|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
05-06-2009, 15:08 | #1 | ||
∂υмαη ѕα∂є¢є ∂υмαη Üyelik tarihi: Jun 2009 Yaş: 47
Mesajlar: 1.883
Tecrübe Puanı: 23 |
Gözlerin Söyledikleri : Elbette yüzündeki çizgiler dikkat çekiyordu. Ama Keşmirli 70 yaşındaki Muhammed Azam Abbasi, uzak geçmişin anılarını kırışıkların içinde saklıyordu. Çünkü o sırada yakın geçmişi, depremi anlatıyordu. Deprem sırasında geniş ailesinden kimsenin ölmediğini söylüyordu. Zaten yüzünün kırışıklıklar dışında kalan bütünü, ışığı şükran duygularıyla karşılıyordu. Gözleri hariç... Denedik, elimizle kapatıp sadece gözlere baktık. Yaşlı adam, köyünde 22 kız çocuğunun öldüğünü, 250 evin neredeyse yerle bir olduğunu anlatmayı gözlerine bırakıyordu. (Associated Press / David Longstreath) Ateş festivali: İspanya’nın Valencia kentinde her yıl Ateş Festivali yapılır. Zaman zaman patırtı gürültü altında zaman zaman da İsa Peygamber’in annesi Meryem’in eşi Aziz Joseph adına ayinlerle geçen bir haftanın sonunda sıkıştırılmış kağıttan yapılan dev heykeller yakılır. ‘O’ anda bu heykellerden biri yakılıyor. Ama foto muhabiri Fernando Bustamante öyle bir açı ve an yakalıyor ki, heykel son bir gayretle yanmasın diye elindeki kuşu salıyormuş gibi görünüyor. (Associated Press / Fernando Bustamante) Tanzanya'nın kırsal bölgelerinden birinde çekilmiş bir ‘o’ an. Güçlü ama yorgun eller... Fotoğrafın sol köşesinde eteği biraz sıyrıldığı için ipucu veriyor ve tabii biraz dikkatli bakınca ellere tezat narin kollar... O bir anne... Bir toprak işçisi... Toprak anayla o kadar haşir neşir olmuş ki, çamurdan bir kadına dönüşmüş ve en zor işlerin bile altından kalkabilmeyi başaran dünya kadınlarına bir örnek oluşturmuş Hindistan dünyanın en çok HIV virüsü taşıyan insanın yaşadığı ikinci ülke. Bu ‘o’ anda da Kalküta’da AIDS’li bir kadın, çocuğunu sevgiyle öpüyor. 27 yaşındaki bu anne, geçen yıla kadar çocuğuna bakabilmek için para karşılığı fuhuş yapıyormuş. Yapılan tahlillerde AIDS olduğu ortaya çıkınca bu işi bırakmış. Beş yaşındaki Sanjiv'in sağlık durumu iyi ve o daha annesinin hasta olduğunu bilmiyor… Yer Afganistan ve tüm dünya için Afganistan'ın simgesi neredeyse bu esaret burkaları. Kadına verilen değerin, daha doğrusu hiç verilmeyen değerin bir kanıtı daha bu ‘o’ anda görülüyor. Sanki birer eşya, birer valizlermiş gibi bir arabanın bagajına koyulmuş bu üç Afgan kadını yolculuk ediyor. Kırmızıyla siyahın mükemmel birlikteliği… Burası Almanya'daki bir sergi salonu. Hindu kökenli İngiliz heykeltraş Anish Kapoor ''Benim Kırmızı Ülkem'' adlı bir sergi açmış. İki ziyaretçi yanyana oturmuş Kapoor'un eserlerini seyrediyor. Kırmızının her yere sindiği sergi salonunda elde edilen bu ‘o’ an da sanat eseri havası veriyor. Verilen bilgide de fotoğrafın altında hem foto muhabiri Miro Kuzmanoviç'in hem de serginin sahibi Kapoor'un imzası bulunuyor. Bu ‘o’ an, orada, o pencerenin o aralığında 50 yıldır var. Elbette insanlar değişiyor ama ‘o’ an değişmiyor. Kuzey Koreli bir asker, sınır köyü Panmunjom'daki karakoldan Güney Kore topraklarını gözlüyor. O pencerenin gerisindeki dünyaya kapalı ülkede yöneticiler, nükleer silah üretme kararlılığını sürdürüyor. Ve o pencerenin gerisindeki 22 milyon nüfuslu ülkede 6 buçuk milyon insan açlıkla karşı karşıya bulunuyor. Sarılmak en büyük sevgi gösterisidir... İnsan sevmediğine sarılamaz. Fotoğraf, Ürdün'de, Amman yakınlarındaki Polis Eğitim Merkezi'nde çekilmiş. Bir Iraklı ve bir İngiliz, Irak’ta görev yapacak yeni polislerin mezuniyet töreninde. Sekiz haftalık eğitimin ardından mezun olup Irak'ta güvenliği sağlamak ve yasaları hakim kılmak için diğer arkadaşları gibi memleketine gidecek olan bir polis, İngiliz eğitmenine minnetle ve sevgiyle sarılıyor. İngilizler pek alışkın değildir böyle sevgi gösterilerine. Nitekim İngiliz polisin yüz ifadesinden de bunu anlamak mümkün. Avustralyalı eski dünya sörf şampiyonlarından Mark Occhilupo'nun dalgalarla mücadele ettiği bir ‘o’ an. Fotoğraf, Tahiti’te, Billabong Pro adı verilen ve dünyanın en iyi sörfçülerinin belirlendiği bir ön eleme yarışı sırasında çekilmiş. İyi de acaba nasıl çekilmiş? Yer Ortadoğu… Arka plandakiler İsrail askerleri. Öndeki de bir Filistinli değil İsrailli. Filistinliler’in topraklarına yerleşen ama kendilerini oradan çıkarmaya uğraşan askerlere direnen, damarlarını çatlatırcasına inatla direnen bir İsrailli... Irak’ta işkence fotoğraflarıyla ünlenen Ebu Gruayp Hapishanesi’nin avlusunda bir grup Iraklı tutuklu bekleşiyor. AP fotoğrafçısı Damir Sagolj, bir hapishanedeki iki gerçeği net olarak vurguluyor: Tutsaklığın simgesi dikenli hatta keskin bıçaklı tellerle özgürlüğün simgesi gökyüzü... Kongo'da bir kobalt madeninde çekilen bir fotoğraf. Burası, Amerika tarafından Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarının hammaddesinin elde edildiği yer. Kobalttan nükleer silah yapma teknolojisi artık eskidi, kullanılmıyor ama bazı terör örgütlerinin nükleer silah yapmak amacıyla buradan kobalt kaçırmalarından korkuluyor. Ancak ‘o’ anda sırtında kobalt çamuru taşıyan işçiyi bunlar hiç ilgilendirmiyor. Anlaşılan o, sırtındaki ağır yükten ötürü zrlandığı için böylesine bir ifade ortaya koyuyor Papua Yeni Gine'den bir ‘o’ an. Çocuğun üzerinde muhteşem renkler ve büyük emeklerle avlanmış kuşların tüyleri var. Sadece o tüyler bile büyük sükse yaratacak özellikler taşıyor ama bir şenlikte yer alan bu Papualı çocuk, balonlu çikletiyle caka satmayı tercih ediyor. Ve bu fotoğraf, National Geographic Türkiye Dergisi’nin yayımladığı bir özel sayıda yer alıyor. Özel sayı ‘Yayımlanmamış en iyi 100 fotoğraf’ adını taşıyor ve insana ‘Yayımlanmamış 100 fotoğraf buysa eğer…’ dedirtiyor National Geographic ‘Yayımlanmamış en iyi 100 fotoğraf’ özel sayısında, fotoğrafçı Kenneth Garrett'i çok mutlu eden bir ‘o’ an... Meksika sahilinde yumurtadan yeni çıkmış bir yavru yeşil deniz kaplumbağası sahilde katliam yapan onca avcı hayvanı atlatarak hayatta kalma olasılığını biraz daha artırmak üzere... Atatürk fotoğraflarını renklendiren Ateş Akkor ve Engin Gökdeniz’in çalışmalarından biri. Tarih, 24 Temmuz 1927… Yer, Dolmabahçe Sarayı... Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı sıfatıyla İstanbul'a ilk gelişinden 23 gün sonra. Sarayın merdivenlerinden inerken birisi elini öpmeye çalışıyor. O ise elini öptürmemek için direniyor. Ulusu daima üstte tutmanın erdemini hatırlatıyor. Ayrıca ‘o’ anda kendisinden yıllar yıllar sonra elini öptürmek için uzatan politikacılarımıza ders vermeye devam ediyor. Mücadelelerin adamı ‘o’ anda küçücük bir başka mücadele veriyor.
__________________
| ||
|
05-06-2009, 15:18 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 13.850
Tecrübe Puanı: 51 | Güzel Paylasım Emegine Saglik +REP
__________________ Besiktasforum.NET KayıpKentinYakışıklısı. | ||
05-06-2009, 16:24 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 11.320
Tecrübe Puanı: 39 | Güzeldi teşekkürler
__________________ Forum Kurallarına Uyalım !!! BesiktasForum.NET ......... | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |