|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
02-10-2006, 13:48 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 34
Mesajlar: 800
Tecrübe Puanı: 19 |
SAY Bizim küçük Temel, Okuldan bir türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen: -Oğlum seni imtihan edeceğim. Bilirsen seni mezun edeceğim. Temel sevinir, sözlüye kalkar... Hoca: -Söyle bakayım Temel, İngiltere'yle Fransa kaç kez savaştılar? Küçük Temel: -Alti defa savaştiler öğretmenum. Hoca: -Aferin sana Temel, tebrik ederum, der. Küçük Temel, mezun oldum sevinciyle hocaya bakarken, hoca: -Peki say bakalım, demez mi? Küçük Temel: -Bir... İki... Üç... Dört... Beş... Alti. Patliyacagim Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur, asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar: -Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi! Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi, başlarlar nasihata: -Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de bak. Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır oynuyor, hem de nasıl oynuyor... Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle Temel'e yaklaşır: -Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar: -Ula sen manyak misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi... Patlayrum. Kaplumbalar Dört kaplumbağa, pikniğe çıkmaya karar vermiş. Erzakları hazırlayıp; bir yıl, iki yıl, beş, on yıl derken, otuz yıl sonra piknik yerine varmışlar. Gazozları, yiyecekleri, herşeyi ortaya çıkarmışlar. Bir bakmışlar gazoz açacağı yok. Tek çözüm, birinin eve gidip açacağı alıp gelmesi. Görev, içlerinde en küçük kaplumbağa olan Temel'e düşmüş. Genç kaplumbağa: -Ben gelene kadar buradaki yiyeceklere dokunmazsanız giderim... Diğerleri bunu kabul etmiş. Temel, yola çıkmış; bir,iki, on, yirmi yıl geçmiş. Bu arada, yaşlı kaplumbağalardan biri fenalaşmış. Arkadaşları ne yapsa faydasız, son bir dileği olup olmadığını sormuşlar: -Gerçi genç kaplumbağaya söz verdik ama, şuradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?... -Elbette... Diyerek, sarmalardan birini vermişler. Tam ağzına atacağı sırada, genç Temel, çalıların arasından fırlamış: -Gitmiyorum işte, gitmiyorum... BEN NE YAPIYORUM? Bizim Temel’le Dursun Almanya’da bir gün arabayla gezmeye çıkarlar... Tabii otobandan giderken alışmışlar burda suratli gitmeye. Dursun tahrik eder: - Ula bas kaza nerdeyse at arabasi bize yetişecek. Temel bu durur mu. Hız sınırını çoktan aşmıştır. Birden yoldan çıkıp yokuştan aşağı ağaçların arasına paldur küldür giderken Dursun atılır: - Ula ne oldi eyi giderken birden sallanmaya başladuk. Temel heyecanla: - Ula Dursun, sorma önüme bi köpek çikti... Dursun: - Ula uşağum ezseydun oni da geçseydun... Temel: - Ula ben neye uğraşıyorum zannedeysun... NEYE BASIYOR? Temel, kahvehanede arkadaşlarına av maceralarını anlatmaktadır: - Geçenlerde ormana ava gittum. Birden bi ayi ile karşulaştum. Tüfeği atıp kaçmağa başladum. O da beni kovalamaya başladi. Tam ayinun nefesini ensemde hissettuğum anda ayi kayup yere düşti. Bu durumu fırsat bilip arayi açmağa çaliştum. Ama ayi gene peşima düşti. Gene tam nefesini ensemde hissettuğum anda ayi tekrar kayup yere düşti. Ben tekrar arayi açmağa çalıştum. O arada Dursun, dayanamayarak sorar: - Ula Temel, çok cesaretli adamsun. Ben senun yerinde olsam, altuma ederdum. Temel atılmış: - Ula sen ayinun neye basup kayduğunu zannedeysun? NESİ VAR? Temel, eczane açar. İlk müşterisi gelir: -Bana bir sinek ilacı verir misiniz? Temel: -Tabii, sineğunuzun nesi var?
__________________ Bu sene sampiyon gorelim sizi, Olmeden mezara koymayin bizi, Korkutmaz bizleri musalla tasi, Olumune seviyoruz biz BESIKTASI | ||
|
02-10-2006, 14:09 | #2 | ||
Beş-U-ktaş Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 3.884
Tecrübe Puanı: 21 | sonuncu klasik ötekileri güzell | ||
02-10-2006, 14:29 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 40
Mesajlar: 1.387
Tecrübe Puanı: 19 | BEN NE YAPIYORUM? Bizim Temel’le Dursun Almanya’da bir gün arabayla gezmeye çıkarlar... Tabii otobandan giderken alışmışlar burda suratli gitmeye. Dursun tahrik eder: - Ula bas kaza nerdeyse at arabasi bize yetişecek. Temel bu durur mu. Hız sınırını çoktan aşmıştır. Birden yoldan çıkıp yokuştan aşağı ağaçların arasına paldur küldür giderken Dursun atılır: - Ula ne oldi eyi giderken birden sallanmaya başladuk. Temel heyecanla: - Ula Dursun, sorma önüme bi köpek çikti... Dursun: - Ula uşağum ezseydun oni da geçseydun... Temel: - Ula ben neye uğraşıyorum zannedeysun... bu süpermis paylasim icin tskler...
__________________ SIYAHIN ZINDAN OLSUN BEYAZ AYDINLIK, HERKESE NASIP OLMAZ BESIKTASLILIK!!! Emege Saygi Lütfen, bi "TESEKKÜR EDERIM" yeter.... | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |