|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
16-08-2007, 18:45 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 8.401
Tecrübe Puanı: 26 |
UNUTMADIK... UNUTTURMAYACAĞIZ... 17 Ağustos gecesi herşey 45 saniyeye sığdı. Zamanın durduğu, saatlerin akrep ve yelkovanlarının donduğu 45 saniye geride kaldığında, gecenin karanlığı yüzyılın felaketinin silüetlerini taşıyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yaşanan acının ve depremin yıkıcı gücünün akılalmaz boyutları ortaya çıktı. Deprem bölgesine ilk koşanlar, yaşananlara tanıklık edenler ise gazeteciler oldu. Objektifler, kameralar enkazları taradı, anaların, çocukların gözyaşlarını tüm dünyaya aktardı, yardımların dağıtımında yaşanan aksaklıkları ortaya çıkardı. Kimi kez fotoğraf çekerken ağlasalar, objektiflerinin netini yapmaya çalışırken hıçkırıklara boğulsalar da gazeteciler üzerlerine düşen görevi yerine getirmek için haftalarca deprem bölgelerinden ayrılmadılar. O günlerin fotoğraf karelerine sığmayan acıları bundan sonrası için birer ibret belgesi olarak önümüzde duruyor. Depremde yitirdiğimiz canların, sönen ocakların sadece alın yazısı olmadığını biliyoruz. İlgisizliğin, başıboşluğun faturasını o 45 saniyenin sonunda Türk halkının ödediğini unutmayacağız. Ve unutturmayacağız... 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde yaşamlarını yitirenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz...
__________________ | ||
|
16-08-2007, 18:48 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 8.401
Tecrübe Puanı: 26 |
__________________ | ||
16-08-2007, 19:02 | #5 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 8.401
Tecrübe Puanı: 26 | Prof. Dr. Görür: Bu depremler, büyük depremin ayak sesleridir İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Gemlik Körfezi'ndeki depreme ilişkin, ''Bu depremler, beklemekte olduğumuz büyük depremin ayak sesleridir, ama (Bu öncüdür, hemen arkasından büyük deprem gelir) şeklinde algılanmamalıdır'' dedi. Görür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Marmara Bölgesinin deprem açısından tehlikeli bir bölge olarak ilan edildiğini hatırlatarak, bilim adamlarının, yaptıkları araştırmalar sonucunda, Marmara Denizi'nin altındaki kabuğun yüklendiği ve 25 yıl içinde büyük bir deprem üreteceği sonucuna ulaştıklarını söyledi. Bölgenin değişik yerlerinde zaman, zaman küçük depremlerin meydana gelmesinin doğal olduğunu vurgulayan Görür, ''Büyük deprem birden bire gelmiyor. Zaman, zaman kabuk kırılırken ufak ufak çatlaklar, kırıklar meydana getiriyor ve oradan küçük miktarlarda enerjiyi boşaltıyor'' diye konuştu. KUZEY ANADOLU FAYININ GÜNEY KOLU Gemlik Körfezi ve Manyas'taki depremlerin Kuzey Anadolu Fayının güney kolunda oluştuğunu belirten Görür, şunları kaydetti: ''Şimdi buralardaki depremlerin de böyle sık olması çok doğal. Çünkü bizim yaptığımız araştırmalara göre, Marmara'da enerji birikimi veya deformasyon asimetrik bir şekilde oluyor. Güney, kuzeye nazaran 10 misli daha fazla deforme oluyor. Bu demektir ki olası deprem gerçekleştiği zaman Marmara'nın güneyi, kuzeye nazaran 10 misli daha fazla etkilenecektir. Bu depremler, beklemekte olduğumuz büyük depremin ayak sesleridir, ama (Bu öncüdür, hemen arkasından büyük deprem gelir) şeklinde de algılanmamalıdır. Büyük depremin 25 yıl içinde herhangi bir zaman diliminde meydana gelmesi bekleniyor. Bunu da böyle söylüyorum ki yöneticiler, 'İşte canım, küçük bir deprem oldu bitti, maşallah'a' getirmesinler. Bunun sonu kötü. Eğer deprem güvenli evler, deprem güvenli yerleşim alanları oluşturulmazsa, çok ciddi bir şekilde zafiyet noktaları giderilmezse, bu işin sonucu çok acı olacak.''
__________________ Konu asparagas tarafından (16-08-2007 Saat 19:06 ) değiştirilmiştir.. | ||
16-08-2007, 19:05 | #6 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 8.401
Tecrübe Puanı: 26 | İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, 1999 Gölcük ve Düzce depremleri nedeniyle Marmara Denizi tabanında 240 senede birikmesi gereken enerjinin 55 saniyede yüklendiğini belirterek, ''Bu yükü, Marmara kaldırmaz. En sonuna kadarda dayansa 2029'a kadar bu iş biter'' dedi. Görür, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nce, Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda düzenlenen "1999 Kocaeli Depremi'nden Bugüne" konulu sempozyumda bir konuşma yaptı. Görür, 17 Ağustos'ların kendisini üzdüğünü belirterek, "Türkiye'yi yönetenlerin deprem konusunda herhangi bir şey yapmaya niyetlerinin olmadığına artık kesinlikle inandım ve bu defteri kapattım. Biz, bilimadamı olarak araştırmalarımızı yaparız, aklımızın erdiği kadar bildiğimizi söyleriz.İ nanılmaz boyutlarda tehlikenin olduğu bir ülkede depreme karşı bu kadar vurdumduymaz davranan, bu kadar uzak duran bir yönetimi, yönetimleri ben tahayyül edemiyorum" diye konuştu. Marmara Denizi’ndeki son araştırma Marmara Denizi'nde 12 Mayıs-12 Haziran 2007 tarihleri arasında Fransız L'atalanta gemisiyle inceleme yaptıklarını anımsatan Görür, "Nautile" adlı denizaltı ile bilimadamlarının deniz tabanına 17 yerde dalış yaptıklarını ve her dalışta en az 7 saat kalarak, İstanbul'u tehdit eden fay hattını incelediklerini dile getirdi. Görür, Marmara'nın deprem konusunda dünyanın en aktif yerlerinden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "1999 Gölcük ve Düzce depremleri İstanbul'u tabiri caizse topun ağzına attı. Eğer bu depremler olmasaydı İstanbul büyük risk altına girmeyecekti. Nedeni şu; Bu depremler Marmara'nın altındaki kabuğu enerjiyle yükledi. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) sağ yönlü bir fay. Körfezing üneyindeki bütün Türkiye Marmara'ya doğru 5.5 metre, 55 saniyede birden yüklendi. Marmara'nın kabuğunda 240 senede birikmesi gereken enerji vestres 55 saniyede yüklendi. Bu yükü Marmara kaldırmaz. Bu hesap dayapıldı, ne kadar dayanır, dayansa dayansa, en sonuna kadar da dayansa 2029'a kadar bu iş biter." Marmara'da yaptıkları araştırmada deniz tabanının haritasını çıkardıklarını, numuneler ve kaya örnekleri aldıklarını, sismik ölçümler yaptıklarını, video görüntüleri çektiklerini anlatan Görür, Marmara tabanında fay boyunca inanılmaz boyutlarda gaz ve su çıkışı olduğunu belirlediklerini bildirdi. “Marmara'nın tabanı fokur fokur kaynıyor” Görür, "Marmara'nın tabanı fokur fokur kaynıyor. Bütün bu gaz ve su çıkışlarını tespit ettik, haritaladık. Çıkan gaz metan, hidrojen sülfürgazları da var. Su ve gaz çıkışının miktar ve hızını ölçen aletler yerleştirdik" dedi. Gaz ve su çıkışı nedeninin, fayın hareketliliği olduğunu, bunlardaki değişimlerin depreme ilişkin bilgi sağlayacağını belirten Görür, bunların sürekli izlenmesi için deniz tabanına bir denizaltı gözlem istasyonu kurulması gerektiğini ifade etti. "Artık pes ettim" "Bu çalışmayı bitirdikten sonra İstanbul Valisi'ni ziyaret ettiklerini, belediyeden de Deprem Müdürü’nün geldiğini ifade eden Görür, denizaltı gözlem istasyonu kurulması isteklerini ilettiğini söyledi. Görür, "Hiç olmazsa bir deneme istasyonu kuralım. Bu istasyon için İtalyanlar 'parasız verelim, sensör paralarını siz verin' dediler. 'Ne kadar' dedik, 350 bin... Sayın Vali'ye, Belediye Başkanı'na dedik ki, '350 bini siz verin.' Bunlar 450 milyon doları harcayan insanlar. Görüştükten sonra 2 ay geçti, ses yok. Ben artık pes ettim. Bir bilimadamı olarak teslim bayrağını çekiyorum" diye konuştu. Prof. Dr. Erdik: “Mali kayıp 40 milyar dolar olacak” Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik de yapılan araştırmalara göre, 7 ve daha büyük bir depremin 30 yıl içerisinde oluşma olasılığının yüzde 65, 7.5 büyüklüğündeki bir depremin meydana gelme olasılığının ise gelecek 50 yıl içinde yüzde 50 olarak belirlendiğini ifade etti. Erdik, İstanbul için 7.5 büyüklüğünde bir senaryo depreminde, 45 bin binanın yıkılacağı veya çok ağır hasar göreceği, 70 bin binanın ağır hasar, 200 bin binanın ise orta hasar göreceğinin öngörüldüğünü söyledi. Sadece bina hasarından kaynaklanan mali kayıpların 11 milyar dolar, toplam mali kaybın ise 40 milyar dolar olacağını belirten Erdik, depremin ortalama 40 bin civarında kişinin ölümüne, 160 bin kişinin hastane ihtiyacı olacak şekilde yaralanmasına ve 400 bin civarında acil barınma ihtiyacı bulunan ailenin ortaya çıkmasına neden olacağını bildirdi. Bu kayıpların kentsel dönüşüm projeleri ve bina güçlendirmeleriyle önemli ölçüde azaltılabileceğine dikkati çeken Erdik, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi kapsamında yaklaşık 840 kamu binasının güçlendirilmesinin hedeflendiğini söyledi. “İstanbul elektriksiz kalabilir" Erdik, toplam güçlendirilmesi gereken kamu binası sayısının yaklaşık 3 bin 600 olduğunun tahmin edildiğini, 2006 yılı itibariyle bunların sadece yüzde 1'inin güçlendirilebildiğine işaret etti. Önemli konulardan birinin de 330 kilovatlık elektrik transformatör istasyonları olduğunu dile getiren Erdik, İstanbul'daki bu istasyonlardan birinin bile çökmesi halinde kentin elektriksiz kalacağını, bunlar için önlem alınması gerektiğini kaydetti
__________________ | ||
16-08-2007, 20:58 | #7 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 8.401
Tecrübe Puanı: 26 | bunları unutmayalım
__________________ | ||
17-08-2007, 02:14 | #9 | ||
junior-1903 Üyelik tarihi: May 2006
Mesajlar: 8.427
Tecrübe Puanı: 28 | o gece ölenlere ALLAH RAHMET EYLESİN tekrar gerçekten cok acı verici bir durumdu inş tekrar böyle birşey yaşanmaz
__________________ gücüne güc katmaya geldik formanda ter olmaya geldik BEŞİKTAŞ seninle ölmeye geldik.... | ||
17-08-2007, 05:13 | #10 | ||
Üyelik tarihi: Jul 2007 Yaş: 41
Mesajlar: 2.460
Tecrübe Puanı: 20 | Allah bi daha yaşatmasın kimseye. Ancak hepimiz biliyoruz ölümlerin sebebi deprem değil binalar. Japonya'da daha şiddetlileri oluyo ama adamların burnu kanamıyo.
__________________ Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar, güneş yalnız da olsa etrafına ışık saçar, unutma doğruların kaderidir yalnızlık, kargalar sürüyle KARTALLAR yalnız uçar.. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |