|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
21-07-2007, 22:50 | #1 | ||
A S T U T E Üyelik tarihi: Apr 2007 Yaş: 36
Mesajlar: 4.017
Tecrübe Puanı: 28 |
Casper'dan dört çekirdekli işlemciCasper, dört çekirdekli Intel CoreTM 2 Quad Q6600 işlemciye sahip yeni modelini pazara sundu. Casper'den yapılan yazılı açıklamada, yeni modelin masaüstü bilgisayarlarda tek bir mikroişlemci içinde eşzamanlı çalışan dört adet beyin yerleştirilerek geliştirilen dört çekirdeğiyle hem kurumsal hem de ev kullanıcısına maksimum hız ve performans sunduğu kaydedildi. Dört çekirdekli işlemci, kullanıcıların diğer uygulamalar çalışırken arkada virüs koruma programlarını da daha rahat ve hızlı çalıştırmalarına olanak tanıyor. Dört çekirdekli bilgisayar KDV'siz 2 bin 199 dolardan satılıyor. 2008'de nüfusun tamamı 'cep' kullanacak... 2008'de nüfusun tamamı 'cep' kullanacakTürkiye'de sabit telefon sayısı yerinde sayarken cep telefonu abone sayısı hızla artıyor. 2002 yılında 23 milyon olan cep telefonu abone sayısı bugün itibarıyla 53 milyona çıkarken Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, birkaç yıl içinde nüfusun tamamı kadar cep telefonu aboneliğinin olacağını söyledi.Telekomünikasyon Kurulu Başkanı Tayfun Acarer de halen yüzde 72 olan cep telefonu aboneliğinin 2008 yılı sonunda yüzde 100'e ulaşmasının tahmin edildiğini bildirdi. İstanbul'da düzenlenen 7. Telekomünikasyon Arenası'nın açılışına Muğla'dan videokonferans ile katılan Yıldırım, geleceğin, cep telefonunda, telsiz haberleşme sisteminde olduğunu vurguladı. 2002'de internet kullanıcı sayısı 6 milyon iken 2006 sonu itibarıyla 17 milyon vatandaşın internet kullanır hale geldiğini kaydeden Yıldırım, 8 milyonun üzerinde bilgisayar olduğunun tahmin edildiğini dile getirdi. Bu arada, açılışta konuşma yapması beklenen RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın, protokol karşılaması yapılmadığı için toplantıyı terk ettiği ileri sürüldü. Yetkililerin ise Akman'ın, çok erken saatlerde salona gelmesi sebebiyle karşılama konusunda sorun yaşanmış olabileceğini aktardıkları öğrenildi. japonlar bakteriyi hafıza kartına çevirdi... Japonlar bakteriyi hafıza kartına çevirdiBilişim teknolojisinde bilgisayarların ebatlarının küçülmesine rağmen fonksiyonları daha da gelişirken, Japon bilim adamları çok önemli bir buluşu gerçekleştirdi.Japon araştırmacıların minik bir canlı organizmanın genlerine dijital veri yükleyebilen yöntemi geliştirmesi, teknoloji dünyasında organik bilgisayarlar konusunda önemli bir adım olarak değerlendirildi. Yöntemin mucitleri, bir bakterinin genlerine yüzlerce yıl muhafaza edilebilecek önemli miktarda sayısal bilgi yüklemeyi başardı. Araştırmaya göre, "bakteriler ve belli bir genetik şifreye göre çoğalan diğer mini organizmalar, veri depolamak için önemli potansiyel" sunuyor, bu da bilim dünyasının ilgisini çekiyor. Japon araştırmacılara göre, mini organizmalar, harddisk ve hafıza kartlarıyla kıyaslandığında çok küçük kalsalar da genlerinde çok uzun süre önemli miktarda bilgiyi saklayabilecek. Araştırmacılar, bilgileri genlerin değişik noktalarında depolayan teknoloji geliştirdiklerini, bunun da zaman içinde oluşacak genetik mutasyon sonucu bilgilerin yok olma ihtimalini azalttığını belirtti. Uzmanlar, çalışmalarında "Bacillus subtilis" adlı bakterinin genlerine dijital bilgiyi kimyasal elementlere "tercüme eden" bir yöntem kullanarak şifreli kısa mesaj "yazdı". Verilere ulaşmak için, bakterinin normal gen haritasını mesaj yüklenerek değiştirilmiş gen haritasıyla kıyaslamak yetiyor. Tokyo, aa kullanıcı sayısı 1 milyar'ı aştı internet altyapısı çökebilir... 'Kullanıcı sayısı 1 milyarı aştı, internet altyapısı çökebilir'Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi Deloitte Tohmatsu Touche'nin (DTT) raporuna göre, internet trafiğindeki hızlı artış 2007'de internet omurgalarından bazılarını altüst edebilir.Ancak buna rağmen telekom şirketleri veya internet servis sağlayıcısı (ISP) şirketler, bu sorunun aşılması için gereken yatırımı yapmak konusunda istekli değiller. Dünyadaki 5 bin üst düzey yöneticiyle yapılan araştırmaya göre, 2006'da 1 milyar rakamını aşan internet kullanıcılarının toplam nüfusunun 2007 boyunca artmaya devam etmesi bekleniyor. Rapora göre, bilgisayar gerektirmeden internete doğrudan giren e-posta cihazları ve medya oynatıcıları gibi küçük, basit ve ucuz cihazlar internet kullanımında önemli bir büyüme başlatacak. Teknoloji şirketleri internet radyo alıcıları, alışveriş terminalleri, el ansiklopedileri ve dijital mesajlaşma cihazları gibi, PC'lerin maliyet ve karmaşıklığından uzak araçlarda fırsatlar yakalayabilir. Raporda "Geniş bant çılgınlığına rağmen, asıl kâr, kolay indirilebilen en küçük dosyalara ve en dar bant genişliğine dayanan SMS mesajları ve cep telefonu melodileri gibi hizmetlerden gelecek. Ücreti ortalama 20 cent olan SMS mesajlarının 1 megabaytı 1,400 dolar, film satışları ise megabayt başına ancak 13 centlik bir gelir üretiyor. Küresel cep telefonu melodisi pazarı da 4,5 milyar dolarla tüm dijital müzik pazarından daha fazla gelir üretiyor." denildi. 2007'de pek çok ülkede internet üzerinden TV hizmetinin (IPTV) başlayacağı belirtilirken, "Sabit telekomünikasyon operatörlerinin pek çoğu bu uygulamayı destekleyecektir. Operatörler, ses kullanımında beklenen düşüşü hesaba katarak, IPTV'yi gelir artırıcı bir unsur olarak piyasaya süreceklerdir. Son olarak, teknoloji ve medya pazarlarında, 2007 telekomünikasyon hizmetlerinin ücretsiz sunulduğu bir yıl olabilir. Mobil telefonlar ve geniş bant, her ne kadar gittikçe artan birçok koşula bağlı olsalar da ücretsiz verilebilecek iki hizmet olmaktadırlar." tespiti aktarıldı. İstanbul, Reuters efsaneni söyle sana üniversiteni söyleyeyim... Efsaneni söyle, sana üniversiteni söyleyeyimÜniversiteyi kazandınız. Siz ilk gün okulu tanıma, arkadaşlar edinme gayreti içerisindeyken, üst sınıfta okuyan büyükler okulla ilgili efsaneleri anlatmaya başlamıştır bile. Kulağınıza gelmesi gecikmez.Kampüs içerisinde ya da yurt odalarında başlayan muhabbetlerde hemen konular bu efsanelere getirilip, geçmişten geleceğe köprüler yeniden kurulur. Yıllardır anlatıla gelen hikayeler eskilerin dilinden 'vay be' sözcükleri arasında yenilere aktarılır. Kimi bir hocasının yaptıklarını, kimisi bir öğrencinin başından geçenleri anlatır. Bu efsanelerin en ünlüsü ODTÜ'de yaşanır. Hocanın sınavda "risk nedir?" sorusuna boş kağıt vererek, "risk işte budur"diyen öğrenci sınavdan 100 alır. Ancak bu efsane kulaktan kulağa aktarılırken, üniversiteye ve bölümlere göre değişir. Örneğin Boğaziçi Üniversitesi Resim dersinde de benzer bir efsane anlatılırı. Öğrencinin biri final sınavında iyi bir not almazsa kalacaktır. Çok iyi resim de yapamayan öğrenci, o gün sınava da geç kalır. Hoca öğrenciyi sınava alır ve konunun serbest olduğunu söyler. Zamanı az ve yeteneği de olmayan genç masanın üstüne 'Atam izindeyiz' yazılı kağıdı bırakıp çıkar. Tabii ki hocanın en yüksek notunu (100) alır. 100 alan bir başka öğrencinin macerası da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde sürmektedir. Hoca sınavda o günlerde devam eden bir davanın detaylarını verir ve sonucun ne olacağını sorar. Tabii, bütün öğrenciler sayfalarca sonuç çıkarır. Ancak bir öğrenci, kağıdını sınavın ilk dakikasında verir. Cevabı ise tek cümledir: Devam eden dava hakkında yorum yapılamaz. Haliyle 100'ü alan öğrenci odur. Bu anlatılanlar kadar söz konusu kahramanların sonları da ilginçtir. Sınav kağıdını boş vererek Risk nedir? sorusuna 'İşte risk budur' cevabını verip en yüksek notu alan öğrenci aynı cevabı bir sonraki sınavda da tekrarlayınca hocasından "Aynı şartlar altında, aynı riski iki kere almak aptallıktır!" karşılığını alır. Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde yüksek lisans eğitimi gören Sinan Kartal, üniversiteye ilk başladığı yıllar bu ve buna benzer birçok hikaye dinlediklerini belirtiyor. Aradan geçen zamana rağmen hikayelerin bugün yaşanmış gibi anlatıldığını kaydeden Kartal, kendisine de ilk dinlediği hikayenin ilginç geldiğini anlatıyor. İstanbul, Ankara ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin paylaşamadığı hikaye Sinan Kartal'a da şöyle anlatılmış: Sütçü İmam Üniversitesi'nde üç erkek öğrenci sabaha kadar muhabbet edip uyuya kalınca çok önemli bir dersin final sınavını kaçırır. Okula gidip dersin hocasına, "Hocam, sabah üçümüz aynı otobüsle okula geliyorduk. Otobüsün lastiği patladı. Yoldan gelen geçen olmadığı için araba bulamadık. Bundan dolayı sınava yetişemedik." diyerek, özel bir sınav yapmasını talep eder. Profesör, sorun çıkarmaz ve ertesi gün 11'de sınav yapacağını söyler. Sınav günü her bir öğrenciyi ayrı odaya alır ve hepsine aynı soruyu sorar: Arabanın hangi lastiği patlamıştı? Soru öğrencilerin ters köşe olmasını sağlarken, hocanın da zekasını ortaya koymuştur. Kırıkkale Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Sevgi Düzgün de bu hikayelerden nasibini almış. Düzgün'e de üniversiteye başladığı ilk günlerde matematik derslerine giren hocalar anlatılmış. Anlatılanları Sevgi Düzgün'den dinleyelim: "Söylendiğine göre matematik ve istatistik derslerine giren hocaların derslerinden kalan o kadar çok kişi varmış ki, artık sınavlar şehir stadında yapılıyormuş. O günlerde bu cümleleri duyunca çok korktum. 'Bizim derslere de böyle hocalar girmez' diye dua ettim. Ancak anlatılanların sadece hikayeden ibaret olduğu bir süre sonra anlaşıldı. Çalışan bütün öğrenciler derslerden geçiyor. Ne şehir stadında sınava girenler var ne de yıllardır derslerden kalanlar." Boş kağıt verip 100 aldı Bu efsanelerin en meşhuru, "Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) öğretim üyelerinden birinin final sınavında 'Risk nedir?' diye tek bir soru sormasıyla başlar. Bütün öğrenciler cevap kağıdını baştan sona doldururken öğrencinin biri, sınavın ilk 10 saniyesinde boş kağıda "İşte risk budur." yazarak teslim eder. Hiçbir şey yazmadan tek bir cümleyle riski anlatan genç, sınıfın en yüksek notunu alır. Öğrenci 100 alır almasına; ama efsanenin de başlamasına sebep olmuştur. Aradan geçen yıllar, anlatılanlara her öğrencinin de katkıda bulunmasını sağlar. __________________
__________________ Kara topraga Beyaz Kefenle gömülürken yanibasimiza konacak SIYaH-BEYaZ atkinin hayaliyle yasiyoruz | ||
|
21-07-2007, 23:00 | #3 | ||
A S T U T E Üyelik tarihi: Apr 2007 Yaş: 36
Mesajlar: 4.017
Tecrübe Puanı: 28 | evet daha mantıklı
__________________ Kara topraga Beyaz Kefenle gömülürken yanibasimiza konacak SIYaH-BEYaZ atkinin hayaliyle yasiyoruz | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |