Kartal’ın yaz kampı!

Kartal’ın yaz kampı!


Siyah-Beyazlılar’ın, aynı otelde kamp yaptığı Werder Bremen’den alacağı o kadar çok ders var ki... Alman ekibi karşısındaki 4-0’lık hezimet, yapılan antrenmanların aynası gibiydi. 12.01.2007

Muhabirimiz Orhan Yıldırım, Beşiktaş’ın Antalya’daki devre arası hazırlıklarını mercek altına aldı...

Kampın genel değerlendirmesine başlık ararken, çok düşündüm. Onlarca kelime değiştirdim. Sanırım bu en güzeli... Nedenine gelince; tam 19 yıldır kulüp muhabirliği içinde olan biri olarak ilk kez böyle kampa şahit oldum. Durumun üzerinde fazla yorum yapmadan, Bundesliga’nın ilk yarısını lider bitiren Werder Bremen’e bakalım.
Kartal’ı 4-0 ile geçen Alman temsilcisi ile küçük bir karşılaştırmada bulunalım, yorumu kamuoyu yapsın.
Beşiktaş ikinci yarı için 2 Ocak’ta toplandı. Bremen ise 2 gün sonra. Lig maçları iki ülkede de aynı tarihte start alacak. Beşiktaş ile Bremen’in otele giriş saatleri hemen hemen aynı. Bizimkiler dinlenmeye çekildi, Bremen otobüsten eşofmanlarla inip sahaya çıktı.
Ve gelelim 8 Ocak 2007, yani maç gününe. Sağ tarafta maç günü ve maçtan sonraki gün iki takımın programı bulunuyor...
* * * *
Antrenman tabloları Beşiktaş’ın gerçek yüzünün en iyi göstergesi. Ben gözlerime inanamadım. Başkası anlatsa da inanamazdım.
Bir tarafta Werder Bremen. Bundesliga lideri. Şampiyonlar Ligi’nden kıl payı elendi, UEFA’nın en büyük şampiyon adayı. Aynı zamanda kendi liginin de...
Beşiktaş’a bakalım. Ligde liderin 8 puan gerisinde. Avrupa’da sıradan takımların yer aldığı gruptan çıkamadı. Kupadaki tek şansı, seyircisiz Ankaragücü maçını kazanmaya kalmış.
Oyunculardan birkaç örnek verelim Almanlar’ın... Diego, Klose, Almeida, Naldo, Frings, Mertesecker, Borowski gibi hepsi üst seviyedeki isimler. Bizimkilerin performansları ise ortada.

Bremen bu tempoda çalışıyor, Beşiktaş yatıyor!
Normalde böylesine kalite farkı olan iki takımda Bremen 1 yapıyorsa, Beşiktaş’ın 10 katı idman yapması gerekmez mi?
Ve son bir gözlem daha... Aynı otelin sahasında oldukları için Bremen’in idmanlarını da izledim. Adamlar, savunma, kanat, forvet, duran ve yan top, birebir adam geçme kısacası futbol okulu gibi teknik ve taktik idmanı yapıyor. Hala daha Klose gibi dünya çapında bir santrfora, kafa ve havadan gelen topa iki hamlede gol vuruşu yaptırıyor.
İdman bitiyor hoca içeri giriyor. Oyuncular sahada, birkaç gruba ayrılıp kendi aralarında değişik çalışmalar yapıyorlar. Bu da sahaya yansıyor: Bremen: 4, Beşiktaş: 0...

Elin Alman’ı, hem de zirvedeyken, böyle idmanlarda çalışmalar yaparken, nerdeyse dibe vurma noktasına gelen bizimkiler ayak tenisi oynayıp stres attılar. Sen eksikleri antrenmanlarda çalışmazsan, maçlarda nasıl uygulama yapacaksın.
Bremen örneğinden alınacak çok dersler, düşünecek o kadar olay var ki. Bütün bunlar ve dahası, yönetim, teknik heyet ve oyuncuların gözleri önünde, tabir caiz ise kucak kucağa(!) yaşandı.
Bizden uyarması...

Kleberson’u harcamayın
Performansından memnun olmasam da, Kleberson’un harcanmasından yana değilim. Görünen şu; Delgado döndüğünde o bölgeye çekilecek, Kleberson ise kulübeye. Bu oyuncuya Brezilya milli takımında olduğu gibi sağ tarafta şans verilmeli. Tatile giderken çok sıkıntılı olan Kleberson, geriye bunun tam tersi durumla döndü.

Yönetim boşluğu
100. yılda takım şampiyon olduğunda futbol şube sorumlusu Yıldırım Demirören, Menacer Sinan Engin ve Sportif Direktör Erdil Arpacı’nın takım üstünde inanılmaz etkisi vardı. Şimdilerde ise büyük bir boşluk hakim. Kamplardan yönetici eksik olmuyor ancak hiçbir şeye müdahale etmiyorlar. Belli ki, ettirilmiyorlar. Oysa bu işleri en iyi bilen Demirören’in geçmiş tecrübesi, bu handikapı ortadan kaldırması lazım. Elbette kulüp başkanı bunlarla bizzat uğraşamaz ama ya yeni dönemde yönetime bunu yapacak birini alır, ya da bastırır parayı dışarıdan profesyonel getirir.

Kupa çok şeye gebe
Tatil havasında geçen yaz kampı geride kaldı. Pazar günü Eyüpspor ile son hazırlık maçı var. Ardından önümüzdeki pazar günü, kupada tamam ya da devam niteliğinde yapılacak erken final. Bilindiği üzere Ankaragücü’ne beraberlik yetiyor. Beşiktaş’ın ise gruptan çıkmayı garantilemesi için mutlak kazanması gerekiyor. Yeni yılın ilk ayı, Beşiktaş için gerçek dert ayı. Kupanın sonrasında ise kongre var.
Ligde öndeki rakipler takılabilir. Fakat Beşiktaş hep kazanır mı, sorun burada.
Aslında biz kendi kendimizi kandırıyoruz. Hele Beşiktaş, Galatasaray maçını gördükten sonra Avrupa’nın neresinde olduğumuz acı gerçeği ile bir kez daha karşılaştık.
Beşiktaş’ın iki kulvarda başarılı olması için, bireysellikten çıkıp, hızla takım oyunu sistemi içine girmesi lazım.
Belki bu kamp son şanstı. Ama bir ihtimal daha var; kupa. Bakalım hep birlikte bekleyip göreceğiz.

Kartal’ın programı
Maç günü
10.00 Antrenman (1 saat 10 dakika)
Maçın ertesi günü
10.00 Kros (1 saat 05 dakika.)
15.00 Antrenman (1 saat 45 dakika ‘maçta oynamayanlar’)

W.Bremen’in programı
Maç günü
08.00 Kros (1 saat 20 dakika)
10.00 Antrenman (2 saat 15 dakika)
16.00 Ter idmanı (1 saat 10 dakika)
Maçın ertesi günü
08.00 Kros (1 saat 20 dakika)
10.00 Antrenman (2 saat 25 dakika)
16.00 Antrenman (2 saat 35 dakika)

Bu sene not yok!
Bundan önceki kamplarda oyuncuları tek tek değerlendirip not verirdik. Ama öyle kamp yaşadık ki, hiçbir şey göremedik. Niyet nedir anlamadık. İnşallah ben anlamadığım ile kalırım. Tigana da ekibine anlatır da, bu takım çıkışa geçer. Ama hiçbir Beşiktaşlı gidişattan memnun değil. Yağmur gibi, mail ve mesaj yağıyor. Büyük çoğunluğu da yönetime tepki. Sonra da teknik kadroya. Biz de nasibimizi almıyor değiliz, ‘Çok karamsarsın diye’... Ancak başkaları gibi at gözlüğü takıp, ‘Kartal yüksek uçuyor’, ‘Mükemmel kamp geçirdi’ gibi edebiyat yapmayıp, gözlemlediğimiz gerçekleri aktarıyoruz.

Çıkıştakiler
Ricardinho, Gökhan Zan, İbrahim Üzülmez, Toraman ve Gökhan Güleç en iyi çıkış yakalayan oyuncular gibi duruyor. Ama takımın üstünde anlaşılmaz bir durum var. Sıradan bir ekip havası gibi yani. Büyük takım kimliği, ağırlığı, gücü ve inancı kalmamış bir haldeler. Bence asıl sorun burada. Saha dışındaki bu ortam, anlaşılan maçlara da yansıyor. Olay nedir, ne değildir tam olarak bilmiyorum. Çok ilginç duyumlar geliyor ama, doğrulatamadığım için teşhis koyamıyorum.

Orhan YILDIRIM




Kaynak:Fanatik

[wardaw]

tamam ders alalımda ders alacağımız takımda tam bir alman yani kesinlikle ciddiyetinden ödün vermeyen takım. kesinlikle herşeyleri profesyönel bizimde onlar gibi olmamız lazım.

[{ThE DieSeL...}}]

"Kleberson’u harcamayın
Performansından memnun olmasam da, Kleberson’un harcanmasından yana değilim. Görünen şu; Delgado döndüğünde o bölgeye çekilecek, Kleberson ise kulübeye. Bu oyuncuya Brezilya milli takımında olduğu gibi sağ tarafta şans verilmeli. Tatile giderken çok sıkıntılı olan Kleberson, geriye bunun tam tersi durumla döndü."
Ağzı olan bilip bilmeden konuışuyor işte,,Bu adam brezilya milli takımında sağ kanat oynamadı,manudada sdc2-3 maç zorunluluktan sağ kanat oynadı..Yani FM de dm rc yazıyor diye gerçek hayatta da öyle manası çıkarmamak lazım bundan..

[güzelkiz]

bence werder bremen ile besiktasi kiyaslayamazsin..yani kendimizi kandirmayalim, onlar bizlerden cok daha iyi, tecrübeli falan filan... ama ders alabilecegimiz sey antreman programi...yani cok sasirdim, bizimkiler saat 10.oo da basliyor , almanlar 8 de... fark iste burda....

[Meric]

inşallah faydalı bir kamp dönemi olmuştur

[Neokartal]

Kartal’ın programı
Maç günü
10.00 Antrenman (1 saat 10 dakika)
Maçın ertesi günü
10.00 Kros (1 saat 05 dakika.)
15.00 Antrenman (1 saat 45 dakika ‘maçta oynamayanlar’)

W.Bremen’in programı
Maç günü
08.00 Kros (1 saat 20 dakika)
10.00 Antrenman (2 saat 15 dakika)
16.00 Ter idmanı (1 saat 10 dakika)
Maçın ertesi günü
08.00 Kros (1 saat 20 dakika)
10.00 Antrenman (2 saat 25 dakika)
16.00 Antrenman (2 saat 35 dakika)


Bu takım iyi çalışmıyor fizik/kondisyonu olarak iyi durumda değiliz diyordum hep işte kanıtı.. werder'in kampta yaptıklarına bizimkine bak. böyle bir program uygulamak için antalyalara gidip kamp yapmaya gerek yok.. zaten lig başlayınca uygulanması gereken bir programı biz hazırlık kampında uyguluyoruz.. adamlar günder iki buçukar saatten 2 idman yapıyor bi de kro yapıyor.. biz de yoğun idman temposundan dolayı maçlarda iyi değiliz diyoruz.. komik gerçekten.. adamlar bu yoğun tempoda çıkıp bize yürüye yürüye 4 tane atıyorlar.. tigana da çıkıp çok uzun boylular gökhan zan olsaydı durum çok farklı olurdu diyor.. adeta dalga geçiyor bizimle.. futbol uzun boyluların kazandığı bir spor olsaydı norveçlilerle,isveçlilerle kimse başedemezdi.. brezilyalılar da nal toplardı.. maçta da adamlar hemen hemen bütün golleri ayakla yerden oynayarak attılar.. 1 gol kornerden geldi.. o da bizim runjenin komedisiydi zaten.. werder bremenin dünyaca tanınan hiçbir yabancısı yok.. kleberson ve ricardinho gibi dünya kupası kaldırmış 2 adam bizim takımda oynuyor.. ama sahada futbol namına en ufak birşey yok.. Hala sanki ilk defa bir araya gelmiş futbolculardan oluşan bir takım gibi oynuyorlar.. kimse ne yapacağını bilmiyor..
Bütün bunlara rağmen tigananın çok iyi çalıştık ifadeleri beni çıldırtıyor adeta.. Birisi bitirsin artık bu komediyi.. 18 maç daha bu işkenceyi bize reva görmeyin..

[Meric]

bremen daha iyi çalışmış