|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
23-09-2006, 15:34 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
Çoğu Latince olarak adlandırılmış bulunan ve bir kısmı toplumda daha sık bilinen yüzlerce fobi, çoğu kez literatürdeki adıyla bilinmese de insanlar tarafından yaşanıyor ve bunlar hayatı olumsuz etkiliyor. Literatürdeki “fobi”ler arasında Aviofobi: uçuş korkusu, klostrofobi: kapalı yer korkusu, batofobi: derinlik ya da yüksek binaların yanından geçmekten korkusu, ailurofobi: kedilerden korkma gibi fobilerin yanı sıra pek duyulmamış arakibutirofobi: yerfıstığı ezmesini yerken damağa yapışmasından korkma, venüstrafobi: güzel kadınlardan korkma, politikofobi: politikacılardan korkma, peladofobi: kel insanlardan ya da kelleşmekten korkma ve fobofobi: korkmaktan korkma gibi ilginç fobiler de var. Diğer dikkat çekici birkaç fobi ise şöyle sıralanıyor: Eisoptrofobi: aynalardan korkma, Erotofobi: cinsellikten korkma, Filofobi: aşık olmaktan korkma, Agirofobi: caddelerden korkma, Antropofobi: insanlardan korkma, Araknofobi: örümceklerden korkma, Tokofobi: gebe kalmaktan ya da çocuk doğurmaktan korkma, Triskaidekefobi: 13 sayısından korkma, Tripanofobi: iğne olmaktan korkma, Musofobi: farelerden korkma, Nekrofobi: cesetten korkma, Ofidiyofobi: yılanlardan korkma, Okofobi: taşıtlardan korkma, Rantofobi: herşeyden korkma, Gametofobi: evlenmekten korkma, Ksenofobi: yabancıdan korkma” Dicle Üniversitesi (D.Ü) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytekin Sır, korkunun, insanlığın varlığından beri var olan bir olgu olduğunu belirterek, genellikle çocukluk döneminde yaşanan olayın ileri yaşta benzer ya da farklı şekillerdeki korkular olarak ortaya çıkabildiğini bildirdi. Hayatın belli dönemlerinde ve modern çağla birlikte korkuların da değişebildiğine değinen Prof. Dr. Sır, “Örneğin bebekler ilkin yüksek sesten korkarlar. Zamanla bunu aşar ve daha sonra başka korkuları başlar. Ayrıca modern çağla birlikte korkularda değişimler olabilir. Örneğin daha önceleri ay ve güneş tutulmasından korkulurken, artık sebepleri bilindiğinden bunların yerini UFO'lar (tanımlanamayan yabancı nesneler) ve uzaylıların dünyayı istila edeceği gibi korkular alabiliyor” dedi. Korkuların genellikle çocuklukta yaşanan bir olayın etkisiyle ortaya çıktığını ifade eden Sır, şunları söyledi: “İnsanlar kimi zaman bilmedikleri şeylerden korkarlar, kimi zaman da çocukluklarında yaşadıkları olaylar korkularını tetikleyebilir. Örneğin küçükken karanlık yere kapatılanlarda ileri yaşlarda karanlık ve kapalı yer korkusu ortaya çıkabilir. Ya da çocukluklarında ailesinden ayrı bırakılmış çocuklar ileride ailesinden ayrılacağı ve yalnız kalacağı kimsenin ona yardım etmeyeceği korkusuna kapılabilir. Korkular, çocuklukta yaşanan olaylar nedeniyle simgesel şekilde karşımıza çıkabilir. Örneğin iğdiş edilme korkusu farklı korkularla karşımıza çıkabilir. İğdiş edilmekle korkutulan çocuklar bu çözülmezse, kötülük göreceği, birilerinin gelip kendisini götüreceği, takip edildiği ya da yükseklik korkusu şeklinde ortaya çıkabilir. Bir çatışmaya şahit olan bir çocukta yüksek ses korkusu ve aynı ortamı tekrar yaşayabileceği korkusu gelişebilir. Belli bir yaştan sonra da korkular oluşabilir. Örneğin deprem yaşayan biri tekrar deprem olacağı, evinin üstüne yıkılacağı ve havasız kalacağı korkusunu yaşayabilir.” Televizyonun da korkuları tetikleyebildiğini vurgulayan Sır, seyredilen bir korku filminin insanlarda korkuyu tetikleyebildiğini ve film senaristlerinin de bu korkulardan hareket ettiklerini ifade etti. Son zamanlarda büyücülük ve sihirle ilgili filmlerin de yapıldığını ve bunların çocuklar üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler bıraktığını anlatan Sır, korkuların gelişmemesi için en uygun yöntemin çocuklara hep güven telkin etmek ve korkularının üzerine gitmelerini sağlamak olduğunu bildirdi. Sır, en yaygın psikiyatrik rahatsızlıkların korkular olduğunu ve yapılan çalışmalara göre bunların toplumdaki yaygınlığının yüzde 10 civarında olduğunu sözlerine ekledi. | ||
|
23-09-2006, 15:38 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Ne Fobiler Varmış.. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Karaaslan, birçok insanın hayatını olumsuz yönde etkileyen fobilerin tedavi edilmediğinde bir ömür boyu devam edebileceğini söyledi. Prof. Dr. Karaaslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fobinin gerçekte korkulmayacak bir olaya ya da bir objeye karşı duyulan korku olarak tanımlandığını, fobisi olan insanların korkularının aşırı ya da anlamsız olduğunu bilmesine karşın bunu engelleyemediğini, mantıksal olarak korkularının önüne geçemediğini belirtti. Fobilerin toplumda görülme sıklığının kesin olarak tespit edilemediğini ancak yüzde 10'dan daha yüksek oranda görüldüğünün tahmin edildiğini ifade eden Prof. Dr. Karaaslan, 'Gerçek nedeni bilinmemekle birlikte fobilerin oluşumunda genetik-biyolojik ve özellikle ilk gelişim dönemlerinde yaşanan bazı psikolojik olayların etkili olduğu tahmin ediliyor' dedi. Fobilerin, agorafobi, sosyal fobi ve özgül fobi olmak üzere üç başlık altında incelenebileceğini bildiren Prof. Dr. Karaaslan, şunları kaydetti: 'Agorafobi yalnız başına kalmaktan, yalnız sokağa çıkmaktan, kalabalık yerlere girmekten duyulan korku, sosyal fobi, sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğunu düşünme, performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme ya da küçük düşme korkusu olarak tanımlanabilir. Özgül fobiler ise belirli nesneler veya durumlardan anormal korku duymadır. Bu özgül durumlar ve nesnelerle karşılaşılmadığında hastada rahatsızlık belirtisi olmaz.' İnsanlarda, fobileri olan, durum, nesne ya da aktiviteyle karşılaştığında yüz kızarması, terleme, titreme, nefes darlığı ve bulanık görme gibi belirtiler görülebildiğini ifade eden Prof. Dr. Karaaslan, şöyle devam etti: 'Birçok insanın hayatını olumsuz yönde etkileyen fobiler, tedavi edilmediğinde bir ömür boyu devam edebilir ve insanlar fobik oldukları durum, nesne ya da aktivitenin özelliğine göre büyük zorluklarla karşılaşabilir. Bunlardan uzak olduğu sürece hastanın yaşamı etkilenmemektedir. Fobi, tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Tedavi yöntemi olarak ilaç ve psikoterapi uygulanır.' AA muhabirinin çeşitli kaynaklardan derlediği bilgiye göre, yıkanmaktan, yaşlanmaktan ve karşıdan karşıya geçmekten korkmak gibi insan hayatını olumsuz yönde etkileyen bazı fobiler şöyle: 'Ateş korkusu (pirofobi), yenilik korkusu (kainatetofobi), sivri cisim korkusu (amofobi), toplum içinde yüz kızarması korkusu (eritrofobi), beyaz sayfa korkusu (lökoselofobi), sevme ve aşık olma korkusu (filofobi), ayna korkusu (eisoptrofobi), cinsellik korkusu (erotofobi), evlilik korkusu (gametofobi), sorumluluk korkusu (hipegiyafobi), yıkanma korkusu (ablütofobi), caddelerden ya da caddelerde karşıdan karşıya geçme korkusu (agirofobi), yaşlı insan ya da yaşlanma korkusu (gerontofobi), uyuma korkusu (hipnofobi), saat korkusu (kronomentrofobi), canlı canlı toprağa gömülme korkusu (tapofobi), kusma korkusu (emetofobi), giyecek korkusu (endofobi), sivri cisim korkusu (amofobi), her şeyden korkma korkusu (pontofobi) ve korkudan korkma korkusu (fabofobi). | ||
23-09-2006, 15:47 | #8 | ||
Banned Üyelik tarihi: Apr 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 1.516
Tecrübe Puanı: 0 |
__________________ Ses Etmesemde Öfkem Saklı Sana Bakışlarımda Bir Tokat Atıp Gitmek Vardı Ama Alacağın Olsun O Da Değmezdi Sana. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |