|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
08-11-2007, 08:59 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Apr 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 4.856
Tecrübe Puanı: 23 |
Bu noktada takımın selameti açısından freni patlamışçasına konuşan Beşiktaşlı yöneticilerin çıt çıkarmadan susmaları gerekir.Yenilmek ayıp değil. Ama önemli olan yiğitçe, mertçe, mücadele etmek, savaşmaktır. 8.11.2007 Cem Dizdar: Bu noktada takımın selameti açısından freni patlamışçasına konuşan Beşiktaşlı yöneticilerin çıt çıkarmadan susmaları gerekir Kaan Bora: Yenilmek ayıp değil. Ama önemli olan yiğitçe, mertçe, mücadele etmek, savaşmaktır. O zaman mağlup olduğunda da alkışlanırsın... Orhan Yıldırım: Beşiktaş için yas, karalar bağlama, isyan etme günü değil. Bir asrı deviren kulüp, buradan geri gitmeyeceğine göre ileri gidecektir Şu anki hava tıpkı 101. yıldaki Samsunspor maçının ertesindeki gibi. Bu noktada takımın selameti açısından, freni patlamışçasına konuşan bütün Beşiktaşlı yöneticilerin çıt çıkarmadan susmaları gerekir. Çünkü hesapsız kitapsız açıklamalar hem oyuncuları hem Beşiktaş taraftarını paralize ediyor. Belki “özür dileme” temelli bir basın toplantısı ve ardından koyu bir sessizlik. Takımla ilgili bütün açıklamaları teknik direktör ve basın sözcüsüyle sınırlamak gerekiyor. Bu “PAF takımıyla sahaya çıkacağız” saçmalığının tedavülden kaldırıldığını açıklamakla başlayabilirler yeni sürece. Ve özellikle takıma katkısını bir türlü anlayamadığım menacer Sinan Engin’in yaptığı akıllara zarar açıklamalar - örneğin maç öncesi Habertürk’te maç sonrası Star’da - bir an önce sona ermeli/erdirilmeli. Haberlere göre Ertuğrul Sağlam istifa etmiş -doğru bir davranış- ama kabul edilmemiş -bu da doğru bir karar. - Ben Sağlam’ı, Beşiktaş’ı çekip çevirecek, ileri taşıyacak kadar yetkin bulmasam da bu noktada kendisinde ısrar edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii onun da özeleştirisini enine boyuna yapması, hakkındaki eleştirileri ciddiye alması gerek. Futbolculara gelince. İlk olarak ciddi bir psikolojik destek almalılar. Çünkü tahmin ediyorum ki çok önemli bir ‘yıkım’ın içindeler. İkincisi, İnönü’deki ilk maçta, 7 gol yedikleri maçtan sonra Slavia Prag’lı oyuncuların yaptığına benzer, ama katiyen bir özür pankartı değil, daha özgün bir jestle taraftarın karşısına çıkmalılar. Son bir not; hakem Markus Merk de insan evladıymış ki, maçı yarım dakika bile uzatmadı! Cem DİZDAR Yenilmek ayıp değil. Sporun doğasında vardır bir tarafın kaybetmesi. İki yiğit çıkar meydana, gerekirse sabaha kadar güreşirler, biri kaybeder. Ama önemli olan yiğitçe, mertçe mücadele etmek, savaşmaktır. O zaman mağlup olduğunda da alkışlanırsın. Bu saydığımız unsurların hiçbiri salı akşamki Beşiktaş’ta yoktu. Gerek Anfield’de, gerekse ekranları başında bulunan Siyah-Beyazlı taraftarlar, sahadaki manzara karşısında sinir krizine girerken, takım vurdumduymazlığından bir saniye bile ödün vermedi. Teknik heyeti, menaceri, futbolcusu afyon yutmuş gibiydi. Anlaşılmaz bir görüntü... Her golden sonra herkes birbirine bakıyor. Ama kimse mücadele etmeyi, en azından bir faul yapmayı, rakibin formasını çekmeyi hatta gerekirse kart görüp, bu rezil durumdan kurtulmak için oyundan atılmayı aklından geçirmiyor. Eee napalım hal böyle olunca durumu özetlemek için aklımıza ünlü divan şairimiz Fuzuli’nin bir lafı geliyor: Sussam gönül razı değil, konuşsam faydası yok... Kaan BORA Öyle ya da böyle. Türkiye’de en iyi kadro Beşiktaş’ta. Sağlam her şeyi ben bilirim mantığında, Liverpool önünde Mehmet Sedef ilk 11’de... Acaba bir takımda bu kadar sakatlık olur mu? Artık Başkan masaya yumruğunu vurup önüne bakmalı. Radikal kararlar alacağı söyleniyor.Takıma bir kondisyoner, bir kaleci antrenörleri getirilsin. Sağlam’ın ekibi kalsın ancak Datcu gelip orada dursun. Oyuncular ile konuşuyoruz, hepsinin görüşü aynı: Bu işler tecrübe ile olur... Hepsi, “Palavradan gençleştirme operasyonları bizi bu hale getirdi” diyor. Bu sözler yoruma açık olsa da bir gerçek. 100. yılda şampiyon olan takıma, bugün Avrupa’nın dev ekiplerine bakıldığında doğruluk payı çıkıyor ortaya. Beşiktaş için yas, karalar bağlama, isyan etme günü değil. Gün ‘Kurtuluş’ günüdür. Liverpool Beşiktaş’ın her açıdan bir miladıdır artık. Bir asır deviren kulüp, buradan geri gitmeyeceğine göre ileri gidecektir. İleri... Orhan YILDIRIM | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |