Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > İktisat

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 02-03-2007, 17:00   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

BİRİNCİ KİTAP/BÖLÜM 1: EMEK VE İŞBÖLÜMÜ ÜZERİNE

Ulusların Zenginliği’ni kısaca tanıttıktan sonra, eserin ilk bölümüne geçebiliriz. Smith, eserini ilk bölümünde daha öncede belirttiğimiz gibi işbölümü ve emeği konu almıştır. Zaten eserin ana konusu işbölümü temeline dayandırdığı ekonomik gelişmedir. Ona göre ekonomik yaşamın en belirgin yönü işbölümüdür. İşbölümü, ekonomik büyümenin ve uluslararası ticaretin zenginliğinin başlangıç noktasıdır.

Smith’e göre zenginliğin üretimi emeğin kullanılış biçimine bağlıdır. Üretimin artışında temel olan emektir. Fakat emek ancak endüstri ilişkileri içindeki faaliyetlerin Batı’ya çözüm getirmesiyle birlikte önemli olmaktadır. Eski dünya ilişkileri içinde Batı’nın emeğe, insan emeğine değer verdiğini söyleyebilmek zordur. İlişkilerde değer yaratan insan gücü olduğunda emek ön planda ele alınmıştır. Zaten bakıldığında 16.yy’da zenginlik akışı yağma yoluyla gerçekleştirildiğinden emeğin değerinden söz edilmemiştir. Kurulu egemenlik ilişkileri içinde insan emeğine gerek duyulduğunda Batı, tarihinde ilk kez emeğe değer vermiştir.

İşte işbölümü olgusu da, sağladığı teknik olanaklarla, emeğin verimini büyük ölçüde artırmaktadır. Emeğin veriminin artması da ulusal zenginliğin artması demektir. Adam Smith bir ülkenin zenginlik ve refah düzeyinin, iki temel etkene bağlı olduğunu belirtmiştir:

1- Halkın emeğinin verimlilik derecesi ya da halkın bilgi, yetenek ve ustalık düzeyi,
2- Yararlı işlerde çalışanlar ile, bu gibi işlerde çalışmayanların sayısı ve bunların birbirine oranı

Bu iki etkenden ilki Smith’i işbölümüne, ikincisi ise üretken ve üretken olmayan emek ayrımına götürmüştür. Ona göre üretken olan ve üretken olmayan emek ayrımında temel olan, değer yaratma veya bir değere yeni bir değer katmaktır. Smith’e göre emek, üzerinde harcandığı nesnenin değerine değer katıyorsa, bu üretken emektir. Üretken olmayan emeğin ise üzerinde harcandığı nesneye yeni bir değer katması söz konusu değildir. Smith, bu nedenle, hizmet üretimini üretim olarak saymamıştır. Çünkü hizmet üretiminde yeni bir değer yaratılmaz veya var olan değerin üzerine yeni bir değer katılmaz. Ona göre yararlı, yani değer yaratan işle uğraşanlar, günün koşullarında Batı’nın üretim faaliyetlerinde artış sağlayanlar olmalıdır. Bu anlamda Smith, daha önce hayat hikayesinde de belirttiğim gibi Glasgow Üniversitesi’ndeki, hayatının en mutlu, dolayısıyla en gurur verici yılları olarak anlattığı hocalık görevini bile yararsız işler kategorisine sokmuştur. Çünkü ona göre hocalık biraz önce de belirttiğim gibi üretken olmayan emektir, yani yeni bir değer yaratmamaktadır. Smith’e göre hocalık dışında hizmetçiler, memurlar, kilise adamları, hukukçular, hekimler, her cinsten edebiyat ve yazı adamları, oyuncular, müzisyenler, şantörler, opera dansörleri..vb de üretken olmayan emekçilerdir. Smith bu seçimin nedenini ise şöyle açıklamıştır: “Hepsinin de yaptığı iş, tıpkı tiyatro oyuncusunun konuşması, hatibin söylevi ya da müzisyenlerin nağmeleri gibi, daha üretildiği anda uçup giden bir iştir.”

Smith’e göre, üretken olmayan emek, üretimden ne kadar az pay alır ve tüketirse, üretken emek için o kadar çok harcama yapılabilir ve dolayısıyla sermaye birikimine olanak sağlanır. Sermeye birikimi ise ulusların zenginleşmesini sağlar. Smith’in bu tezi, bugün bile, kapitalist gelişmeyi benimseyen ülkeler için geçerliliğini korumaktadır.

İşte işbölümü de Smith’e göre emeğin gücündeki gelişmenin kaynağıdır ve işbölümü gerçekleştiği her alanda emekten yararlanabilme olanağı fazladır. İşbölümü sayesinde bütün pazarı denetim altına almanın yanında sömürgelerdeki insan gücünü de kullanmak mümkün olmuştur. Ayrıca Batıda sistemin dışladığı nüfus da sisteme dahil edilebilmiştir.

Smith’e göre işbölümü kendiliğinden ortaya çıkar. İnsanlardaki değiş-tokuş eğilimi işbölümü olayını doğurmuştur denilebilir. Bu bakımdan işbölümü en ilkel ve en basit bir olay değildir. İşte bütün bu ekonomik olayların da temelinde, insanın kişisel çıkarı vardır. Toplumların biraz gelişmesiyle birlikte işbölümü de kendini göstermeye başlar.

Biraz önce de bahsettiğimiz gibi Smith iş bölümünün doğuşunu 3 etkene bağlamıştır:

1-İnsanlardaki değişim eğilimi: Daha sonrada belirteceğimiz gibi Smith’ e göre işbölümünün doğmasına neden olan temel, insanlardaki mübadele yani değişim eğilimidir. İşte bu değişim eğilimi, her insanı, kendini belli bir işe vermeye ve bu iş için olan yeteneklerini geliştirmeye yöneltir. İnsanların diğer insanlardan farklı yeteneklerine göre üretmesi, üretimde işbölümü ortaya çıkarır.
2- Ülkedeki kapitalin birikimi: Eğer yeterli bir kapital birikimi yoksa işbölümü ve mübadele tam anlamı ile ortaya çıkmaz.
3- Pazarın genişliği: Pazarın genişliği de işbölümünün doğuşunda önemli bir etkendir. Pazar dar olduğunda insanlar bir alanda daha az uzmanlaşma olanağı bulacaklardır, çünkü ürettikleri malları satacak yeterli insan olmayacaktır. O yüzden işbölümünün doğması için pazarın genişlemesi, ihtiyaçların artması gerekir.

Smith’e göre, işbölümünün derinliği ve pazarın genişliği ise,

1-Üretimde kullanılan kapitalin miktarına bağlıdır. Üretimde kullanılan kapital ne kadar çoğalırsa, pazar da o kadar genişler, işbölümü derinleşir.
2- Devletlerin ekonomi politikalarına yani ekonomik ve ticari işlemlerdeki ve özellikle dış ticaret üzerindeki kısıtlamalarına ya da serbestliğine bağlıdır. Bu da çok önemlidir. Eğer devlet dış ticaret üzerinde kısıtlamalara veya engellemelere giderse ülkenin pazarı giderek daralır dolayısıyla işbölümü azalır. Klasik iktisatçılar da, “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler”den yola çıkarak devletin dış ticaret üzerindeki kısıtlamalarına son derece karşı çıkmışlardır.
3- İç ticareti ve uluslararası ticareti düzenleyen kurallara bağlıdır. Örneğin biraz öncede belirttiğim gibi kısıtlayıcı kurallar uluslararası uzmanlaşma ve iş-bölümünü de önleyerek ülke içi üretim verimini düşürür. Dolayısıyla ulusların zenginliği azalır.

Platon, iş bölümünü, insanların doğuştan gelen yetenek farklarının bir sonucu olarak görür ve mal değiş-tokuşunun işbölümünün bir sonucu olduğunu söyler. Adam Smith ise iş bölümünü insanlardaki değiş-tokuş eğilimine bağlayarak, Platon’un aksine, insanlar arasındaki bilgi ve yetenek farklarını iş bölümünün doğurduğunu söyler ve iş bölümünün yararlarını şöyle sıralar:

1- İşbölümün sonucunda her insanın yapacağı işler basit işlemlere bölündüğü ve her insanın aynı işte sürekli olarak çalışması sağlandığı için kişinin çalıştığı konuda yetenek ve bilgisi artar. Ayrıca işbölümü sayesinde kişinin basitleştirilmiş işleri en iyi biçimde yapması sağlanır.
2- Bir işten diğerine geçerken yitirilen zamandan işbölümü sayesinde tasarruf edilir.
3- Ayrıca işbölümü sonucunda işlemler basitleştirilince daha verimli üretim yöntemleri bulunur. Basit işlemleri rahatça yapabilecek makineler icat edilir. Makineler sayesinde de üretimde kullanılan emek kolaylaşır ve kısalır.

İşte bütün bu nedenlerle işbölümü, Smith’e göre emeğin verimliliğini artırır, değer fazlaları yaratır. Bu değer fazlaları sayesinde de toplumlar zenginleşir, yararlı malların üretimi çoğalır. Smith, bu konuyu toplu iğne yapımı örneğiyle açıklığa kavuşturmak istemiştir. Ona göre, bir işçinin, toplu iğne yapım işinde uzmanlığı bulunsa bile, tek başına bir günde ancak 20 kadar iğne yapabilmesi mümkündür. Buna karşılık işbölümü uygulanan bir işyerinde, işçi başına düşen üretimin 4800 iğneyi bulduğuna dikkat çekerek bunun nedenlerini araştırmış, birbirinden farklı emek türlerinin işbölümü yapmak suretiyle, çok daha hızlı ve yararlı bir üretim elde etme olanağı bulunduğunu dikkat çekmiştir. Daha açık anlatmamız gerekirse, bir toplu iğne yapım atölyesinde bir işçinin bir tek iğneyi tek başına yapması üretimi azaltmakta, fakat bir işçinin teli gerdiği, başka bir işçinin düzelttiği, diğer bir işçinin ise ucunu sivrilttiği v.b. gibi yeteneklere bağlı olarak bir işbölümü yapıldığında, üretim bir işçinin tek başına yaptığıyla karşılaştırıldığında kat kat artmaktadır.

Ayrıca Smith bu bölümde, üretim kolları arasında imalat sanayiinin işbölümüne en elverişli alan olduğunu belirtmiştir. Tarımsal alandaki işbölümü ise, üretim endüstrisinde olduğu kadar gelişme olanağına sahip olmadığından, tarımdaki verimlilik endüstrinin gerisinde kalmıştır.
  Alıntı ile Cevapla
 

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 09:18 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580