Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Dişi Kartallar > Kadın Sağlığı

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 23-01-2007, 19:18   #121
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Alzheimer testi geliyor

--------------------------------------------------------------------------------

Amerikalı bilim adamları, Alzheimer hastalığının beyindeki biyolojik belirtisini teşhis etmeyi başardılar. Şimdi sıra testte. Alzheimer’in biyolojik belirtileri olan ADDL isimli proteinler, beyinde ortaya çıkıyor. Bu proteinlerin, sinir hücreleri arasında bağlantıyı sağlayan snapslara saldırdığı biliniyor. ADDL’ler ayrıca, Alzheimer hastalarının beyinlerinde bulunan ‘amyloidbeta’ proteininin yapışkan plakasının oluşumuna da katkıda bulunuyorlar. ADDL’lerin her biri metrenin 5 milyarda biri uzunluğunda ve saç telinden 20 bin kat daha ince. Bu nedenle normal yöntemlerle farkedilmesi imkansız.

Yeni teknik
Araştırmacılar yeni test tekniğiyle, altın nano-parçacıkları ve manyetik nano-parçacıkları, ADDL’lere bağlı olan bir antikorla doldurdular. Altın nano-parçacığı, DNA’nın kimyasal bir barkod görevi gören kısmına eklediler. Her iki parçacığı da ADDL’lere ekleyebilip, mıknatıs sayesinde omurilik sıvısından ayırdılar.

Şimdilik sadece beyindeki omurilik sıvısında uygulanan test tekniğinin, kanda ve idrarda da geçerli olabileceğine inanılıyor. Testi geliştiren Northwestern Üniversitesi ekibi, hastalığın tedavisi ve ilerlemesinin engellenmesi adına da çalışmalar yapıyorlar.
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 19:18   #122
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Duvar yazılarına bak sigarayı bırak

--------------------------------------------------------------------------------

Sigarayla ilgili duvar yazıları, sigara tiryakilerini hem düşündürüyor hem de sigarayı bırakmaları konusunda motive ediyor. Sigaranın zararlarını çarpıcı örneklerle ortaya koyan ilginç duvar yazılarından bazıları şöyle: Sigara içen ihtiyarlamaz. (Genç ölür)

Sigara içenin evine hırsız girmez. (Gece boyunca öksürdüğü için)

Sigara içeni köpek ısırmaz. (Bastonla dolaştığı için)

Sigara iç, erken öl, cesedin genç olsun.

Sigara içenlere öncelik tanıyın. Çünkü onlar bu dünyada misafirdir.

Sigara yavaş çekim intihardır.

Sigara hem öldürür hem de süründürür.

Sigara içen bir kişiyi öpmek, kül tablasını yalamak gibidir.

Sigara bulaşıcı bir hastalıktır.

Arkadaş için belki ölünür ama sigara içilmez.

Sigaranın neresinden dönülürse kardır.

Sigara iç dedeni gör, sigara içme torununu gör.

“SİGARAYI DOST EDİNMEYİN”
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, "insanların sigaranın zararları konusunda adeta bir devekuşu psikolojisiyle başlarını kuma gömmemeleri gerektiğini” söyledi.

Özlü, sigaranın sadece erken ölümlere yol açmakla kalmadığını, kronik akciğer, kalp ve damar hastalıkları ile felce neden olduğunu ifade etti.

Bu hastalıkların genellikle yaşın ilerlediği dönemlerde kendini belli ettiğini ifade eden Özlü, ileri yaşlarda sigaranın bırakılmasının beklenen faydaları sağlamadığını söyledi.

Sigaranın özellikle bazı kişilere daha çok zarar verdiğini, ancak bunların kimler olduğunun önceden bilinemediğini kaydeden Özlü, “Bu nedenle, potansiyel olarak herkes sigaranın zararlı etkilerine maruzdur” dedi.

Sigara içenlerin bu konuda söylenenleri duymazlıktan geldiğini kaydeden Özlü, şunları söyledi:

“İnsanların sigaranın zararlarını önemsemeyerek adeta bir devekuşu psikolojisiyle başını kuma gömmeye devam etmemesi gerekir. Ya da kendiniz için yapabileceğiniz bir iyilik olduğunu fark edip gecikmeden yani sigara sizi terk etmeden siz onu terk edeceksiniz. Sigarayı dost edinmeniz onun sizi dost edindiği anlamına gelmez. Hiç ummadığınız bir anda yıllardır yanı başınızdan ayırmadığınız bu sözde dosttan bir darbe yiyebilirsiniz ve o zaman çok geç olabilir.”
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 19:19   #123
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Göz sağlığı için bazı öneriler

--------------------------------------------------------------------------------

Kışın cilde, saçlara önem veriliyor. Cildin kurumaması ve soğuktan etkilenmemesi için kozmetik ürünler kullanılıyor. Saçların dökülmemesi ve kırılmaması için bakım yaptırılıyor. Ancak en hassas organ olan gözlere ise gerekli özen gösterilmiyor. Oysa soğuk ve karlı havalar gözleri de olumsuz etkiliyor. Zarar görmesinden en çok korkulan organ olmasına karşın, gözle ilgili olarak neredeyse hiçbir koruyucu önlem alınmıyor.

Acıbadem Göz Sağlığı Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gülbin Saltık kış aylarında konjonktivit, kuru göz gibi rahatsızlıklardan kar körlüğüne kadar birçok tehlikenin kişileri beklediğine dikkat çekiyor.

VİRÜSLER TEHLİKELİ

Kış aylarında virüslere bağlı hastalıkların arttığı bir gerçek. Virüslerden etkilenen organlardan biri de göz. Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarının artış gösterdiği dönemlerde viral konjonktivitin görülme sıklığı artıyor. Dr. Saltık konuyla ilgili şunları söylüyor: “Konjonktivit, genel anlamıyla göz iltihabı demektir. Etkenlerine göre bakteriyel, virütik, alerjik gibi değişik tipleri vardır. Adenovirüse bağlı konjonktivit, çok kolay bulaşabilen bir hastalık olduğu için birdenbire ve salgın halinde ortaya çıkabilir. Okullar, kalabalık iş yerleri bu açıdan risk altındadır.”

Hastalıktan korunmak için gözlerimizi sürekli oynayıp kaşımamak, havlu, yastık kılıfı, mendil gibi kişisel eşyalarımızı ayırmak ve başkalarının eşyalarını kullanmamak, özellikle çocuklarımızı bu konuda eğitmek gereklidir. Ancak belirtileri tanıyarak, geç kalmadan hekime başvurmak gerekiyor. Gözlerde sulanma, kızarıklık, çapaklanma, sulu ve beyaz bir akıntı, ışıktan rahatsız olma başlıca belirtilerdir. Dr. Saltık, semptomların alerjik konjonktivitle karıştırılabildiğine dikkat çekerek şöyle devam ediyor: “Bu karışıklık sebebiyle hastalar yanlış ilaç kullanabiliyor. Bu da iyileşme sürecinin uzamasına neden olur. Tedavide hastalığın durumuna göre damla ve pomatlardan faydalanılmaktadır.

GÖZ KURULUĞUNU ÖNEMSEYİN

Kış mevsimi boyunca yeterli havalandırılmayan ofisler, sürekli yanan kaloriferler, çalışan klimalar, bilgisayarlar gözün en büyük düşmanı. Özellikle bilgisayarları yoğun olarak kullanan bankacılar, gazeteciler, grafikerler, borsacılar, öğretmenler, öğrenciler göz kuruluğu riski ile karşı karşıya kalıyorlar.Kuru göz rahatsızlığı, teknolojinin gelişmesiyle paralel artış gösteren, gelişmiş toplumlarda sık görülen yaygın bir rahatsızlık türüdür. Bu konuda Dr. Saltık şunları söylüyor:

“Kapalı ortam ve kaloriferler havayı bozan etkenlerdir. Konsantrasyon gerektiren işlerde çalışanlar ise bilgisayar başında yeterli sayıda göz kırpma işlemini gerçekleştiremezler. Bu iki etmen gözlerde göz kuruluğuna sebep verir.”

Gözlerde batma ve kızarıklık şeklinde kendini gösteren göz kuruluğuna karşı alınabilecek çok basit önlemler var. Ofisin havalandırılması, ortam havasının nemlendirilmesi ve eczanelerden rahatlıkla temin edilebilen suni göz yaşını gözün ihtiyacına ve doktorunuzun önerisine göre kullanmak göz kuruluğunu gidermede etkili bir yol.

KIŞIN DA GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ KULLANIN!

Yazın birçok kişi güneşin zararlı etkilerinden korunmak için güneş gözlüğü kullanıyor. Kış geldiğinde de güneş gözlükleri çekmecelere kaldırılıyor. Oysa bu son derece yanlış. Yaz, kış demeden güneş gözlüğü kullanma alışkanlığını yitirmemek gerek. Dr. Saltık kışın göz ve göz çevresinin soğuk ve kuru havalarda korunması gerektiği konusunda uyararak şöyle diyor:

“Göz kapağı ve göz çevresindeki cilt ince ve kırışmaya en yatkın bölge olduğu için rüzgar, güneş ve karlı soğuk havalarda koruyucu, UV filtreli uygun bir gözlükle hem göz sağlığımızı hem de göz çevremizi korumuş oluruz. Ayrıca özellikle rüzgarlı havalarda gözümüzü kaçabilecek bir yabancı cisme karşı da koruruz. Bu nedenle koruyucu tedbir almak adına güneş gözlüğü kışın da kullanılmalıdır. Ancak kaliteli güneş gözlükleri tercih edilmelidir. Yeşil, mavi gibi soft renkler seçilmeli, filtresinin kaliteli olmasına dikkat edilmelidir.”
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 19:19   #124
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

KAYAKÇILAR DİKKAT!

Kışın en çok tercih edilen spor dalı kayak. Çok keyifli bir spor dalı olmasına rağmen özellikle göz açısından bazı tehlikeler içeriyor. Kışın karlı havalarda kayak sporu yapanları saydam tabakanın kuruması ya da enfeksiyonu gibi etkiler bekliyor. Dr. Saltık riskler hususunda şunları söylüyor:

“Kuru hava, şiddetli yağış ve rüzgar kuru göz rahatsızlığını tetikler ve kornea sağlığını olumsuz etkiler. Uzun süre güneş gözlüğü kullanmadan kayak yapanlar ve dağcıları bekleyen bir başka tehlike de güneşe bağlı sarı nokta hastalığıdır. Sürekli çıplak gözle kara bakmak, kardan yansıyan UV ışınları nedeniyle , gözün makula( sarı nokta) bölgesinde bozulmaya yol açarak görme kayıplarına dek varan hasarlara yol açar. Bunun için de tek önlem koruyucu bir gözlük kullanarak kayak sporu yapmaktır
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 19:19   #125
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kış mevsiminde sıcak banyo yasağı

--------------------------------------------------------------------------------

Kış mevsiminde, çok sıcak banyo ile kese ve liflenme önerilmiyor.

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli Prof. Dr. Şahin Yazar, kış mevsiminde havanın soğuması ile tercih edilen sıcak suyun cildi yıprattığını söyledi.

Prof. Dr. Yazar, yaz ve sonbahar mevsimlerinde, havadaki nemin, deride bulunan asit ve lipit koruyucuları destekleyerek, tahriş ve hırpalanmayı önlediğini de anlattı.

Kese ve liflenmeye zımpara benzetmesi

Kış mevsiminde ise derinin nemini kaybettiğini hatırlatan Prof. Dr. Yazar, ''kışın çok sıcak sulu banyoları, özellikle de kese ve liflenmeyi deriye uygulanan zımpara etkisine benzetebiliriz" dedi.

Hastaların bel çevresinde, kol ve bacaklarında oluşan kaşıntıların, bu tür banyolardan kaynaklandığına da değinen Prof. Dr. Yazar, deri kuruluğuna daha çok orta yaş ve üzerindeki kişilerde rastlandığını vurguladı.
__________________
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 19:19   #126
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Göbekli erkekler risk altında

--------------------------------------------------------------------------------

Diyet denildiğinde akla hemen kadınlar geliyor, oysa günümüzde şişmanlık sadece kadınlar için değil erkekler için de sorun. Özellikle de erkeklerin karın bölgesinde biriken kilolar yani göbek, kalp ve şeker hastalıkları riskini artırıyor, kansere yakalanma tehlikesi yaratıyor. Uzmanlar hergün en az beş porsiyon meyve ve sebze yenilmesini öneriyor.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, erkeklerin fazla kilolarının karın bölgesinde biriktiğini, bu yüzden “göbekli” erkeklerin kalp ve şeker hastalığına yakalanma riskinin yüksek olduğunu bildirdi. Tayar, sağlıklı olmanın temel şartının çeşitli ve dengeli gıdalarla beslenmek ve kilo almaktan kaçınmak olduğunu belirtti.
Diyet denildiğinde akla hemen kadınların geldiğini, oysa günümüzde şişmanlığın sadece kadınlar için değil erkekler için de “sorun” olduğunu anlatan Tayar, erkeklerin kilolarının belirli bir bölgede toplanmasının da sağlık açısından önemli risk olduğunu savundu. Tayar, şunları kaydetti:
'Erkeklerin kilosu karın bölgesinde birikir. Bu merkezi şişmanlık olarak bilinir. Bu kişiler çoğunlukla ‘elma’ şekilli olarak adlandırılır. Karın bölgesinde fazla kilolu olmak, yani göbekli olmak da kalp ve şeker hastalıkları riskini artırır. Ayrıca kansere yakalanma tehlikesi de yaratır. Aşırı kilo eklemleri de fazla zorlayarak sağlık sorunlarının artmasına neden olur. Bu yüzden erkeklerin de kadınlar kadar beslenmelerine dikkat etmeleri gerekir. “
Faza yağlı gıda tüketmenin kilo artışına neden olacağının unutulmaması gerektiğini belirten, yemeklerin karbonhidrat, protein, yağ ve lif açısından dengeli olmasına dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Tayar, dengeli beslenmenin sağlıklı yaşam sürmek kadar kalp hastalığı ve kanser riskini azaltmak için de önemli olduğunu vurguladı.
Erkeklerin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için hergün en az beş porsiyon meyve ve sebze yemelerini öneriliyor.


ERKEKLERE SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİLERİ
Erkeklerin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için hergün en az beş porsiyon meyve ve sebze yemelerini öneren Tayar, şu tavsiyelerde bulundu:
Makarna, pirinç, patates, gibi nişastalı yiyecekler ve fasulye, bezelye, mercimek gibi bakliyat ürünlerini daha fazla yiyin. Bunlar yediklerinizin yaklaşık üçte birini oluşturmalıdır.
Yağsız et seçin, yağını ve varsa derisini ayırın.
Haftada iki kez balık yemeye çalışın.
Yiyeceklerinizi, yağda kızartmak yerine ızgara yapmak, fırında pişirmek, haşlamak, kaynatmak, buğulamak veya mikrodalga fırında pişirmek suretiyle hazırlayın.
Yiyeceklerinizde şeker miktarını azaltın.
Tuzdaki sodyum yüksek tansiyona yol açabilir ve bu da felç geçirme riskini artırır. Bu yüzden, yemek yaparken veya yerken yiyeceklerinize kattığınız tuz miktarını azaltmanız gerekir.
Potasyumun tansiyon üzerinde yararlı etkisi vardır. Muz, domates,patates iyi potasyum kaynağı olan gıdaları tüketin.
Yediklerinizde bir miktar yağ olması önemlidir. Ancak yağlı gıdalardan, özellikle de doymuş yağ açısından zengin olan kırmızı et, sosis, tereyağı ve peynir ile margarinden yapılan pasta ve bisküvilerden kaçının.
Günde en az 7 bardak su için, eğer egzersiz yapıyorsanız daha fazla su içmeye çalışın
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 19:19   #127
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Hangi hastalığa hangi yiyecek uygun

Tahıl, sebze ve meyvelerde bulunan çeşitli maddeler ve vitaminlerin, depresyondan tansiyona birçok hastalığa iyi geldiği belirtilirken, bunların kaynağı doğa, bir eczane olarak nitelendirildi.

Urfa'nın acı pul biberinin cilde yararlı ve teni güzelleştiren maddeler içerdiğini, ilaçta aspirin neyse, yiyecekler içinde elmanın da o olduğunu belirten Londra Üniversitesi uzmanları, bu düşünceyle doğal savaş programı hazırladı. Program, hangi hastalığa karşı neler yenmesi gerektiği konusunda rehberlik ediyor.

Türk Enfeksiyon web sitesi www.enfeksiyon.org'da yayınlanan habere göre, satsuma yani küçük portakal, içerdiği folik asit ve C vitamini sayesinde gribe iyi gelirken, kan pıhtılaşmasına karşı en etkin doğal yiyecek özelliği nedeniyle ileri yaşlarda felç ya da kalp krizi riskini de azaltıyor.

Yemeklere giren E-coli bakterisinin vücutta yayılmasını engelleyen tarçın, mideyi düzene sokuyor, kusmayı engelliyor. Bir çay kaşığından fazla alınmaması gereken Hardal ise singrin maddesi sayesinde, sindirim sistemini düzenliyor ve mide ağrılarını gideriyor.

Nanenin içerdiği mentolse, grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini azaltıyor. Nane çayı, baş ağrısı, grip, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire bir geliyor.

DEPRESYONA AVOKADO


Uzmanlar, sindirimi çok rahat olan avokadoyu, özellikle bebeklerin ilk maması olarak tavsiye ediyorlar. Bu meyvenin içerdiği E vitamini, kalbe iyi gelirken, yüksek potasyumu depresyona sebep olan uyuşukluluğu engelliyor. Ama yağ oranı bir çikolata kadar yüksek olduğu için zayıflamak isteyenlere önerilmiyor. Uzmanlara göre, çikolatanın da doğal bir antidepresan görevi bulunuyor.

Kolesterol oranı birçok balığın iki katı olan istiridye ise içindeki demir sayesinde, sperm sayısını ve seks gücünü artırıyor.

Elmanın ve kepekli ekmeğin de dozu aşılmadığı sürece idrar söktürücü özelliğe sahip bulunduğunu beliren uzmanlara göre, aynı alanda olumlu etkileri bulunuyor. Sistit hastalığına karşı da kuşkonmaz tavsiye ediliyor.

ALERJİ

Kayısının içindeki betakarotene adlı madde, hücrelere saldıran molekülleri kontrol altına alarak, kanseri önlüyor. Kuru kayısıya rengi bozulmasın diye eklenen sülfürdioksit de, astım gibi alerjilere iyi geliyor.

Basur tedavisinde fazlası kullanılmadıkça Hindistan cevizinin iyi bir tedavi yöntemi olduğu uzmanlarca belirtiliyor.

Cynarine adlı madde sayesinde en sert yiyeceklerin dahi sindirimine yardımcı olan enginar, karaciğer hastalarının yanı sıra romatizma, arterit ve gut hastalığına yakalananlarla, hamilelere tavsiye ediliyor.

TANSİYON


Yüksek miktarda karbonhidrat içeren ve zengin bir potasyum kaynağı olan muz, kalbin düzenli olarak çalışmasını ve tansiyonun düzenli olmasını sağlıyor. Rezene ve tahıl da aynı amaca hizmet veriyor.

İçindeki kalsiyum ve potasyum gibi mineraller ile B vitamininin vücuda direnç kazandırdığı arpayla ilgili ABD'de yapılan bir araştırma, 6 ay boyunca her gün bu çeşit üründen tüketilmesinin, kolesterol oranını yüzde 15 düşürdüğünü kanıtladı.

Kilo kaybına karşı ise çikolatalı puding öneriliyor. İngiliz Sağlık Bakanlığı, kilo kaybı sorunu olanların günde 3 kez 1 hafta boyunca puding yemesini tavsiye ediyor.

Günde 2 top vanilyalı dondurma tüketimi ise vücudun günlük protein ihtiyacının yüzde 20'sini karşılıyor.

MENOPOZ

Sebze hormonu "fitoöstrojen" içeren nohut ile içinde elajik asit bulunan üzümün, menopozun olumsuz etkilerine karşı koruyucu özellikleri bulunuyor.

Sadece iki-üç adet kuru erik yemenin bile vücudun ihtiyacı olan antioksidanları karşıladığı, idrar yolları kaslarını rahatlattığı, bunun da kolon kanserine karşı koruduğu bildiriliyor. Ayrıca, yüksek orandaki bor minerali ile menopozdaki kadınlarda östrojen seviyesini dengede tutuyor.



Banyoda sürüldüğü zaman romatizma ağrılarını büyük oranda azaltan kekik yağının yanı sıra zencefilin de aynı alanda olumlu etkileri bulunuyor.

DİYABET

Lif açısından zengin bir besin olan kuru fasulye, diyabet riskini büyük oranda azaltıyor. Mercimek de çözünebilir lif içermesi sayesinde diyabet ve kalp hastaları için kaçınılmaz bir besin olarak değerlendiriliyor.

Karadeniz'in ünlü hamsisi, Omega-3 yağı zenginliğiyle kolesterol seviyesini düşürüyor, kanın pıhtılaşmasını önleyerek damar tıkanıklığı, kalp krizi, dolayısıyla felç geçirme riskini düşürüyor.

Uzmanlar, hamsinin haftada en az 1 kez yenmesini, kalp hastaları içinse bu miktarın haftada 3-4 porsiyona çıkarılmasını öneriyorlar.

Omega-3 yağı içeren midye ise selenyum minerali sayesinde tiroit bezlerinin normal işleyişi için gerekiyor.

PROSTAT HASTALIĞINA KARŞI BEZELYE

Araştırmalara göre, haftada 10 porsiyon domatesli bezelye yemeği yiyen bir erkeğin, yemeyene oranla prostat kanserine yakalanma riski yüzde 35 daha az. B vitamini ve protein deposu olan bezelye, kalp için de önemli etkiye sahip.

Salatalığın da kalbi güçlendirdiği, ancak kabuğunun soyulmaması gerektiği belirtiliyor.
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 19:19   #128
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Günde iki bardak çay, 4 elma, 5 soğan, 7 portakal yerine geçiyor.

Bu şekilde kalp dostu antioksidan madde alındığını belirten uzmanlar, özellikle çocukların haftada en az 6 bardak sütlü çay içmesini öneriyor.

Yapılan 40 araştırma, havuç tüketimi arttıkça kanser riskinin azaldığını ortaya koydu. Eski çağlarda kanserli hücrelerin tedavisinde kullanılan incir ise, modern tıp tarafından da kansere karşı koruyucu olarak öneriliyor.

Her gün yenilen bir avuç fındık ise kansere ve kırışıklıklara karşı koruyucu özelliğe sahip.

Zeaksantin adlı bitkisel bileşim içeren mısır tüketimi, yaşa bağlı gelişen görme bozukluklarını azaltıyor. Sağlıklı gözler için betakaroten içerikli ıspanak da gerekiyor. Ama pişirildikten sonra hemen tüketilmezse içindeki yararlı maddeler, toksik maddelere
dönüşebiliyor.
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 19:20   #129
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Omurilik hastalarına umut


Kök hücrelerin, omurilik zedelenmesinin neden olduğu felç vakalarının tedavisinde kullanılmasına yönelik araştırmalarda yeni bulgular elde edildiği bildirildi.

Kök hücrelerinin aldığı komutları, beynin hareket etmesini istediği herhangi bir bölgeye ulaştırabilen motor nöronlara dönüştürdüğü bildirildi.

Uzmanlar, canlı dokuların temel taşı olarak bilinen kök hücrelerin vücuttaki 220 farklı hücreden istenilen herhangi birine dönüşmesinin mümkün olduğunu ifade etti.

Yapılan araştırmalarda bilim adamlarının birçok omurilik hastasına umut olacak önemli bir adım attığı vurgulandı. Araştırmalarla birlikte gelinen bu noktadan sonra araştırmayı sürdüren bilim adamlarının bundan sonraki aşamada, bir dizi kimyasal kullanılarak laboratuar ortamında elde edilen bu sinir hücrelerinin vücudun diğer bölümleriyle iletişime geçip geçmeyeceğini deneyecekleri kaydedildi.

Öte yandan uzmanlar, birçok omurilik hastasına umut olabilecek bu yeni tedavi yönteminin insanlar üzerinde denenmeye başlamasının uzun zaman alabileceğini de hatırlattı.
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 19:20   #130
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Karın beyazlığına aldanıp yemeyin


BURSA (İHA) - Uzmanlar, dünyada sadece Türk insanına özgü kar yeme alışkanlığına karşı vatandaşları uyardı.


İhlas Tıp Merkezi Başhekimi Nebil Öztürk, karın yere inerken havadaki kirliliği de beraberinde getirdiğini, bu bakımdan kar yemenin vücut direncini artırdığı yönündeki bilginin doğru olmadığını söyledi.

Öztürk, kar yemenin sağlık açısından son derece sakıncalı olduğunu, havadan yere ininceye kadar taşıdığı mikroplar sebebiyle ciddi hastalıklara yol açabileceğine dikkat çekti.

Kar yemeğinin Türk insanına özgü bir alışkanlık olduğunu da dile getiren Öztürk, özellikle çocukların yememeleri gerektiğini vurgulayarak, "Kar taşıdığı mikroplar yüzünden birçok hastalığı da beraberinde getirir. Kar yiyen bir kişilerde vücudu bağışıklık sistemi güçlü olmayanlar üst solunum yolu enfeksiyonları ve bronşit gibi hastalıklarına yakalanabilir. Çocuklarda ise zatürreye bile yol açabilir" dedi.
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 20:22 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580