![]() |
Yeni Yasa Neler Getiriyor? Gümrük tarifesi yeniden tanımlandı. Gümrük vergilerinden muafiyet tanınacak haller uluslararası yükümlülüklerimiz göz önüne alınarak yeniden düzenlendi. - Mevcut uygulamadaki “Sundurma Rejimi” “Eşyanın Geçici Depolanması” adı altında yeniden düzenlendi. - Gümrük Kanunu’na Dahilde İşleme Rejimi’ne ilişkin hükümler dahil edildi. - Türkiye’deki daha önce hiç uygulaması bulunmayan “Gümrük Kontrolü Altında İşleme Rejimi” Türk Gümrük Mevzuatı kapsamına alındı. - Hariçte İşleme Rejimi ile yurtdışında üretilmek veya tamir edilmek üzere gönderilen eşyanın işlevini gerçekleştirebilecek ikame ürünün ithaline olanak sağlandı. - Geçici İthalat Rejimi hükümlerine göre, daha önce kanunda tadat edilen eşya yerine hemen hemen tüm eşyanın bu rejimden yararlanarak yurda geçici ithaline olanak tanındı. - Kanunun getirdiği bir diğer yenilik de, bir kısım eşyanın nihai kullanım amacına yönelik tam veya kısmi muaf olarak ithaline imkan tanındı. - Antrepo Rejimine getirilen bir yenilik, gümrük kontrolleri aynı kalmak kaydıyla, antrepo işleticisi kamu kuruluşlarının yanı sıra özel kuruluşlara da genel veya özel antrepo işletme hakkı tanındı. - Fikri ve sınai hakların ihlalinin önüne geçilebilmesi için gümrük idarelerine yetki ve sorumluluk veren hükümler getirildi. - Gümrük cezaları enflasyon nedeniyle yaptırım gücünü kaybetmişti. Bu bakımdan maktu para cezası miktarlarının arttırılması öngörülerek bu sağlandı. - Gümrük Müsteşarlığı, “muteber dış ticaret” dönemine geçecek. Müsteşarlık tarafından belirlenecek kriterlere uyan “düzgün,çalışan” sanayicilere ithalatçı-ihracatçı belgesi verilecek. Bu kuruluşların işlemleri gümrüklerde hızlı bir biçimde sonuçlandırılacak. - Sonradan kontrol sistemi ile sanayici malını muayene ettirmeden yurda sokacak ve hızla üretime geçilecek. Gümrük idaresi ihtiyaç duyarsa gelip kontrolünü üretim süreci sırasında yapacak. Böylelikle güvene dayalı bir sistem kurulacak. İthalatçı Ve İhracatçıların Gümrüklerde Yaşadıkları Belli Başlı Sorunlar - Gümrüklerin birbirinden farklı olarak çalışmaları, farklı uygulama sürdürmeleri. - Gümrüklerde evrakların geçersiz olarak fazla beklemeleri, işlemlerin uzun süre zaman alması. |
- Mevzuatlarda sık sık değişikliklerin meydana gelmesi, bu değişikliklerin takip edilememesi. - Gümrüklerde çalışan memurların duyarsızlığı. - Aynı malın G.T.İ.P’sinin değişiklik göstermesi. - Saat 4’ten sonra veya Cumartesi Pazara çıkması gereken malların gümrük kontrolünde memurların çalışmaması veya açıktan mesai alarak çalışması. - İthalatta malın antrepoda uzun süre bekletilmesi ve çeşitli evrakların (Şirketin Sanayi Odası kaydı, Ticaret Odası kaydı. Şirketin kuruluşunu gösteren Ticari Sicil Gazetesi, Vekaletname, İmza Sirküleri, Teminat Mektubu ve diğer ithalat belgeleri İstenmesi, bu evrakların hazırlanmasından doğan zaman kaybı. - Makine ithalinde 15-20 gün, iplik ithalinde 4-7 gün mal antrepoda kalabiliyor. - Bazı gümrük kanunlarını elediler ama açmadılar. Denizli ATGS-Dış Ticaret A,Ş Ada Çorap-İç Giyim Senan SOYLAR İsmail PLATİN EGE SERBEST BÖLGE'DE GÜMRÜK SORUNLARI SEMİNERİ Ege Serbest Bölge, Gaziemir Feyza PAKER Dış Ekonomik İlişkiler Müdürlüğü Uzman Yardımcısı EGE SERBEST BÖLGE'DE GÜMRÜK SORUNLARI Ege Serbest Bölge'de Gümrük Sorunları konulu seminer, 26.01.2001 tarihinde Ege Serbest Bölge Kurucuları Derneği'nin organizasyonu ile ESBAK Yönetim Kurulu üyesi Sayın Mümtaz BADEMLİ tarafından Gaziemir Ege Serbest Bölge Teknoloji Merkezi'nde verilmiştir. Seminer ana başlıklar altında sunulmuş olup, konular sunuş sırasına göre aşağıda yer almaktadır. "SERBEST BÖLGELERİN STATÜSÜ" Gümrük Kanunu ve Gümrük Birliği Anlaşmasına aykırı olarak, Serbest Bölgelerde üretilen eşyanın statüsü, söz konusu malın Türkiye’ye veya Avrupa Birliği'ne satışına bağlı olarak farklı değerlendirilmektedir. Aynı eşya, Türkiye'ye satıldığı zaman 3.ülke tarifesinden, Avrupa'ya satıldığında ise ortak gümrük tarifesinden işlem yapılmaktadır. Örnek olarak, A) Serbest Bölge'de TİCARETİ yapılan 100 USD Dolarlık malın -80 USDlik bölümü üçüncü ülke menşeli ve -20 USD da depolama giderleri ile kar olarak düşünüldüğünde, eşyanın kendisi üçüncü ülke menşeli bile olsa, Türkiye'ye ithalinde depolama giderleri ve kar üzerinden gümrük vergisi ödenmemektedir. Bununla birlikte, |
B) Serbest Bölge'de ÜRETİLEN 100 USD Dolarlık malın -80 USDlik bölümü Türkiye menşeli girdi ve -20 USD Dolar da serbest bölgede üzerine konulan işçilik, imalat giderleri ve kar şeklinde düşünülürse, söz konusu 20 USD Dolar üzerinden Türkiye'ye ithalinde üçüncü ülke tarifesinden gümrük vergisi ödenmektedir. C) Aynı eşyanın, -20 USDlik bölümü AB menşeli girdi -30 USDlik bölümü Türk menşeli girdi -42 USDlik bölümü 3 ülke menşeli girdi -8 USDlik bölümü de Türk menşeli Serbest Bölge girdisi Avrupa Birliği menşeli girdiler 20 $ Gümrük % 0 Avrupa Birliği menşeli girdiler20 $ ,Gümrük % 0, Üçüncü ülke menşeli girdiler42 $, Gümrük % 4Türkiye menşeli girdiler 30 $ Gümrük % 0 Üçüncü ülke menşeli girdiler 42 $ Gümrük % 4 Türk menşeli Serbest Bölge girdileri 8 $ Elektrik,su, işçilik,devlete kira Gümrük : ... Türkiye menşeli girdiler30 $, Gümrük % 0 , Türk menşeli Serbest Bölge girdileri8$, Elektrik, su, işçilik, devlete kira, Gümrük : olduğunda, AB'ye satıldığında; 42 USDlik bölüm üzerinden %4lük gümrük vergisi (1,68 $) ödenmektedir.Türkiye'ye satılması halinde; 50 USDlik (42 USDlik bölümü 3 ülke menşeli girdi+8 USDlik bölümü de Türk menşeli Serbest Bölge girdisi) bölüm üzerinden % 14lük gümrük vergisi (7 $) ödenmektedir. Eğer, önce Avrupa Birliği ülkelerinden birine ihraç edilir, sonra Türkiye'ye geri gönderilirse başka bir gümrük vergisi ödenmeden Türkiye'ye ithal edilebilmektedir. Bir başka deyişle,bu durumda, Ege Serbest Bölge'deki firmalar 3.ülke menşeli girdileri Avrupa Birliği'nde serbest dolaşıma sokarak bu ülkelere gümrük ve navlun ödemekte ve sonra imalatta kullanmaktadır. Bu durumda, Türkiye'de ödenen vergi 8 $ üzerinden % 14 (= 1.12$) tutmakta ve böylelikle toplam gümrük maliyeti 7 $' dan 2.8 $'a inmektedir. Türkiye gelir kaybına uğramakta, Avrupa Birliği ülkeleri ise Türk İş adamlarından vergi tahsil etmektedir. 2000 yılında, bu şekilde, Ege Serbest Bölgesi'nden Avrupa Birliği ülkelerine ödenen vergi tutarının 12.000.000$ seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir. ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Yasal mevzuatın doğru uygulanması ile birlikte, 1) Üçüncü ülke menşeli girdilerin Ortak Gümrük Tarifesi üzerinden vergilerinin Türkiye'de tahsil edilmesi 2) Türk Serbest Bölgeleri'nin T.C. Gümrük Bölgesi içinde olduğunun kabul edilmesi |
"SERBEST BÖLGEYE EŞYA KONMASI ESASLARI" Gümrük Yönetmeliğine göre, gümrük rejimine tabi tutulmayacak eşyanın Serbest Bölge'ye getirilmesi bir beyana ve işleme tabi olmaması gerekirken Türkiye'den tedarik edilen en basit eşyanın Serbest Bölge'ye getirilerek kullanılması türlü güçlükle karşılaşmaktadır. (örn:sandalye, bilgisayar) Eğer eşya daha önce Türkiye'ye ithal edilmişse, -Eşyanın ilk ithalatındaki gümrük giriş beyannamesi veya -Eşyayı satın aldığınız firmanın yevmiye defteri -Envanter defteri istenmektedir. Kısacası, çok basit bir işlem karmaşık ve uzun bürokratik uygulamalara tabi tutulmaktadır. Bir çok Ege Serbest Bölge Kullanıcısı firma bu nedenle Türkiye'den eşya tedarik edeceği yerde yurtdışından getirtmeyi tercih etmektedir. ÇÖZÜM ÖNERİSİ : Türkiye'den yasal bir fatura ile tedarik edilmiş, KDVsi ödenmiş ve değeri 500 ABD Dolarından az olan eşyanın, bürokratik işlemlere tabi olmadan bölgeye getirilebilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, aynı eşyanın geri götürülmesi sözkonusu olduğunda ithalat rejimine tabi olması normal sayılmalıdır. "SERBEST BÖLGEYE LİMANDAN BÜYÜK HACİMLİ MAL NAKLİ" Bir ordino kapsamında sekiz konteyner malını limandan serbest bölgeye getirmek isteyen kullanıcı bir firma, serbest bölge girişinde limandan gelen konteynerleri getiren TIRların sırayla dizilerek giriş için işlem yaptırmasını beklemekte, bu da bölgenin girişinde sorun yaratmakta, zaman kaybına neden olmaktadır. İşlem çoğunlukla, gümrük müdürlerinin anlayışı sayesinde yürümektedir. ÇÖZÜM ÖNERİSİ : Anılan konu hakkında herhangi bir çözüm önerisi getirilmemiş, bununla birlikte yazılı bir çözümün gerekliliği önemle vurgulanmıştır. "İMALAT MAKİNALARININ TAMİRAT AMACI İLE TÜRKİYE'YE GÖNDERİLMESİ" Serbest Bölge'de yerleşik ve fiilen faaliyet göstermekte olan firmaların tamirat gerektiren makinelerinin gerektiğinde acilen Türkiye'ye gönderilerek geri getirilmesini düzenleyen ve denetleyen uygulaması kolay şeffaf bir sisteme ihtiyaç duyulmaktadır. ÇÖZÜM ÖNERİSİ : Anılan konu hakkında herhangi bir çözüm önerisi getirilmemiştir. "ÜRETİM ATIKLARI VE ATIL STOKLAR" Serbest Bölge'de imalat faaliyetleri sonucu ortaya çıkan, imalat talaşı, sac parcaları gibi yeniden değerlendirilmeye müsait atıklar ekonomiye kazandırılmamakta, hatta çevre kirliliğine yol açmaları söz konusu olmaktadır. Zaman içinde oluşan atıl stokların defter değerinin altında satılarak ekonomiye kazandırılması mümkün olmamaktadır. "ENVANTER DEFTERLERİ" Gümrük Yönetmeliği uyarınca tutulması gereken Envanter Defterleri'nin bilgisayar ortamında tutulmasına izin verilmesi talep edilmektedir |
"GÜMRÜK BEYANNAMELERİ" 2001 yılı ile birlikte gümrük beyannameleri bilgisayar ortamında doldurulabilmektedir. Söz konusu işlem için gereken bilgisayar programının 3-4.000 $ civarında tutması nedeniyle her kullanıcı bu avantajlı durumdan istifade edememektedir. Bu nedenle, Gümrük İdarelerinin ofislerinde bulunan bilgisayarlar kullanılmakta ve bu da oluşan kuyruklarda beklemeyi gerektirdiğinden uygulama hedefin dışına çıkmaktadır. Bununla birlikte, Ege Serbest Bölge Kullanıcıları bu konuda oldukça şanslı sayılmaktadır çünkü ESBAŞ tüm bölgeye Internet servisi sağlamaktadır. "FON TAHSİLATLARI" Fon tahsilatlarının Serbest Bölge'ye çok da yakın olmayan Vakıfbank şubesinden yapılmakta olması değinilen bir diğer sorundur. Özellikle zaman ve işgücü kaybına neden olan bu uygulamanın, bir bilgisayar ve personel görevlendirilerek sözkonusu ödemelerin hesaplar arası virman yaptırmak suretiyle değiştirilmesi talep edilmektedir. Sayın Mümtaz BADEMLİ'nin sunumu sırasında ve sonrasında kullanıcı firma temsilcilerinin katılımı sonucu tespit edilen diğer sorunlar ise şu şekildedir; 1) Gemilere hizmet veren (örn. catering) firmaların mal tesliminde yaşadığı sorunlar 2) Ölçü ve tartı aletlerinin Ege Serbest Bölgesinden ithal edilememesi sorunu 3) Serbest Bölge Ceplerinin tesis edilmesi 4) Serbest Bölgede mesaiye bıraktırma sorunları 5) Havaalanından aktarma ile gelen mallarda cebren tahakkuk ettirilen haksız yolluk ve taksi ücretleri sorunu 6) Serbest Bölgelere transit gelen gıda ürünlerinin sağlık sertifikaları konusu 7) 500 USD'nin altındaki işlerde kapsam sorunu 8) Kurye ve Posta ile gelen giden örnek malzemelerde karşılaşılan sorunlar GÜMRÜK BEYANNAMESİNE EK GEREKLİ DİĞER BELGELER racatta Belge veya İzin Veren Kurulu: 1- Gümrük Müsteşarlığı 2- Milli Savunma Bakanlığı 3- Sağlık Bakanlığı 4- Tarım ve Köy işleri Bakanlığı 5- Orman Bakanlığı 6- Çevre Bakanlığı 7- Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü 8- Valilikler 9- İhracatçı Birlikleri 10- Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi ve Ticaret Odaları 11- Bankalar İhracatta Alınması Gerekli Belge ve İzinler: · Dahilde İşleme İzin Belgesi · Hariçte işleme İzin Belgesi ® (1) · Standart Kontrol Belgesi · Ticari Kiralama · ATR Belgesi · EUR.1 Belgesi ® (2.12) · GSP Formu (Form A) ® (1.12) · Gümrük Beyannamesi · Bedelsiz İhracat ® (2.11) · Harp. Silah ve Mühimmat İhracatı ®(3) · Afyon ve Haşhaş kellesi ihracatı · Uyuşturucu Maddelerin İhracatı ® (5) · Uluslar arası Orijin ve Bitki Sağlık Sertifikası · Hayvansal Ürünlerle İlgili Sağlık Sertifikası · Gübre İhracatı · Tohum İhracatı · Tohum İhracatı · Su Ürünleri İhracatı · Yarış atları ihracatı ® (6) · Yem İhracatı · Zirai Mücadele İlaç ve Aletleri · Veteriner İlaçları İhracatı · Doğal Çiçek Soğanları ihracatı · Damızlık Büyük ve Küçük Baş Hayvan İhracatı · Av Hayvanları İhracatı ®(7) · Tehlikeli Atıkların İhracatı ® (8) · Şeker İhracatı ®(9) · Sınır Ticareti Belgesi ®(10) · Kayda Bağlı İhracatı · Konsinye İhracat · Kredili ihracat ®(11) · Takas (Bağlı Muamele) · Kotaya Tabi Ürünlerin İhracatı · Halı Ekspertiz Raporu · Hediyelik Eşya İhracatı · Lületaşı İhracatı ®(12) |
NTVMSNBC’DE YAYINLANAN KONUSMA Kotaların kalktığı, vergi oranlarının düştüğü, korumacılık modelinin terk edilmeye başlandığı çağımızda, serbest ticaret politikalarının en önemli göstergelerinden biri olarak, ülkelerin gümrük mevzuatlarındaki liberalleşmeyi ve gümrük uygulamalarındaki basitleştirilmiş işlemleri gösterebiliriz. Dünya ticaretindeki liberalleşme eksenindeki değişim, gümrük uygulamalarının ülkeler nezdinde artık sadece vergisel boyutta algılanmaması gerekliliğini gündeme getirmiştir. Gümrükler, gelişmiş dünya ülkelerinde, uluslar arası ticareti düzenleyen bütün ekonomik ve ticari faaliyetler çerçevesinde değerlendirilen ve ticareti engelleyici olmaktan çok, kolaylaştırıcı bir işleve sahiptir. Pek çok ülkede, gümrüklerin varlığı hissedilmeden dış ticaret yapılmakta ama ilgili ülkeler de gerekli yasal takipleri mükellefin işini zorlaştırmadan yapabilmektedirler. Gümrükler, gelişen dünya ticaretinde, birer engelleyici unsur olmaktan çıkmıştır ve Türkiye’de de çıkmak zorundadır. TÜRKİYE’DEKİ DURUM Türkiye’de ise halen gümrüklerdeki bürokratik zorluklarla ve ticareti engelleyici hususlarla karşılaşıyor olmamız, dünya ticaretinden daha fazla pay almak yolunda çaba harcayan Türkiye için bir utançtır diye düşünüyoruz. Avrupa Birliği’ne girme yolunda olan Türkiye’nin, özellikle 1.1.1996 tarihli Gümrük Birliği sözleşmesinden bugüne kadar gümrüklerle ilgili yapmış olduğu düzenlemeler elbette ki yadsınamaz. Bugün gümrük işlemlerinin yüzde 98’i elektronik ortamda gerçekleştirilmekte ve yüzde 80’e yakını da gümrük müşavirlerinin bürolarından elektronik veri transferiyle yapılmaktadır. Bu tür gelişmeler sevindirici olmakla birlikte, maalesef istenen ve özlenen seviyede değildir. Gümrük işlemlerinde yaşanan zorluklara verilebilecek en güzel örnek, gümrüklerin mükelleflerden istediği belgelerin sayısıdır. Değişik sektörler ve ürün grupları için toplamda 30’a yakın belge istendiğini düşünecek olursak, ortaya çıkan bürokrasiyi daha iyi hayal edebiliriz. Her bir belgenin de değişik bir idareden alındığını ve her belge için de ayrıca bir dizi bürokratik sürecin karşımıza çıktığını hatırlatmak isteriz. |
İMAJI İYİLEŞTİRMEK İÇİN BÜROKRASİ Gümrüklerde ticareti kolaylaştırıcı yeniden yapılanma süreci için, gümrüklerin imajının düzeltilmesi yönünde adımlar atılması da zorunluluk arz etmektedir. Bürokrasinin azaltılması yönündeki çabaların, gümrüklerimiz üzerine çöreklenen kötü imajın değiştirilmesi açısından da faydalı olacağını düşünüyoruz. Türkiye’de bugüne kadar devlet dairelerine ilişkin oluşan genel imajın sebeplerinin arasında bürokrasinin hantallığının da olduğunu unutmamak gerekir. Bürokrasinin azaltılması yönündeki çabaların, kimi zaman gündeme geldiği iddia edilen keyfi uygulamaları da ortadan kaldırmada önemli olduğunu inkar edemeyiz. ORTAK VERİTABANI OLUŞTURULMALI Gümrüklerimizdeki iş yükünün azaltılması ve bürokrasinin ortadan kaldırılması için, özellikle son günlerde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’nin ortaya attığı bir dizi öneriyi yerinde ve anlamlı bulduğumuzu belirtmek isteriz. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin açıkladığı gibi, gümrükler, vergi daireleri ve bankalar arasında ortak bir veri tabanı oluşturulması ve bilgi alışverişinin online olarak sağlanması oldukça önemli bir adım olacaktır. Oluşturulacak bu türden bir veritabanı ile mükellefin omzundan ciddi bir iş yükü kalkacak ve özellikle ihracatçıların KDV iadesi için gerekli işlemleri daha hızlı gerçekleştirmeleri sağlanmış olacaktır. TİM’in altını çizdiği bu ortak veritabanı projesinin, ihracatçı birlikleri, Dış Ticaret Müsteşarlığı gibi diğer kamu kurum ve kuruluşları ile de entegrasyon içinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu entegrasyonun, teşvik uygulamalarında, Dahilde İşleme İzin Belgesi taahhütlerinin kapanmasında da önemli faydaları ve kolaylaştırıcı etkisi olacaktır. MEVZUATTAKİ DÜZENLEMELER SÜRMELİ Türkiye’nin 1.1.1996 tarihinde Gümrük Birliği’ne girmesi süreciyle birlikte gümrük mevzuatında da köklü ve yerinde bir değişim olmuştur. Mevzuat yönünden yapılan bu önemli değişim hamlesinin devam ettirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Özellikle 30’lu yıllardan kalma ve gümrüklerimizin üzerine bir kabus gibi çöken 1918 sayılı Kaçakçılık Kanunu’nun yeniden gözden geçirilmesi kaçınılmazdır. Türkiye’nin gelişen ve liberalleşen dünya ticareti ortamında kendisine yakıştıramayacağı nitelikteki bu kanunun revizyonu şarttır. GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ YENİLENMELİ Gümrükleme işlemleri ve gümrüklerimiz konusu gündeme geldiğinde, gümrük müşavirlik mesleğinin sorunlarına da değinmeden geçmek büyük bir eksiklik olur kanısındayız. Gümrük müşavirlik mesleğinin sorunlarının ciddi biçimde ele alınması ve sektörün yeniden yapılanması kaçınılmazdır. Sektörün bilgi ve imaj eksikliğinin giderilmesi, mesleğin onuru ve geleceği açısından önemlidir diye düşünüyoruz. Gümrük müşavirlerinin arzu ettiği odalaşma faaliyetlerinin hızlanması şarttır. Türkiye’nin dış ticaretinin gelişmesi açısından gümrüklerimizin modernizasyonu konusunda ciddi kafa yorulması ve konuyla ilgili bütün kesimlerin bir araya gelerek ortak bir platformda sorunların masaya yatırılması gerekliliğinin altını bir kere daha çiziyoruz ve gümrük yazarı Sayın İhap Subaşı’nın o veciz sözünü bir kere daha hatırlatmak istiyoruz: “Gümrükler, bir ülkenin namus kapılarıdır.” |
GÜMRÜK KOMÜSYONCULARININ ULUSLARARASI ÖRGÜTLENMESi VE RÜŞVET HAKKINDA GÖRÜŞLERİ * Gümrük Müfettiş Yardımcısı IFCBA Sekreteri Carol West’in “Gümrüklerdeki Dürüstlük Sorunları: Arusha Deklerasyonunun Eyleme Dönüşmesi” isimli tebliğinden çevirilmiştir. Genellikle IFCBA olarak bahsedilen Uluslararası Gümrük Komisyoncuları Dernekleri Federasyonu mesleği altı ülkede, (Avustralya, Kanada, Japonya, Kore, Yeni Zelanda ve Amerika’da) temsil eden derneklerin, Hawai’de Pasifik Havzası Gümrük Komisyoncuları Konferansı’nda buluştukları 1989’da ortaya çıktı. Toplantıda bu dernekler, sektörün gelecekteki sorunlar hakkında strateji oluşturabileceği uluslararası profesyonel bir ‚alışma Ağı kurmaya karar verdiler. Organizasyon, Kasım 1990’da Singapur’da düzenlenen ilk resmi konferans ile resmen kuruldu. Bu tarihten sonra Arjantin, Filipinler, Bulgaristan, Şili, Fiji, Honduras, Macaristan, Hindistan, Endonezya, ıtalya, Litvanya, Estonya, Malezya, Meksika, Portekiz, ıspanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Moğolistan, Jamaika ve Uruguay IFCBA’ya katıldı.* Şu anda 26 ülke federasyona üyedir. Ücretle çalışan görevlisi bulunmamakta ve örgüt, tamamiyle üye kuruluşlarının üyelik hizmetleri karşılığındaki gönüllü desteğine dayanmaktadır. Halen IFCBA’nın Sekreterya hizmetini Kanada Gümrük Komisyoncuları Derneği yürütmektedir. 1989’daki mütevazi kuruluşundan sonra IFCBA, gümrük yönetimleri ve ulusal, bölgesel ve uluslararası seviyedeki diğer düzenleyici otoritelerce tanınan bir birlik haline geldi. IFCBA’nın amaçları, genel olarak belirtilecek olursa, 3 tanedir: 1. Ulasal gümrük komisyoncuları dernekleri arasında uluslararası seviyede işbirliğini teşvik ve kolaylaştırma; 2. Ulusal gümrük komisyoncuları derneklerini etkileyen sorunlar hakkında bilgi ve fikir alışverişine yardımcı olma; 3. IFCBA’nın amaçları ile aynı veya benzer amaçları olan birlik, topluluk ve örgütlerle ortak çalışmalar yapmak; Latin ve Güney Amerika’da, Asya, Kuzey Amerika ve Orta Doğu’da olduğu gibi Avrupa’nın gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerinde de uluslararası ticaret uygulamasında gümrük komisyonculuğunun geleceğine ilgi gösterilmektedir. Uluslararası ticaret koşullarındaki değişmeler ve iletişim teknolojilerindeki ilerlemeler gümrük komisyoncularını gümrükler ve ticaret uygulamalarının sorunları konusunda uluslararasında destek ve yönlendirmeye olan ihtiyaç hakkında ikna etmektedir. Geçen yıllar içerisinde IFCBA’nın karşı karşıya kaldığı, aynı zamanda birliğin büyük gücünün kaynakları da olan, başlıca sorunlar aşağıda belirtilen alanlarda ortaya çıkmaktadır. |
1. Sürekli Artan Üyelik Birlik üyeliği Avrupa’nın ileri ve gelişmekte olan ekonomilerindeki gümrük komisyoncularının özel ilgisiyle karşı karşıyadır. Federasyon, ASAPRA, CONFIAD ve Asya Gümrük Komisyoncuları Dernekleri Federasyonu gibi bölgesel gümrük komisyoncuları organizasyonları ile devam eden çalışma ilişkileri kurmuştur. 2. Teknoloji Yatırımları IFCBA ulaşılabilir, bilgilendirici, sık ziyaret edilen bir internet sitesine sahiptir. Üyelerin üçte ikisinden fazlasıyla e-mail ile iletişim kurulabilmektedir. Bu üyeler, dünya çapında otomosyona ve elektronik ticarete milyonlarca dolar yatırmış durumdadırlar. 3. ıletişime Bağlılık Gümrük komisyonculuğu bilgi tabanlı, iletişime dayanan bir sektördür. Bu, üyelerin IFCBA’nın geniş kapsamlı olarak ticaret ve gümrüklerin sorunları konusunda bilgi ve yardım sağlama çabalarının takdir edilmesinin de sebebidir. IFCBA şunları hedeflemektedir: 1. Gelişmekte olan ekonomilerin bilgi ihtiyacını karşılamak. 2. Gelişmiş ekonomilerdeki gümrük komisyoncularının bilgi ihtiyacını karşılamak. 3. Gümrük komisyoncularına dünya çapında ortaklıklar kurabilmeleri için imkan sağlamak. (Bu ortaklıklar diğer ülkelerdeki komisyoncularla kurulabileceği gibi diğer lojistik ortaklarla gümrük komisyonculuğunun geleneksel tanımlarının ötesine de geçebilir). Burada gümrük komisyonculuğu mesleği hakkında önemli bir noktayı vurgulamak gerekir. Gümrük komisyoncularının rolü, dış ticaret adamlarına yasal işlemleri tamamlamalarında kolaylık sağlayıcı hizmetler vermektedir. Bazı ülkelerde bu rol gerçekte maliyetin kamudan özel sektöre transferini temsil eder. Özel sektör dış ticaret adamlarına bu tür bir yardım sağlayarak böyle bir uyuşmayı (compliance) teşvik eden bir zeminin oluşmasına yardım eder. Uyuşma (compliance) ve dürüstlük ile ilgili sorunlar, gümrük komisyoncuları v e “freight forwarders” gibi özel sektörün işini kolaylaştırıcı unsurların yokluğu oranında mevcuttur. Gümrüklerin ‚çehresi Değişirken Şurası açıktır ki Gümrük idarelerinin işleri yapış tarzının malların uluslararası sınırlar arasında akışı üzerinde önemli etkisi vardır. Bir devlet kurumu olarak Gümrük idarelerinin esas fonksiyonu hükümet politikalarının icrasıdır. Bu sebeple Gümrüklerin sorumlulukları her ülkede aynı olmasına rağmen bu sorumlulukların başarıyla yerine getirilmesine verilen önemde tutarlılık olduğunu düşünmek yanlış olur. Devletlerin kendi gümrük idarelerinden beklentilerinde farklılaşmalar ortaya çıkmakta, aynı zamanda gümrük idarelerinin çalıştığı zemin de sürekli bir değişime maruz kalmaktadır. Gümrük idarelerinin esasen gelir toplayıcılık vasfı ve gümrük vergilerinin milli bütçe içindeki oransal önemi iki veya çok taraflı anlaşmalarla önemli ölçüde giderilmiştir. Ticarete konu eşyanın miktarı önemli ölçüde artmış durumdadır. Gümrüklerin hareket alanı fikri mülkiyet hakları, zehirli atıklar ve nesli tehlikede olan bitki ve hayvan türlerine kadar değişen alanlarda genişlemiştir. Devletlerin daha doğru uluslararası ticaret istatistiklerine olan ihtiyacı gümrük idarelerini ve gümrük komisyoncularını bilgisayar yardımıyla daha yoğun bir veri işleme sürecine sokmuştur. Böylece gümrüklerin görevleri daha da artmış ve komplike hale gelmiştir. Daha az imkana, insan kaynaklarına ve finansal güce sahip olan devletlerin varlığı bu durumu daha da ağırlaştırmaktadır. ‚oğu ülkede gümrükler yasa dışı mallar konusunda veya ticaret politikası önlemlerinin uygulanmasında bir ön hat olarak kullanılır. Gümrüklerin icra ettikleri görevlere hükümetlerin verdiği önem, gümrüklerin kendi görevlerine atfettikleri kıymet açısından hayati öneme sahiptir. Gümrüklerin tabiatında müdahalecilik vardır ve bu yüzden ihtilaflı meselelerde özel sektörle (ithalatçı, ihracatçı ve diğer ajanslar, gemiciler ve nakliye şirketleri vs.) sık sık karşı karşıya gelmeleri sürpriz değildir. Gümrükler, kamu güvenliği, interdiction, gelirlerin ve istatistiki bilgilerin toplanması bakımlarından devletin önceliklerine uyacak ve bu arada da yasal, meşru ticarete müdahaleyi en aza indiren kırılgan bir dengeyi koruyacak bir işlev görmelidir. Birbiriyle çatışan bu unsurların üstesinden gelmek ve gümrük müdahaleleri açısından daha verimli hedeflere dikkatleri yoğunlaştırmak amacıyla risk yönetimi teknikleri kullanılmalıdır. |
Arusha Deklerasyonu Arusha Deklerasyonu gümrüklerdeki yozlaşmanın büyüyen bir problem olduğunu ve bunun yıkıcı olduğunu doğrulamaktadır. Deklerasyonda, hedeflerine ulaşmak için teşvik ve yaptırımlar içeren 12 önlemin uygulanmasını sağlayacak ulusal bir gümrük dürüstlük programının hazırlanmasını önermektedir. Uluslararası ticaretteki yozlaşma elbette gümrük idareleri ile sınırlı değil. Özel muamele karşılığında gümrük yetkililerine yasa dışı menfaat teklif eden ticaret erbabına karşı da etkin önlemler alınmalıdır. Gümrük idareleri, gümrük komisyoncuları ve iş alemindeki ilgili diğer sektörlerle açık ve şeffaf bir ilişkinin gelişmesini kolaylaştırmalıdır. Gümrük idareleri kendi ülkelerinin ekonomik gelişimi ve uluslararası ticaretini tehlikeye atan yozlaşmanın dışında oldukları veya olacakları konusunda garanti veremezler. Gümrüklerin dürüstlük konusundaki zaafı özel sektörün komşuları, ticaret ortakları ve uluslararası ticaret blokları ile iş yapma yeteneğini riske sokmaktadır. Ticaret erbabı belki ilk başta gümrük alanında bürokratik kontrolun yokluğunun kendilerine fayda sağlayacağını düşünerek böyle bir durumu imrendirici bulabilirler. Ancak bununla beraber yaşanacak bir tecrübe çoğu ithalatçı, ihracatçı veya gemi işletenini tersinin doğru olduğuna ikna edecektir. Gümrükler hiç kimsenin, özellikle yasal, meşru tüccarların, yasadışı uygulamalarının devamını sağlama amacına hizmet etmemelidir. Gümrükler, mükelleflerden vergileri politik etkilerden etkilenmeksizin nasıl toplayabilirler? Bu sorunun cevabını, gelişmiş, azgelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler arasında farklılıkta aramak gerekir. Arusha Deklerasyonu, imkanları geniş, oturmuş gümrük otoritelerinin uygulamaları ile mali imkanları kısıtlı, oturmamış veya dürüstlük problemleri yaşayanların uygulamaları arasında bir köprü kurmaya çalışmaktadır. Gerçekte “sahipler” ve “sahip olmayanlar” diye tanımlanabilecek olanların arasındaki fark büyüktür. Bununla birlikte uluslararası ekonomi globolleştikçe tüm gümrük idarelerini bir denge seviyesine getirecek baskılar gelecekte artacaktır. Bu baskı gelişmiş uluslararası ticaretten büyük kazanımlar sağlayacak olan özel sektörden bitmek bilmez bir şekilde gelecektir. Diğerlerinden uluslararası iş yamayı öğrenemeyen ülkelerin uluslararası ticaret devletince bypass edilmeleri kaçınılmaz gibi görünüyor. Bunun ise bu ülkelerin halihazırdaki sorunlarını daha da kötüleştireceği açıktır. Gümrüklerin dürüstlüğü konusu gelişmiş ülkeler için artık ciddi bir sorun olmamasına karşın gümrük hizmetlerinde dürüstlük eksikliği sorunu endişelendirmeye devam etmektedir. Bazı durumlarda devletler kendi gümrük idareleri arasında dürüstlüğü sağlamak için yükleme öncesi araştırma (pre-shipment inspection, PSI) yöntemini kullanmaya karar verdiler. Ancak uzun dönemde PSI’nin kullanılması pahalı, büyük ihtimalle verimsiz olacak ve bunun yanında gümrük idarelerini demoralize edecek ve istikrarsızlığa itebilecektir. Gümrük reform programları nihai tahlilde PSI uygulamalarına güvenmekten daha verimli ve etkindir. Bunların ötesinde gümrük idarelerinin ithalat ve ihracat prosedürünü ileri derecede kolaylaştırması ancak mükelleflerin gümrüklerle karşılıklı güvene dayanan ilişkiler yapısı içinde işbirliği yapmaya istekli olması halinde mümkün olabilir. Dürüstlük sorunlarını çözmeyi hedefleyen gümrük kontrolleri, hileli işlem yapanlar kadar yasalara uyanları da etkilemektedir ve bu tür pahalı ve zaman israfına yol açan kontrollere olan ihtiyacı ortadan kaldırmak herkesten fazla yasalara uyan oyuncuların menfaatinedir. Ayrıca, uzun zamana dayanan ve gümrüklerin, yasal ya da değil, herhangi bir yolla aşılması gereken bir engel olduğu anlayışı mevcuttur. Başlangıçta gümrük kontrolleri insanların dürüst olmadığı düşüncesine göre tasarlanmıştır. Bu düşünce kaçınılmaz olarak kontrollerin ticari kolaylıkları teşvik etmeyen, müdahaleci bir şekilde uygulanmasına yol açmıştır. Bu zorlukları aşmak için gümrüklerin ve mükelleflerin her ikisinin de daha fazla işbirliği yapmaları ve güven tesis etmeleri gerektiği açıktır. Gümrükler kargoların geniş kapsamlı fiziksel araştırmasından uzaklaşmak zorunda kalmışlardır. Risk yönetimi tekniklerinin kullanılması ile işlemlerdeki bu değişiklik, gümrükleri, ABD’da olduğu gibi, eleştirilerin fazlaca etkileyebileceği bir durumda bırakabilir. Gümrük idareleri ile ticaretteki çeşitli oyuncular arasında bir Anlayış Memorandumu (MOU) yaratılması, gümrükler ve bu oyuncular arasında illegal işlem yapanlara karşı mücadele etmede güç birliğine gidilmesini sağlayabilecektir. Gümrükler açısından böyle bir programın avantajı, oyuncuların daha fazla basitlik ve ticari kolaylıktan faydalanmalarına karşın gümrüğe değerli istihbarat uygulaması sağlamasıdır. Ancak özel sektör açısından MOU çözdüğünden daha fazla sorun yaratabilir. Mesela mükellefler veya ajanslar böyle bir anlaşmayı imzaladıklarında ne gibi yasal sorumluluklar yüklenecekler? Yükümlülükleri nelerdir? ınterdiction için nihai sorumlu kim olacaktır? Gümrük otoritelerinin yürüttüğü böyle bir anlaşma çerçevesinde işbirliği yapmayı seçmeyen özel söktür üyelerinin durumu ne olacaktır? Ortak çalışma etkin biçimde zorunlu tutulacak mı? Ve başka bir çıkış yolu bulunamaz mı? |
Türkiye`de Saat: 04:52 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2