rawkidd´isimli üyeden Alıntı
(Mesaj 477876)
Sevgili dostlar ben 34 yıldır BEŞİKTAŞ için yanıp tutuşan biryim. hatırlıyorum da, bundan 15-20 sene önce bu camianın spor dünyasında, hatta ezeli rakiplerimizde bile çok ayrı bir yeri vardı. BEŞİKTAŞ dediğin zaman asil bir kulüpten bahsedilir idi, asil bir camia akıllara gelirdi. çünkü biz renklilerin sokak arası münakşa ve kavgalarına karışmazdık. çünkü biz onur, haysiyet ve şeref denilen erdemleri ilke bilirdik. çünkü bizim armamızda ay-yıldızın verdiği ağırlığı ve yükümlülüğü yaşardık. peki sonra ne oldu ? zaman değişirken, BEŞİKTAŞIMIZ da değişmeye başladı, özellikle Seba dönemi bittiğinde, ne kendimize has olan tarzımızı koruyabildik, ne de büründüğümüz yeni değerler BEŞİKTAŞA layikti. manşet olmak için, o çapulcu ruhsuz renkli takımlar gibi, popülist bir tutum içine girdik. sanki önemli olan ilkelerimiz değil, zekadan yoksun medyanın baş maymunu olma yoluna girmiştik. bununla birlikte gelen yozlaşma, gruplaşma ve şiddet şanlı BEŞİKTAŞın hem adına leke sürmeye başladı hem de çok tehlikeli karanlık yolları işaret ediyordu. fakat bunlar belirli çevrelerden hep örtbas edildi. gelen giden yönetimler dahil bu gidişata dur denmedi. onun yerine renklilerin patırdı gürültüsüne dahil edildik ve BEŞİKTAŞ o sümsüklerine seviyesine düşürüldü. kimse de fark etmesin diye, gündem hep başka yerlere yönlendirlidi. hem böylece kendi sandalyelerini koruyup kurtardılar hem de olası acizliklerini kaşe edebildiler. hatırlayın dostlar, koskoca BEŞİKTAŞ başkanı kalkıp 3 para etmeyen varlıklarla basında söz düellolarına giriyor, ve 104 yıllık bir kulübü mahalle tayfaları topluluğu haline düşürüyor. zaman zaman hakem, zaman zaman federasyon ve başka zaman yine başka suçlular aranıp bulundu. ve yine hala o başkan koltuğunda oturan kişi BEŞİKTAŞın asıl işleri dışında her yerde dayılık taslıyor, etrafındaki kuklalar da şakşakcılık yapmaktan başka bir işe yaramıyor. gelişmeler ortada. avrupa fiyaskosu aldığımız 8-0 lık hezimetle başlamadı. del bosque davasından tutun, yurtdışından getirdiğimiz 5.sınıf topçulara kadar dayanıyor. belirli çevreler 'kaptan gemiye su sızıyor' dediyse bile, kaptan dürbünü hep kaşka yerlere çevirdi ve 'kara görünmüştür, düğmeye basılmıştır' yalanlarını temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp insanlara yedirdi. ancak kara hiç görünmemişti. o hep kendi hayalindeki kara idi. hep var olan, ama gerçek olmayan. bizler bu takımı en çok şampiyon olduğu için tutmadık. eğer sevgimiz ve inancımız bundan ibaret olsaydı, o zaman real madrid, ac milan gibi takımlar tutardık. bizler armamızda 3 yıldız takılsın diye de 'ölümüne BEŞİKTAŞ' demedik. armamızdaki tek yıldız zaten galaksinin en anlamlısı. ama bizler hep şuna inandık, hep şunu bekledik: EN BÜYÜK BEŞİKTAŞLININ izinden giderken, o formanın ağırlığını, o formayı taşıma gururunu bizlere hisettirin. siyah-beyazı inanarak temsil edin. spor bu, yenersin, yenilirsin, işin burası hiç önemli değil. anack bütün inancınla, bütün sevginle ve herşeyden önemlisi bütün samimiyetinle taşımayacaksan o formayı, ve başkanlığını yaptığın kulübün onurunu taşıyamıyorsan, efendice 'yok arkadaş bu iş bana göre değil' deyip ceketini alıp gideceksin. ve unutmayın: yönetimler gelip geçicidir. BEŞİKTAŞ bakidir. hiçkimse, hiçbir grup ne BEŞİKTAŞtan üstündür ve BEŞİKTAŞın ilkelerini çiğneme hakkına sahip değildir. Sevgiler RAWKİDD |