Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Felsefe

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 14-07-2006, 02:18   #1
 
GoD of WaR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
En Sefil İnsan Amaçsız Olandır...

En Sefil İnsan Amaçsız Olandır...

Alıntı:
"Hayatım ve ona olan sevgim üzerine yemin ederim ki asla başkalarının hatırı için yasamayacağım, ne de onlardan benim hatırım için yasamalarını isteyeceğim.": John Galt

Galt'ın bu sözü objektivist etiğin dramatize edilmiş bir özetidir. Herhangi bir etik sistem, temellerini zimnen veya açıkça metafiziğe dayandırır veya metafizikten alır. Objektivizmin metafizikten aldığı etik temellerine göre mantık insanin hayatta kalmak için en temel aracı ise, rasyonalite de en yüksek erdemidir. Aklını kullanmak, gerçekliği algılamak ve ona göre eylemde bulunmak insanin ahlaki zorunluluğudur. Objektivist etiğin değer standardı, insanin insanca vasıflarını muhafaza ederek yasaması, yani insan hayati için, ya da diğer bir deyişle rasyonel bir varlığın kendine yakışır şekilde hayatta kalması için gerekli olan neyse odur. Objektivist etik özünde insanin kendi iyiliği için yasadığını, kişisel mutluluğunun en yüksek ahlaki amacı olduğunu ve ne kendini başkaları için ne de başkalarını kendisi için feda etmemesi gerektiğini savunur.

Atlas Shrugged'ın kadın kahramanı :"temel bir suçluluk duygusu yasamaya muktedir değildi" der. Herhangi bir ahlaki sistem suçluluk duygusu olmadan varolabilir mi? Bu cümledeki anahtar kelime "temel"dir. Temel bir suçluluk duygusu burada kişinin kendi davranışlarını değerlendirme ve yanlışlarından pişman olma anlamında kullanılmıyor. Temel suçluluk duygusu insanin yaradılış itibarıyla kötü ve suçlu olduğu anlamına geliyor.
Ebedi günah gibi..

Ebedi günah olgusu romandaki kadın kahramanın, benim veya herhangi bir objektivistin kabul edemeyeceği veya duygusal olarak yasayamayacağı bir histir. Ebedi günah kavramı ahlaki dışlayan bir kavramdır. Eğer insan yaradılış itibarıyla suçlu ise bu konuda tercih hakki yok demektir. Tercih hakki yok ise konu ahlakin alanına dahil değildir. Ahlak sadece insanin hür iradesinin hakim olduğu alanda yani onun tercihine açık konularda söz konusu olabilir. İnsanoğlunu yaradılış itibarıyla suçlu kabul etmek kavramsal bir çelişkidir. Kahramanım belirli bir eylemi hakkında suçluluk duyabilir. Ancak kendine saygısı olan yüksek ahlaki değerlere sahip birisi olarak eylemleriyle suçlu olmayı hak etmedigini görmektedir. Tamamıyla ahlaka uygun hareket edecek ve bundan dolayı hak etmedigi bir suçluluk duygusunu kabul etmeyecektir.

Atlas Shrugged'da ana karakterlerden birine "En sefil insan tipi nedir?" diye soruluyor. Cevap ta: "Bir sadist, katil, seks manyağı veya diktatör demiyor. "Amaçsız biri" diyor.
Hayatlarını açıkça tanımladıkları bir amaçları olmadan devam ettiren çoğu insan sefil bir yaşam sürmekte…
Çünkü tüm kötülüklerin kökeninde bu yatıyor. Sadizim, diktatörlük ve herhangi bir kötülük insanin gerçeklikten kaçmak istemesi sonucudur. Düşünememesinin sonucu… Amaçsız bir adam gelir geçer duyguların ve tanımlayamadığı dürtülerin etkisiyle oradan oraya savrulan ve kendi hayatinin kontrolünü tamamen kaybettiği için her türlü kötülüğü yapmaya muktedir biridir. Hayatinizi kontrol etmeniz için bir amacınız olması gerekir. Üretken bir amaç…

"Hitler ve Stalin kendi hayatlarını kontrol edemiyorlar miydi.Açık bir amaçları yok muydu?" diye sorabilirsiniz:

Tabii ki hayır. Hayatlarının gerçek anlamda birer manyak olarak sona erdiğine dikkatinizi çekerim. Kendilerine saygıları olmadığı için tüm varoluştan nefret etmişlerdir. Bu gibilerin psikolojisi Atlas Shrugged'taki James Taggart karakteriyle özetlenebilir. Amacı olmayan fakat bir şeyler yapmak durumunda olan birisi diğerlerine zarar vermek için hareket eder. Bu üretken veya yaratıcı bir amaçla ayni şey değildir.

Merkezi bir amaç insan hayatındaki bütün diğer ilgileri düzene sokar; değerlerinin hiyerarşi ve görece önemlerini saptar, anlamsız iç çelişkilerden uzak tutar, hayattan daha geniş ölçekte keyif almasını ve bu keyfi aklinin hakimiyetine açık olan her alana taşımasını sağlar. Amaçsız birisi ise kaos içinde kaybolur gider. Değerlerinin ne olduğundan habersizdir. Nasıl karar vereceğini bilemez. Kendisi için neyin önemli neyin önemsiz olduğunu saptayamadığı için rasgele etkilerin ve anlık kaprislerin insafına bırakır kendini. Hiçbir şeyden zevk alamaz.
Hiçbir zaman bulamayacağı bir değeri ararken hayatını harcar.


Mantık insan bilgisinin aracıdır. Gerçekliği algılamamızı sağlayan işlevdir. Rasyonel davranmak demek gerçeğe uygun davranmak demektir. Duygular ise algılamanın aracı değildirler. Ne hissettiğiniz size gerçekler hakkında hiç bir şey anlatmaz; sadece gerçekler hakkındaki tahminlerinize dair bir izlenimdir. Duygular değer yargılarınızın sonucudurlar. Bilinçli veya bilinçsiz olarak kazandığınız, doğru olabileceği kadar yanlış da olabilecek temel önkabullerinizin sonucudurlar. Kapris ise sebebini bilmediğiniz ve öğrenmeye de zahmet etmediginiz bir duygudur. Peki "kaprislerle hareket etmek" ne demek oluyor? Bu, insanin bir zombi gibi neyle uğraştığını, ne başarmak istediğini veya onu neyin motive ettiğini bilmeden yasamasıdır. Bu insanin geçici bir delilik hali içinde yasaması demektir. Renkli veya keyifli dediğiniz bu mu? Bu durumdan alınabilecek yegane keyfin, canilerin kan dökerken aldığı keyfe benzeyeceğini düşünüyorum. Gerçeği reddederek eylemlerde bulunmak sadece yıkım getirebilir.

Duygularımızın olması gerektiği yerde durmalarına dikkat etmeliyiz. Duygular insanin değerlerle ilgili ön-kabullerinin otomatik birer tepkisidirler. Sebep değil sonuçturlar.
İnsan eğer mantığı ve duyguları arasındaki ilişkiyi doğru kurabiliyorsa bu ikisi arasında mutlaka bir çatışma, ya birini ya öbürünü seçmek zorunda kalacağımız raddede bir çelişki olmak zorunda değildir.

Rasyonel insan, duygularının kaynağını, sahip olduğu hangi önkabullerden kaynaklandıklarını bilir veya keşfetmek için çaba harcar. Eğer önkabulleri yanlış ise düzeltir. Asla güvenemeyeceği ve anlamlarını tam kavrayamadığı duyguların esiri olarak hareket etmez. Bir olayı değerlendirirken tepkilerinin nedenini ve hakli olup olmadığını bilir. İç çelişkilere sahip değildir; aklı ve duyguları yekparedir; bilinci mükemmel bir uyum içindedir. Duyguları düşmanı değil hayattan keyif almasını sağlayan araçlardır. Fakat duyguları rehberi değildir; rehber aklıdır. Ne var ki bu ilişki tersine çevrilemez. Eğer kişi duygularını sebep aklini ise duygularının edilgen bir sonucu olarak tasavvur ederse; yani eğer duyguları tarafından kontrol edilir ve aklini duygularını rasyonalizm etmek veya meşrulaştırmak için kullanırsa o zaman gayri ahlaki hareket ediyor demektir.

Böylelikle kendini zulmüme, başarısızlığa, yenilgiye mahkum etmiş olur. Kendinin ve başkalarının mahvolmasından başka hiç bir şey başaramaz.
Bencil.org
__________________
fb öfkemsin gs nefretimsin !




GoD of WaR Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-10-2006, 20:21   #2
 
OnuR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

evet en sefil insan amacsız olndır...teşkkrler
__________________




Besiktas JK






.
OnuR Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 31-10-2006, 03:03   #3
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

doğru bir yaklaşım
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 17:57 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580