Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Beşiktaş > Futbol

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 22-12-2008, 18:51   #1
Dişi Kartal
 
bjk48 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
92-93 sezonunu unutmadık 2008 yine aynı

bu forzadan alıntıdır okumanızı tavsiye ederim
bir yanda adnan polat bir yanda aziz yıldırım bizi sandaviç yapacaklarını geçen sene polat seçilince söylemiştim dediğim gibide oldu. ha birde bunlara kalitesiz takım şaşkoloz haca ve demirörende eklenince bize haram şampiyonluk

Aşağıda kronolojik olarak yer alan olaylar, 1993 yılının Mayıs ayında geçmektedir. Adı geçen kişi, kurum ve kuruluşlar tamamen gerçektir. Herhangi bir yorum katılmamış olunup yorum ve sorular en altta dile getirilecektir.

Mayıs’ın ilk günleri içinde ligin 26 ıncı haftası oynanmaktadır. Beşiktaş, Bursaspor’un cezası nedeniyle Ankara’da oynanan maçtan 3-0’lık galibiyetle dönerken ertesi gün Galatasaray Sarıyer’i 4-0’la geçer. Lider Galatasaray 58 puan ve +40 averaj, ikinci Beşiktaş ise 56 puan ve +39 averajdadır.

Maçlardan sonra Bursaspor – Beşiktaş maçını yöneten eski hakem, yeni yorumcu Erman Toroğlu maçın 0–0 berabere gittiği 17 inci dakikada, Bursaspor’un penaltıyla sonuçlanan ve Beşiktaş kalecisi Bako’nun kırmızı kart görmesi gereken pozisyonda, yardımcı hakemine uyarak Beşiktaş lehine verdiği ofsayt kararının hatalı olduğunu kabul eder. Kendisine ciddi bir tepki gelmez.

Bir sonraki hafta ligin en kritik dönemeçlerinden birisidir. Galatasaray, şampiyonluğun diğer adaylarından Kocaelispor’la deplasmanda 0–0 berabere kalırken puanını 59’a yükseltir ve 40 averajını korur. Kocaelispor ise 55 puanda kalır. Haftaya ikinci orak başlayan Beşiktaş ise İnönü’de Fenerbahçe’yi 2–0 yenerek puanını 59’a çıkartır ve +41 averajla ligin yeni lideri olur.

Beşiktaş’ın kalan maçları, Kocaelispor deplasmanı, Galatasaray ve Gençlerbirliği, Galatasaray’ın kalan maçları ise Konyaspor, Beşiktaş ve Ankaragücü deplasmanıdır.

10 Mayıs’ta Galatasaray, Beşiktaş – Fenerbahçe maçının gece, kendi maçlarının ise gündüz oynanmasından dolayı Federasyona çok kızgındır. Futbol Şube Sorumlusu Adnan Polat, kendi maçlarının Beşiktaş maçından önce oynanması sebebiyle rakiplerini büyük bir avantaj sağlandığını ve mağdur duruma düştüklerini açıklar.

Beşiktaş Yönetim Kurulu, Galatasaray ile yapılacak maç için doping kontrolü isteyeceklerini açıklar. Süleyman Seba, “Federasyona bu konuda yazılı olarak başvuracağız. Doping kontrolü uygulamanı mutlaka isteyeceğiz” şeklinde konuşur.

Ligin 28 inci haftasında liderlik yeniden el değiştirir. Ligden düşmesi kesinleşmiş Konyaspor, Vahap Beyaz’ın yönettiği maçta bir de sahada 9 kişi kalınca Galatasaray’a 5–0 yenilmekten kurtulamaz. Beşiktaş ise Kocaelispor deplasmanında 2-0’lık galibiyetle dönmesine rağmen ikinci sıraya düşer. 62 puanlı her iki takımdan Galatasaray +45, Beşiktaş ise +43 averaja sahiptir

Galatasaray, 5-0’lık skordan memnun değildir. Yöneticilerden Nejat Bingöl, Konyaspor’u ********lik ve teşvik primi almakla suçlar. Diğer yöneticiler de Kocaelispor Teknik Direktörü Güvenç Kurtar’ın, Beşiktaş maçı öncesi iki gün İstanbul’da kaldığını iddia ederler.

Gözler artık ligin 29 uncu haftasında oynanacak olan Galatasaray – Beşiktaş karşılaşmasına çevrilmiştir. Maçı Ahmet Çakar’ın yöneteceği açıklanır. Ve merakla beklenen derbi 1–1 berabere sonuçlanınca her şey ligin son haftasına kalır. Galatasaray bu maçta bir de penaltı kaçırır.

Son haftaya girilirken özellikle teşvik primi iddiaları çok artmıştır. İddialar özellikle Gençlerbirliği üzerinde yoğunlaşırken başkan İlhan Cavcav, “Mazimiz tertemiz, böyle bir ********liği kimse yapmaz. Teşvik priminin tek adı vardır o da şike. Buna alet olan kulüpte yaşayamaz.” Açıklamasını yapar.

Ankaragücü Başkanı Emin Gök , “Teşvik primi almak bize yakışmaz. Bu olayı kınıyoruz. Galatasaray önünde futbolcularım onur mücadelesi verecekler” şeklinde konuşur.

25 Mayıs’ta Gençlerbirliği’nde büyük bir deprem yaşanır. Başkan Cavcav, Beşiktaş maçı öncesi ikinci kaleci Kazım ve Kemalettin’i Teknik direktöre saygısızlık etmeleri, Hayrettin’i ise seyircilere çirkin hareketler yapması sebebiyle kardı dışı bıraktığını açıklar. Takımın ilk kalecisi Goran’ın kırmızı kart cezası sebebiyle Beşiktaş maçında kale üçüncü kaleci Levent’e kalmıştır.

Ertesi günü Adnan Polat, “Bu lekeyi temizlemeleri lazım” diyerek Beşiktaş’ı yaylım ateşine tutar ; “Şike ve teşvik primi kokuları alıyoruz. Bu lig şaibelidir. Beşiktaş şampiyon olursa lekeli bir şampiyonluk kazanmış olacak. Ben zaten bu saatten sonra böyle lekeli bir ligin şampiyonlu olmak istemem. Beşiktaş şampiyon olursa bundan önceki şampiyonluklarına da gölge düşer, 6 şampiyonluğu da şüpheli hale gelir.

Br kaç gündür duyduklarım sebebiyle Türkiye’de futboldan nefret ettim. Kazım, Hayrettin ve Kemalettin komik nedenlerle kadro dışı kaldılar. Bu üç futbolcunun kadro dışı bırakılmasının kamuoyuna açıklanması gereken geçerli bir nedeni olması lazım. Bu adamlara birisi bir şey mi teklif etti? Bu adamlar birisiyle anlaşmaya mı girdi? Ne olduğunu bilmek istiyoruz.
Beşiktaş son beş yılda Gençlerbirliği’ni sadece bir kez yenebilmiş. Şimdi Beşiktaşlı futbolcular Gençlerbirliği’ne 8–10 gol atacaklarını söylüyorlar. Bunu neye güvenerek söylüyorlar? Gerçekten Beşiktaş çıkıp maçı 10–0 kazansa bile bir şaibe konuldu. Bunun üstüne bir çamur atıldı.

Galatasaraylı taraftarlardan yüzlerce telefon geliyor, sessiz kalmamamızı istiyorlar. Artık bu iş sporu aştı, biz Ankaragücü’nü 1–0 yenersek Beşiktaş’ın 3–0 kazanması gerekiyor. Bu şaibeler altında Beşiktaş şampiyon olacaksa bizim söyleyecek bir şeyimiz yok. Böyle bir kupayı kabul ediyorlarsa alsınlar, biz öyle kupa istemiyoruz. Neden Türk futbolu ilerlemiyor diye konuşmamamız lazım, olay ortada.

Galatasaray mertçe çıkar, futbolunu oynar. Kazanırsak kazanırız, kaybedersek kaybederiz. Hiç Galatasaray’la ilgili bir dedikodu duydunuz mu? Bizim Ankaragücü’ne karşı zaten belirli bir üstünlüğümüz var. Beşiktaş artık çok güç durumda. Maçı 8–0 kazansalar bile çamuru artık temizleyemezler. Beşiktaş Kulübü devamlı bir zan altında kalacak. Bunu temizlemeye güçleri de yok. Bu artık bir mikrop gibi herkesin kafasına yerleşti.”

Gençlerbirliği’nin futbolunu yakından izleyeceğiz. Birçok otoritenin de görüşlerini alacağız. Bakalım futbolcular gerçek futbollarını mı oynuyorlar? Karşı tarafın elinde top tüfek, bizim elimizde kılıç kalkan. Ama biz kararımızı verdik, gücümüzün yettiği kadar oynarız. Gelip geliriz ya da gelemeyiz, ne olursa olsun fair-play her zaman kazanır. Kupayı alalım ya da almayalım benim şampiyon Galatasaray’dır.”

Futbol Federasyonu’da, üç futbolcusunu kadro dışı bırakan ve takım kaptanına ağır para cezası veren İlhan Cavcav hakkında soruşturma dosyası açar. İlhan Cavcav ise bu kararı kendisinin değil İcra Komitesi’nin aldığını söyler.
Adnan Polat’a cevap ertesi gün Süleyman Seba’dan gelir;

“Adnan Polat’ın açıklamalarına yönetim kurulu olarak çok sinirlendik. O’nun seviyesine inmek istemiyorum. Bizim şampiyonluk şansımız Galatasaray kadardır, mühim olan dostlukların bozulmamasıdır. 90 yıllık Beşiktaş’a kimse dil uzatamaz. Beşiktaş şampiyonlukları hep bileğinin hakkıyla kazanmıştır.

Beşiktaş ve Galatasaray kulüplerinin berrak geçmişlerini hiç yaşamamış, okumamış ve öğrenmemiş bir kişinin hezeyanlarını ciddiye almak niyetinde değiliz.

Galatasaray’ın amacı çok bellidir, Beşiktaş – Gençlerbirliği maçını gündemde tutup, Ankaragücü – Galatasaray maçını kamuoyunun dikkatinden uzak tutmak. Bir süredir Beşiktaş’la ilgili polemikler üretip sorumsuz davranışlar sergileyen Adnan Polat, bu defa şanlı Beşiktaş tarihine dil uzatma cüretinde bulunmuştur. Bu hezeyanların ayrıntılarına girip O’nun seviyesine inmeyeceğimizi tekrarlarım.”

Bu açıklamaya yanıt veren Adnan Polat, fikirlerinde hiçbir değişikliğin olmadığını ve bu açıklamaların kendisini tatmin etmediğini söylerken Ankaragücü kalecisi Zalad yaptığı açıklamada kendisi hakkında çıkan dedikoduları değerlendirir ; “Yedi yıldır Türkiye’de profesyonel futbol oynuyorum. İcraatım ortada. Maç günü sahaya çıkıp en iyi şekilde topumu oynarım.”

Yönetici Mehmet Cansun, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne başvuracaklarını açıklayarak Gençlerbirliği futbolcularının maç gününe kadar takip edilmesini istediklerini söyler. Herhangi bir kanıt bulunması halinde Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulanacakları bilgisini veren Cansun, kadro dışı bırakılan 3 futbolcu ile İlhan Cavcav’ın banka hesapların kontrol edilmesi gerektiğini ifade eder.

Maçların oynanacağı gün Galatasaray Kulübü bir açıklama yaparak şampiyon olsalar da olmasalar da hem Gençlerbirliği hem de Beşiktaş’ı UEFA’ya şikayet edeceklerini açıklar. Yöneticiler, Avrupa basınında bile şike ve teşvik primi haberlerinin yer aldığını öne sürerek bu gazeteleri kanıt göstereceklerini ve şikayet dosyasının hazırlıklarına başladıklarını söylerler.

Türk futbol tarihinin tarihi günlerinden birisi olan 30 Mayıs 1993’de Beşiktaş, Gençlerbirliği’ni 3–1 yenerken ligin şampiyonu Ankaragücü’nü 8–0 yenen Galatasaray’dır. Galatasaray daha maçın 6 ıncı dakikasında ilk golü bulurken hakem Ünsal Çimen bu golde önce auta giden topa korner kararı verir, arkadan da kornerden gelen topta Stumpf’un rakibine yaptığı faulü atlar.

Maç sonunda Beşiktaşlıların tüm öfkesi Adnan Polat üzerinde yoğunlaşır;

Ali ; “Bu kupa Adnan Polat’a yakışır. Galatasaray’a yakışmaz. Beşiktaş’a kimse dil uzatamaz.”

Rıza ; “8-0’lık skoru Ankaragücü’ne yakıştıramadım. Konyaspor’a 5 tane gol atan takımın Ankara’da 8 gol atması şaşırtıcı. Gençlerbirliği’de çok iyi oynadı. Herhalde onlara da prim verdiler. Başta Adnan Polat olmak üzere Galatasaray’ı tebrik ediyoruz. Sezon boyunca bizimle uğraştılar.”

İhsan Kalkavan ; “Adnan Polat’a iki çift sözüm var. Yanlışlıkla 8 golü biz atsak, onlar da 3–1 galip gelselerdi neler söyleyecekti. Tarih hiçbir zaman kirli işleri gizleyemez. Şike paçalarından akıyor.”

Süleyman Seba ; “Şampiyon olmadığımız için hiç üzülmüyorum. Yeşil sahaların gerçek şampiyonu Beşiktaş’tır. Beni en çok üzen Türk sporunun hale düşmesidir. Tarihimize dil uzatanlar şimdi ne diyecekler acaba? Kimin ne yaptığı ortada.”

Asbaşkan Recep Yazıcı ; “Türk futboluna teşvik primini Ergun Gürsoy, şikeyi ise Adnan Polat getirdi. Adnan Polat teneke kupayı istemediğini açıklamıştı. Acaba bu kupayı ne yapacak? Galatasaray yazdığı şike kitabının doktorasını Ankara’da yaptı. Kaleci Zalad’ın yediği goller şikenin en büyük kanıtıdır.”

Yönetici Yüksel Ülken ; “Beşiktaş’a atılmak istenen çamur Adnan Polat’ın üstünde kaldı. Polat bu lekeyi ömrü boyunca taşıyacak.”

Yönetici Metin Keçeli ; “Adnan Polat bizi UEFA’ya şikayet edecekmiş, biz de onları Türk kamuoyuna şikayet ediyoruz. Asıl şikeyi Galatasaray yapmıştır. Başkanımız Süleyman Seba bugüne kadar hep bizi susturdu. Bileğimizin hakkıyla şampiyonluklar kazandık. Ancak Galatasaray’ın Avrupa Kupalarında hakemlere verdiği dolarları kimse inkar edemez. Biz gerçek şampiyonuz.”

Adnan Polat ; “Gençlerbirliği onuru için oynadı. Haysiyet savaşı verdiler. Onları tebrik ediyoruz. Beşiktaşlı futbolcuların benim aleyhimde konuşmalarına çok üzüldüm. Oysa ben onları her zaman göklere çıkarmıştım, demek ki yanışmışım.”

Mehmet Cansun ; “İnanın her şey bizim bu işin üstüne gitmemizle değişti. Eğer biz konuşmasaydık, hakkımızı aramasaydık, Beşiktaş ile Gençlerbirliği’ni frenleyemezdik. Üstlerine gitmeydik kesinlikle şampiyon olamazdık.”

Ankaragücü ise 8-0’lık yenilgiden sonra yeni sezon için tepeden tırnağa yenileceğini açıklarken Zalad, Sabotiç, Erhan, Hayrettin gibi 9 isimle sözleşme yenilenmeyeceği belirtilir.

ALINTIDIR!!!!
__________________
gidin ya d&d
bjk48 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 22-12-2008, 18:57   #2
Dişi Kartal
 
bjk48 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

bu öncesi okumayan varsa okusun

UTANÇ DOLU GEÇMİŞLE YÜZLEŞME
(LÜTFEN ama LÜTFEN BÜTÜN ARKADAŞLAR OKUSUN GERÇEKLERİ ANCAK BU ŞEKİLDE ÖĞRENEBİLİRİZ)

Çocukluk yıllarım, babamın elinden tutarak maçlara gidiyorum...Kombine biletler.....Eskiden kombine biletler kulüpler tarafından değil, beden terbiyesi müdürlüğü tarafından hazırlatılıp satılırdı....Sadece numaralı tribün kombinesi olurdu...Ve Beşiktaş-Fenerbahçe ve Galatasaray`ın bütün maçlarını kapsardı...Bütün maçlar o zaman ki adıyla Dolmabahçe Stadı’nda oynanır, bizler de futbol aşığı olarak bütün maçlara giderdik...

1971-72-73 yılları Galatasaray 3 sene üst üste şampiyon oluyor...Antrenorleri Ingiliz Brian Birch alışkın olmadığımız yumruk showla tanıştırmıştı tribündekileri... Galatasaray takımı da sahaya çıkar, hocalarından gördüklerini uygular, aynı anda yumruklarını havaya kaldırırlardı...

Hırçın, sert futbol oynatan bir İngilizdi...Yasin, Tarık, Bülent, Enver, Muzaffer, Tuncay, B. Mehmet, Çilli Mehmet, Metin Kurt, Gökmen ve diğerleri... Sert ve hırçın bir futbol oynarlardı...Hocaları sahada fotomuhabiri kovalar, fotoğraf makinalarını kirarak olay çıkartacak, talebeleri de bir maçta numaralı tribüne tırmanarak (yanlış hatırlamiyorsam Şevki ve Gökmen`di...) seyirci kovalayacak kadar hırçındı....

Oynayarak kazanmışlardı şampiyonluğu...Kimse gıkını çıkarmamıştı...Eller uzatılmış, tebrik edilmişti şampiyonlukları...O zamanlar numaralı tribünde karışık otururdu taraftarlar...Her şeye rağmen biraz daha saf, biraz daha spor doluydu müsabakalar...Sonraları uzun yıllar şampiyon olamadı(14 yıl) Galatasaray...

Önceleri Fenebahçe, sonra Trabzonspor`un altın yılları, ardından Beşiktas...Galatasaray şampiyon olamıyordu....Bir futbolcu transfer etmişlerdi Adanademirspor`dan, 3 yıl üst üste şampiyonluklarının ardından; adı Fatih...Fatih Terim`in gelmesiyle tesadüf müdür, şans mıdır, uğursuzluk mudur?...bilinmez.. Oynadığı yıllar boyunca şampiyonluk yüzü göremedi Galatasaray...İyi bir defans oyuncusuydu Fatih, ama sevilmezdi…Bir kabadayı edasıyla oynardı futbolunu...

Yanlış hatırlamıyorsam bir Mersinidmanyurdu maçında, Mersin atağına ofsayt kaldırmayan yan hakemin üzerine yürümesini, tartaklamasını, hırsını alamayıp bir de hakemin yüzüne kocaman bir tükürük göndermesini unutamıyorum...Şimdiki talebeleri Bülent-Vedat karışımı bir şeydi yani...(Kızıyoruz ya bizi, tüküren, ısıran, dirsek atan futbolcularını koruması, kendisi futbolcuyken aynılarını yapardı, ona göre normal olmalı!..)Son senesinde hakeme fiili saldırıdan öyle bir ceza alması gerekiyordu ki, o cezayı alsaydı, kurallara göre teknik direktör olma hakkı yok oluyordu, allem ettiler, kallem ettiler cezasini indirdiler, jübilesini yaptı, kursları bitirdi, çalıştırıcı oldu....


80 yılların ortaları...Türkiye hızlı bir değişime uğruyordu...Hızlı ve apar topar bir şekilde liberal ekonomiye geçiş, beraberinde değisen değer yargıları ve ahlaki değerleri de getiriyordu.Ve hala Galatasaray şampiyon olamıyordu....Ama hızla değişiyordu yönetici profilleri, yönetim anlayışı yavaş yavaş ele geçiriyordu sarı kırmızılı camiayi...Ne kanun tanıyordu ne nizam bu anlayış...Ne hak gözetiyordu, ne hukuk...Arıyordu, buluyordu kurallardaki boşlukları...Felsefeleri yavaş yavaş belirginleşiyordu:“Ben Yaptım Oldu! Başarı için her yol mübah!..Yapanın yanına kar kalır!”

VE TÜRK SPORUNDA İLKLER PEŞ PEŞE SIRALANIYOR, PARAMPARÇA OLUYOR SPOR AHLAKI, SARI KIRMIZILI ÇİZMELER ALTINDA....

Mirsad Kovacevic, yabancı kontejanının dolmasından dolayı, oynayamıyor Beşiktaş’ta...Ama bonservisi Beşiktaş’ta...Amatörluğe dönüyor Kovacevic, 1 hafta içinde Galatasaray PAF takımına transfer oluyor, 1 maç oynuyor Gençler Liginde, beğenilerek (!) A takım kadrosuna alınıyor…Ve işte karşınızda Türk statüsünde oynayan Mirsad Güneş... Sonraları bir kaç günde Türkleşen Fransız milli takım oyuncusu, Didier Six, Dündar Siz olarak top koşturuyor Galatasaray’da... İnanılmaz şekilde deliniyor kurallar, kural oyucuların düsünemedikleri şeytanlıklar, bir bir uygulamaya geçiliyor... Yabancı milli takımlarda oynayan çifte pasaportluları da Türk statüsünde oynatmayı başarıyorlar sonraları...

O kapıyı da açıyorlar ardına kadar...İsviçre milli takımı oyuncusu Kubilay Türkyilmaz, Türk statüsünde oynayıveriyor liglerimizde...(Pişkinliği de elden bırakmıyorlar bir yandan...Kendi açtıkları yolda ilerleyen ve yabancı yasaklarını delen Fenerbahçe’yi de eleştiriyorlar bir taraftan....Yalandan...yalandan....)

Yıl 1987 Galatasaray basketbol takımı...
Ligdeki bütün takımlar tek yabancı ile oynuyor...
Galatasaray’ın kadrosunda oynayan dört isim:- Izic , Michael Sceorse, Paul Dawkins , Calvin- 1`i haric diğerleri Türk vatandaşı yapılıvermiş, basketbol şube sorumlusunca... Yıllarca şampiyon olamamışlar basketbolda da...Ve her şey ayarlanmış şampiyonluk için...Kurallar delik deşik edilmiş...Basketbol federasyonu çaresiz...Diğer kulüpler itiraz ediyor ama, işi kitabına uydurmuş şeytanlar...Ve çaresizlikle bir sonraki sene için yeni bir kural koyuveriyorlar...(Sahaya çıkan 10 kişilik kadroda Türk Milli takımında oynamaya haiz en az 9 oyuncu bulunma zorunlulugu getiriyorlar...) Ömer Büyükaycan’ı taransfer etmiş o sezon Galatasaray...İnanilmaz şekilde...Ömer Büyükaycan’ın transferi mümkün değil...Ancak bir kural var enteresan:“Eğitim dolayısıyla “istediği okulun takımına serbestçe transfer olabiliyor oyuncu...O zamanki Galatasaray basketbol şube sorumlusu buluyor yolunu, Ankara`da “Ayşe Abla Spor Kulübü”diye bir kulüpten lisans çıkarıyor Büyükaycan, “Ayşe Abla Spor Kulübü”....dalga geçermiş gibi fütursuzca...Tesadüf bu ya, kısa bir süre sonra, “Ayşe Abla Spor Kulübü” olağanüstü kongreye gidiyor, ve kongresinde aldığı olağanüstü bir kararla, Galatasaray kulübüyle birleşmeyi kararlaştırıyor..Böylece Ömer Büyükaycan Galatasaray’lı oluveriyor...

Bak şu Allah’ın işine!..O sene Beşiktaş basketbola büyük yatırım yapmış...İyi bir kadro kurmuş...Efe Aydan, Erman Kunter Besiktaş’ta forma giyiyorlar... Ve Beşiktaş-Galatasaray finale kalıyor sonunda...Gözleri fıldır fıldır dönen, konuşurken gerdan kıvıran Galatasaray basketbol şubesi yoneticisi, işini sağlama alıyor...Ve bir kez daha spora ahlaksızlığı ve şikeyi bulaştırıyor...

Beşiktaş’ın tek ABD’ lisi James Bullock`a 10 Bin Dolar veriyor, satın alıyor Amerikalıyı...James Bullock aldığı paranın hakkını veriyor, ilk final maçında sahada kavga çıkarıyor, ama sadece tek maç ceza alacağını biliyor, ne olur ne olmaz diye sahadan atıldıktan sonra sağa sola saldırıyor ve 2 maç ceza alıyor...Yabancısız Beşiktaş, bol “Türkleştirilmiş” yabancılı Galatasaray`a boyun eğiyor, ve Galatasaray şampiyon oluyor....

(Bu olay daha sonraları bütün açıklığıyla, Ahmet Kurt`un yayın yönetmenliğini yaptığı “Basket” dergisinde yayınlanan bir roportajda rahmetli Aydan Siyavuş tarafından bütün açıklığıyla anlatılıyor...) Hatırladınız mı o meşhur basketbol şubesi yöneticisini? Hatırlayamadıysanız adı FARUK SÜREN....Başkanlık yapıyor su aralar Galatasaray`da… O sene şampiyon olan Galatasaray takımı kaptanı Turgay Demirel ise şu anki Basketbol Federasyon başkanımızdan başkası değil...

Ve 1986-87 futbol sezonu, bir utanç yılı, teşvik, doping gibi kavramların ayyuka çıktığı, resmen satın alınmış bir şampiyonluk....Bir kaç yıldır sürdürülen aralıksız çalismalar artık meyvesini vermeye başlamış, köşe başlarına adamlar yerleştirilmiş, ne yapılacak ne edilecek 14 yıldır şampiyonluk yüzü görmeyen Galatasaray şampiyon yapılacak....

Federasyon başkanı, boş zamanlarında gidip de Galatasaray antremanı seyreden bir başkan: Eski Galatasaray başkanı Ali Uras, federasyon başkanı olmuş...Merkez hakem komitesi kararlarında söz geçirilir olmuş...Başında malum sarı-kırmızılı kaşkollu yazar ve yandaşları kamuoyu oluşturmaya, olayları kendi gözlükleriyle empoze etme uğraşı içindeler...

Buna rağmen, 2 puanlık sistemde oyanan ligde, son 3 haftaya girilirken Beşiktaş 2 puan önde, büyük bir avantaj yakalamış durumda....

Malatyaspor`la oynuyor Beşiktaş o hafta...

VE TÜRK FUTBOL LİTERATÜRÜNE İLK KEZ DUYACAĞIMIZ BİR KAVRAM DAHA GİRİYOR: “TEŞVİK PRİMİ “

Haftanın başı, 19-05-1987 tarihli “Hürriyet” spor sayfasının manşeti:
GALATASARAY`IN BÜTÜN UMUDU MALATYASPOR`DA.Hala matematiksel olarak şampiyonluk şansı taşıyan sarı-kırmızılıların, Beşiktaş’ı yenmesi durumunda Malatyaspor`lu futbolculara toplam 32 Milyon lira teşvik primi vereceği iddia edildi. Buna göre maçı kazandıkları taktirde oynayan ve yedek kulübesinde oturan Malatyaspor`lu futbolcular 2`şer milyon lira alacaklar...Maç günü, 24-05-1997 tarihli “Cumhuriyet” gazetesinde Hilmi Turkay imzalı yazı:“KENT BİR GÜNLÜĞÜNE GALATASARAY’LI.

Kent bir günlüğüne Galatasaray’lı oldu.Kaldığımız iki gün boyunca hep “Para” konuşuldu kentte...Simitçisinden kasabına kadar herkes ağzında aynı şeyleri mırıldanıyordu.Galatasaray’ın adam başı 3`er milyon ve bu teşvik pirimine gecenin geç saatlerine doğru birer tane de Doğan marka otomobil eklendi. Arabaları verecek kişinin Ergün Gürsoy olduğu soyleniyor...(Olayların daha iyi kavranabilmesi için bir açıklama getireyim.Malatyaspor yönetiminin o maç için bütün takıma vaadettiği galibiyet pirimi toplam 600 Bin liraydı...Galatasaray kulübü ise oyuncu başına, bütün takıma önerilen pirimin 5 mislini veriyordu..“Doğan” marka otomobil, o yıllarda otomobil ithalinin kısıtlı olduğu ülkemizde son derece kıymetliydi...Böyle bir araba sahibi olabilmek için Tofaş`a parasını yatırıyor, 4 ile 6 ay bekledikten sonra otonuzu teslim alabiliyordunuz...)

Ve Türk futbolunda bir UTANÇ senaryosu Malatya`da sahneye konuyordu. Malatyaspor`a Derwall tarafından Almanya`dan özel olarak getirilen “doping iğneleri"nin teslim edildiği basında alenen yazılıyor, futbol kamuoyunda konuşuluyor, ama Ali Uras fedarasyonu olayları sadece izlemekle yetiniyordu(!..)Yapılan duyurulara ve şikayetlere federasyon kulaklarını tıkıyordu…Ne bir doping kontrolü ne de bir soruşturma yapılmıyordu...Ağzından salyalar akıtacak kadar gücüne güç katmış Malatyaspor’lu futbolcular, Beşiktaş’a 1-0 galip geliyor ve puanlar eşitleniyordu... (Ancak Beşiktaş’ın averajla liderliği sürüyordu....)

Olaylar o kadar çirkin, o kadar UTANÇ verici ki, başına kolay kolay demeç vermeyen başkan Seba bile patlıyor:
27-05-1987 tarihli “TERCÜMAN” gazetesi, Bülent Kığan imzalı haber: “LANET OLSUN BÖYLE LİGE!” Sonunda Seba patladı:Türk futbolu bir takım çirkin olaylarla bir seviyeye gelecekse lanet olsun böyle lige! Açıkça yapılan çirkef olaylar neden hala telakki edilemiyor?Takım çıkarmakta bile güçlük çeken ekipler, bizimle karşılaştıklarında adeta aslan kesiliyorlar.Genclerbirliği ile yaptığımız lig maçından önce Gençlerbirliği antranörüne (Metin Türel) gelecek sezon Galatasaray’ı çalıştırması için teklifte bulunulduğu oğreniliyor.Şampiyonluk yarışında bizi çelmeyecek takımlara, “TEŞVİK” adı altında süper pirimler dağıtılıyor.Beşiktaş’a karşı dönen entrikalara artık dur demenin zamanı geldi."”

Yine 27-05-1987 tarihli “GÜNEŞ” gazetesinde yazar Faik Gürses, “IĞNE, PARA, ARABA.SONRA SAMPİYONLUĞA” başlıklı yazısında olayları bir bir yazıyordu...Aynı gün(27 Mayıs 1987) tarihli “HÜRRIYET” gazetesinde ise Metin Keçeli`nin sözleri Onur Belge imzasıyla yayınlanıyordu:“Bu ne futbol çirkinliğidir? Yeter artık, gırtlağımıza kadar geldi.Her şey alenen cereyan ediyor…Gazetelerde yazılıyor.Gerekli merciler neden bir şey yapmıyor?”Gerçektende her şey spor kamuoyunun gözleri önünde ceryan ediyor, Ali Uras fedarasyonu ise kulaklarını tıkamış, gözlerini yummuş, kılını bile kıpırdatmıyordu...

Bir sonraki hafta Denizlispor karşılaşmasında da, aynı utanç verici senaryonun ikinci perdesi sergileniyordu...Aradaki tek fark, formül kısaltılmıştı, “İĞNE+ARABA” olarak uygulanmıştı...Bir hafta evvel “Doğan”lar fazla göze batmış olmalıydı...Maçın bitimine 5 dakika kala beraberlik golünü atan Denizlisporlu oyuncuların, maç bitiminde bizlerin şaşkın bakışları arasında şampiyon olmuş gibi sevinmelerini, taklalar atmalarını, oradan oraya koşuşturarak birbrlerine sarılmalarını ve bütün bu hareketleri yaparken sanki hiç maç oynamamış kadar dirilikte(!!!) olmalarını unutamam....

Galatasaray böylece 1 puan öne geçiyor, ondan sonraki hafta, UTANÇ senaryosunun son perdesini sahneye koyuyor,

Eskişehir`le ASY’de yaptığı maçta, Prekazi serbest vuruş sırasında Sırpça olarak Eskişehir kalecisi Zalad’a topu atacağı köşeyi bildiriyor, (bu olay tesadüfen Sırpca bilen Eskişehir’li göçmen futbolcu tarafından maçın hakemine iletiliyor ama hakem oralı bile olmuyordu)...Zalad topun gittiği köşeye atlamıyor,

Eskişehir’i yenen Galatasaray 14 sene sonra şampiyon oluyordu...2 puanlık sistemde, Galatasaray 1 puan farkla, bütün değerleri ve kuralları delik deşik ederek, şampiyon oluyordu...Başkanları Ali Tanrıyar TV kameraları karşısında tam kendisine yakışan lafı ediyordu: “Seni sevmeyen ölsün!”…”BAŞARI İÇİN HER YOL MÜBAHDIR” ilkesi Galatasaray’ın sportif anlayışında zirveye yerleşiyordu...(Bu arada meşhur hakem AHMET AKÇAY`dan bahsetmeden edemeyeceğim…Akçay o sezon yönettiği Ankaragücü-Beşiktaş karşılasmasında, ne işi varsa kale direğine 4 metre mesafede duruyor, 85.dakikada Ankaragüçlü oyuncunun çektiği şut tesadüfen(!!!) hakemin omuzuna çarparak yön değistiriyor ve Beşiktaş ağlarıyla buluşuyordu.Maçı “1-0” kaybeden Beşiktaş 1 puanı Ankara`da bırakıyordu...

Aynı hakem Eskişehir-Galatasaray maçında, Yusuf`un kalecinin elindeki topu faulle alıp ağlara göndermesine gol kararı veriyor, televizyon görüntüleri üzerine, “Gözüme kar suyu kaçtı, göremedim!” şeklinde kendini komikçe savunuyordu...Bir puan ordan, bir puan burdan, şampiyonu belirleyen hakem olarak tarihe geçiyordu...Artık Türk futbolunda kanunlar kurallar terkedilmiş, minareyi çalan kılıfını hazırlamış, yapanın yanına kar kalır olmuştu...

1988 senesinde hile, hurda transfere bile karıştırılmış, Beşiktaş-Fenerbahçe kupa finali öncesi, Fenerbahçe’li Hasan, Ergun Gürsoy tarafından kaçırılmış, maçlar bitmeden transfer edilen bu oyuncuya, güdümlü federasyon ses çıkaramamıştı...

92-93 şampiyonluğunu ve UTANÇ verici 8-0’lık maçı ise, genç arkadaşlar da hatırlıyordur herhalde...O yüzden kısaca geçiştireceğim…Skor üzerinde anlaşarak yapılan şikelerde, en zor gerçekleştirilen gollerin yenileceği dakikaları tespit etmektir... Evet liglerimizde birçok farklı skorla biten maç oynanmış, ama dikkat ederseniz bu maçlarda oyun genellikle 70.dakikadan sonra kopmuş, yenik durumda olan takımın direncinin tamamen kırılmasının ardından, fark artmıştır.Bu yüz karası maçta ise, Zalad denilen ahlaksız, golleri ne zaman yiyeceğini ayarlayamamış, 70.dakikada skor “8-0” oluvermiştir...Sonrası al gülüm, ver gülüm....Enteresan tarafı bu maçın ardından Zalad apar topar Turkiye`yi terketmiş, bonsevis sahibi Ankaragücü takımı ise kendisinden hiç birşey talep etmemiştir!..

Satın aldığı şampiyonluğunun ardından Galatasaray, Şampiyonlar Ligi elemelerine katılan ilk Türk takımı olma ünvanını hakkıyla(!!!) eline geçirmiştir.Sonraki yıllarda olan olayları, Vahap Beyaz’ları, Ahmet Çakar’ları hepimiz hatırlıyoruz umarım....

Yalnız traji-komik bir Mapeza hadisesi var, hatırlatmadan geçemiyecegim. Galatasaray-BEŞİKTAŞ lig maçı ASY’de...Kubilay Türkyılmaz profesyonelce Rıza`yı çekiştirerek kendini yere bırakıyor, hakem Bülent Yavuz pozisyonu yutuyor(!!!)... Penaltıyı kullanan Mapeza, golü attıktan sonra, kapalı tribündeki Beşiktaş seyircisine koşuyor ve yeni aldığı “Kol Saatini” gösteriyor....Kapalı tribün o maçta ilk defa bir demir kafes ile 2’ye ayrılmış..3000 civarı bilet satılmış Beşiktaş seyircisine, ancak kasıtlı olarak 1000 kişilik yer ayrılmış, “tuvalet yok o kısımda, su ve yiyecek yok”...Bir de bunun uzerine Mapeza’nin ağır tahriki...Seyirci çıldırıyor...Koltukları söküp sahaya atıyor..

SONUÇ:Beşiktaş’a para ve 1 maç saha kapatma cezası...Mapeza hakkında Galatasaray kulübünün, “Oyuncumuz Türkiye’nin yabancısıdır.Renkleri karıştırmıştır.O tribünü Galatasaray tribünü zannetmiştir” konulu savunması kabul ediliyor...Ve Mapeza’ya ceza verilmiyor...(!!!)Bu arada Merkez hakem komitesi başkanları, TFF başkanları birbiri peşin sıra, “Galatasaray’lı” olduklarını ilan ediyorlar, açıkça....”BAŞARI İÇİN HER YOL MÜBAH”.Artık Galatasaray’ın vazgeçilmez yönetim politikası olmuştur... Köşe başlarını ele geçirme politikalarının yanı sıra, kendilerine rakip olacak, yollarına taş koyacak kişiler ve kurumlar üzerinde de, bilinçli bir yıpratma politikası izlenmiştir son senelerde...

Ertuğrul, Alpay, Sergen, Oktay ve diğerleri....Hatırlayın bakalım, transferlerine hangi kulüp girdi sürekli?Hangi kulüp surekli zarara uğrattı kulübümüzü?..Hangi kulüp yükseltti fiyatları durmaksızın?Sadece bizim transferlerimizi mi?Tabii ki hayır...Fenerbahçe’nin alacağı veya sözleşme yenileyeceği futbolcuların da fiyatlarını arttırmadılar mı sürekli?..Menfaatlerine aykırı gördükleri rakip kulüp başkanlarına, rakip kulüp başkan adaylarına medyasıyla, güdümlü yazarlarıyla, satılık kalemşörleriyle saldırmadılar mı sürekli?Rakip kulüplerin seçim kongrelerine burunlarını sokacak kadar ipin ucunu kaçırmadılar mı?Doping kullanan oyuncularını, cocukların bile eczanelerden alabildikleri “A-ferin” ilacı kullandı şeklinde komik şekilde savunanlar ve buna inanan safdiller...İnanabiliyor musunuz sadece “A-ferin” denilen basit bir ilacı, hüsn-i niyetiyle bir kullanacak, oyuncuları 6 ay ceza alacak ve Galatasaray kulübü bu cezayı olgunlukla kabul edecek...Cenaze marşı çal, klasik müzik çaldık diye kendini savun...

Doping yap, grip ilacı aldım diye kamuoyunu yanılt... Geçin bunları...Geçin...Komik oluyorsunuz!!!Taktik hep aynı...15 senedir değişmedi.... Kendine rakip olabilecekleri, menfaatine engel olanları, UTANÇ verici geçmişinle yüzleştireni, KÖTÜLE, SALDIR, hiç bir şey yapamazsan İFTİRA AT...Nasıl olsa hala yaptıklarına seyirci kalabilecek safdiller bulunur bir yerlerden!!!Sarılırsın hemen, “Spor kardeşliktir...” “Nedir bu anlamsız düşmanlık...?” “Hepimiz kardeşiz, bizler Türk milletini temsil ediyoruz!..” teranelerine…YAPTIKLARIN ve YAPACAKLARIN YANINA KAR KALIR....Şampiyonluğunu haftalar önce garantilemiş olmasalar, görürdünüz dönen dolapları, hakem oyunlarını, teşvik primlerini...

Centilmenlik anlaşması yaptılar bu sene diğer büyüklerle...Nedense kadrolarındaki futbolcularının tamamına yakınının sözleşmesinin bittiği ve transfer bütçelerinin olmadığı bir zamana rastladı centilmenleşmeleri...Bir yöneticimize sormuştum 1-2 hafta evvel, “Bu centilmenlik anlaşmasına güveniyor musunuz?”.Yöneticimiz:“Siz olsaydınız güvenir miydiniz?” şeklinde soruya soruyla cevap vermişti...Aslında bu soru içinde anlamını da gizliyordu...ASY`de rakip takımlara kurdukları kumpas, tekme, tükürük, çift dalma, dirsek atma, ısırma...Ve geçici körlük yaşayan hakemlerin talihsizlikleri, istemeden pozisyonları kaçırışları!...İste Fatih`in aslanları....”Efendim, Fatih hocanın verdiği aşırı motivasyonla bazen aşırı hareketler yapıyormuş aslancıklar!..”Bu aşırı MOTİVASYON ne menem bir şeydir?Ağızdan hap olarak mı alınmaktadır, yoksa damardan şırıngayla mı?

“BAŞARI İÇİN HER YOL MÜBAH...AMAÇ=PARA, DAHA ÇOK PARA....”


Spor, eşit şartlarda, spor ahlakına bağlı kalınarak yapıldığında spordur...Mücadelemiz, kişilerle veya kurumlarla değil, 15 senedir sporumuzda UTANÇ tablolarını bir biri ardına sergileyen YÖNETIM ANLAYIŞI iledir...“Seni de, seni seveni de sevmiyorum!” diye şehrin en işlek caddesine pankart astıracak kadar, rakip camialarda nefret uyandıran YÖNETİM anlayışı iledir...Bunu anlamak istemeyenler çıkacaktır bu rakip camiadan, kafalarını devekuşu gibi kuma gömüp, olanı biteni basit bir KISKANÇLIK olarak algılamaya calışanlar da çıkacaktır.Özeleştiri yapmamakta ısrarcı olanlar olacaktır elbet....Hatta işin içine son parasını maç biletine yatıran gariban taraftarı karıştırıp, ucuz duygu sömürüsü yapmaya kalkışanlar da olacaktır...
Düşünmeyeceklerdir UTANÇ dolu geçmişlerinde defalarca, o gariban taraftarın COŞKUSUNU, SEVİNCİNİ çaldıklarını, o gariban taraftarın AKITTIĞI GÖZ YAŞLARINI geri veremeyeceklerini...DÜŞÜNEMEYECEKLERDİR....!

Bu arada geçen hafta Galatasaray yöneticileri ve futbolcuları Ankara’da gitmedik kapı bırakmamışlardır.Milletvekilleri, bakanlar, parti başkanları ve niceleri... Amaç UEFA şampiyonu Galatasaray kulübünün ödüllendirilmesi ve detaylarıydı.Hani millete mal olmuştu bu kupa, hani ülkemizin reklamı yapılmıştı…Eğer gerçekten inansalardı bu söylediklerine önce Anıtkabir’e gider ATATÜRK’ü ziyaret ederlerdi. Ama oraya gidecek yüzleride yok unutmayalım ki Atatürk’ün bize miras bıraktığı bu topraklarda yetişecek sporculara soylediği bir söz var;


“Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda AHLAKLISINI severim”

Bu yazı üzerine de galatasarayı kardeş olarak gören varsa GİTSİN GALATASARAYLI OLSUN...!

Kirletmesin SİYAHIMI BEYAZIMI
__________________
gidin ya d&d
bjk48 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 22-12-2008, 18:58   #3
Dişi Kartal
 
bjk48 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Karanlık aydınlıktan yalan doğrudan kaçar,
güneş yalnızda olsa etrafına ışık saçar,
unutma doğruların kaderidir yalnızlık,
kargalar sürüyle kartallar yalnız uçar
__________________
gidin ya d&d
bjk48 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 22-12-2008, 19:33   #4
вℓα¢кєαgℓє
 
5 i K T A S - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

anılar depreşti çok acı bir şekilde hemde.canım yandi yine.çok güzel yazmış
__________________
Click the image to open in full size.
5 i K T A S Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 20:15 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580