|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
31-12-2009, 23:54 | #1 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Nov 2007 Yaş: 38
Mesajlar: 4.401
Tecrübe Puanı: 36 |
Peygamber Efendimizin ölümünden sonra idi. Bir gün sahabeden birkaç kişi müminlerin annesi Hz. Ayşe’nin yanına geldi ve ona “Allah’ın elçisi Efendimizin ahlakından bize bahseder misiniz biraz” dedi. Hz. Ayşe annemiz o zaman: “Siz Kur’an-ı Kerim okumuyor musunuz” dedi onlara. “Allah rasulünün ahlakı Kur’an ahlakı idi.” Bu söz bize gösteriyor ki Müslümanlar yaşadıkları müddetçe ahlaklı kalma imkanına sahip tek toplumdur. Çünkü Kur’an-ı Kerim hiç değişmeden günümüze kadar gelmiştir ve kıyamete kadar öyle gidecektir. Öyleyse ahlaklı olmamız öncelikle dinimizin temeli ve kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’i okumamıza, anlamamıza ve buyruklarını yerine getirmemize bağlıdır. Dinimiz İslam, kitabımız Kur’an her güzel, doğru ve faydalı işi teşvik etmiştir. Artık bundan sonra bütün insanlar ahlaklı olmanın ve kalmanın ölçüsünü Kur’an’dan anlayabilecektir. Bu çok önemlidir; çünkü başka milletler ve medeniyetler ilerlemenin ölçüsü kabul edilirken; Müslümanlar hakikatin, gerçek ahlakın ölçüsünü elinde bulunduran kişiler olacaktır her zaman. Böylece bütün Müslümanlar İslam’dan önce gelen gerçek Tevrat’ı ve İncil’i de yaşatmış olacaklardır. Çünkü Kur’an-ı Kerim bütün kutsal metinleri içerdiği için son kitaptır; dinimiz İslam da bundan dolayı son dindir. Yeryüzünde birçok millet ve medeniyet var günümüzde. Televizyonlardan, internetten ve diğer iletişim araçlarından anlaşılıyor ki her milletin ve medeniyetin ahlak anlayışı ve ölçüsü de değişik. Birbirine tamamen zıt olan bu anlayış ve davranışları ortak ve evrensel ilkelerde birleştirecek olan da dinimizdir. Müslüman, dininin emrettiği şekilde davranmakla sadece ahlaklı davranmış olmaz, aynı zamanda uyduğu İslam ahlakıyla dinini tebliğ etmiş ve insanlığa umut vermiş ve kurtuluşun çaresini de göstermiş olur. İşte bunun çok canlı bir örneğini son dönem alimlerinden olan İstanbullu Musa Efendi şöyle anlatıyor: “Gayrimüslim bir komşumuz vardı. Sonradan Müslüman olmuştu. Bir gün kendisine niçin Müslüman olduğunu, hidayete nasıl erdiğini sordum, bana şunları söyledi: – Acıbadem’de tarla komşum Rebi Molla’nın ticaretteki güzel ahlakı vesilesiyle Müslüman oldum. Molla Rebi, geçimini süt satarak temin eden biriydi. Bir akşam vakti bize geldi ve: – Buyrun bu süt sizin, dedi. Ben şaşırdım, Nasıl olur dedim, ben sizden süt istemedim ki. O zarif insan bu sözüm üzerine: – Ben farkında olmadan ineklerimden birinin sizin bahçeye girip otladığını gördüm. Onun için bu süt sizindir. Ben, komşu değil miyiz, otun lafı mı olur dediysem de dinletemedim. Rebi Molla bize o günkü sütü bıraktı ve ertesi gün de aynı şekilde sağdığı sütü bize getirdi. Bu davranış beni çok etkiledi ve: – Böyle yüce ahlaklı bir insanın dini muhakkak ki en yüce dindir; ahlakı tertemiz insanların dininden şüphe edilemez dedim ve kelime-i şahadeti getirek Müslüman oldum.” Etrafınıza şöyle bir bakınız: Misyonerlik çalışmalarının hız kazandığı bir dünyada kim bilir siz de bir gayrimüslim kişinin Müslüman olmasına vesile olabilirsiniz veya dini duyguları zayıflamış bir kişiye güzel ahlakınız sebebiyle cesaret verip dinine bağlılığını artırabilirsiniz. Sözün özü şudur arkadaşım: Güzel dinin bağlıları da güzel ahlaklı olur. Dinimizi anlatmanın en güzel yolu Peygamberimizin ahlâkıyla ahlâklanmaktır. | ||
|
01-01-2010, 23:43 | #2 | ||
çarşı ulann Üyelik tarihi: Apr 2008 Yaş: 42
Mesajlar: 4.335
Tecrübe Puanı: 56 | Allah razı olsun bu güzel konuyu paylaştığın için teşekkürler Sema | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |