|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
14-07-2009, 18:42 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 13.850
Tecrübe Puanı: 51 |
Kimine göre doyasıya yaşayamadığımız,kimine göre ise sokakları,caddeleri geçtiğimiz her yeri siyah beyaza boyadığımız bir çifte kupalı şampiyonluk var güzellikler heybemizde.Amma velâkin bu kadarı yetmez,yenileri ile doldurmak lazım… Ufaktan artık hayal alemini,bulutların üzerini terk edip bu balayı uykusundan uyanmanın vaktidir.Yeni sezon hazırlıkları başladı,takım kampa girdi,içimizde geleceğe dair umutlarla birlikte aklımızda yine sorular var… Transferler nasıl olacak? Daha kimler gelip kimler gidecek? Kombineler ne alemde? Avrupa’da ne yaparız? Fakat işin garip tarafı kendimize ve birbirimize sorduğumuz bu sorulara cevap ararken içimizde her daim bir kuşku,her daim bir korku ve her daim bir ‘acaba’…Sanki çifte şampiyon biz değiliz,sanki o oyuncular bunlar değil,sanki o inanmış taraftar bu değil… Biraz da bu sessizlikler,belirsizlikler sıkıyor canımızı biliyorum.Basının,medyanın,Beşiktaş düşmanlarının ve bunlardan nemalanan çıkar gruplarının bizi bu acabalara düşürmek için nasıl çalıştıklarının da farkındayım. Öyle ki antrenman formasını giymiş,sağlık kontrolünden geçmiş bir Nihat Kahveci için bile abuk subuk haberler okuyoruz bugün.Gülüp geçsek de çoğumuz,üzülenler,’ne oluyor’ diyenler de az değil… Hele ki geçenlerde yaşadığımız olaylı transfer hadisesinden sonra güven ortamı yok olmuş gözüküyor,biraz da öyle gösterilmeye çalışılıyor.Kimse başka takımların 2 yerli oyuncu için verdiği 50 trilyonu sorgulamazken geldi-gelmedi ikileminde bırakılan Nihat’a verilen ücret konuşuluyor.Adam askere gidiyor,gelmeyecek diyorlar. Peki buyrun beyler… Her sene bir temcit pilavıymışcasına ısıtılıp önümüze konan bir stat mevzusudur konuluyor önümüze.Bürokratik engellerden ziyade basiretsizlik ithamlarıyla dolu gazete köşeleriyle karşı karşıya kalıyor zaman zaman gözlerimiz.Oysa biz biliriz ki bir şeyin nerede olduğundan ziyade ne olduğu önemlidir. Dolmabahçe'de Kartalların ayak bastıkları yerden fışkıran aşk tohumlarıyla büyütmüştük dünyamızı ve o dünyanın en güzel yerine lâyık görmüştük sevdamızı.Bize Baba Hakkı’lar,Voleci Şeref’ler,Yusuf’lar,Sanlı’lar,Vedat’lar hediye eden o yapıyı kutsallaştıran,mabetleştiren bizdik,sevgimizdi,Beşiktaş’tı,Beşiktaş’ın evlatlarıydı ve elele büyütmüştük biz bu sevgiyi… [b]Ta o zamandan mabet bellediğimiz,şeref bellediğimiz Şeref Stadı'nı bu hale başka hangi duygu getirebilirdi? Oradan gökyüzüne kim aşkını böyle haykırabilirdi? Biz olmasak kim orayı bize cennet,bizden olmayana cehennem edebilirdi? O aşktan başka ne yaşatabilirdi ki bize bu başkalarının eziyet dediği heyecanı? Ve bir zamanlar sıcak suyu,kaloriferi,çim sahası bile olmayan tesislerden şimdiki bu muhteşem görüntüye başka hangi güç erişebilirdi? Elele büyüttük bu sevgiyi… O günlerden bugünlere beraber geldik… Avrupa için bir felaket senaryosu tutturmuş gidiyor herkes… Tanımasam,bilmesem o destanları beraber yazdığımıza inanmayacağım belki de… Kendimize gelelim beyler…Beşiktaş’a oynamadan maç kaybettirmek kimin haddine? Kimlere dünyayı dar etmişiz biz,kimleri eli boş yollamışız evine… İşte bir Eylül gecesi,senelerden 2000… Hatırlayın gazete manşetlerini : Beşiktaş ‘Barca’ladı Ve işte yine bir sonbahar,aşıklar kenti Londra’da aşkımız dalgalanıyor semalarda.Takvimler 1 Ekim’i gösteriyor,Stenford Bridge Beşiktaş diye inliyor. Kartala yakışan bir mücadele; E boşuna demiyoruz ‘’Formayı da seviyoruz ,içindekileri de.’’ O Beşiktaş değil miydi bize bunu yaşatan? Verdiğimiz şehitlerin anısına tribünü bayrak alına boyadığımız bir ekim gecesi rakip Liverpool’du bu kez.Destanımızın adı ise değişmedi,Beşiktaş…Unutanlar için tekrar hatırlatalım; tarih 24 Ekim 2007 Elele büyüttük bu sevgiyi Biz yaşadıkça daha da devasa boyutlara taşımaktır amacımız,bu aşkı olabildiğince derinlemesine yaşamaktır arzumuz. Lakin Beşiktaş’ız biz,atlatacak ne badireler var efendiler. Yaşanacak ne destanlar ve görecek ne güneşli günler var daha. Haykırdığımız inancımızı tazeleyip umut kırıklıklarını günyüzüne tekrar çıkarmamacasına rafa kaldırmak zamanıdır şimdi. Bugüne kadar başardık,bugünden sonra da geleceğiz üstesinden Müsterih ol siyah… Sağlam dur beyaz… Safları sıklaştırarak geliyoruz yanınıza… Ve sen Beşiktaş; Bazen siyahın beyazdan ağır bassa da Ulan seviyoruz seni be,uğruna can feda… Belki iki sene öncek yakıcı bir Temmuz gününden beri bir kişi eksiğiz ama,her gün yüzlerce çoğalarak geliyoruz sana… Ve yaklaşıyor o kalleş 25 Temmuz. Bu sevda bize emanettir Beşiktaşlı… Optik Başkan’ın anısına… ForzaBesiktas'dan Alıntıdır.. Yazan : Abdullah Doruk Koç
__________________ Besiktasforum.NET KayıpKentinYakışıklısı. | ||
|
14-07-2009, 20:43 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 | Cok harika olmus tek kelime ile | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |