Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Edebiyat - Türkçe

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 12-01-2024, 18:52   #1
 
es22es - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Smile Karagöz İle Hacivat: Karagöz Bilmece Soruyor

KARAGÖZ İLE HACİVAT: KARAGÖZ BİLMECE SORUYOR
Karagöz: Hacivat bir bilmecem var.
Hacivat: Sor Karagözüm, sor da bileyim.
Karagöz: Bir elin sesi var, iki elin nesi var.
Hacivat: Bilmeceyi yanlış sordun. Bir elin nesi var, iki elin sesi var diyecektin.
Karagöz: Laf kalabalığını bırak Hacivat. Sen benim sorduğuma cevap ver.
Hacivat: Bir elin sesi olmaz ki.
Karagöz: Olmaz mı? Bak orta parmak baş parmak nasıl da şıklıyor.
Hacivat: Ama bu atasözü, değişmez ki.
Karagöz: Değişti işte. Atasözüydü oldu şimdi Karagöz sözü.
Hacivat: O zaman bilmecenin cevabı ne?
Karagöz: Hay kabak kafa. İki elin nesi alkıştır, alkış.
Hacivat’ın sarımsak yemiş bülbüle döndüğünü gören Karagöz bu fırsatı kaçırmak istemez. Hacivat’ı perişan etmeye kararlıdır.
Karagöz: Bir diğer bilmecem de şu: Ak akçe ne içindir?
Hacivat: Bundan kolay ne var. Ak akçe kara gün içindir.
Karagöz: Bilemedin.
Hacivat: Ne bilemedim mi?
Karagöz: Ak akçe Karagöz içindir.
Beyninden vurulmuşa dönen Hacivat’ın gözlerinin karardığını gören Karagöz, O’nu tutar, yavaşça yere oturtur. Biraz kendine gelince yeni bir bilmece sorar: Çivi çiviyi ne yapamaz?
Hacivat: Soruyu yanlış sordun. Çivi çiviyi ne yapar diyecektin. Çivi çiviyi söker.
Karagöz: Bunu da bilemedin. Çivi çiviyi sökemez.
Hacivat: Sökmesi gerekir.
Karagöz hazırlıklı gelmiştir. Cebinden iki çivi çıkarır. Birini yerdeki taşla tahtaya çakar. Öteki çiviyle uğraşır, çiviyi sökemez.
Hacivat sağa sola bakar. Bir tanıdık gelse de şu Karagöz’ün dilinden beni kurtarsa der. Gelen giden yoktur. Su almış kayık gibi yan yatmış Hacivat’ın yanına çömelen Karagöz son darbeyi vurur: Söyle bakalım Hacivat: Kendi düşen ne yapar.
Zorlukla konuşan Hacivat: Kendi düşen ağlamaz, der.
Karagöz: Hayır, kendi düşen ağlar. Dün benim oğlan koşarken düştü ve ağladı.
Bunun üzerine Hacivat sırtüstü düşer. Bayılmıştır. Karagöz savaş kazanmış bir komutan edasıyla omuzlarını gerer, Hacivat’ı orada bırakır ve evinin yolunu tutar.

SON

-----------------------------------------------------

KARAGÖZ İLE HACİVAT: GEL KEŞKÜL YİYELİM
Hacivat Karagöz’ün evinin kapısını çalar, Karagöz kapıyı açar.
Hacivat: Aman Karagözüm, koş gel. Hanım keşkül pişirdi. Gel keşkül yiyelim. Ağzımız tatlansın dilimiz ballansın.
Karagöz: Yazın şu sıcağında Eşkel’de ne işin var?
Hacivat: Eşkel demedim Karagözüm, keşkül dedim. Keşkül pişti, soğuk düştü. Gel bize keşkül yiyelim.
Karagöz: De git Hacivat, iyi diyorsun da ben yüzme bilmem ki.
Hacivat: Eşkel’i boş ver, keşküle gel. Gel Karagözüm, gel gel.
Karagöz: Eşkel’e gideriz, gezip döneriz. Yüzme bilmem, denize girmem. Bunu iyice kafana sok.
Hacivat: Senin için, balık gibi yüzer dediler.
Karagöz: Gençken öyleydi, sonradan yüzmeyi unuttum.
Hacivat: Ama yüzme unutulmaz ki.
Karagöz: Unuttum diyorsam unutmuşumdur. O kadar.

SON

--------------------------------------------------------

KARAGÖZ İLE HACİVAT: TAHTA KAŞIK
Hacivat Karagözün evinin önüne gelir:
“ Aman Karagözüm, koş gel. Pazardan tahta kaşık aldım. “
Karagöz pencereye çıkar: Bizim evde bulaşıkları hanım yıkar.
Hacivat: “ Aman Karagözüm, koş gel. Tahta kaşıklar bak gel. “
Karagöz: “ De git Hacivat, bulaşıkları yıkıyorsan kime ne. “
Hacivat: “ Bulaşık demedim, kaşık dedim. Pazardan tahta kaşık aldım. “
Karagöz: “ Tahta kurusunu kaşıkla mı ezdin? O kaşıkla bana yemek mi yedireceksin?
Hacivat: “ Aman Karagözüm, etme eyleme. Ben öyle bir şey söylemedim. “
Karagöz: “ Seni gidi beni bilmez. Çağırayım zaptiyeleri de seni falakaya yatırsınlar. “
Hacivat: “ Dur, zaptiyeleri çağırma. Gel bize gidelim, ayran içelim. “
Karagöz: “ Lafı karıştırma, bayrama daha çok var. “
Hacivat: “ Yeni halı aldım, üstünde yatarız. “
Karagöz: “ Demek beni çalı üstünde yatıracaksın? Her yanıma diken batar. “
Hacivat: “ Pazardan iki tavşan aldım. Görmeye gidelim. “
Karagöz: “ Pazar günü Keşan’a mı gidiyorsun? “
Hacivat: “ Şey yani evet, dayım hastalanmış. “
Karagöz: “ O zaman bir an önce git. Hasta ziyareti deyince akan sular durur. “
Hacivat, Karagöz’ün evinin önünden koşar adım uzaklaşır. Geçen sene Karagöz’ün çağırmasıyla gelen kendisini falakaya yatıran zaptiyeler aklına gelir. Tabanları sızlar. Bırak iki günü iki ay Karagöz’ü arayıp sormaz.

-------------------------------------------------------------

KARAGÖZ İLE HACİVAT: GÜREŞ
Hacivat: “ Gel Karagözüm, güneşlenelim. Öğle sıcağı iyice bastırdı. “
Karagöz: “ Güreşelim mi? Tamam güreşelim. “
Hacivat: “ Güreşelim demedim, güneşlenelim dedim. “
Karagöz: “ Ben senden korkmam Hacivat. Yoksa sen benden korktun mu? “
Hacivat: “ Ben hiçbir şeyden korkmam bilirsin. Sen benden korktun mu? “
Karagöz: “ Bre Hacivat, senden niye korkayım? 60 kilo ya çekersin ya çekmezsin.”
Hacivat: “ Doğru korkmazsın. Yıllar önce şu Pınarbaşı Meydanı’nda 70 kiloluk halinle 120 kiloluk Hulusi’yi paramparça ettiğini gözlerimle gördüm. “
Karagöz: “ Az görmüşsün. Ne insan azmanlarına şu meydanın çimenlerini yoldurdum. “
Hacivat: “ Keşke geçmişe dönebilsem ve senin güreşlerini seyredebilsem. “
Karagöz: “ Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük güreşçisi benim. “
Hacivat: “ Onun orası öyle de gelecekte seni pes ettirecek güreşçiler çıkar. O güreşçi seni hamur gibi yoğururken hiç yalvarma Hacivat gel kurtar beni diye. “
Ben kimseye yalvarmadım sana mı yalvaracağım diyen Karagöz, Hacivat’ın elini yakalar. Hacivat gözlerini kapatır. Karagöz kaldırdığı gibi Hacivat’ı yere vurur. Yaz günü taşlaşmış topraktan bir toz bulutu yükselir. Hacivat’ı yerde hareketsiz gören adamlar, yardıma koşar. Hacivat’ı kucakladıkları gibi yakındaki hekimin evine kuş gibi uçururlar. Hekim , Hacivat’ın göğsünün sol tarafına uzun süre baskı yapar ve sonunda Hacivat kendine gelir. Etrafına bakınır, Karagöz orada yoktur: “ Aman ağalar, Karagöz’e güneşlenelim dedim, güreşelim, dedi. Sonunda beni bu hale getirdi. Bunun gençliğinde bir boğayı kaldırdığını gördüm. Boyu iki buçuk arşındır. ( 1.70 cm. ) Ama bir o kadar da yeraltında vardır. Karşısına çıkacak olanlar bunu iyice düşünsün. “

SON

-----------------------------------------------------------------------

KARAGÖZ İLE HACİVAT: SİNEK ÇORBASI
Hacivat: “ Karagözüm, gel bize gidelim, süt içelim. “
Karagöz: “ Süt mü? Ne sütü? “
Hacivat: “ Süt işte, inek sütü. “
Karagöz: “ Git başımdan Hacivat, sinek sütü içilmez. “
Hacivat: “ Sinek sütü demedim, sağır kulaklı, inek sütü dedim. “
Karagöz: “ Sinek sütü içilmez ama çorbası güzel olur. “
Hacivat: “ Çorbası mı? Neyin çorbası? “
Karagöz: “ Sinek çorbası. Dün içtiydin, güzel dediydin. “
Hacivat: “ Ben sinek çorbası falan içmedim. “
Karagöz: “ Dün çorba içerken tabağına sinek düştü. “
Hacivat: “ Eee.. “
Karagöz: “ Sen bir kaşıkta sineği yuttun. “
Hacivat: “ Aman Karagözüm, uyarsaydın, çorbanda sinek var deseydin. “
Karagöz: “ Benim öyle dememe vakit kalmadan sen sineği mideye indirdin. “
Hacivat: “ Sinek şimdi neremdedir? “
Karagöz: “ Dünden beri hiç dışarı çıktın mı? “
Hacivat: “ Çıktım, hem de iki kere. “
Karagöz: “ O zaman sinek sende değildir, gökyüzünde uçuyordur. “
Hacivat: “ Neyse kurtuldum ya şu sinekten. Keyfim yerine geldi. “

SON

---------------------------------------------------------

KARAGÖZ İLE HACİVAT: PENCEREDEN BAKSAN NE GÖRÜRSÜN?
Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşır.
Hacivat: “ Karagözüm, sana bir soru sorayım da bil. Benim evin penceresinden baksan ne görürsün? “
Karagöz: “ Tencerede ne varsa onu görürüm. Dolma, pilav gibi. “
Hacivat: “ Tencere demedim, pencere dedim. “
Karagöz: “ He öyle söylesene. Sokak görürüm. “
Hacivat: “ Başka. “
Karagöz: “ Ev görürüm. “
Hacivat: “ Başka. “
Karagöz: “ Adamlar, kadınlar görürüm. “
Hacivat: “ Başka, başka. “
Karagöz: “ Gökyüzü, bulut görürüm. “
Hacivat: “ Bilemedin. Keşiş Dağı’nı ( Uludağ ) görürsün. “
Karagöz: “ Hacivat, senin pencereden Keşiş Dağı görünmez ki. “
Hacivat: “ Görünür, görünür. Ben her gün görüyorum. “
Hacivat kafasını sağa çevirip bakar. Üç adam gelmektedir. Biraz sonra adamları çevirip, göz kırpar ve sorar: “ Benim evin penceresinden Keşiş Dağı görünür, öyle değil mi dostlar? “
Adamlar: “ Evet, görünür, derler ve gülerler. “
Hacivat: “ Bak gördün mü, görünüyormuş. “
Karagöz: “ Hayret, ben neden göremedim acaba? “
Bunun üzerine adamlar, kahkahalarla güler. Karagöz alay edildiğini anlar. Ders vermek için, Hacivat’a döner: “ Hacivat, benim de sana bir sorum var. Sen benim evin penceresinden baksan ne görürsün? “
Hacivat: “ Bahçe görürüm, insan görürüm, ev görürüm, “ der ama Karagöz bunu kabul etmez. Karagöz’den kaçan bir Hacivat görürsün der ve Hacivat’ın üstüne atılır. Hacivat geri dönüp kaçmaya başlar. Karagöz, gel buraya, diye bağırarak Hacivat’ı sokaklarda kovalar. Evinin önüne gelen Hacivat kapının açık olmasından yararlanıp eve dalar, bahçeye çıkar. Peşindeki Karagöz’ün nefesini ensesinde hisseder. Son bir hamleyle bahçedeki tuvalete girer ve kapıyı kapatır. Hacivat’ın oturduğunu gören Karagöz, korkak seni, şimdi de alaycı konuşsana der ve evden çıkıp gider.

SON


Yazan: Serdar Yıldırım
__________________
Lütfen forum kurallarını okuyunuz..
es22es Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 09:39 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580