|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
31-10-2008, 10:52 | #1 | ||
Hayatın Anlamı Siyaz Beyazdı Üyelik tarihi: Jun 2008 Yaş: 39
Mesajlar: 4.228
Tecrübe Puanı: 32 |
Spor yazarları, Fortis Türkiye Kupası maçında ikinci yarıda 5 dakika içinde bulduğu 3 golle Antalyaspor'u yenen Beşiktaş'ın ikinci yarıdaki oyuncu değişiklikleri sayesinde kazandığını vurguladılar. Spor yazarlarının Beşiktaş değerlendirmelerinden derlediğimiz özetler: Güven Taner (Star): Bastırmak ve Ağır Basmak Kupa’ya bakarken, ligin verilerinden yararlanırsak, ilk karşımıza çıkacak ölçü değeri, hiç maç yitirmemiş bir takımla, hiç maç kazanmamış bir takımın maçı oynadığı olur. O zaman hiç maç yitirmemiş tarafın hocasının rotasyona başvurup, az maç oynamış adamlarını sahaya sürmesinden doğal bir tutum olamaz. Bu durumda bile iki taraf arasında denge oluşmaması, maç kaybetmemiş tarafın ağır basması gerekir. Yani Beşiktaş’ın. Evet ama öyle olmadı. Mücadele Beşiktaş’ın baskısı altında geçse de Beşiktaş ağır basmadı. Çünkü takım, bir yandan yeni hocanın yeni oyun ilkelerine uyum için oynamaktaydı, bir yandan da daha o oyun ilkelerini oturtmamışken bir de birkaç kişilik değişikliğe uğramıştı. Rakibin açıldığı ender zamanlarda yapabildiği ender hızlı hücumlarda da her fırsatta fiyatı artırılan Bobo gol yapamadı. Cisse’nin ince golü istenen morali ve etkiyi getirdi.Holosko’nun golü, ondan beklenen özellik ve güzellikte idi. Tello’nun gol vuruşu mükemmeldi. Denizli’nin başında şimdi iki dert bir arada var. Hem yeni oyun ilkelerini yerleştirecek, hem formsuz adamlarını kazanacak. Ve bunları lig ile Kupa’nın iyice kızıştığı bir zamanda yapacak. Ne kadar çabuk başarırsa o kadar hızlı yol alır Beşiktaş. Atıf Keçeci (Zaman): Başlangıç Bereketi Fortis Türkiye Kupası'nda, grubundaki ilk karşılaşmada Antalyaspor'u ağırlayan Beşiktaş'ta Teknik Direktör Mustafa Denizli, Sivasspor'la oynanan lig maçındaki 5 ismi dinlenmeye almıştı. Delgado ve Cisse'nin yerlerinde oynayan Serdar Özkan ve Uğur İnceman yetersiz performanslarından dolayı oyun kuramadılar. Holosko'daki durağanlık başarı notunu yukarılara taşıyamadı. Kupa maçında, hafta sonu oynanacak zorlu lig maçı öncesi sayıca fazla değişikliğin fayda yerine zarar getireceği görüldü. Aynı tespiti Mustafa Denizli de yapınca ikinci yarıda Ali Tandoğan ve Uğur İnceman'ın yerlerine Cisse ve Tello oyuna dahil oldu. "Aklın yolunun bir olduğu" bu değişikliklerle bir kere daha anlamını buluyordu. Değişiklikler Siyah-Beyazlı takıma etki yapmış, saha ve top kullanımı ellerine geçmişti. Nitekim 72'de Cisse, 3 dakika sonra Holosko'nun golleri bu verimliliğin getirileri oldu. Tello'nun 23 metre civarından çatala giden şık vuruşu skoru 3-0'a taşıdı. Kupaya gollü bir başlangıç yapan Beşiktaş'ta şimdi gözler ligdeki Kayserispor maçına çevrildi. Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Kilit Zor Açıldı Beşiktaş, ilk yarıda bal yapmayan arı gibiydi. Vızır vızır öttü ama boşuna. Sadece 32. dakikada Holosko'nun dönerek vurduğu bir şut var. İşte hepsi o kadar. Yaratıcılıktan, üretkenlikten bu denli uzaklaşılabilir mi? İki kanat yine çalışmadı. Ali Tandoğan, kötü oynama rekorunu kesinlikle kırmıştır. Hayret, bir tane de doğru pas vermez mi? Hep rakibe. Solda Ekrem, Beşiktaş'ın oyuncusu değil. İhtiyaç olduğunda sonradan oyuna girecek biri. Elbette olacak iş değil. Bobo kayıp. Özgüvenini tamamen yitirmiş. Pozisyona girmek istemiyor. 64'te ve 65'te kaçırdığı iki gol var ki evlere şenlik. İlkinde bekledi, bekledi rakip geldi önledi. İkincisinde kuşları vurdu. Mustafa hocanın ikinci yarıya iki değişiklikle başlaması doğruydu. Ancak soyunma odasında kalacak oyuncular Tandoğan ve Ekrem olmalı, oyuna da Tello ve Nobre girmeliydi. Antalya defansını yıpratacak, direncini kıracak Nobre, oyuna ilk alınacak oyuncu olmalıydı. Eğrisi doğrusuna rastladı ve karşı kaleyi hiç düşünmeyen Cisse bu sezonki ilk golünü attı, yetmiyormuş gibi ikinci golün de asistini yaptı. Futbol işte böyle ilginç bir oyun. Taraftar müthişti. Gol gecikmesine karşın desteğini hiç azaltmadı. Hep takımının yanındaydı. Futbolcular bu büyük güçle zora soktukları oyunu, bol gollü bir skorla bitirmesini bildiler. Antalya kilidi açıldıktan sonra bütün zorluklar geride kaldı ve Beşiktaş kupaya avantajlı bir skorla başlamış oldu. Korkut Göze (Hürriyet): Geciken Sevinç Mustafa Denizli, Kayseri maçını düşünerek İnönü’ye farklı bir kadro sürdü. Delgado’yu pazara saklarken, o bölgenin sorumluluğunu Serdar Özkan’a yükledi. Genç Serdar, Delgado’dan daha çok koşarak ve enerji tüketerek oynadı. Bobo formsuz günlerini sürdürüyor. İlk yarı hiç görünmedi. Kalabalık savunmadan rahatsız oldu. Ne düşündüğünü yapabildi ne de istenileni... Yine ilk yarıda Holosko da aradığı koşu yollarını bulamadı. Yine de Antalya kalesine en çok yaklaşan adamdı. Denizli oyunun final bölümüne Tello ile Cisse’yi alarak başladı. Ve Serdar Özkan da sol kulvarda yeni bir göreve soyundu. Bu arada, Ekram Dağ’ı savunmanın soluna çeken Denizli, Sivok’u da orta alana sürdü. İlk 45 dakikadaki oyunu ile tribünleri Kayseri seferi öncesi derin bir düşünceye sürükleyen Beşiktaş, ikinci yarıdaki performansı ile her şeyi unutturdu. Dikkatle izledim, savunma ilk kez bir oyunu hatasız tamamladı. Ve bu bölgenin en iyi adamı da İbrahim Toraman’dı... Turgay Demir (Fotomaç): 5 Dakika Yetti Bir takım 60 dakika boyunca rakip ceza alanı önünde dolaşıp hiç gol pozisyonu bulamaz mı? Bazen bulamaz? Dün geceki Beşiktaş gibi. Antalyaspor sahasından çıkmamaya yemin etmiş. Beşiktaş, tüm savunma oyuncuları dahil rakip alana yerleşmiş. Normal şartlarda maçın ilk yarıda kopması gerekir ama öyle olmuyor. Bir de Holosko ve özellikle de Bobo'nun kontrolsüz oyunlarını mazeretler arasına eklemek gerekir. İkisinden birinin yerinde Nobre olsa daha ilk yarıda işi bitirebilirdi. Mustafa hoca bunu göremeyecek bir teknik adam değil ama sabretti. Ne Holosko'yu çıkardı ne de Bobo'yu. Bunun yerine atakları daha organize hale getirmeleri için Tello ve Cisse'yi sahaya sürerken, ilk yarının en kötüleri Uğur ve Ali Tandoğan'ı çıkardı. 'Bu değişiklikler işe yaradı mı' derseniz gerçekten yaradığını söylemeliyiz. Tello'nun usta ayakları Beşiktaş'ın rakip kaleye daha bilinçli gitmesini sağlarken Cisse de iyi bir performans sergiledi. Cisse'nin golüyle düğüm çözüldü ve arkasından goller geldi. Cisse iyi futbolunu bir gol ve bir de asistle süslerken, oyuna sonradan giren diğer isim olan Tello da golünü atarak geceye damgasını vurdu. Mustafa hocanın dün gece Ekrem Dağı'ı savunmanın solunda denemesi de cesurcaydı. Ekrem bana göre gecenin en iyileri arasına adını yazdırdı. Sonuç olarak 60 dakikada yapamadığı 5 dakikada yapan Beşiktaş kupaya iyi başladı. Vedat Okyar (Vatan): Ders Çıkarmıştır Bu kupa 4 maçlık kısa boylu bir lig. Karşılığında hem para var hem prestij. Beşiktaş’ın içerde oynayacağı, gözüne kestirdiği, dişinin geçeceği Antalya ile G.Antep Belediye maçları vardı. Onları alıp 6 puanı cebe koyarız diye düşünüyorlardı. 6’nın yarısı dün akşam geldi. Ama nasıl? İlk yarı tahmin edilemeyecek kadar kötü bir Beşiktaş seyrettim. O ilk kötü devreden benim Mustafa kardeşim çok iyi dersler çıkarmıştır. Zaten maçın yarısında neşteri de vurdu. Bu kupa 4 maçlık kısa boylu bir lig. Karşılığında hem para var hem prestij. Beşiktaş’ın içerde oynayacağı, gözüne kestirdiği, dişinin geçeceği Antalya ile G.Antep Belediye maçları vardı. Onları alıp 6 puanı cebe koyarız diye düşünüyorlardı. 6’nın yarısı dün akşam geldi. Ama nasıl? İlk yarı tahmin edilemeyecek kadar kötü bir Beşiktaş seyrettim. O ilk kötü devreden benim Mustafa kardeşim çok iyi dersler çıkarmıştır. Zaten maçın yarısında neşteri de vurdu. İki tane kepazeyi, Ali Tandoğan ile Uğur’u oyundan çıkardı. Yerine monte ettiği Cisse ve Tello da ona maçı kazandırdı. Bir de en mühimi Delgado gibi bu ülkenin standart dışı oyuncusunun elinde olmasından yararlanacağını gördü. Nobre gibi maçın sonuna düğüm atacak adamın kıymetini anladı. Geri üçlüyü bozmadan, başka adam denemeden, birbirlerine daha alışsınlar diye bozmamanın keyfini çıkardı. Kaleci Hakan, sakın ola ben Beşiktaş tarihinde ben şu kadar maç oynadım diye bir şeyler söylemesin. Dünkü maç sayılmaz. Kalede ben olsam bir şey değişmezdi. Bobo, geri vitese takmış, öyle gidiyor. Isıra ısıra oynuyordu. Bu kardeşin dişleri döküldü. Holosko, iyi oynadı demiyorum. Basri Baykoç (Fanatik): Tello Farkı Doğrusunu söylemek gerekirse, bir maharetti!.. Beşiktaşlı ve Antalyalı oyuncular, basit oynanan ve böyle oynandığında aleme keyif veren bu güzel oyunu, nasıl olduysa, içinden çıkılmaz bir işkence gösterisine dönüştürdüler. Oynayanın da, seyredenin de en güçlü yanı; sabrı olmalıydı. Üç sağ kenar tandanslı oyuncunun harmanlanması, Beşiktaş’ın ilk yarıda, saha içi düzenini karıştıran bir unsurdu. Nitekim Denizli, ikinci yarıda bunu görüp, oyuna sadece Tello’yu almakla, işi çözdü. Beşiktaş, yumak olmaktan kurtulup, sahanın bütününü kullanmaya başladı. Kornerden gelen golün, kilidi açmasından sonra, Beşiktaş’ın farklı sonuca ulaşması da zor olmadı. Tello, kornerden Cisse’ye attırdığı golün dışında (özellikle attırdı) oynadığı oyun ve organizasyon göreviyle maça damgasını vuran isim oldu. Attığı üçüncü gol ise, tek kelimeyle şaheserdi. Kalifiye bir kadro aldığı için sevindiğini biliyoruz. Ama dikkat etmesi gerek. Beşiktaş’ın Serdar Kurtuluş, Ekrem, Uğur İnceman gibi, iyi niyetli formsuzları ile; Bobo ve Serdar Özkan gibi, yetenekli ciddiyetsizleri var. İşi çokta kolay değil. İlker Ateş (Fotomaç): Ustalık Budur İlk yarıdaki Beşiktaş bir felaketti. Delgado, Tello, Nobre hatta en azından iyi top yapan Cisse olmayınca Beşiktaş dökülüyordu. Çünkü oyunu yönlendirecek tek bir oyuncu yoktu. İkinci yarı yine bu 11 ile başlasa kesinlikle hiçbir şey değişmeyecekti. Mustafa Denizli elbette bunun farkındaydı ve Uğur ile Ali Tandoğan'ı çıkarıp Tello ve Cisse'yi sahaya sürdü. Bu değişikliklerle birlikte artık çıraklar ortadan kalkmış, devreye ustalar girmişti. Önce Cisse sahneye çıktı, perdeyi açtı ardından ilk yarıda hiç görünmeyen Holosko müthiş bir gol attı, hemen sonrasında da Tello anılardan kolay kolay silinmeyecek muhteşem bir vuruşla topu ağlara gönderdi. Her şey 5 dakika gibi çok kısa bir süre içinde olup bitmişti. Sadece goller yoktu. Artık pozisyon da vardı, futbol da... İlk yarıdaki üçüncü sınıf Beşiktaş'ı seyretmek bir işkenceydi. Ustaların sahne aldığı ikinci yarıda ise futbol keyfi doruğa çıktı. Futbol çırakların değil, ustaların işidir! | ||
|
31-10-2008, 10:59 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 | beşiktaş bal yapmayan bir arı gidbiydi vızır vızır dolastı ama bal yapmadı cok güsel acıklamıs | ||
31-10-2008, 12:32 | #3 | ||
zɐʎaq ɥɐʎis Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 42
Mesajlar: 11.401
Tecrübe Puanı: 40 | Önemli olan hamle yaptığın zaman sonucunu alabilmek.
__________________ Emre - 1981 - Yeşilköy - Arh + | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |