Alıntı:
boğaz´isimli üyeden Alıntı
Ertuğrul Sağlam'ı takımın başından uzaklaştırmak için fırsat kollayanlar ile Beşiktaş'a teknik direktör olmak isteyenlerin yolları UEFA kavşağında buluştu.
Her yıl Avrupa kupalarında final ya da en azından yarı final oynayan Beşiktaş, bu yıl Avrupa'ya erken veda edince, Ertuğrul Sağlam'ı gönderip Beşiktaş'a gelmek için sürekli haber gönderen Denizli'nin de önü açılmış oldu.
Şimdi merak edilen konu şuydu; Ertuğrul Sağlam'a sıfır tolerans gösterenler, medya içinde sıkı ve kadim dostları olan Denizli'ye ne kadar kredi açacaktı? SAĞLAM'ın takımı altı maç sonunda yenilgisiz, dört puan kaybı ile ligde liderdi. Denizli'nin takımı beş maçta yedi puan kaybı ile liderin dört puan gerisinden yarıştan kopmamaya çalışıyor.
Denizli ile birlikte takımda ne değişti diye baktığımızda somut olarak görülen tek şey, Tello'nun görev yeri olduğunu görüyoruz. Bunun dışında bir de daha fazla puan kaybı. toplam 10 puan kayıp.
Yorumcu olarak takımın tüm artı eksilerine vakıf olduğunu düşündüğümüz Denizli, gelişi ile bir ışık yakmıştı. Meğer bu ışık mum ışığıymış.
Bunun dışında pozitif anlamda değişen bir şey göremedik. Gördüğümüz tek şey söylem ile eylemin farklı işler olduğu, söylemin eyleme dönüştürülemediği ve uygulamaya dönüştürülemediği zaman boş konuşmadan ileri gitmediğine bir kez daha şahit olduk.
Önümüzdeki günlerde spor kamuoyu yüksek sesle bu değişikliğin niçin yapıldığını daha çok tartışmaya başlayacak, yönetimi bir kez daha eleştirilerin odağına oturtacak. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Genç, düzgün, vizyon sahibi, geleceği temsil eden bir teknik adamı, sudan bahanelerle gönderip, 'ununu asıp eleğini asmış' birine takımı emanet edenlerin, ne kadar öngörüye ve ileri görüşlülüğe sahip olduklarının ipuçlarını da görüyoruz bu kararda.
Yarın ne olur bilinmez, bugünün gerçeği şu; SAĞLAM'A sabır göstermeyip, onun her işine burnunu sokması için yanına şaibeli bir ismi monte ederek, rahat bir çalışma ortamı sağlamayanların, önümüzdeki günlerde daha çook “ya sabır” çekeceğidir. (Nurullah Öztürk-yenişafak-20 Kasım 2008 Perşembe günkü yazısından alıntı) |
Nurullah Öztürk;gerek kendi düşünce yapısı ve gerekçalıştığı kurumun savunduğu değerler gözönüne alındığında başka şey yazamaz zaten..Çünkü o ve onun gibiler Mustafa Denizli nin ve onun gibilerin savunduğu ve temsil ettiği Atatürkçü,çağdaş,demokratik değerlerle kavgalıdırlar..Neymiş ;Denizli ununu elemiş ,eleğini asmış..Bırakın bu işleri..Cumhuriyetle ,Laiklikle ve Atatürkle olan kavganızı ,onları savunan ve temsil edenler üzerinden Beşiktaşımızı alet ederek yapmayın..
"ÇÜNKÜ O DEĞERLER BEŞİKTAŞIMIZIN KURULUŞ AMAÇLARI ARASINDA YER ALMAKTADIR"