|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
18-01-2007, 15:38 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 |
aşağıda dünya klasiklerinden bazı eserlerin tanıtımlarını göreceksiniz. bu kitapları okumask isteyen arkadaşlar için bir ön bilgi niteliğindedir. bu eserlerin dışındaki diğer dünya klasiklerinin tanıtımlarını burada sizler de verebilirsiniz.
__________________ Besiktas JK . | ||
|
18-01-2007, 15:38 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | Lev Tolstoy İvan İlyiç'in Ölümü Tolstoy’un, iyi bir hayat yaşadığını zanneden bir adamın, ölümün yaklaştığını anladıkça yavaş yavaş aslında yaşamamış olduğunu fark edişini büyük bir saflık ve şaşırtıcı bir samimiyetle anlattığı bu kısa ama büyük romanını, Ergin Altay’ın Rusça aslından yaptığı güçlü çeviriyle sunuyoruz. “Başlardaki adı Bir Yargıcın Ölümü olan hikâyeye ilişkin fikir Tolstoy’un aklına, 1881’de Tula Mahkemesi’nde yargıçlık yapan İvan İlyiç Meşnikov’un öldüğünü duyduğunda gelmiş ve Tolstoy daha sonra Meşnikov’un kardeşinden olayın ayrıntılarını öğrenmişti. Kafasındaki asıl fikir, ölümle önce mücadele eden, sonra da kendisini ona bırakan bir adamın günlüğünü kaleme almaktı. Ama yavaş yavaş eğer üçüncü şahıs gözünden anlatılırsa, hikayenin trajik boyutunun derinlik kazanacağını gördü. Ve günlük, bir romana dönüştü.” Henri Troyat, Tolstoy
__________________ Besiktas JK . | ||
18-01-2007, 15:38 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | Lev Tolstoy Diriliş Tolstoy’un inanılmaz gözlem gücünü ve hassas duyargalarını toplumsal eşitsizliğe, üst sınıfların kalpsizliğine ve suçluluk duygularına ve Çarlık Rusyası’nın acımasız bürokrasisine yönelttiği en eleştirel romanıdır Diriliş. “Diriliş’i bir seferde okudum. Çarpıcı bir eser... En ilginç kahramanlar, prensler, generaller, ihtiyar hanımefendiler, köylüler ve mahkûmlar... Ne usta bir kalemi var Tolstoy’un. Romanının ise sanki sonu yok.” Anton Çehov (Menşikov’a mektup, 1900
__________________ Besiktas JK . | ||
18-01-2007, 15:38 | #4 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | Dostoyevski Delikanlı Delikanlı yalnızlıktan ve dış dünyadan kopmaktan özel bir ruhsal kıvama ulaşan genç ve tipik bir Dostoyevski kahramanının hikâyesidir... Dostoyevski’nin en büyük kitapları arasında hiç sayılmayan bu romanı ilginç yapan şey, tıpkı kahramanı gibi yazarının da bu sayfalarda büyük amaçlarla kendi akıl karışıklığı arasında bölünmüş gözükmesidir... “Bütün bu karakterler, her ne kadar birbirinden farklı olsalar da, önemli bir ortaklığa sahiptir: Öncelikle, istisnasız her biri, yalnızdır -hayatı ve yaşadıkları çevreleri anladıkları için kendilerine yeten, kendi dünyalarına gömülü ve kendileriyle meşgul olarak yaşadıkları için başkalarına hep yabancı gözüyle bakan insanlardır. Onların gözünde diğer insanlar, ya kendilerini hükmü altına alma tehdidi taşıyan ya da kendilerine boyun eğecek yabancı birer güçtür sadece. Delikanlı’nın genç Dolgorukiy’si, bir Rothschild olma “fikri”ni açıklayıp bu “fikri” gerçekleştirmek üzere yaptığı deneyleri anlatırken -bu deneyler ruhsal açıdan Raskolnikov’unkilere çok benzer- onları “yalnızlık” ve “güç” kelimeleriyle nitelendirir. Tek başınalık, diğer insanlardan kopukluk, yalnızlık hali, insanlar arasındaki ilişkileri bir üstünlük/aşağılık mücadelesine dönüştürür.” GEORG LUKÁCS
__________________ Besiktas JK . | ||
18-01-2007, 15:39 | #5 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | Lev Tolstoy Savaş ve Barış 2 Cilt “İşte bütün romancıların en büyüğü -Savaş ve Barış yazarı için başka ne diyebiliriz ki...” Virginia Woolf “Her akşam kalkıp Savaş ve Barış’ı okuyorum. İnsan öyle bir merak ve öyle saf bir heyecanla okuyor ki, sanki daha önce hiçbir şey okumamışız gibi geliyor. Harikulâde güzel.” Anton Çehov “Bana Tolstoy’un Savaş ve Barış’ını okuma fırsatı verdiğiniz için size teşekkür ederim. Birinci sınıf! Ne sanatçı ve ne psikolog! İlk iki kısım kusursuz, ama üçüncü yokuş aşağı gidiyor... Bazı kısımlar ise Shakespeare düzeyinde.Okurken zevkten gözlerimden yaşlar aktığını hissettim,üstelik bu çok da uzun sürdü. Evet, güçlü. Çok güçlü!” Flaubert (kendisine romanın Fransızcasını yollayan Turgenyev’e yazdığı mektuptan) “Tolstoy’un Savaş ve Barış’ı son bin yılda yazılan en büyük on edebiyat eserinden biridir. Bütün 19. yüzyıl romanları içerisinde Tolstoy’un Napolyon’un Rusya’yı işgalini anlatan panoraması, hacmi, insan anlayışı, kahramanlarının soluğu ve tarih üzerine düşüncelerinin akışı bakımından en büyüğüdür. Resmin büyüklüğüne rağmen bireysel fırça darbeleri de her zaman kesin, doğru ve vecizdir.” John Updike
__________________ Besiktas JK . | ||
18-01-2007, 15:40 | #6 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | Lev Tolstoy Anna Karenina “Anna Karenina benim okuduğum en mükemmel, en kusursuz, en derin ve en zengin roman. Tolstoy’un her şeyi gören, herkesin hakkını veren, hiçbir ışığı, hareketi, ruhsal dalgalanmayı, şüpheyi, gölgeyi kaçırmayan, inanılmayacak kadar dikkatli, açık, kesin ve zekice bakışı, bu romanın sayfaları çevirdikçe okura, “evet, hayat böyle bir şey!” dedirtir. Yarıştan önceki bir atın diriliğini, mutsuz bir bürokratın yavaş yavaş düştüğü yalnızlığı, bir kadın kahramanının üst dudağını, bir büyük ailedeki dalgalanmaları, hep birlikte yaşanan hayatlar içinde tek tek insanların inanılmaz ve hayattan da gerçek kişisel özelliklerini Tolstoy mucizeye varan bir edebi yetenek, hoşgörü ve sanatla önümüze seriverir. Roman sanatı konusunda eğitim için okunacak, defalarca okunacak ilk roman Anna Karenina’dır. Nabokov’un bu büyük roman hakkındaki sonsözü ise Tolstoy’un mirasçısı bir başka büyük yazarın edebiyat, roman ve hayat konusunda vazgeçilmez bir dersi niteliğinde.” Orhan Pamuk
__________________ Besiktas JK . | ||
18-01-2007, 15:40 | #7 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | Henry James Daisy Miller Daisy Miller, Henry James hayranlarının dışındaki okurların da büyük beğenisini kazanmış, kısalığından ötürü yazarın büyük eserlerinden sayılmasa da en popüler novella’sıdır. New Yorklu varlıklı bir ailenin asi, toplumsal sınırlamalara aldırmayan “vahşi çiçek”inin olağanüstü güzel ve “masum” bir genç kız olarak tasvir edilmesi Amerika’daki muhafazakâr çevrelerin tepkisini çektiği için kitap önce İngiltere’de yayımlandı. James, Daisy Miller’da “aristokrat” geçinen yakınlarının etkisinden sıyrılamayan genç bir Amerikalının, olağanüstü güzel bir genç kız karşısındaki büyülenişini anlatır. Vevey’de, göle bakan bir otelin bahçesinde karşılaştığı Daisy, Winterbourne’u bir ikileme sürükler. Genç kız “önüne çıkan her erkekle flört etmekten” çekinmemektedir, oysa Winterbourne onu “işlenmemiş bir cevher” gibi görmek ister. Eleştirmen Leslie Fielder’a göre Daisy, “edebiyattaki Amerikan prenseslerinin ilki, Avrupalı erkeklerin başını döndüren Amerikalı kadın turist tipinin ilk örneğidir. Avrupalı erkeklerin anlamadığı şey, Daisy’nin masumiyetinin doğuştan geldiği, o efsanevi masumiyetin ve saflığın yaptığı ya da söylediği hiçbir şeyle bozulmayacağıdır
__________________ Besiktas JK . | ||
18-01-2007, 15:41 | #8 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | Dostoyevski Suç ve Ceza Dostoyevski’nin kendi dünyasının kurduğu en sevilen, en çok okunan, en unutulmaz ilk büyük romanı Suç ve Ceza’yı büyük çevirmen Ergin Altay’ın İletişim Yayınları için yeni yaptığı güçlü çevirisiyle ve Murat Belge’nin önsözüyle sunuyoruz. “Aşkı ilk yaşamak, denizi ilk görmek gibi, Dostoyevski’yi de keşfetmek insanın hayatında çok önemli bir tarihtir. Bu genellikle ilk gençlik çağında olur; yaşlılıkta daha huzurlu yazarları okuruz. 1915’te Cenevre’de Suç ve Ceza’yı okudum. Kahramanları bir katil ve bir ****** olan bu roman bana çevremizdeki savaştan da yıkıcı ve etkileyici geldi... Dostoyevski’yi okumak bilmediğimiz büyük bir şehrin içine ya da bir savaşın gölgesine girmek gibidir.” J. L. Borges
__________________ Besiktas JK . | ||
18-01-2007, 15:42 | #9 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | Dostoyevski Kumarbaz Dostoyevski’nin kendi kumar tutkusu ile tutkulu bir aşkını dramlaştırarak bir hamlede yazdığı bu romanı Ergin Altay çevirisiyle sunuyoruz. Dostoyevski yayıncısı ile yaptığı bir kontrat yüzünden Kumarbaz’ı yirmi beş günde yazdı. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazmayan Dostoyevski, bir stenograf tutmuş; Anna Grigoryevna adlı bu genç kadınla daha sonra evlenmişti
__________________ Besiktas JK . | ||
18-01-2007, 15:42 | #10 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | Dostoyevski Karamazov Kardeşler Dünya edebiyatının en büyük üç eserinin Sophokles’in Oedipus Rex’inin, Shakespeare’in Hamlet’inin ve Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler’inin aynı konuyu, yani “baba katilliğini” ele alması rastlantı olarak açıklanamaz. Üstelik, bu üç eserde de sözkonusu davranışın kaynağı, yani bir kadın yüzünden doğan cinsel düşmanlık açıkça ortaya konulmuştur. Sigmund Freud Bana göre geçen binyılın kitabı Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler’idir. Bu dünyada yaşamın, öteki insanlarla birlikte olmanın ve öteki bir dünyayı düşlemenin bütün sorunlarını, neredeyse ansiklopedik bir boyuta varan bir genişlik ve yürekten gelen böylesine sarsıcı bir yoğunlukla dramlaştırabilen bir başka kitap bilmiyorum. Kilise ve devlet, ideolojiler ve güzellik, özgürlük ve sorumluluk gibi her zaman›n sorunlarıyla, taşradaki küçük bir Rus ailesinin para, aşk, baba korkusu, kardeş kıskançlığı, itibar gibi iç sorunları arasında bu roman öylesine bir ahenk ve güçle gidip gelir ki; insan, okumanın verebileceği en büyük armağanı alır: Kendi hayat deneyimimizin de insanoğlunun deneyiminin bir parçası olduğunu derinden hissetmek. Orhan Pamuk
__________________ Besiktas JK . | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |