Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > İktisat

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 26-02-2007, 12:40   #21
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Düzenlemelere, hükümet harcamalarına ve sosyal yardım reformuna ilişkin tartışmaların açıkça gösterdiği gibi hükümetin ülke ekonomisindeki uygun rolü, Birleşik Devletler’in bağımsızlığına kavuşmasından 200 yıl sonra bile büyük bir anlaşmazlık konusu olmayı sürdürmektedir

BÖLÜM III
AMERİKAN EKONOMİSİ: KISA BİR TARİHÇE

Modern Amerikan ekonomisinin kökleri Avrupalı yerleşimcilerin ekonomik kazanım elde etmeye çabaladıkları XVI., XVII. ve XVIII. Yüzyıllara uzanır. Yeni Dünya bundan sonra sınırlı ölçüde başarılı bir koloni ekonomisinden küçük ve bağımsız bir çiftlik ekonomisine ve giderek de çok karmaşık bir endüstri ekonomisine dönüştü. Birleşik Devletler bu evrim sırasında büyümesine ayak uyduracak daha da karmaşık kurumlar geliştirdi. Hükümetin ekonomideki rolü ise her dönemde görülmekle birlikte genelde arttı.

Kuzey Amerika’nın ilk yerleşimcileri Amerika Yerlileriydi. Bu halkın günümüzde Bering Boğazı’nın bulunduğu bölgedeki bir kara köprüsünden geçerek 20.000 yıl önce Asya’dan Amerika’ya geldikleri sanılmaktadır. (Amerika’ya ilk ayak basan Avrupalı kaşifler Hindistan’a geldiklerini düşündükleri için yanlışlıkla bu halka “Hintliler” demişlerdi.) Bahis konusu yerli halk bazan kabileler ve bazan da kabile konfederasyonları halinde örgütlenmişti. Kendi aralarında ticaret yaptıkları halde diğer kıtalardaki halklarla ve hatta Avrupalı yerleşimciler gelinceye kadar Güney Amerika’daki yerli halkla bile pek az temasları bulunuyordu. Geliştirdikleri ekonomik sistem ise onların topraklarına sonradan yerleşen Avrupalılar tarafından yok edilmiştir.

Amerika’yı ilk “keşfeden” Avrupalılar Vikinglerdi; fakat, 1000 yılında gerçekleşen bu olay büyük ölçüde gözden kaçtı. O günlerde Avrupa toplumunun en büyük kesimi hala tarıma ve toprak mülkiyetine bağlı bulunmaktaydı. Ticaret, Kuzey Amerika’nın daha çok araştırılmasını ve orada yerleşilmesini teşvik edecek oranda önem kazanmamıştı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-02-2007, 12:40   #22
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İspanya bayrağı altında denizcilik yapan bir İtalyan olan Kristof Kolomb Asya’ya ulaşan bir güneybatı geçidi bulmaya çıktı ve 1492’de bir “Yeni Dünya” keşfetti. Bunu izleyen 100 yıl boyunca Avrupa’dan yola çıkan İngiliz, İspanyol, Portekizli, Hollandalı ve Fransız kaşifler altın, zenginlik, onur ve zafer peşinde Yeni Dünya’ya doğru yelken açtılar.

Buna karşın Kuzey Amerika’nın vahşi bölgeleri ilk gelen kaşiflere pek az altın ve ondan da az zafer sunduğu için çoğu orada kalmadı. Kuzey Amerika’ya yerleşenler daha sonraki yıllarda gelenlerdi. Bir gurup İngiliz 1607’de, daha sonra Birleşik Devletler olacak olan ilk kalıcı yerleşim birimini kurdular. Adı Jamestown olan bu birim günümüzdeki Virginia eyaleti topraklarında bulunuyordu.

KOLONİLEŞTİRME


İlk yerleşimcilerin yeni bir vatan aramalarına yol açan çeşitli nedenleri vardı. Massachusetts’e yerleşen “Pilgrim”ler dinsel baskıdan kaçmak isteyen dindar ve soğukkanlı İngilizlerdi. Virginia benzeri diğer kolonilerse temelde ticaret girişimleri olarak kurulmuştu; ancak, çok kez dindarlıkla ticari çıkar el ele yürüyordu.

İngiltere’nin daha sonra Birleşik Devletler olacak olan kolonileri kurup yürütmekteki başarısı, büyük ölçüde, imtiyazlı şirketler kullanmasından kaynaklanıyordu. İmtiyazlı şirketler, ekonomik kazanım peşinde olan ve belki de İngiltere’nin ulusal amaçlarını gerçekleştirmek isteyen hissedar (genellikle tüccarlar ve zengin toprak sahipleri) guruplarıydı. Şirketlerin özel sektör tarafından finanse edilmesine karşılık Kral her projeye ekonomik hakların yanı sıra siyasal yetkiler ve yargı yetkileri tanıyan bir imtiyaz ya da bağış veriyordu. Buna karşın koloniler genelde hemen kar sağlayamadıkları için İngiliz yatırımcılar çok kez imtiyazlarını yerleşimcilere devrettiler. O günlerde pek anlaşılmamıştı ama bunun siyasal sonuçları çok büyük oldu. Koloniciler kendi yaşamlarını, kendi toplumlarını ve kendi ekonomilerini kurmaya bırakıldılar; bu gerçekte yeni bir ulusun temellerinin atılması anlamına geliyordu.

İlk kolonilerin zenginliği tuzakla kürk hayvanı yakalamaya ve kürk ticaretine dayanıyordu. Massachusetts’te balıkçılık ta temel bir zenginlik kaynağıydı. Buna karşın, kolonilerdeki halk genelde küçük çiftliklerde yaşıyor ve kendi kendine yeterli oluyordu. Birkaç küçük kentte ve North Carolina, South Carolina ve Virginia’daki büyük çiftliklerde temel gereksinim mallarının bir kesimi ve lüks maddelerin hemen hepsi tütün, pirinç ve çivit karşılığında ithal ediliyordu.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-02-2007, 12:40   #23
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Koloniler büyüdükçe destek endüstrileri gelişmeye başladı. Çeşitli bıçkı evleri ve tahıl değirmenleri ortaya çıktı. Koloniciler önceleri balıkçı tekneleri ve sonradan da ticaret tekneleri yapmak için tersaneler kurdular. Küçük demir döküm atölyeleri de açtılar. XVIII. Yüzyıl’a gelindiğinde bölgesel ekonominin biçimi ortaya çıkmıştı; New England kolonileri gönenç yaratmak için gemi yapımına ve denizciliğe dayanıyordu; Maryland, Virginia ve Carolinalar’daki çoğunlukla köle çalıştırılan büyük çiftliklerde pamuk, pirinç ve çivit üretiliyordu; New York, Pennsylvania, New Jersey ve Delaware’deki orta koloniler de deniz yoluyla mal ve kürk taşımacılığı yapıyorlardı. Köleler dışındaki bireylerin yaşam standardları yüksekti; gerçekten de İngiltere’dekini bile aşıyordu. İngiliz yatırımcılar çekilmiş oldukları için meydan koloniciler arasındaki müteşebbislere kalmıştı.

1770’e gelindiğinde Kuzey Amerika kolonileri, hem ekonomik hem de siyasal açıdan I. James döneminden beri (1603-1625) İngiltere politikasına egemen olmuş bulunan ve giderek yükselen özyönetim akımının bir parçası konumuna gelmeye hazırlardı. İngiltere ile aralarında vergileme konusunda ve diğer başka alanlarda anlaşmazlıklar çıktı; Amerikalılar İngiliz vergilerinde ve yasal düzenlemelerinde özyönetim taleplerini karşılayacak biçimde değişiklik yapılacağını umuyorlardı. İngiliz hükümetiyle olan sürtüşmelerin onlarla genel savaşa ve kolonilerin bağımsızlığına yol açacağını pek az kişi düşünüyordu.

XVII. ve XVIII. Yüzyıllar’da İngiltere’deki siyasal kargaşa dönemlerinde olduğu gibi Amerikan Devrimi de (1775-1783) hem ekonomik hem siyasaldı ve İngiliz filozofu John Locke’nin Sivil Hükümet Üzerine İkinci İnceleme’sinden (1690) açıkça alınmış olan “vazgeçilmez yaşam, özgürlük ve mülkiyet hakları” cümleciğini toplanma çağrısı olarak kullanan orta sınıf tarafından destekleniyordu. Nisan 1775’teki bir olay savaşı başlattı. Massachusetts’in Concord kentindeki bir koloni silah deposunu ele geçirmek isteyen İngiliz askerleri Koloni milisleriyle çatıştılar. Kim olduğu bilinmeyen birinin ateş etmesi üzerine sekiz yıl sürecek bir savaş patladı. Kolonicilerin çoğunluğunun başlangıçtaki amacı belki de İngiltere’den siyasal ayrılma değildi; fakat, varılan kesin sonuç bağımsızlık ve yeni bir devletin, yani Birleşik Devletler’in yaratılması oldu.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-02-2007, 12:41   #24
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

YENİ ULUSUN EKONOMİSİ


1787’de kabul edilen ve günümüze kadar yürürlükte kalan ABD Anayasası pek çok bakımdan yaratıcı bir dehanın eseridir. Bir ekonomik yasa olarak, Maine’den Georgia’ya ve Atlas Okyanusu’ndan Mississippi Vadisi’ne uzanan tüm ülkenin birleşmiş ya da “ortak” bir Pazar oluşturduğu hükmünü getirmiştir. Eyaletlerarası ticarete hiçbir gümrük resmi ya da vergi uygulanamaz. Anayasa uyarınca Federal hükümet yabancı ülkelerle yapılan ve eyaletler arasında yürütülen ticareti düzenleyebilir, tekdüze iflas yasaları çıkarabilir, para basabilir ve değerini ayarlayabilir, ağırlık ve uzunluk ölçüsü birimlerine ilişkin standardlar koyabilir, postaneler ve anayollar açabilir ve patentler ve telif haklarını düzenleyen kurallar getirebilir. Yukarıda değinilen son hüküm, “fikri mülkiyet”in ilk günlerden başlayarak tanındığını gösteriyordu ve bu konu XX. Yüzyıl sonlarında yapılan ticaret görüşmelerinde büyük bir önem kazanacaktı.

Ülkenin Kurucu Ataları’ndan biri ve ilk maliye bakanı olan Alexander Hamilton, federal hükümetin yeni doğmuş endüstrilere açık destek sağlayarak ve ithalata koruyucu gümrük tarifeleri uygulayarak onları beslemeye yönelik bir ekonomik kalkınma stratejisi uygulanmasını savunuyordu. Ayrıca, kolonilerin Bağımsızlık Savaşı sırasında yüklendikleri kamu borçlarını üstlenmek amacıyla bir ulusal banka yaratılması için de federal hükümeti zorluyordu. Yeni hükümet Hamilton’un belirli önerilerine direndiyse de sonuçta gümrük tarifelerini Amerikan dış politikasının temel bir ögesi yaptı ve bu tutum yaklaşık XX. Yüzyıl ortalarına kadar sürdürüldü.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-02-2007, 12:41   #25
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Amerikalı çiftçiler başlangıçta bir ulusal bankanın yoksullar aleyhine varsıllara hizmet edeceğinden korktular; fakat, ilk Birleşik Devletler Ulusal Bankası 1791’de kuruldu, 1811’e kadar çalıştı ve o tarihte yerine bir başka banka oluşturuldu.

Hamilton Birleşik Devletler’in ekonomik büyümesinin çeşitlendirilmiş ulaştırma, imalatçılık ve bankacılık aracılığıyla sürdürülmesi gerektiğine inanıyordu. Hamilton’un politikadaki rakibi Thomas Jefferson ise felsefesini sıradan bireylerin siyasal ve ekonomik zulme karşı korunmasına dayandırmıştı. Özellikle küçük çiftçileri “en değerli vatandaşlar” olarak övüyordu. Jefferson 1801’de başkan oldu (1801-1809) ve merkeziyetçilikten daha çok arındırılmış bir tarım politikası uygulamaya yöneldi.

GÜNEYE VE BATIYA İLERLEYİŞ


Güney’de başlangıçta önemsiz bir ürün olan pamuk Eli Whitney’in 1793’te çırçır makinesini (pamuğu tohumlarından ve diğer yabancı maddelerden ayıklayan makine) icat etmesi üzerine büyük bir gelişme gösterdi. Güneydeki büyük çiftlik sahipleri, sık sık daha batıya giden küçük çiftçilerin topraklarını satın aldılar. Köle işçilerin emeğiyle beslenen büyük çiftlikler kısa zamanda belirli aileleri pek çok zenginleştirdi.

Bununla birlikte, batıya gidenler sadece güneyliler değildi. Bazan Doğu’daki köyler bir tüm olarak bölgeden ayrılıyor ve Ortabatı’nın daha verimli çiftlik arazilerinde yeni yerleşim birimleri kuruyordu. Batıya göçenler çok kez bağımsızlığa sıkı sıkıya bağlı bulunan ve her tür hükümet denetimine ya da müdahalesine güçlü bir biçimde karşı çıkan kişiler olarak tanımlanmalarına karşın gerçekte hükümetten dolaylı ya da dolaysız pek çok yardım sağlamışlardır. Hükümet tarafından yapılan Cumberland Pike yolu (1818) ve Erie Kanalı (1825) gibi ulusal kara ve suyolları yeni yerleşimcilerin batıya göç etmelerinde ve daha sonra da batının tarımsal ürünlerinin pazarlara taşınmasında yardımcı olmuştur.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-02-2007, 12:41   #26
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Andrew Jackson 1829’da başkanlığa gelince pek çok yoksul ve varlıklı Amerikalı onu ideal edindi; çünkü, o da yerleşime yeni açılan sınır bölgesinde ağaçtan yapılmış bir kulübede yaşama başlamıştı. Başkan Jackson (1829-1837), Hamilton’un Ulusal Banka’sının Doğu’nun yerleşmiş çıkarlarını Batı’nınkilere tercih ettiğine inandığı için bir ardılının kurulmasına karşı çıktı. Jackson ikinci bir dönem için seçilince, Banka’nın görev süresini yenilemek istemedi ve Kongre de onu destekledi. Bu davranışları ülkenin parasal sistemine karşı güveni sarstı ve 1834 ve 1837’de önemli ticari paniklere yol açtı.

Ekonomik sarsıntılar XIX. yüzyıl süresince ABD ekonomisinde yaşanan hızlı büyümeyi engellemedi. Yeni icatlar ve sermaye yatırımları yeni endüsteriler kurulmasına ve ekonomik büyümeye yol açtı. Ulaştırma geliştikçe sürekli olarak yeni pazarlar açıldı. Buharlı gemiler nehir trafiğinin daha hızlı ve daha ucuz olmasını sağladı; fakat, demiryollarının geliştirilmesi daha da büyük bir etki yarattı ve geniş arazi bölümleri kullanıma açıldı. Kanallar ve karayolları gibi demiryollarının ilk kuruluş günlerinde de arazi bağışı biçiminde önemli hükümet yardımları yapıldı. Buna karşın, diğer ulaştırma biçimlerinin aksine, demiryolları büyük ölçüde yerel ve Avrupa kaynaklı özel yatırımları da çekti.

Bu heyecan dolu günlerde çabuk zengin olma düzenleri bollaştı. Borsa fırsatçıları bir gecede hazineler kazandılar; buna karşılık çok kişi de tüm tasarruflarını yitirdi. Bunlara karşın, uzak görüşlülüğün ve yabancı yatırımların bir araya gelmesi, altın yataklarının bulunması ve Amerikan halkının ve kişisel zenginliğin büyük katkısı sonucu ülkede yaygın bir demiryolu sistemi kurulabildi ve bu da endüstrileşme için temel oluşturdu.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-02-2007, 12:41   #27
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ENDÜSTRİYEL BÜYÜME

Endüstri Devrimi XVIII. Yüzyıl’ın sonlarında ve XIX. Yüzyıl’ın başlarında Avrupa’da oluştu ve hızla Birleşik Devletler’e yayıldı. 1860’ta Abraham Lincoln başkan seçildiğinde ülke nüfusunun yüzde 16’sı kentlerde yaşmakta ve ulusal gelirin üçte biri imalattan sağlanmaktaydı. Kentleşmiş endüstri genelde Kuzey Doğu’da toplanmıştı; pamuklu bez üretimi önde gelen endüstriydi, ayakkabı, yünlü giysi ve makine üretimi de yayılmaktaydı. İşçilerin çoğunluğunu göçmenler oluşturuyordu. 1845-1855 arasında Avrupa’dan yılda yaklaşık 300.000 göçmen geliyordu. Bunların çoğu yoksul kişilerdi; Doğu kentlerinde ve çok kez de ülkeye varış limanlarında yerleşmişlerdi.

Buna karşılık Güney tarım bölgesi olmayı sürdürdü; sermaye ve endüstri ürünleri için de Kuzey’e bağlı kaldı. Güney’in, köle kullanımını da içeren, ekonomik çıkarları ancak siyasal güç tarafından ve Güney federal hükümeti kontrol ettiği sürece korunabilirdi.1856’da kurulmuş olan Cumhuriyetçi Parti endüstrileşmiş Kuzey’i temsil ediyordu. 1860’ta Cumhuriyetçiler ve başkan adayları olan Lincoln köle kullanılmasından pek söz etmiyorlar, ama ekonomik politika konusunda çok açık konuşuyorlardı. 1861’de bir koruyucu gümrük tarifesi kabul ettirmeyi başardılar. 1862’de ilk Büyük Okyanus demiryolunu kurma imtiyazı verildi. 1863 ve 1864’te bir ulusal banka yasası taslağı hazırlandı.

ABD İç Savaş’ında (1861 - 1865) Kuzey’in zafer kazanması ile ülkenin ve ekonomi politikasının geleceği kesinleşmiş oldu. Köle işgücüne dayalı sistem kaldırıldı ve Güney’deki büyük pamuk çiftlikleri daha az kar getirir oldular. Savaş gereksinimleri nedeniyle hızla gelişmiş olan Kuzey endüstrisi ilerlemesini sürdürdü. Endüstriciler ülkenin toplumsal ve siyasal faaliyetleri de içeren yaşamının pek çok kesiminde egemen olmaya başladılar. Güney’in, 70 yıl sonra çevrilecek film klasiği Rüzgar Gibi Geçti’de duygusal biçimde dile getirilecek olan, büyük çiftlik aristokrasisi ortadan kalktı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-02-2007, 13:42   #28
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İCATLAR, KALKINMA VE BÜYÜK İŞ ADAMLARI

İç Savaş’ı izleyen hızlı ekonomik gelişme modern ABD endüstriyel ekonomisinin temellerini oluşturdu. Bir yeni keşifler ve icatlar patlaması görüldü ve bu olgu yarattığı derin değişiklikler nedeniyle bazıları tarafından “ikinci bir endüstri devrimi” olarak tanımlandı. Batı Pennsylvania’da petrol keşfedildi. Yazı makinesi geliştirildi. Soğutmalı demiryolu vagonları kullanıma girdi. Telefon, gramofon ve elektrik ampulü icat edildi. XX. Yüzyıl’ın ilk yıllarında at arabalarının yerini otomobiller aldı ve uçakla yolculuk başladı.

Anılan başarılara koşut olarak ülkenin endüstriyel alt yapısı da geliştirilmeye başlandı. Appalachian Dağları’nda kuzeyde Pennsylvania’dan güneyde Kentucky’e kadar uzanan bölgede zengin kömür yatakları bulundu. Orta Batı’nın kuzeyinde Superior Gölü bölgesinde büyük demir madenleri açıldı. Bu iki önemli ham maddenin biraraya getirilebildiği yerlerde çelik üreten fabrikalar geliştirildi. Açılan büyük bakır ve gümüş madenlerini kurşun madenleri ve çimento fabrikaları izledi.

Endüstri büyüdükçe seri imalat yöntemleri geliştirildi. Frederick W. Taylor, bilimsel yöneticilik konusunda öncü oldu; her işçinin işlevini özenli bir biçimde belirledi; onların çalışmalarıyla ilgili yeni ve daha etkin yöntemler yarattı. (Gerçek seri imalat fikrini Henry Ford geliştirdi ve 1913’te, her işçinin tek bir basit işlem yapacağı hareketli otomobil montaj bandını kurdu. Çok uzak görüşlü olduğu daha sonra anlaşılan bir atılım yapan Ford, işçilerine günde 5 dolar gibi pek cömert bir ücret önerdi ve böylelikle işçilerin çoğu ürettikleri otomobillerin aynı zamanda müşterisi haline geldiler ve endüstrinin yayılmasına yardım sağladılar.)
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-02-2007, 13:42   #29
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

XIX. Yüzyıl’ın ikinci yarısının “Parıltılı Çağ”ı büyük iş adamlarının ortaya çıktığı dönemdi. Pek çok Amerikalı büyük parasal imparatorluklar kuran bu iş adamlarını ideal olarak algıladı. Bahis konusu kişilerin başarısı çok kez, John D. Rockefeller’in petrolde yaptığı gibi, yeni bir hizmet ya da ürünün uzun vadedeki gelişme olasılığını görebilmekte yatıyordu. Şiddetli bir rekabet içindeydiler ve tek amaçları parasal başarı ve güç peşinde koşmaktı. Bu devler arasında John D.Rockefeller ve Ford’a ek olarak, demiryolu işletmeciliğiyle zengin olan Jay Gould, banker J.Pierpont Morgan ve çelik üğretimcisi Andrew Carnegie sayılabilir. Aralarından bazıları, o günün işletmecilik anlayışına göre, dürüst kişilerdi; buna karşın diğer bazıları zenginlik ve güç elde edebilmek için kuvvete, rüşvete ve hileye başvurdular. İş çevreleri şu ya da bu şekilde hükümet üzerinde büyük etki sahibi oldular.

Girişimcilerin belki de en gösterişlisi sayılan Morgan hem özel hem de iş yaşamında büyüklüğü kendisine ölçü olarak almıştı. Kendisi ve dostları kumar oynuyorlar, yatlarda geziyorlar, zengin partiler düzenliyorlar, saray benzeri evler yapıyorlar ve Avrupa’nın sanat eserlerini satın alıyorlardı. Buna karşın, Rockefeller ve Ford gibi kişiler püritenlerinkine benzer özellikler sergiliyorlardı. Küçük kasaba değerlerini ve yaşam biçimini sürdürüyorlardı. Sürekli kiliseye giden kişiler olarak diğer bireyler üzerinde de bir sorumlulukları olduğuna inanıyorlardı. Kişisel erdemlerin başarı sağlayabileceğini düşünüyorlardı; çalışmaya ve tutumlu olmaya inançları büyüktü. Daha sonra varisleri de Amerika’daki en büyük insancıl yardım vakıflarını kurdular.

Avrupa’daki üst düzey aydınların genelde ticareti aşağılık bir işlev gibi görmelerine karşılık daha akışkan sınıf yapısına sahip bir toplum içinde yaşayan Amerikalıların çoğu para kazanma olgusuna hevesle sarılıyorlardı. Ticari girişimin riskinden ve verdiği heyecandan hoşlandıkları kadar ticari başarının sağlayabileceği yüksek yaşam standardlarını, gücü ve ünü de seviyorlardı.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 26-02-2007, 13:42   #30
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bunlara karşın, her istediğini yapan büyük girişimciler, Amerikan ekonomisi XX. Yüzyıl’da olgunluğa eriştikten sonra Amerikalıların ideali olma çekiciliklerini büyük ölçüde yitirdiler. Önce demiryollarında daha sonra diğer iş alanlarında anonim şirketlerin ortaya çıkmasıyla yaşamsal bir değişim kendini gösterdi. Büyük iş adamlarının yerini anonim şirketlerin başına geçen “teknokratlar”, yani yüksek ücretli yöneticiler aldı. Anonim şirketin yükselişine bağlı olarak işletmelerin gücünü ve etkisini dengeleyici bir kuvvet hizmeti gören örgütlenmiş işçi hareketi de gelişti.

1980’lerin ve 1990’ların teknolojik devrimi büyük iş adamları çağını anımsatan yeni bir teşebbüs kültürü ortaya çıkardı. Microsoft’un başı olan Bill Gates bilgisayar yazılımları düzenleyip satarak muazzam bir servet oluşturdu. Gates’in büyük karlar sağlayan bir imparatorluk yaratması nedeniyle, kurduğu şirket 1990’ların sonunda rakiplerini sindirmek ve tekel yaratmak suçlamasıyla ABD Adalet Bakanlığı’nın antitröst dairesi tarafından mahkemeye verildi. Buna karşın Gates bir insancıl yardım vakfı da kurdu ve vakıf kısa sürede benzerleri arasında en büyük olma konumuna erişti. Günümüzdeki Amerikalı iş çevresi liderlerinin pek çoğu Gates kadar göze batan bir yaşam sürdürmemekte, anonim şirketlerin geleceğini onlar belirlemekte, ancak, bunun yanı sıra insancıl yardım örgütlerinin ve okulların yönetim kurullarında da görev yapmaktadırlar. Ulusal ekonominin durumuyla ve Amerika’nın diğer ülkelerle olan ilişkileriyle ilgilenmekte ve hükümet yetkilileriyle danışmak için her an Washington’a gidebilmektedirler. Kuşkusuz hükümeti etkilemekte, fakat, Parıltılı Çağ’daki bazı büyük iş adamlarının inandığının aksine, onu kontrol etmemektedirler.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 21:41 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580