|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Haberler Bu Bölümde Gündem Yaratan Haberler Tartışılır. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
02-06-2009, 09:28 | #1 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 53
Mesajlar: 16.883
Tecrübe Puanı: 69 |
Atlantik üzerinde kaybolan Air France uçağındaki tek Türk yolcu Fatma Ceren Necipoğlu sanat dünyasında bir yıldızdı. Dünyaca ünlü ‘arp' sanatçısı Necipoğlu, 2 konser vermek üzere gittiği Brezilya'dan dönüyordu. RİO de Janeiro-Paris seferini yaparken Atlantik Okyanusu üzerinde kaybolan Fransa Havayolları'na ait Airbus 330-200 tipi uçakta tek Türk yolcunun, Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü Öğretim Üyesi ve arp sanatçısı 37 yaşındaki Fatma Ceren Necipoğlu olduğu bildirildi. Türkiye'nin sayılı arp sanatçılarından olan Necipoğlu, 28 Mayıs'ta Rio de Janeiro Silahlı Kuvvetler Müzesi'nde başarılı bir arp konseri vermişti. Sanatçı dün Air France uçağıyla Paris üzerinden Türkiye'ye dönüyordu. Lisans üstü eğitimini ABD'nin iki ayrı üniversitesinde alan Fatma Ceren Necipoğlu, Türkiye'de de iki üniversite mezunuydu. İstanbul Alman Lisesi'nde okurken, İstanbul Belediye Konservatuvarı Yarı Zamanlı Arp Bölümü'nde de müzik eğitimi aldı. Daha sonra da İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yarı Zamanlı Arp Bölümü'nü bitirdi. Necipoğlu, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'ndaki eğitimini de sürdürdü. Üniversitede Boğaziçi Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümünü kazandığında da müzik eğitimini bırakmayan Necipoğlu, Yarı Zamanlı Arp Bölümü İleri Devresi'ni tamamladıktan sonra yüksek lisans eğitimini Louisiana Devlet Üniversitesi Müzik Fakültesi Arp Sanat Dalı bölümünde yaptı. Buradan 1999 yılında mezun olan Fatma Ceren Necipoğlu, Indiana Üniversitesi Müzik Fakültesi Arp Sanat Dalı'ndaki eğitimini de 2001 yılında tamamladı. 3 dil bilen (Fransızca, Almanca, İngilizce) Uluslararası Dünya Arp Kongresi Birliği ve Arp Sanatı Derneği üyesi Fatma Ceren Necipoğlu, Anadolu Üniversitesi'nde arp ve piyano dersleri veriyordu. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli “Yolculardan birinin öğretim görevlimiz Necipoğlu olduğunu öğrendik. Ailesi ve biz şu ana kadar kendisinden haber alamadık. İnşallah hayırlı haberler alırız” dedi. Uçakta 32 ülkeden 126 erkek, 82 kadın, 7 çocuk ve 1 bebek yolcu bulunuyordu. Brezilya'nın Rio de Janeiro kentindeki Air France sözcüsü Jorge Asunçao'nun yaptığı açıklamaya göre aralarında Türk arp sanatçısı ve akademisyen Fatma Ceren Necipoğlu'nun da bulunduğu yolcuların uyrukları şöyle: 61 Fransız, 58 Brezilyalı, 26 Alman, 9'ar Çinli ve İtalyan, 6 İsviçreli, 5'er İngiliz ve Lübnanlı, 4 Macar, 3'er İrlandalı, Norveçli ve Slovak, 2'şer Amerikalı, Faslı, Polonyalı ve İspanyol, 1'er Arjantinli, Avusturyalı, Belçikalı, Kanadalı, Hırvat, Danimarkalı, Hollandalı, Estonyalı, Filipinli, Gambiyalı, İzlandalı, Romen, Rus, Güney Afrikalı ve İsveçli.Uçağın 12 mürettebatının da Fransız uyruklu olduğu belirtildi.
__________________ | ||
|
02-06-2009, 13:09 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 32
Mesajlar: 2.678
Tecrübe Puanı: 19 | Valla benim bildiğim,okyanusun bir kesiminde "şeytan üçgeni" vardı.Bilmiyorum ne kadar doğrudur. Oraya girenler kayboluyordu.Atlas Okyanusundaydı sanırım.
__________________ Göklerden daha mavi denizlerden daha derin topraktan güzel kokan ne ola Rüzgardan daha serin başaklardan daha nazlı ay ışığından ılık ne ola Ahu gibi gözleri baktıkça yürek yakan yar ola Cennet bahçesi kokan göğsünde çiçek açan yar ola | ||
02-06-2009, 18:33 | #3 | |||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 53
Mesajlar: 16.883
Tecrübe Puanı: 69 | Alıntı:
Bununla ilgili yıllardır araştırma yapıyorlardı.Son iddiaya göre basit bir doğal gaz cilvesi olduğu söylendi. Yer altından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parcalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve "hidrat" denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde hâline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki karbeyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarinı resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu "tebeşir gazlar" erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır . O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar. Uçakların düşerek kaybolması ise yine aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur. Çünkü, motorlardaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Böylece uçak da , hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer. Bu saatten sonra artık umut var demek ne kadar doğru olur?
__________________ | |||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |