta kısmını 9.3 ortalama ile yeni bitirmişti.
Gül, "Daha çok küçük" diye itiraz ettiyse de gelin adayı ile tanışıp olgun bir kız olduğunu fark edince fikri değişti. Hayrünnisa, okulunu bitirmeden evlenmek istemiyordu. Ama damat aceleciydi. Mecburen kabullendi. Tek şartı vardı:
15 yaşını beklediler
Click the image to open in full size.Ne yapıp yapıp okulunu bitirecekti.
Gül söz verdi.
O yaz Kayseri'de sözlendiler.
Medeni Kanun, 14 yaşında bir kızın evlenmesini yasaklıyordu. O yüzden gelinin 15'ini doldurması beklendi.
18 Ağustos 1980 Pazartesi, Hayrünnisa'nın yaş günüydü.
Yasal engel o gün kalktı. 5 gün sürecek düğün de o gün başladı.
Kayseri'de büyük bir yemek verildi.
Salı kına gecesi, çarşamba da resmi nikâh yapıldı.
Damadın dayısı Ahmet Tahir Satoğlu ile gelinin amcası Veysel Zeki Özyurt şahitlerdi.
Düğün arabası Chevrolet'yi hâlâ oğlu Mehmet Tekelioğlu kullandı.
Okulda başı açık olan 15'lik gelin, nikâh defterindeki fotoğrafında uçları oyalı beyaz türbana girmişti.
Örgün eğitimdeki evlenme yasağı nedeniyle okulu bıraktı. Türbanını çıkarmadığı için dışarıdan tamamlama sınavına da alınmadı.
Liseyi bitirebilmek için tam 17 yıl bekleyecek ve Erbakan'ın Başbakan olduğu dönem bitirme sınavına türbanla kabul edilerek diploma alabilecekti.
Click the image to open in full size.










LONDRA YILLARI
Kilisede namaz kıldılar
Okulu bitirince Milli Kültür Vakfı'nın bursuyla İngiltere'ye gitti.
Gül, orada önce dil öğrenecek, sonra da Exeter Üniversitesi'nde doktora öncesi çalışma yapacaktı.
26 yaşına kadar, Büyük Doğu Fikir Kulübü'nün etkisiyle Batı karşıtı görüşlerle yetişmişti. Şimdi, o karşıtı olduğu Batı'yla yakından tanışacaktı.
Lisede yabancı dili iyi olduğu için üniversitede İngilizceden muaf tutulmuştu; oysa kendi tabiriyle, "biri yol sorsa tarif edecek durumda değildi".
Londra'da gündüzleri dil kursuna gitti, geceleri Müslüman Öğrenciler Birliği'nin yurdunda kaldı. Orada farklı dünyalardan Müslüman gençlerle dostluklar kurdu.
Londra'da Gül'le birlikte okuyan Fehmi Koru, "Orada gözümüz, zihnimiz biraz daha açıldı" diyor:
"Gider gitmez, iki toplum arasındaki farklılığı fark ettik ve bunun sebeplerini düşünmeye başladık. Maddi imkânlar mı? Kültür farklılığı mı? Din faktörü mü? Kendi aramızda fikir jimnastiği yaparak bir olgunlaşma devri yaşadık. Gül için de çok yararlı bir dönem oldu."
Gül, pazarları Speaker's Corner'da özgürce nutuk atanları hayretle izliyor, Royal Albert Hall'da konserlere, sinemaya, tiyatroya gidiyor, Muhafazakâr Parti'nin, İşçi Partisi'nin toplantılarına katılıyordu.
En çok, gördüğü çoğulcu yapıdan etkilenmişti.
Sonra da özgürlüklerden...
Namaz saatleri, ders saatleriyle kesişiyor, mescit bulmak sorun oluyordu. Bir gün okulun yanındaki kiliseye girdi, papaza bu sorunu nakletti. Papaz kendi odasını açtı; "Burası benim özel yerim. Sizce mahzuru yoksa, istediğiniz zaman gelip namaz kılabilirsiniz" dedi. O günden sonra namazlarını hep o kilisede kıldılar.
'İdeolojik eğilimler anlamsız'
Londra'nın gelişmişliği ve intizamı da Gül'ü etkilemişti. Röportajda Londra'yı hayranlıkla anlatırken şöyle dedi:
"Oxford Street, Londra'nın merkezinde dar bir cadde, ama trafik tıkanmıyor. Metro çok etkileyici, yerin üstündeki kadar yerin altında da yollar, insanlar var. Her meydanda şairlerin, edebiyatçıların, büyük komutanların heykelleri, sanat galerileri, kültür faaliyetleri... Bunlar beni çok, çok etkiledi. Giderken belki üniversitede bulunduğumuz yılların doğal neticesi olarak daha çok ideolojik eğilimlerimiz varken, oraya gidince onların çok da anlamlı olmadığını ilk defa görmüş olduk."
Londra'da Batı karşıtı önyargıları törpülenmeye başlamıştı. O kadar ki, Fehmi Koru, dönüşe yakın, "Jöntürkleri daha iyi anlıyorum şimdi" demişti. Onlar da "Büyük Doğu"nun, Osmanlı'nın köhnemişliğini Batı'ya gittiklerinde fark etmişlerdi.
2 yıllık İngiltere dönemi, 1978 Ağustos'unda bitti. Dönecekleri gün Fehmi Koru ile birlikte saatlerce Recent Street'te Necip Fazıl'a hediye aradılar. Sonunda bir çakmak ve yaka iğnesi aldılar. Ve hayli değişmiş olarak yurda döndüler.
Gül, 2005'te Exeter Üniversitesi'ne bu kez Dışişleri Bakanı olarak gidecek ve 30 yıl sonra fahri doktor unvanı alıp cüppe giyecekti.
Click the image to open in full size.














Abdullah Gül, Londra'da okuduğu Exeter Üniversitesi'ne 2005'te Dışişleri Bakanı olarak gitti ve 30 yıl sonra fahri doktor unvanı alıp cüppe giydi.
Pritt Ofline  
 

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 09:54 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580